ne sihirdir ne keramet
141 (şirin baba)
altıncı nesil yazar 2 takipçi 5.94 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ava çıkan erkek

    1.
  1. av mevsiminin açılmasıyla ya nasip diyerek avlanmaya çıkan erkektir efendim tanımsa eğer buyrun size tanım.

    şimdi efendim bu yiğit delikanlı sırtına terkini atmış önüne gelen derya kuzularına olta atar. ancak genelde evet genelde diyorum bakın erkek doğası gereği gözü hep daha büyük balıklardadır. aç gözlülükten değil ayol ta avcı toplayıcı yaşam biçimine falan gidince ordan geliyor ya avcılık sırf bu sebeple *. bu yüzden tuttuğu küçük balıkları bir eline alıp evirip çevirip bakıp geri tekrar denize atar. eğer bu kadar aç gözlülük yaparsa av mevsimi biter diğer mevsime kadar ancak oltasıyla birlikte uyumak zorunda kalır haberi yok işte. burda avcı toplayıcı toplumla bir alaka yok ancak işte nasip kısmet.
    0 ...
  2. paşalar omurgalı fosil kazı alanı ve ören yeri

    1.
  3. türkiye`deki sayılı fosil yuvalarından.
    bursanın mustafakemalpaşa ilçesine bağlı bir köy sınırları içerisinde.
    çekici vurduğun yerden 15 milyon yıl öncesi akıyor resmen. hem de oluk oluk; hominoidler, ursidler, giraffelar, bovidler, proboscidler daha neler neler oluşturuyor dönem faunasını.
    bir de güzel bir yerde ki, dağ başında ağaçların arasında, yanından akan bir nehrin kolu. sanki ilk okulda çizdiğin o resimlerdeki yer gibi.
    kazı başkanlığını ankara üniversitesinden prof. dr. berna alpagut üstlenmiş. 28 dönemdir sürdürüyor kazılar ustalıkla.
    çıkan hominid türü griptopithecus alpani ve kenyapithecus kızıli.
    bir de yöreye özgü bir fil türü var, gomphotherium paşalerense.
    açık hava doğa tarihi müzesi gibi bir alan.


    not: başlık hakkında bir açıklama yapmak gerekirse, hem kazı alanı hem ören yeri ifadesini kullanmamın sebebi bizim sevgili halkımızın örenyeri deyince aklına piknik, mesire alanlarının gelişidir efendim. böyle daha açıklayıcı olduğunun kanısındayım. ören yerinin gerçek anlamı için buyrun burdan yakın; (bkz: ören yeri)
    2 ...
  4. homo abazanius

    1.
  5. değişen ve gelişen evren şartlarında ne yazık ki gün yüzüne çıkmayı başarmış, kendisine ekolojik bir niş sahiplenebilmiş olası bir insan türü.
    değişik bir tür bu yalnız sevgili dostlarım. doğal seçilimde nasıl olduysa kendine has bir başarı gösterdi ve hayattalar hala, aramızdalar. kadınların metalaştığı toplumda daha yaygın bu türler. doğuşu da bir meta olarak kadından kaynaklı.
    literatürde yok böyle bir şey diyenler için söylüyorum, çık hele bir dışarı, bak bakalım, her şey kuramsal mı?
    3 ...
  6. kavanoz kapağı

