stargate dizisinde bir ırktır esasen. yılan işte lan, giriyor boş bulduğunda adamın içine. iyi götten falan girmiyordu. enseden, ağızdan lambadanak giriyordu mübarek.
oğlum sakın "sıçar atarız biz onu" demeyin. nereye atıyorsun? çok hızlıydı, sapık goauld'ları göstermemişler dizide. götçüleri var bunların bir de. orospu oluyorsun bunlara, başka dertleri yok öyle evreni ele geçirelim falan demiyorlar. hatunları vajinadan, adamları götten ele geçirip seks alemleri düzenliyorlar. ondan kötüler zaten, evreni ele geçirseler kesin iyi olurlardı.
hem evreni ele geçirmelerinden ziyade dünyalıların bu kadar kasıp bütün teknolojiyi anlama gayreti bundan zaten. yoksa kölelik olmadıkları bir şey değil ama göt tehlikede. insanlığın tek önemli ganimeti; göt. her şeyini kaybeder ama götünden olmaz.
şimdi biri bana gelse "sigara dumanından rahatsız oluyorum söndürür müsün?" dese ve ben de söndürmezsem eğer bu onu umurmasamadığım anlamına gelmez. ama umursuyorum diye de her dediğini yapmak zorunda olmam nereden çıktı? yok tabi böyle bir şey. bunu inatlaşmak olarak algılaması ise normal davranışıdır kişinin çünkü söyledi ya kesin yapılacak dediği. sadrazamın sol taşağıya kişi ondan olacak sanırım.
neyse bu tip sonra gelir burnuna osurur tabi "beni rahatsız ettin ben de seni edeyim de gör" bilinciyle. bulunulan ortamda "neden havalandırma yok?" ya da "neden pencere açmıyorum ki?" gibi sorularla burun buruna gelmeden gelir burnuna osurur. çok duyarlı ya bu vatandaş. duyarlı olsan insan köklerine duyarlı olurdun. biz bu boku binlerce yıldır içeriz, bir sorunla da karşılaşmadık şimdi sen neden tribe girdin öyle kendi başına? illa misilleme mi yapalım yani? o sigarayı burnumuza dayadığın makatında mı söndürelim? böyle mutlu olamazsın umutsuz vaka akadaşım benim.
o yüzden sigara içenlere karşı davranışlarda bulunmayın. yani en azından bu formatta bulunmayın, canınız yanar.
"baban pilates yapmazdı!
o, yumuşak matlar üzerine yatıp bacak arasına
koyduğu renkli toplara
kafamı değdireceğim diye kasmazdı.
gerileceği zaman çağanoz gibi gerilir,
şimşek gibi çakardı.
imkansızı isteyen, mükemmeli bekleyen sanal kahramanlardır. kahramanlıkları para ödemelerinden gelir. parayı ödedikleri andan itibaren bir daha hatırlanmayacaklarından dolayı da sanaldırlar.
youtube'da mfö'nün ele güne karşı adlı parçasının konser kaydında alttan geçen yazıda "az sonra yabancı sinema "sihirli baloncuklar"ı izleyebilirsiniz... bizden ayrılmayın" şeklinde değinilen filmdir efendim. konser trt1'den alındığından ötürü parça bitince acaba hala oynuyor mu diyerek gidip tv'ye baktım. oynamıyormuş. oysa ben çok merak etmiştim baloncuklar nasıl sihirli olur? ya da baloncuklar mı başrolde? hatta baloncuk konuşur mu? konuşursa anlar mıyız? hocanız tarumar oldu sayın seyirciler.
eğer sol frame'e baktığınızda gözünüze çarpan başlıklar haftada bir kendini tekrar ediyorsa bilin ki yeni bir dana sürüsü sözlüğe girmiştir. bu cengaver danalar kendilerinden önceki atalarından farklı bir şeyler söylememelerine rağmen aynı şeyleri temcit pilavı gibi yazarak sözlükte salınırlar. bunu yaparken de kendilerini süper danalar olarak tüm dana aleminin sözcüsü sanırlar. işte tüm bu gelişmelere sözlükte dana salınımı adı verilir.
hemen söyleyeyim ben bostancıyım ve zoofilim. destursuz girersen bostana hiç iyi olmaz.
çeşitli inşaat firmalarının bina yapıp direkt olarak satmalarına yap sat denir. eğer firma direkt olarak satmıyor ve 3. bir tüzel kişilik devreye giriyorsa ona yap devret denir. ancak firma hem yapar hem de işletir daha sonra da satarsa o da yap işlet sattır, yok eğer devrediyorsa yap işlet devret olur.
etrafında çeşitli parçacıkların döndüğü damlaya denir. bu parçacıklar zaman zaman sıçramalar da yapsalar gene dropta kalırlar, korkmayın o damla hep sizin.
