Kendimle başbaşa kalarak çözüyorum. Çözemediğim yerde salıyorum gitsin. Bu hayatta insana, kendisinden başka kimse yardım edemez çünkü. Ana, baba, kardeş bile bir yere kadar. Sadece kendi yardım edebilir insanın kendisine.
Bu ilaçtı sanırım, askerdeyken (revir çavuşuyum o zaman) elemanın tekine vermiştim bi tane. Abi kafam güzel oldu diye iki saat koca alayı gezmiş gecenin bir körü. Ben sonradan öğrendim yarısını vermem gerekiyormuş. Valla etkisi var mı bu ilacın bu kadar hiç bilmiyorum. Gerçi çocuğun her boka kafası güzel olurdu o ayrı.
En kötüsü de bir başkasından yakın zamanda acı, gurur kırıklığı, değersizliği görerek ah etmiş birinin, aynı şeyleri size hiç düşünmeden yaşatarak bu kez sizin ahınızı alması. Hayır ne farkın kaldı ah ettiğin insandan düşünmez mi insan ? Düşünmez. Çünkü bu hayatta herkes öylesine bencil ki, kalpler ise bir o kadar çirkin. Çirkin bir burun düzeltilebilir, çirkin bir saç düzeltilebilir, çirkin bir tarz düzeltilebilir vs. ama merak ediyorum çirkin bir kalp için ne yapılabilir ? Hayatımda ilk defa, 30'umdan sonra çirkin bir kalbe ah ettim, o çirkin kalbi çok sevmeme rağmen, kalben ettim. Dile getirmeye bile korktum. Eğer gerçekleşirse bir yanım sevinirken, bir yanım kahrolacak tuttuğu için belki de. Tutsada tutmasada gerisi o ve Allah arasında artık.
Başıma iki ay da ara ara gelen hadisedir. Hayır eski sevgilim değildi. Sevgilisinden bir kaç ay önce ayrılmış, bu yüzden benimle içindeki boşluk yüzünden flörtleşmiş, duygularımı açınca tamam zamana bırakalım demiş, bu süreçte bir sürü söz verip hiç birini tutamayıp iki hafta sonra doğum günü gecem evime gelerek "bekleme beni bir daha gelmeyeceğim" sözünü vererek gitmiş ve o sözü bile tutamamıştır. Oysa olumlu olumsuz ondan gelen her seyi olgunlukla karşılamıştım. iki gün sonra nasılsın mesajı ile öldürdüğü insanı merak etmiş, iki ay içinde ise ara ara sosyal medya hesaplarından hikayelerime yorumlar atmıştır. Bunları da olgunlukla cevapladım. En son 1 hafta once bir daha asla konuşmayız herhalde derken whatsapıma bir mesaj daha düştü. Hanımefendi fazladan bir bardak çayım var dedi. Gittik konuştuk. Havadan sudan, hiç bana yaptıklarını, verdiğim emekleri, çabaların konusunu bile açmadan. Iki ay ne yüzünü görmüşüm ne sesini duymuşum bir de bana "soğuksun sen bana ya " diyor. Ne yapayım tatlım boynuna mı atlayayım. Gel gör ki seviyorum hala. Acısa da olgunlukla karşılık veriyorum her defasında. Galiba o da bu olgunluğumu seviyor bilmiyorum.
Bildiğim bizden bi bok olmayacak. Ama zamana bıraktım artık. ilk günki kadar acıtmıyor artık sözlük.
2 ay sonra gelen edit: Biraz önce kendisinden bir bayram mesajı aldım 2 aydan sonra. Kibarca yanıtladım ve teşekkür ettim. Umutlandım mı, bi nebze olsun evet. Bir bok olmayacağını biliyor muyum, kesinlikle evet.