    1.
  7. sanki bana mutfağın anarşisti!
    her şeye bir isyan efendim, ayıp ediyor haberi yok. yok açılmamlar, yok açılacaksam da bir herif isterimler. hem edepsiz, hem anarşist.
    bir de eşkiya! kaba kuvvet istiyor gibi gösteriyor hep kendisini.
    anacım bir de güç sevdalısı ki sorma gitsin!
    ama bilmiyor bir fent var birilerinde, tatlı dilli, gülce mahalli. ikna kısmı da doğal yollardan nazikçe olmalı. önce hafiften vur kapağın kenarı, nazik ol demedim mi ayol, bak bu anarşisti bile dize getireceğiz sabır. bu olmadı mı al eline sivri uclu bir şey, bıçak olabilir. lakin bıçak dediysek o kocaman kasap bıçaklarını bırak elinden, aaa! küçük bir bıçak al, nezaketle yapacağız. dürt biraz kenarından, sevdiceğini dürter gibi, tamam benzetme olmamış olabilir ama dürt sen, al havasını. işte zafer o pıtt dediği an da gizli!
    bu isyankarı da dize getirdik. başka bir isyankarla başka bir entryde görüşmek üzere. haydi dikkat et kendine. terli terli su içme. öptüm.
    3 ...
  8. izmir in istanbul a olan aşkı

    1.
  9. güzel izmir'in yedi tepeli istanbul'a olan aşkı.. kilometreler misali..
    izmir ki inci misali egenin soğuk sularında, soğumuş kalbi, derinliklerinde kaybolmuş.
    istanbul ki birçok memleketle bezenmiş, nice gidişlere gelişlere tanık olsa da yıpranmamış, sapasağlam. aşkların tadını almış durulmamış.
    koca istanbul. o kadar çok sahiplenen olmuş ki izmir'e yer kalmamış. sığamamış ki. uzaktanmış özlemi, öyle.ege de demirlenmiş kalmış. oysa çok haber göndermiş akıntılarla, ya boğazlarda takılmış ya da yabancı flamalı bir gemi yarmış geçmiş akıntıyı. habersiz bırakmış istanbul'u izmir'inden. toparlanıp gidememiş izmir. kalmış öylece koca deryanın kenarında. istanbul ki hep başka şehirlerle büyümüş, büyümüş...
    o gün bugündür "istanbul" u duyunca izmir, hep gözlerinin içi parlamış.
    istanbul duyunca mı? izmir hep komşu bölgenin derinliklerindeki kadın olarak kalmış. öylece...
    3 ...
  10. her şeyi ben biliyorum edasıyla yazmak

    1.
  11. bir tutam ukalalık, bir tutam narsizmbir tutam da zeka ile hepsinin bir taşım kaynatılma işlemi.. fazla kaynatırsan tadı kaçar. uyarmadı deme..
    1 ...
  12. ters evrim

    1.
  13. evrimsel mekanizmaların işleyemeyişi sonucu oluşacağı varsayılan, gelişip adaptasyon gücü kazanacağına ilkelleşme yönünde bir aşama geçirdiği gözlenen süreçtir.
    1 ...
  14. gazlayıcı unsur olarak anne

    ?.
  15. anne hayattın kimi zaman kendinden bile öncelikli bir numaralı kadını..
    lafları, uyarıları da öyle elbet. umrumda değil denildiği anda bile.. öyle tanır ki fena şekilde inada bindirir işi. yapmayacağınız, hayatta yapmam dediğiniz şeyleri öyle bir şekilde sokmuştur ki akla. burdan ta çin' e gidilebilir bu hızla. öylesi bir hızla. öylesi bir teşvikle. primi de bıyık altından sözde çaktırmadan gülüşleri.
    yersen..
    1 ...
  16. anne ile sevgilinin yemeklerini kıyaslamak

    ?.
  17. tamamen gereksiz bir kıyaslamaya girişen sevgili kişisinin içine düştüğü yanılgıdır. bunu yapan muhtemelen erkek kişisidir ki sözde, annesinin yemeklerindeki tadı sevgilisinin yemeklerinde aramaya çalışmaktadır ki böyle bir yanılgıya düşmüştür. halbuki hatun kişisi asla babasının evdeki bozulan aletleri tamir etmedeki hüneriyle sevgilisinin patlayan bir ampulu dahi değiştiremeyişindeki becerisizliği ya da babasındaki sağduyu, sevgilideki duyarsızlıkla kıyaslamıyordur. birileri çıkıp artık öğretmelidir gençliğe ana başkadır yar başka, baba başkadır sevdicek bambaşka.. anne gibi mükemmel yemek yapamaz ama onun yaptığı da başka mükemmel şeyleri anne onun gibi yapamaz * ya da baba gibi mükemmel değildir belki ama onun da mükemmeliği başkadır. niye elmayla armutun kıyasına gidilir ki *
    2 ...
  18. dikiz aynasında makyaj yapan hatun profili