1978 yapımı alien attack adlı filmde kullanılan bir repliktir. filmde insanlar uzaylılarla çetin bi savaşa giriyor. bu savaşta uzaylılar manuel adlı bir silah kullanıyorlar. öyle ki bu silah kişinin görüntüsünü istediği şekilde değiştirmesini sağlar. üstünüze takıp kullanırsınız. yani annenizin hep anneniz olacağı yanılgısına düşmeyin. filmde de buna benzer bir sahne vardı. kahramanlarımızdan 2 tanesi karşılarına çıkan insan grubu hakkında kendi aralarında konuşurlar. bir tanesi diğerine "manuel takılmş olanlar olabilir. dikkatli ol" der.
kulubu güney afrikalı bir doktordur. babasından kalan jipinin üstünde halka sağlık saçmak için koşturur durur. bu yüzden lojistik lakabını almıştır. herkes ona genç, çocuk, yaşlı falan herkes lojistik kulubu der. hızır gibi adamsın manasında kullanılır.
milas'ın hıdırlık adlı tepesinde çok çeşitli roma mezarları bulununca belediye orayı ziyarete açtı. bu bölgeye de hıdırlık tepesi roma mezarları dendi. gösterilen bunca emeğe ve korumaya karşın hıdırlık tepesi roma mezarları da hırsızlıktan nasibini aldı. hırsızlar hıdırlık tepesini çaldılar. artık o bölgeye roma mezarları denir. hıdırlık tepesini gören olursa lütfen, size yalvarıyorum, yetkili merciilere bildiriniz.
new york bülbülü nadide bir bülbül türüdür. o güzelim sesine new york'ta tecavüz ediyorlar taksiciler. işi gücü olmayan hımbıl teyze kışt burdan diye hayvanı taşlıyor. yazık nasıl içim parçalanıyor.
kendisi japon imparatorunun korumasıdır. bir kılıç üstadı olarak kendisini özel korumalığa alan imparator kendisini çok severdi. kajoshin'in adı bir yolsuzluk skandalına karışınca gözden düştü. gözden düşen gönülden de ırak oldu. bu olaydan sonrasına dair bir bilgi yok kendisi hakkında.
nepal civarlarında yetişen kafa yapıcı bir maddeye muhabbet tuzu denir. hatta ünlü bir edebiyatcıları "kul himmet üstadım bu nasıl yazı, lezzet verir şirin muhabbet tuzu." diyerek buraya atıfta bulunur. yıllar içerisinde muhabbet tuzları da şekil değiştirdi. artık muhabbet tuzlarınızı kafese koyup evde saklayabiliyorsunuz. muhabbet tuzu ile müebbet muhabbet edebilirsiniz artık. haydi coşun.
dolly'nin klonlanmasından sonra olaylar iyice çığrından çıktı. kopyalama teknolojisi gelişti, gelişti ve gelişti. işler o hale geldi ki ofset baskı tadında klonlamalar yapılıyordu. işte böyle bir dönemde karaborsada işlem gören bir hardcore ürün olarak klon tavuk holly zoofiller arasında coşku ile karşılandı. bu klonun ismini hardcore holly koydular. onu çok sevdiler.
maraşel vorosilof çarlık rusya'nda bir maraşeldi. sibirya da adını dahi hatırlamadığımız toprakları fethetti kendileri. sonra günlüğüne şunları yazdı: "nerelere geldiğimi bilmiyorum, ama soğuk harbiden soğuk."
toprağın birarada bulunma ve ayrılmama prensibidir. topraktan gelen toprağa gider vecizesinden yola çıkarak toprağın bölünemezliğine vardı bilimadamları. daha sonra aynı bilim adamları toprak çeşitleri arasında yaptıkları deneyler sonucunda killi toprak sahiplerinin toprağının bölünmeyeceğini öne sürdüler.
gerçek mesleği askerlik olan şili milletinin insanıdır.. her darbeci asker gibi stephanie de kendini resime verdi daha sonra. içindeki insan sevgisi bir başkadır kendisinin.
hımbıl köy olimpiyatlarında hakem yarışı başlatmak için vur davulcu davula der. davulcu davuluna vurur yarış başlar. yani bir nevi "yarışı başlatın artık ulan" diyen kişinin dış sesidir.
toy's r us firmasının bu yıl piyasaya sürdüğü yeni oyundur. bu oyun çocuklara nasıl vakit öldürebilecekleri noktasında fayda sağlıyor. güldürüyor, düşündürüyor ve öğretiyor.