Şahane kalitede kürklü süet mont üreten bir marka. Zırh gibi montlar yapıyorlar. Alın aldırın derim.
Şu mont ile kışı temmuz gibi yaşıyorum.
(resim:#1)
"Müslüman mı oldu?" tartışmalarından sonra ortaya atılan son iddia. Rusya'da darbe olduğu da söyleniyor.
Kaynak: http://www.7yirmidorthaber. com/putin-oldu-mu-rusyada-darbe-mi-oldu-vladimir-putin-kimdir/4264/
Soma'da yaşanan faciada madenin işletmeciliğini yapan firma. 201 kişinin öldüğü (belki daha fazla) facianın temel sebebi ihmal iken, bu zatı alilere göre madenleri NASA uzay istasyonu gibi son teknoloji!
Türkiye gibi bir ülkede değişmeyecek hiçbir şeyin olmayacağını gösteren video. Daha Kasım ayına kadar başbakanı "dünya lideri" diye nitelendiren cemaat şimdi "Yalancı" olarak değerlendiriyor. "Allah bir pisliği diğer pislikle temizler" derdi ananem.
Video için: http://www.internetajans....erdogan-a---ne-degisti--/
Akıllı telefon denilen icadın var olma sebebi olan el kasıdır. Bir brevis kasının dünyadaki tüm insanları aptal yapma potansiyeli olduğunu kim düşünebilirdi ki...
Piyasadaki en iyi paraflaş markalarındandır. Fan soğutması ve kısa zamanda dolumuyla kendisine aşık ettiren bir flaş. 5 v'ye kadar düşük voltajda tetikleme sağlayabiliyor. Bunun yanı sıra, saniyenin 16'da 1'i kadar sürede 5F stopta çok net ve alan derinliği sağlayan fotoğraflar çekilebiliyor.
Edit: noluyo lan mesaj yağıyor kutuma! Şener ustadan set halinde 4 bin liraya aldım. *
Ünlü Fin yönetmen mika kaurismäki'nin izlemediğim son filmi. En güzel filmi sona bıraktım diye kendimi mi avutsam, yoksa bunca yıldır bu filmi nasıl gözden kaçırdım diye mi üzülsem bilemedim. içinde hem dram hem istanbul hem de gerçekler yatıyor. Biraz politik biraz da gri bir film diyebiliriz. Filmde, Zombi" takma adlı Fin basçının Helsinki'den istanbul'a uzanan karmaşık hikayesini izliyoruz. Zombi'nin geleceği öylesine alacadır ki, geleceğini görmek zifiri karanlıkta siyah kumaşı görmekten daha zordur. Zombi'nin hikayesini en güzel Neyzen Tevfik özetler: "hal bok, ati kenef; mader-i hurriyetin guya gotunden dogmusuz."
Durağan türde dram filmleri sevenler kaçırmasın derim.
Oldukça zor ve zahmetli olmasına karşın higgs partikülü ayırır gibi insana zevk veren simyacı eylemi. Önce kral suyunu uygularız sonra su içerisinde altını sersemletiriz, çinko tozuyla sersemleyen madeni çöktürürüz sonra santrfüjle dibini alıp eritiriz. Ardından altınla kupelizasyonumuzu yaparak paladyum platin tarzı elementleri ayırmış oluruz. Ayrıştırılan paladyumdan da kendimize güzel bir fotoğraf çerçevesi kalıbı çıkarır odamızın baş köşesine asarız. Kalan platini de elmas tutacağı veya medikal malzeme satanlara pazarlarız.
BEni gülmekten altıma sıçtıran olay. Ben ömrümde bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. nasıl bir absürdlüktür bu: pink floyd, roger, konya, şişko bir konya'lı orospu. * http://gazetea24.com/habe...ger-gecmis-_23466285.html
her gün mutlaka bir paket ekmeğe sürülerek yapılması gereken eylem. Bunun yanı sıra vücudunuzu temizlemek için 2 damacana su içmek yararınıza olacaktır.
Çok resmi ve yapmacık dille yazılan tweet'lerdir bunlar. Genellikle siyasi camia, üst düzey hükümet ve özel sektör patronları atar bu tip tivitleri. örnek vermek gerekirse,
"Galatasaray futbol takımımıza şampiyonlar liginde can-ı gönülden başarılar diliyorum." gibi...
Doğru bir önermedir. Eğer sevgili güzelse ister istemez erkek sağdan soldan bakışları, genç meriçleri kızdan korumak için mücadele verecektir. Sevgili çirkin olsa bile erkeğinin gözünde o kişi güzeldir. Herkesin kendi gibi onu güzel ve çekici sandığını algılayacaktır, bu yüzden yine mücadelesini verecektir. hasılı her sevgili güzeldir, erkekler kıskanç sanılmaktadır.