    1.
  19. kırmızı ışığın yanmasını dört gözle bekleyen hatunun ta kendisidir. o gün gideceği yere geç kalmıştır, yazıktır günahtır ne yapsındır evde bakımını, makyajını tamamlayamamıştır. ışık yanar yanmaz bilmem kaç saniyelik süresini bu ulvi görev için harcar. saçını başını düzenler bir ruj sürer ha vakit kaldı mı allık sürme işlemini de gerçekleştirir ve sonrasında yeşil ışıkla birlikte gideceği yola devam eder.
    çok başarılı. alkış.. alkış..
    2 ...
  20. leyla nın mecnun dan dileği

    ?.
  21. --spoiler--

    mecnun bir fırsatını buldu ve leyla ile başbaşa kaldı. leyla da ondan bir dilekte bulundu.
    - ey aşık! neyin varsa getir..
    - a ay yüzlü! senin aşkınla ne suyum kaldı, ne kuyum. ne ciğerimde azıcık kan, ne geceleri gözümde uyku. aşkın aklımı yağmadıktan sonra birer birer gitti. şimdi sahip olduğum tek şey yaralı bir kuşa dönmüş canım. senden bir emir bekliyorum, ver dersen onu da vereyim ahu gözlüm.
    leyla güldü bu sohbete ve sitem etti
    - a yiğit ben sendne bunu ne vakit istesem alırım.başka neyin var?
    bu sözün üzerine mecnun biraz düşündü, bakındı, arandı. sonra birden hatırlamış gibi partal giysilerinin eprimiş yakasından çıkardığı bir iğneyi leyla ya sundu.
    - vallahi varlık aleminde malik olduğum tek şey bu işte leyla'm. bunu taşımamın sebebi ise sensin a gönlümü alan.. çölde, ovada, dağda, kırda senin hayalini izlerken çok düşünüyorum. görmüyorum ve dikenler ayağıma batıyor. bu iğne onları ayağımdan çıkarmak içindi.
    - işte tam da ben onu arıyordum. aşkta gerçek isen, bu iğne sana nasıl layık oluyor a perişan aşık. bencileyin bir güzelin peşindeyken ayağına bir dike batsa o dikeni çıkarmak doğru olur mu? eğer o dikeni çıkarırsan seninkine vefa derler mi? sevgili yolunda ayağına diken batan aşık, onu elbisene takılmış bir gül olarak görmeli değil midir? gül dikeni, bir gül elde etmek için her yıl dikenlere sabrediyor da sen gül fidanından aşağı mısın ki ayağında bir dikene sabredemiyor onu iğneyle çıkarıyorsun. leyla' nın aşkıyla ayağına batan diken, onun başkalarına armağan edeceği yüzlerce gül demetinden daha değerli değil mi yoksa?

    --spoiler--
    *
    1 ...
  22. oturduğu ahır sekisi çağırdığı istanbul türküsü

    1.
  23. çevresel koşullarına bakmadan, nerede nasıl yaşadığını düşünmeden olmadık hal ve hareketlere bürünenlere söylenen nadide bir atasözüdür. bulunduğu koşullara bir kere ters düşmüştür bu da onun komik duruma düştüğünün tek göstergesidir. bana bakın size bir uyarım var çevreye adaptasyon sağlayamazsanız, gen havuzunda güçlüymüş gibi görünmeye çalışırsanız çevresel izolasyonun etkisiyle de doğal seçilimle de elemine olur gidersiniz bu dünyadan *
    1 ...
  24. bir şehirde 4 sene misafir olmak

