Anlam veremediğim içten içe sinir olduğum şey.
Çünkü hiç komik değil. Hadi bir olur iki olur da sıktı artık her gün en az elli tane (bkz: adamın biri yolda yürüyormuş ölmüş) türevi başlık açılması.
Buna bir son verin arkadaşlar.
Görmemek için çabalamak zorunda kalmak istemiyorum artık.
kendi varoluşunu nesne veya nesnelere bağlamış insandır. bu nesne canlı olabileceği gibi cansız da olabilir.
kendini sevgilisine adamış başka hiçbir şeyi düşünmeyen bir insanı düşünün
ya da teknolojik aletlerin esiri olmuş tüketim çılgını bir manyağı
dinine körü körüne bağlanmış bir yobazı ya da hazdan başka hiçbir şeyi düşünmeyen bir hedonisti
çocuklarının başarıları ile kendini avutan bir anneyi düşünün ya da
tuttuğu takım şampiyon oldu diye kendini kaybeden bir taraftarı
nasıl doğru ve gerçek habere ulaşabiliriz sorusunu akıllara getiren bir konu. bu konunun farkında olmayıp %50 ye mahkum olmuş insanlar bir yana farkında olup ta %50 içinde bulunmayı seçen insanlar sizlere soruyorum hala bir sorun olmadığını mı düşünüyorsunuz, özgür olduğunuzu ve geleceğinizin garanti altında olduğunu mu? kabul edin artık gözlerinizi açın kin ve nefret ile dolmuş yüreklerinizde nasıl Allah aşkı ile tutuştuğunuza inanmamızı mı bekliyorsunuz? kendinizi kandırmayın artık.
sen neyin kafasındasın dedirten kişidir kendisi (bkz: hüseyin üzmez)
14 yaşındaki bir kıza cinsel istismarda bulunup ama ''ben öle bir şey hatırlamıyorum'' diyebilen, gazeteci-yazar ahmet emin yalman'a suikast girişiminde bulunup bir insanın canına kasteden kafanın
''acilen şeriat gelmelidir ben şeriat kanunlarını tanırım başka da kanun tanımam'' demesi, diyebilmesi;
insanların dini duygularını istismar eden, kadınları meta olarak gören ve ''allah allah'' diye bağırınca kendinde adam öldürebilme yetkisini bulabilen insanların hastalıklı kafasıdır bu kafa.
''şeriat şeriat'' diye propaganda yapanların kafasıdır;
propaganda yapanlara ''evet adamlar haklı'' diyenlerin kafasıdır.
eşine arkadaşını öneren kadının kafasıdır (bkz: sibel üresin)
mutlak çoğunlukçu yönetim anlayışına sahip ülkemizde mutlak çoğunluğu bu kafada olur ise üzülerek söylemekteyim ki hepimiz bu kafada olmuşuz demektir.
sözü etkisizleştirdiğini düşündüğüm giriş. iletişimin sınırını belirleyen bir havası vardır.
"efenim ben sözümü söyledim hadi bana eyvallah" gibi.
efendim kelimesinin yavşayan hali gibidir.
Mehmet Yiğittürk'ün yazısı. nedenleri ve sonuçlarıyla güzel bir şekilde açıklamakta ve hesap sormaktadır.
--spoiler--
Suriye meselesine gelin başka bir açıdan bakalım. AKPnin iktidara geldiği 2002 sonunda toplam dış borcumuz 130 milyar dolardı. Bugün, yani 2012 mart ayı itibarı ile dış borcumuz 318.2 milyar dolar.
Üstelik bunun büyük bir kısmı da özel sektöre ait. Nasıl ödenecek bu borç?
ihracat yapıp, döviz kazanarak. Ama biz ihracattan çok ithalat yapıyoruz, yani sattığımızdan daha fazlasını alıyoruz. Satışı artırmalı, daha fazla döviz almalı ve açığımızı kapatmalıyız.
Burada bir ara verelim ve Suriye konusuna dönelim.
Suriye bizim komşumuz ve ABDnin çıkarları uğruna gırtlağını sıkmaya çalışıyoruz. Diğer komşumuz olan Rusya Suriye politikamıza karşı. Kürecike kurduğumuz Amerikan radarının ilk hedefi olacağını açıkladı. En büyük doğalgaz tedarikçimiz. Vanayı kapattığı anda bir tarafımız donuverir.