Günde 5 saatin altında dinlediğimi hatırlamadığım mükemmel müzikler çalan, süper muhabbetlerin döndüğü BBC radyosu. Öyle cici şarkılar çalar ki mesaiyi çekilir kıldırır insana.
istanbul Bağcılar'da bulunan içinde; milliyet, vatan, posta ve radikal* gazetelerini barındıran Aydın Doğan amcamızın 5 katlı tekel-basın binası.. içinde kuaföründen lostra salonuna kadar her şeyi barındırmakla beraber klasik iş yerlerinden farkı çok ruhsuz yapıya sahip olması.. Sanırım bundan dolayı insanları da öyle; içlerine işlemiş..
biz türklerin nedense çok hoşuna giden olgu. sinema yapımcıları da bunu pekala bildiğinden aralara sürekli küfürleri yerleştiriyorlar**.şöyle ki; türk toplumu olarak belli bir kültür gelenek ve göreneklere sahibiz. kültürümüzde cinsellik ve küfürlü konuşmak toplum tarafından dışlanmaya kadar sorun olabilecek etkiye sahip. bu yüzden insanlar bu tür duyguları zihinlerinde bastırıyorlar ve bu konuları toplum içinde birisi konuştuğunda insanların duygularına tercüman oluyor ve insanların hoşuna gidiyor. akabinde insan başlıyor gülmeye...
bildiğiniz üzere aveasıydı turkcell'iydi vodafone'uydu tüm operatörler bedava mesaj vermek için adeta birbirleriyle savaşıyor.sanırım en son noktayı 35 bin sms ile vodafone koyduyanlışsa düzeltin lan. Öyle ki tüm gençlik elinde telefon, ''Boynu bükükler''i oynuyor..
trafikte karşıdan karşıya geçerken, yanında arkadaşı varken, arabada, evde yatağa uzanmış bir biçimde her şekilde elinde cep telefonu, boyun yaklaşık 53 derecelikölçtüm tabii bir açıyla yere eğik bir biçimde. Bu genç nesli böylesine içini boşaltanların boynu büküleceğine onların mahsülleri boyunlarını eğiyor...
E diyeceksiniz ki : ''yahu ne olacak bırakın gençler eğlensin''. Tabi kardeşim eğlenelim zaten gençlerimiz sürekli dert tasa içinde o kadar çok çalışıyorlar ki ''Şimdi de eğlensinler'' şeklinde bir zımni anlam ortaya çıkıyor.
Efendiler, bu da apolitizasyon projesinin ki bu projenin de ana başlığı kim bilir nedir ki yazmaya kalkışmaya cesaret edemiyorum; götüm yemiyor...
hadi tezimizi öyküleştirelim!!
genç karakterimizin adı ''qorkem''görkem tabi ki olsun. bu görkem'in, bir de ''twoche''bravo bildin! evet tuğçe! diye bir sevgilisi olsun. görkem(21) adlı arkadaşımızın bedava mesajları olsun. E ne yapacak adam. Tabi ki sabahytan akşama kadar mesajlaşacak manitayla! e böyle olunca kızla görüşmek de istemeyecek; zira ''harf aşkı'' olmuş olacak onların ilişkisi. Ayrıca öğlen 3 gibi kalkıp gece 5'e kadar mesajlaşacaklar! ama sadece mesaj!!
ülke'nin anası ağlasa da onlar için farketmez.. Belki muhabbetleri tıkanırsa ''asqum duydun mu qurdistan kuruluomus'' diyecektir.
''öküzleşmeyelim gençlik'' diyerek yazımı klasik bir şekilde, olumlu bir ümitle tamamlayamamayacağım. öküzleştin be türk gençliği... vallahi billahi..
he diyeceksinizi ki ''len senin kaç yaşın'' ben 20 yaşındayım..
malumunuz vizeler döneminin başlamasıyla herkes bir not telaşı içerisinde olur.
Ordan burdan topladığınız notların kim tarafından yazıldığını bilmeden başlarsınız çalışmaya. Not tutan şahıs, sayfanın kenarlarına yazdığı ufak ipuçlarından, cinsiyetini, karakterini ve akıl seviyesini* anlamaya çalışırsınız.
For ekzempıl:
günümüz gençliğinin tanımadığı değerli sanatçımız. Bu tür değerlerin tanınması için illa ki ''ülkeden ayrılacağım'' gibisinden açıklamalar mı beklenmeli..!
genellikle finallerin bitmesiyle kendini salan öğrenci güruhu yapar bu heyvanlığı. gece uyumaz gündüz de kalkmazlar. ekseriyetle öğlen 16.00 gibi uyanırlar kahvaltılarını yaparken bir bakarlar ki yine akşam... vampir hayatıdır kısaca. eğer bir arkadaşıyla buluşacaklarsa 11'e saat kurmaya utanmaz bunlar. 11 ulan!!
(bkz: kendimden biliyorum)*
kadir topbaş'ın ilk ve tek filminde sarfettiği replik. Öyledir ki bir replikle insanı gülmekten saldalyeden düşürmeyi başarmıştır topbaş. Oscar'ı hakketmiş bence.
hala görmeyenlerler içün: http://video.yahoo.com/watch/4445072/11915509
''Az resim çok yazı'' düsturunu edinmiş, eğlendirmekten ziyade asıl amacı bilgilendirmek olan, kâr amacını 2. hatta 3. plana atmış gazete kimliği. he ülkemizde var mıdır; yoktur...
(bkz: le monde)