istemekle olmayandır. Silik olmak isterseniz, ancak onlar isterlerse olabilirsiniz. Onlar kim mi? Şu anda bütün yazılarımı tek tek silmeme sebeb olan öküzler grubu. Silik olmak için buradan kendilerine ana avrat küfür etmemin gerekli olduğunu bildirdiler. içimden ediyorum da ulan insafsızlar 3000 tane yazı var, silin toptan beni de uğraştırmayın ne lanet admalarmışsınız be!
Tayyip Erdoğanın extreme spor seven bir sörfçü olmasından daha fazla inandırıcı gelmeyen uydurmadır. Kaldı ki, osmanlı'dan olabildiğince nefret eden bir adamı, osmanlı'yı yeniden yaşatmayı hedef edinmiş birine benzetmek de ziyadesiyle gerizekalılıktır.
Madalyonun öteki yüzünü görememekten kaynaklanan durumdur. Bu ülkede her şey bir avuç zenginin ve işbirliği yaptıkları yabancı tekellerin kasasına göre düzenlenmektedir. Kısaca ekonomi-politikası yerli ve yabancı tekellerin ihtiyaçlarına göre düzenlenen kapitalist bir sistemde kaç kişinin işsiz kaldığı değil, tekellerin kar ve zararları, borsadaki işlem hacimleri ve bunların eteklerinden dökülen kuruşlara aldanarak yemlenen küçük-burjuvazinin şükürleri ilgilendirir. Ne yazık ki durum budur.
Bu topraklarda Osmanlı'nın son yıllarında amerikan mandası ya da ingiliz sömürgesi olmaya razı gelmeyi, günümüzde ise amerikan emperyalizmine ve avrupa sömürgeciliğine karşı gelmemeyi buyuran, dinci-faşistlerin toplum mühendisliği yoluyla başta eğitim sisteminde olmak üzere ab kriterleri esas alınarak neoliberal politikalar ile kapitalist devletin bekası için işlettiği, sermaye düzeninin bekası için çalışan sivil-askeri oligarşinin halkı eblehleştirmek için amerikadan icazet alınarak izinle yaptığı darbelerin özü olan bir anlayıştan kimseye hayır gelmediğini ve gelmeyeceğini gören kişilerin hissidir. Sorunlu oluşu yanlızca türk kimlik faşizmi yapması değil ya da islami radikalizme sapması değil hülasa başlı başına bu ülkeyi abd ve ab devletlerinin emperyalist çıkarları uğruna, halkını aptallaştırmak pahasına, satmasıdır.
Kapitalizmin kriz döneminde faşizme dönüştüğünü gösteren durumdur. Neticede özelleştirmeler öylesine yapılmıyor. işçilere 1 ay içinde ya 4/c'yi kabul edin ya da "defolun gidin" yoksa polisimi yollarım alayınızı dağıtırım! ifadesinde faşizmden başka ne bulabilirsiniz ki!
Doktorlar öğlene kadar hastanelerde öğleden sonra ise kendi özel muayenelerinde çalışmaktadırlar. Neticede adamlar öğlene kadar en az 50 hasta ile ilgilenmektedirler. Öğleden sonra baktıkları ücretli hasta sayısı da taş çatlasa 10'u geçmez. Kaldı ki özel muayene işleten doktorlar bunun için milyarlarca ruhsat ücreti ödemektedirler her ay. Şimdi sadete gelelim: Kim tam gün yasası ile akşam saat 5'e kadar çalışmak zorunda bırakılan kafası şişmiş bir doktora muayene olmak ister ve neden kimse gün geçtikçe sayısı artan özel hastanelerin hükümetle olan rant ilişkisine dikkati çekmez?
Uğruna çabaladığı sscb'den bağımsız güçlü bir sosyalist romanya rüyası, kendisinden sonra abd ve ab kapılarına kapanan siyasi anlayış neticesinde romanya kerhanesi şekline dönüşmüş sosyalist lider.
Kendilerini asmaları gereken genç insanlardır. Bu ülkede seveni .iktiklerinden dolayı bir tepki geliştirdikleri düşünülmektedir. Şimdi haksız da değiller yani.*
Kaka sebatayistlerin abdurrahman dilipak'ı çekememesinden kaynaklanan fitne fesat durumu. Lordum sen gazatemizi ve banka hesaplarımızı koru!
Tanım: Bünyesinde soğuk savaş eski tetikçilerini, çocuk tecavüzcülerini, faşist dincileri barındıran gazetemsi.