    1.
  25. öğrenim amacıyla yerleşilen şehirde kendini misafir olarak gören öğrencinin tarifidir. belkide hayatınızda ilk kez geldiğiniz bir şehirdir bu şehir belki de farkında olmadan sahipleneceğiniz olan şehirdir. nefret edersiniz, isyanlar yağdırırsınız. heran bu misafirliğin bitmesini dilersiniz. kimi zaman tebessümlerle hatırlarsınız bu şehri kimi zaman hüzünle. tek değişmeyen şey vardır hep misafirim gözüyle bakarsınız. hep ayrılacağınız günü beklersiniz. hayatınıza kattığı güzellikleri anarken o şehri unutur, kattığı hoş olmayanları anarken şehre lanetler yağdırırsınız. bilmeden, farkında olmadan yaşar gidersiniz. aslında enleri barındırır bu misafir olunan şehir. en güzel anlar.. en kötü anlar.. belki en güzel aşk, en büyük nefret... iş bu şehrin hayatınızdan çıkma anına gelince anlarsınız ki siz orda misafir değildiniz.. hep kendinizi gördüğünüz o sıfatı üzerinizden atıp bu şehire benim bir sürelik de olsa ait olduğum yer gözüyle bakarsınız. özlemle anarsınız.
    0 ...
  26. insan kokusu

    1.
  27. ötelemelerin öteleyemeceği türden.. sanki yapışmış. ama bildiğin pritt uhu falan değil.. iki tane tabakayla yapışmış kasların üzerine.. kimi zaman mis gibi duyurmuş kendini. kimi zaman misten de öte. o vakit anlatmış ego denizinde yüzdüğünü. kimi zaman hoş gelmemiş de ama. hemen başka yerden sindi bahanesine kucak açılmış. ama her vakit sindirilmiş biri tarafından burna.. her vakit tek kimlik belirleyici olmuş ıssız beden dilinde.
    3 ...
  28. atm de sıra beklemek

    1.
  29. eğer paranoyak biriyseniz çoğu zaman kafada binbir tilkinin kuyruklarını birbirine değdirmeden dolandığı bekleme anıdır. aslında ilk başta para yatırılmayacak çekilecekse dingin bir kafayla geçilir sıranın en sonuna. sıra birer birer size doğru yaklaştıkça tilki sayısı buna bağımlı olarak artar. ilk eksilen kişide ya arkamdaki bir dolandırıcıysa şifremi görür kartımı gasp ederse fikri belirir sonra bu dürtüler saçmalama kendine gel diye iç sesle bastırılmaya çalışılırken eksilen ikinci kişide diğer fikir akla gelir "ya kartımı makine yutarsa" sonra diğer iç ses yükselir kendine gel der sonra sonra.. önde bekleten kişi sayısı azaldıkca tilki sayısı artar kafada.. derken bir veya iki kişi kalmışken son bir düşünce belirir kafada "bak görürsün para bitecek boşuna beklemiş olacağım" ve o büyük an sıra gelir çoğunlukla ne arkadaki adam gaspcıdır ne kart yutan bi canavardır makine ne de para bitmiştir. parayı çekersiniz artık başlığa göre herşey tamamdır aslında ama takıntılı biriyseniz tamam değildir bir de bu meblayı eve kadar sağ sağlim götürmek vardır başına bir iş getirmeden. uzun lafın kısası sıra beklemek sıkıntılı iştir paranoyak olmak daha da sıkıntılı bir iştir..
    2 ...
  30. kadın ruhundan anlarmış gibi yapmak

    ?.
  31. kadın çözülemeyen bir varlık olarak göz önünde bulundurulduğu için kadının yapısını çözemeyen ancak çözmüş de ınanılmaz kibar, zeki, uysal, sadık, sahiplenici*, romantikmiş gibi tavırlar takınmaktır. aslında yalanmış gibi görünse de en gerçeğidir çoğu zaman.. evet çoğu zaman dedim..
    2 ...
  32. kitap ayracı olarak saç tokası

