Hayatı pahasına gerçekleri anlatabilen, belgeyle konuşan bir tarihçi olmasının yanında, "sapına kadar anti kemalistim, şeriatçıyım" sözünü tv'de bas bas bağırabilmiş nadir bir şahsiyet.
Yukarıdaki arkadaşın sorusuna cevaben; (allame var (mı) dediler geldik.)
Allah Teâlâ'nın insanlığa, Hz. Muhammed (aleyhissalatü vesselam) vasıtasıyla gönderdiği son ve insanların benzerini ortaya koymaktan aciz olduğu, (arapçayı hakkıyla bilen) akıllara durgunluk vermesi bakımından mu'cizü-l beyan olan kitabında buyurduğu gibi "Allah, kendisine şirk koşulması asla affetmez." Nisa/153
Şirk'in içerisine Allah'tan başka ilahlar, tanrılar edinmek de; Allah'ı yok saymak da dahildir.
Hal böyleyken, yani Allah'ı inkar etmek, kendisinden daha merhametli hiçbir kimse bulunmayan Allah'ın bile affına mani olunca, böylesine büyük bir günahın da karşılığı en büyük azap olan ateştir.
Emin ol! Ateş azapların, işkencelerin en büyüğüdür.
En büyük günah olana da gereken, en büyük azaptır.
insan ahirette "ben daha fazla yaşasaydım kesinnnn müslüman olurdum" gibi bir bahane öne süremez zira islam nimetiyle şereflenebilecek olanlar sadece o nimetle hayatları süresince şereflenebilenlerdir.
Yani gayr-i müslim olarak ölen bir insan 1 milyon sene de yaşasa yine öyle kalacaktı.
Dolayısıyla ebedi küfrün cezası, ebedi ateştir.
Ne mutlu anlayabilenlere.
Ayaklanma yıllarında hocaları, alimleri, dini en güzel(!) şekilde kullanmış, daha sonra da o hocaları alimleri sırf sarıklarını bahane ederek astırmış ve daha bunun gibi nice mukaddesat düşmanlığı yapmış, kendisini sevenlerin, heykeli önünde tapındığı, akl-ı evvellikten bir türlü kurtulamadıkları, bilinenin, anlatılanın, çakılanın aksine bu millete faydasından çok zararı olmuş, nidüğü nittüğünden belli bir paşa.
Böyle iğrenç bir olayda türban'ı ön plana çıkaranlar, meseleye "türbanlı işte" gözüyle bakanlar kırmızı görmüş nefret dolu boğa-sığır'dan daha aşağı, Kur'an-ı Kerim'in kendilerine belhüm edall dediği gürûh-i lâ yüflihûn tabaka-i acziyye'sidir.
"nasıl bu kadar şerefsiz olabiliyorsunuz?" sorusuna ziyadesiyle muhatap bu tabakanın bu zavallıları, utanma duygularını yitirmiş, aslında dayısına kaçan o cahil kızdan da, o şerefsiz dayı'dan da daha şerefsiz insanlardır.
"Kürt" olmalarını da alay konusu yapmanın ne derece büyük bir cahiliyye kalıntısı ve faşist kansızlık olduğunu söylemeye gerek yok.
Bir adam ki, kendisini sevenler, kendisini sevmeyip hatalarını söyleyenlere ana-avrat küfrediyor...
Bir adam ki, kendisini koruma kanunları çıkarılmış...
Bir adam ki, getirdiği rejim binlerce masum insanın katliyle sonuçlanmış...
Bir adam ki, getirdiği alfabe binlerce insanı cahilleştirip geçmişiyle bütün bağının kopmasına sebep olmuş...
Bir adam ki, getirdiği kanunlar hiçbir işe yaramamış (cinayetler, hırsızlıklar'ın haddi hesabı yok)...
Şimdi böyle bir adam, kimin lideri?...
El-cevab: bu kadarını anca hakedenlerin lideri..
Memleketin kızlarının ne halde olduğunun kendisini hiç ama hiç ilgilendirmediğinin farkında, şuurunda olmayan cahil başlığı.
"Kızların tüyünden saa ne ulan?!" sorusu kendisine, dişler sıkılmış ve ses o dişlerin arasından nefretle ama kısık bir şekilde çıkarken sivri burun bir iskarpinle kaval kemiğine teymiği vurularak sorulası, arayış yollusu abazan başlığı.
Evet, sana ne kızların tüyünden pisinden?
Sana o ülkedeki kızlara tüylerini, pisliklerini farkedebilecek kadar dikiz yetkisi veren kim?
Beyni yerine insanları tenasül uzvunun arzularına göre değerlendirirse bir insan; bu tarz başlıkların sudûru'na şaşılmayacak.
Genellemenin bu hali ne kadar doğru bilmem de genelinin dininden ve ailesinden aldığı "edeb-hayâ", yüz kızarma, utanma, çekinip sıkılma gibi "hayâlı kız" özelliklerini zamanla yitirdikleri, kendisi tarafından kaldırıldığı erkeğin, kendisini ilk başta masum, evlilik için ciddi bir ilişki düşünen, samimi, içten, efendi gibi göstererek güvenini kazandıktan sonra cinsel mevzuların önce konuşulması sonra da uygulanmasına maruz bırakıldığı, akabinde ağlamaların, zırlamaların başladığı ama fayda vermediği, sonrasında "aaa bu sefer aradığım aşkı buldum"ların devam ettiği ama sonucun aynı olması neticesinde artık kaşarlanma dönemine girildiği doğrudur.