Muallakta kalan bir bilgi olmak üzere bir borsa simsarı olan II.Abdulhamit deyyusunun bugün dahi yedi ceddine yetecek kadar geride bıraktığı isviçre hesaplarının da aslında Karl Marx'a ait olduğu bir toplantı ile Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay tarafından halkımıza duyurulacaktır. *
Bu ülkeyi amerikan emperyalizminin taşeronu yapmaya çalışan satılmışlara, nato'ya, 6.filo'ya, soğuk savaşın faşist yerli işbirlikçilerine "siktir" çeken birisine ne diyem mahmut mu diyem!?
Tanım: Yurtseverlik ile Faşizmi/Emperyalizmi ayırt etme zekasına sahip hayalcidir.
Kemalizm kısaca "Atatürk'ün fikirlerini ve yaptığı ilerici devrimleri" benimsemeyenlerin günde 5 vakit cumhuriyete ve kendisine sövmek için hayali olarak yarattığı bir ideolojidir. Bu açıdan kemalizmin sonunun gelmesi hem kendileri için hem de sövdükleri rejim için en hayırlısı olacaktır.
amerikan emperyalizmine göbekten bağlı, kapitalist sermaye babalarınının sömürge çarkına "hizmet" etmeye gönüllü ılımlı islam(şeriat)devleti isteyen kuş beyinlilerin akıllara ziyan ilanıdır. Kemalizmi yok edip yerine geçirmek istedikleri ideoloji de kapitalizme ve emperyalizme uyumlu bir şeriat ya da insanlara yedirilmeye çalışıldığı isimle "ılımlı islam". Oysa her iki cemaat düşüncesi de günümüzde gericiliktir. Mevzu bahis dogmatizm ya da statüko karşıtı olmaksa hem kemalist cemaate hem de fetocu cemaate karşı gelinmeli ve halkların huzurunun sosyalizme giden yoldan geçtiğine bilinçler artık açılmalıdır. Kimse aynı bokun farklı renklerini değişim diye yutturmasın.
Neredeyse tamamı fethullahçı cemaat üyelerinden oluşan kadrosu ve akp'nin liberal yeşil sermayesi ile gericiliğin ve sömürge tipi faşizmin(emperyalizm-kapitalizm) bu ülkedeki resmi sözcülüğünü yapan bir kanalın ihtiyacı olmayan işlemdir.
insanın duyunca kanını donduran istek. insan her şey uğruna ölebilir ancak saçma sapan amaçlar uğruna, kendisine ve halkına hiçbir fayda sağlamayacak, aksine kendilerine zulmedenlerin, ezenlerin ellerini daha da güçlendirecek savaşlarda üstelik kendisi ile aynı yurtta doğmuş ve büyümüş kardeşleriyle savaşıp birbirlerini sırf bu şerefsiz para babaları, kapitalist sermaye oligarkları istiyor diye öldürmeleri ve üzerine vatan-millet-sakarya üçlemesiyle ortadaki çılgınlığa şan ve şöhret katarak izleyenlere propaganda yapma manyaklığıyla nereye varacak bilinmiyor.
"allah allah allah!!!" nidalarıyla fetihten fetihe koşan osmanlı askerleriyle başlayarak, "Allah allah?" şaşkınlığıyla sonlarını izleyen yöneticilerden oluşan bir belgeselin türk-islam sentezi propagandasına uygun olmaması.
Eski bir ulusözlük deyişi vardır: Dünya sikime minaresi götüme zihniyetinin tespitidir. En iyi ihtimalle arkadaş henüz sosyalizm ile ilgili sadece Harun Yahya patentli anti-propaganda kitapları okumuştur. Şimdi de peşinde olduğumuz şeyi açıklıyorum: Sosyalist Türkiye Cumhuriyeti.
Yaşadıklarından hala bir ders çıkarmıyor ve sikinin doğrultusunda devam ediyorsa ruhunu seçim yardımlarına satmış "haysiyet" fakirinin öyküsüdür. Bu da tamamen bilimsel olmayan sıradan bir tespittir. Burada uzun uzun dyalektik çözümleme yapmaya kalkarsak...kısaca özetlersek: devlet tarafından sistemli şekilde eğitim yoluyla cahil bırakılmıştır, ümmetçi-milliyetçi umut ve tesellilerle bireyselliği yok edilmiş bunun yerine kendi kararlarını vermekten aciz bir sürünün çobanın emirleriyle hareket eden bir üyesine dönüşmüştür. Bu süre zarfında içinde bulunduğu gerçeklerin bilincinden uzak tutulmuş ve sınıf bilinci kazanamamıştır. Zaman zaman isyan etsede artık icazetçiliğin ve kaderciliğin getirdiği acizlikten dolayı bu duygusal patlamalar halinde etrafına zarar vermekten ibarettir. Kendisine bunları gösterecek etrafında bir hayırlı kul ya da sosyalist fikir adamı yoktur ve bu nedenle "günü kurtarmak", peşindeki yurttaşımız her zaman yaptığı gibi kendisini sikenleri, tekrar sikeceklerini bile bile kendisine yönetici seçer.
