gerçekten amacına uygun yapılırsa iyi oyların yazarlarımızı daha çok şevklendireceğini, kötü oyların ise yazarlarımızı yapıcı yönde daha iyi yazmak için hırslandıracağını ve girdileri okuyan herkesin oy kullanması gerektiğini düşündüğüm ve bu sayede uludağ sözlüğümüzü boş lafların kol gezdiği bir yer olmaktan ziyade, daha çok bilgi kütüphanesi ve güncel, sosyal konuların yer aldığı beyin fırtınası platformu haline getirebilecek bir sözlük sistemidir.
alkollü iken diğer ünlüler gibi paparazzilere malzeme olup, kendisini bizden soğutacak, tiksindirecek davranıslar ve demeçler vermeyerek sadece şapkasını indirirek kafası önde evinin yolunu tuttuğu için zaten hayran olduğumuz sanatçı kişiliğini pekiştiren canımmm nişantaşı çocuğu.
kara çarçaflı birinin görüntü kirliliğiyle, kendisinin sırf ben modern hatunum imajını yansıtmak için (ya da ne bileyim ne tür egolar barındırıyorsa içinde) giydiği kıyafetlerden dolayı göğüs kısmındaki görüntü kirliliğinin aynı oranda tiksindirici oldugunu düşündüğüm tanınan kişilik.
sürekli icraattan çok icraatçılarla uğraşarak bir nevi savcılık oyunu oynayan ve bunlarla bir sonuca ulaşamadığını görürsem benim için hologram bir kişilikten öte geçemeyecek olan fakat aksi olursa gerçekten zihnimde ete kemiğe büründüreceğim dikkate alınması gereken toplumun içinden bir siyaset adamı olacağını düşündüğüm, ancak hala kendisi için sessiz, sakin, itidalli görüntüsünün altında "yavas atın çiftesi sert olur", "sessiz adamdan korkacaksın","saman altından su yürütebilir" gibi endişeleri barındırdığım an itibariyle chp'den 29 mart 2009 yerel seçimleri için istanbul büyükşehir belediye başkanı adayıdır.
"Dobralık" ile "küstahlık" arasındaki ince durumu sıkca karıstırdığını düşündüğüm özünde iyi ama sözünde ve yazısında çapraşık; sadece dünyalık popülist bir kadın.
ben kimim, neyim, nerdeyim, kiminleyim...vb. içsel sorularıyla boğuşan bunlarıda sözde gerçekci ve dobracı kişilik kisvesiyle sıvamaya çalışan yani kendini hala aramakta olduğunu hissettiğim, hürriyetteki kösesinde hergün biraz biraz yazdığı romanının baş kahramanı.
Bandırmalıyım diyen herkesin vardır mutlaka acı, tatlı, duygulu, duygusuz, muhabbetli, muhabbetsiz ( denize bakıp dalıp gitmeler ), sadece çay içimli anıları bu mekanda!
Yıllardır futbolun içinde olmasına rağmen; bugünde süper kupa final maçında hala racona göre hareket edemediğini göstermiş olan canım Beşiktaşımın kontrolsüz gücüdür!
Dünkü programında profesyonellik dışı davranışlarda bulunurak artık yorulduğunu, fevriliğini bastıramadığını, otokontrolünü koruyamadığını bizlere gösteren kendi söylemiyle bir televizyon figürüdür. olmadı okan! ya da Sayın okan bayulgen ya da herneyse...
Takva filminde de rol almış olan sanki her yerde aynı kişiliği oynuyormuş gibi hissettiğimiz aslında sadece kendini oynayan ama tüm bunları düşünmemize rağmen yinede kendisini izlemekten büyük zevk aldığımız güzel insan.
Kuzey kutbunda oluşan renkli ışık yansımaları, fotoğrafçılar için eşsiz bir manzara. Güney kutbunda oluşan aynı durumun ismi ise aurora austrailis'tir.
Programı gec saatlerde yayınlanmasına rağmen gerçek seyirciyi televizyon başına çekmeyi başarabilmiş, futbol ve siyasetin dışında daha anlamlı ve bilgi verici konulara değinen, parmak basan, tabi araya birkaç boş konukta serpiştiren, ben farklıyım imajını veren ama bunuda ispatlayan, bazen gıcık, bazen sevimli, şeytan tüyü olan bir MAKiNA mühendisi...