Diğer komşumuz Irak. Orada da hükümet Suriye politikamıza karşı. ABD eliyle parçalanmasına yardım ettik. Şu anda da yine Amerika çıkarları doğrultusunda Barzaniyi dost tutup Kürdistanın kurulmasına yardım ederken aslında kendi bölünmemizi hızlandırıyoruz.
Diğer komşumuz iran. Irak ve Rusya ile yan yana, ABDye ve Suriye politikamıza karşı. O kadar ki, eğer Suriyeye bir saldırı olursa karşılık vereceğini ilan etti. En büyük doğalgaz tedarikçilerimizden biri de iran. Kürecike kurduğumuz Amerikan radarı irana karşı en büyük tehdit. Ama israilin güvenliği için
Tekrar ihracata dönelim. irana yaptığımız ihracat toplam ihracatımızın en büyük kalemini oluşturuyor. Bu yılın mayıs ayı itibarı ile, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 513 oranında artarak 2 milyar 663 milyon dolarlık bir hacme ulaştı.
Hani satıp para kazanacak ve borçlarımızı ödeyecektik ya işte en çok irana sattık.
Peki irana satışımız yüzde 513 artarken bizi iran ve Suriye üzerine kışkırtan AB ile durumumuz nasıl? Yüzde 6.9 azaldı. Toplam ihracatımız 4.7 milyar dolar. Yani bir tek iran, onlarca AB ülkesinin yarısından fazla malımızı alıyor. Onlardan daha fazla para kazandırıyor bize
Peki ABD? bizi borçlandırıyor. Geldi Kürecikte radar kurup bütün komşularımıza düşman etti. Bizi hedef haline getirdi. Şimdi de ne diyor biliyor musunuz: Kürecikteki radarı korumak için 4 milyar dolarlık silah almanız gerekiyor.
Yani, bir toplum nasıl aptal yerine konulur desem ancak bu kadar olur.
Bakın. irana 2.6 milyar dolar, Iraka 864 milyon dolar, Rusyada 575 milyon dolarlık satış yapıyorsunuz.
Ne etti toplam? 4 milyar 102 milyon dolar.
Yani Coni bize diyor ki, O komşularına mal satarak kazandığın parayı bana ver, ben de sana silah vereyim.
Niye birader?
Cevap veriyor: O komşularına düşman olup, benim adıma onları vurman için.
Nasıl ama? iyi pazarlık değil mi?
Televizyona çıkıp irana, Suriyeye zart zurt etmek değil maharet. Hesap yapmak gerek. Hesap zart zurt değildir. ihracatımızın en fazla arttığı ülke iran. Coni diyor ki gırtlağına sarıl.
Biliyor muyuz, iranda nüfusun yüzde 36sı Türk Ya Amerikada?
iran sınır komşumuz. Ya Amerika?
iran Müslüman. Ya Amerika?
Suriye, iranın bağımsızlığının en önemli payandalarından biri. Eğer Suriye ile düşman olunursa, bu iran ile de düşman olmak demek. iyi de ne uğruna? Amerika dedi diye.
Bir de üstüne par vereceğiz öyle mi? Dedim ya hesap başka iş, zart zurt başka iş.
Bunu anlatabilmek için bir rakam daha vereyim. Suriyeye ihracatımız bir milyar 856 milyon dolardı. Ya şimdi?
Şimdi sıfır.
Sıfır sorun diye başladığımız yolculukta geldiğimiz yer burası işte.
Şimdi soralım, bu ülkeyi yönetenler sizce hesap mı yapıyor?
Ya da daha doğru bir soru soralım:
Bir hesap yapılıyorsa bu hesabı kim yapıyor? Bu sıfır hesabının sahibi kim?
Komşu ülke topraklarına gömülen bu paraların hesabını kim verecek?
--spoiler--
futbolun tadını kaçırmaktadır, sporun dışına çıkan bir durumdur. şike olaylarından sonra aziz yıldırım' ın müriti olmuşlardır ve kendilerini ayrı tutarlar. kendi savunmasını yapamayan bir adamın haklılığını savunurlarken türkiye' de neler olmaktadır, neler yaşanmaktadır hiç bir fikirleri olmaz. her fenerlinin böyle olmadığını biliyorum herkes üzerine alınmak zorunda değildir.