Biraz abartılı olsa da kapitalist sistemin işçi ve emekçilere bakış açısını yansıtan bir tespittir. Abartısı yaşamın gereksizliğindedir. Oysa kapitalizmin hayvani kurallarının egemen olduğu tekelci sermaye devletlerinde işlem işçi ve emekçileri öldürmeyecek kadar ve onları rahat yaşatmayacak kadar maaş verilerek sürdürülmektedir. Elbette bizim gibi emperyalizme göbekten bağlı az gelişmiş sermaye oligarkları tarafından yönetilen ülkelerde bu tavır faşizme dönüşerek taşak geçer gibi üç kuruş ile insanlar zoraki geçindirilmeye çalışılmaktadır.
Tekelci olmayan kapitalizm. Var mı böyle bir kapitalizm? Yok! Öyleyse eşittir kapitalizm! Siyasal anlamı ile iç karışıklık çıkarmada ve ülkeyi soyup elaleme peşkeş çekmede kullanılan bir özgürlük maskesidir. Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik nerede sorusunu soranlara cevap: Milyonlarca insan açlıktan ölürken, daha çok kar yapmak için şirketlere verilen özgürlüğün ta a.k! Milyonlarca insan tedavi olma hakkından mahrum kalmışken, beş yıldızlı özel hastanelerde reklam yaparak tedavi olan şerefsizlerle olan eşitliğimizin de ta a.k! Kendi çocuklarını askerlik diye dağlara yollayarak yine bu ülkenin vatandaşlarını öldüren ve kendi evlatlarını öldürten kardeşliğin de ta a.k!
Meşru müdafaa hakkını kullanmıştır. Yumrukları ya da silahları ile üzerinize çullanan her kim olursa olsun kimse onu güllerle karşılamaz. Ancak söz konusu devrimciler ve insanca yaşamak için hak ve hürriyet mücadelesi veren emekçiler ve dostları olunca ne canlarının önemi kalır ne de mahkemede adil bir şekilde yargılanmalarının. Bir yandan şu saçma sapan dizi filmleriyle pazarlanan darbe dönemleri masallarıyla solcular kadar en az ülkücülerin de dönemin olaylarından çok çektiği yanılsaması ile faşist çeteler ve liderleri vicdanen aklanmaya çalışılıyor, diğer yandan bunların kurdukları örgütler ve liderleri alen beyan ortada iken pusulasını şaşırmış örgüt operasyonları ile adları unutularak ve tarih çarpıtılarak hukuken bütün pisliklerinin üzeri örtülmeye çalışılıyor.
Kendisi ikinci Atatürk olamasa bile yeni bir "üçüncü reich" olması garanti olan, zamanında kendi askerlerine bile yapmadığı zülüm bırakmamış eski emekli asker, yeni paramiliter özlemler içindeki parti lideri için dilenen saçmalık.
sağlık ocağı muayene sırasında beklemekten daha kötü olmayan durumdur. Sonuçta, reçetenize 20 adet iğne yerine, hesabınıza bir miktar para yazılacaktır.
Yaptıkları vicdansızlıkların üzerini örtmeyen gerçektir. Hatta o kadar vicdanlı bir ırktır ki bu türkler dersim'de bir avuç isyancı kürtü öldürmek için bütün köyü bombalatabilmiştir. Kendi koydukları kanunları uygulamak yerine yaş büyültüp ve küçültüp insanları idam edecek kadar gözlerinin dönmediğini varsayarsak hapishanelerde vuku bulan kayıtlı işkenceleri de saymazsak gerçekten türklerin şaşırtıcı derecede vicdan sahibi bir ırk olduğunu göreceğiz. De bunun için ya birkaç şişe votka filan devirmek ya da uzunca süre bir ülkü ocağı ya da benzeri mekanda beynimizi yıkatmak gerek.
üçüncü Reich Hitler'in, Mussolini'nin ve sizin çok sevdiğiniz * Mustafa Muğlalı gibi "çok vicdanlı" muhteremlerin ırkları haklarında bir şey söyleyemesek de kendilerinin faşist olduğu gerçeği dünya ve yurdum tarih sayfalarında yerini almıştır.