kapitalist sistemin % 5 kar uğruna sağlıksız inşa ettiği konutların yüzlerce insanı öldürdüğü depremdir.
kullanılan ucuz malzemeler yeni yapılan binaların altında yüzlerce insan kalmasıyla sonuçlandı. hükümet buna göz yumdu hala göz yummaya devam ediyor. van valisi açıklama yapıyor deprem bitti evlerinize dönün diye, ilk depremden kurtulan gariban halk bu sefer ikinci depremde yakalandı azraile. neden bu evlerin kontrolü yapılmadı? neden bayram oteli göçtü? her zaman söylüyoruz japonya'da 9 büyüklüğünde deprem olsa bir şey olmaz, niye peki? adamlar bilimsel, adamlar üretiyorlar.
bas bas bağırıyoruz yök bilimsel üretim yapmıyor diye. al işte kanıt! işte yök'ün müteahhitleri, işte yök'ün mimarları!
şimdi de bin bir türlü skandalla karşılaşıyoruz. sırf kürt diye yardımların ulaşmadığı köyleri görüyoruz. bir çocuğun soğuktan öldüğünü görüyoruz.
yıllardır deprem vergileri alındı şimdi nerde, yok? bu insanlara yardım yapmak bir yana insanların ölümleri için çabalanıyor. insanlar yerlerinden göç etmeye
sürülüyorlar.
kapitalizm , bu sistem bizi bu hala getiriyor. biz sususyoruz. nereye kadar? kapitalizm yüzde 5 kar uğruna bizi gözden çıkarmışken biz neden kapitalizmi gözden çıkarmayalım?
tunus'tan başlayarak amerika'ya kadar yayılan isyan dalgasına türkiye'den gençler olarak ses veriyoruz. sistem bugün yüzde 5 kar elde etmek için çürük binalar yapıp insanları ölüme bile bile terk ediyorsa, hes'lere doğayı katlediyorsa, gözünü bile kırpmadan nükleer santral kurma kararını alarak geleceğimizi tehlikeye atıyorsa, yök hala üniversiteleri kontrol ediyorsa ve biz gençleri geleceksiz, işsiz bırakıyorsa biz de meydana çıkıyoruz. wall street "% 99 biziz" diyerek bizlere güç veriyor ve umutlandırıyor. yüzde 99 biz isek bir araya gelmeliyiz diyoruz ve herkesi
4 kasım cuma günü saat 15.00'da tünel meydanı'ndan taksim'e yapacağımız yürüyüşe davet ediyoruz. yürüyüşün ardından taksim meydanı'nda 3 saatlik oturma eylemi yapacağız.
gelmek isteyen herkes talebini taşımak istediği dövize yazıp gelmelidir. çünkü artık taleplerimizi sadece kendimiz değil, dünya'daki arkadaşlarımız gibi hep birlikte meydandan dile getirmeliyiz.
Sevgilim şimdi soğuk nemli bir odadasin. Yanında deden var bir de amcan. Ikisinde çok severdin. Bu gün 8 gün oldu benden gidip icimde yer edeli.. beni goturdun 8 gün önce ve seni bıraktın geriye. Oysa ben göze almıştım ölmeyi organlarimi kalbimi ciğerim sana baslamayi. Senin hayatta kalman için bir ömür yaşamayı bile göze almıştım. Ama sen sabredemedin sevgilim gittin.
Helal olsun sana LAN. Adam gibi yaşadın ışte bırak 19 yıl olsun bin yıl götürür beni yasattiklarin
Katildiginda eylemleri dusun sevgilim emek mucadelemizi verdiğimiz günleri. Sen mutlu ol uykunda ben burda devam edicem savasa.
Bunu düşünmek için ne anti müslüman olmak gerek nede vejetaryen. Sadece her canlinin yaşam hakkı olduğunu bilmek kafidir. Ekosistem kendi haline birakilirsa bu hayvanlar zaten ölecektir. Ve dağda yasamadiklarina göre ölçülerinde farkedilecekler yada ölmek üzere olduklari anlaşılacaktır. Bu durumda ister fakir fukaraya dağıt ister kendin Ye. Ama bir varligin ticaretini yapmak inanç adı altında en genç zamanlarinda katletmek katliamdir. Kim ne derse desin bin tane ekside alsam durum böyledir.
not: Siz yobazlara karşı çıkmak için değil belki birinin bakış acisi degisir diye yazdım.
Kadınlar begenilmek el üstünde tutulmak isterler. Bu durumda bunu basarincaya kadar her erkek hoş ve çekicidir. Başarı elde edildiğinde bitecek olan durumdur. Adı üstünde bu bir hoslantidir ve yerini aşk yada sevgiye birakmaz.
Sevgili topragin altına yattigina az da olsa idrak edilen durumdur. Kendi ruhun topragin altında kalır ve onun ruhu senin bedeninde devam eder yaşamaya. Kavrulursun. Taşıyamacağını dusunursun bu yükü haklısınız. Ama o yasa demisse yaşarsın surune surune. Kızartın ona seni terketti diye sonra teşekkürler edersin sana yaşattıkları için. Her sabah uyandığında boş görürsün yatağın öbür yanını ve aniden aklına gelir gece boyu gördüğün ruyalar. Aklın başına geldiği an sarhos olmayı duslersin. Etrafında korumalarla gezersin, seni intihar dan koruyan insanlarla..
Ve cildirirken normale döner biseyler içinde derin bir aşk ve kocaman bir yarayla...