    1.
  33. genelde hatun kişilerin geliştirdiği incelenen kitapların sayfalarını kaybetmemek amacıyla yakınında ayraç olarak kullanacak herhangi bir gereç bulunamadığı zaman devreye giren saç tokasıdır. öyle kocaman tüm saçı tutturan tokalardan değil ama ufak pensler, tel tokalar bu iş için idealdir. ee saçım açık kaldı önüme geliyor diyorsanız onun içinde elinizde duran kalemi kullanabilirsiniz. ee şimdide kalemim yok derseniz onunda çözümünü siz bulun canım her şeyi benden beklemeyin.
    0 ...
  34. saç tokası olarak kalem

    1.
  35. hatun kişilerin geliştirdikleri bir yöntem olup, genelde saçı toplayacak bir tokayı etraflarında göremedikleri zaman, en yakınında bulunanı saç tokası olarak işlev kazandırılmış kalemdir. böyle saçları bir yerde toplar kalemi de aradan geçirdiniz mi oh mis. yeni tokanız hayırlı olsun.
    1 ...
  36. kaynayana kadar karıştırmak

    1.
  37. görünürde yemek yapmanın soğanları küp küp doğramaktan sonra gelen ikincil şartıdır.
    tabi kimi zamanlarda bu eylemi mutfak dışında bırakmayıp hayata geçirenlerde yok değildir. severler böyle işleri yolunda gidenlerin akılların karıştırmayı. durup durup ellerine bir kaşık alırmışcasına, ağızlarına birkaç kelime alırlar ve başlarla tenceredek yemeği karıştırır gibi, aklı karıştırmaya. öncesinde hafif hafif baloncukların çıkmasını gözlerler ama yeterli değildir.ne de olsa o yemeğin pişmesi için tamamen fokurdayana dek karıştırmak lazımdır. sonrasında artık ne aklı ne yemeği karıştırmaya gerek yoktur. zaten yemek o pişmişlikten kurtulamaz, akıl o karışıklıktan. o zaman ellerine sağlık demek farza dönüşür ki yemek için yüzde bir tebessümle, akıl için yüzdeki asıklıkla söylenir. farkedene.
    0 ...
  38. sessiz ve uzaktan yaşamak

    ?.
  39. bir kişiye, bir olaya karşı oluşturulan. etliye sütlüye karışmıyormuş gibi görünüp aslında etlinin sütlünün getirilerini kimselere belli etmeden hayatın odağı yapmaktır kimi zaman.. öylece.. yaşamak mı? evet yaşamak..
    2 ...
  40. ilişkinin adını osman koymak

    ?.
  41. mükemmel fikir.
    kalıplara sokma meraklısı bir dünyada en olasısı.
    içindeki herkese olan isyanın getirisi. illa bir isim diyenlere bir cevap.
    hem de osman. biraz da aşkın ataerkil olduğunu mu gösteriyor ne?
    2 ...
  42. hayal kurmayı hayal etmek

    1.
  43. kimi zaman imkansız görünen düşlerde kaybolup gitmektir.. kimi zaman ne düşleyeceğini bilmeden bir karmaşa içine düşmektir...
    kimi zaman yoktan var etmektir.. kimi zaman vardan yok etmek...
    asla umutsuz vaka olmaz... bu kadarı bile yeterlidir yaşama tutunmaya... öyle...
    0 ...
  44. kelimelere bağımlı kalmak

    ?.
  45. hayatın her zaman kişiler üzerine yüklediği bir meziyettir.

    kelimeler ve insanlar arası hem vazgeçilmezlik söz konusu olurken kimi zamanda belki bir bıkkınık belki bir özlem barınır. anlayamazsın anlatırken yetersiz kalırsın. harfleri birleştirip anlamlı bütünlemeler oluşturmak sonra bunların adına kelime demek yetersiz kalır. öyle hissedersin. o harf bütünlemelerine muhtaçsındır.. oysa ki sen hiç sevmezsin ki birşeylere muhtaç olmayı, bağımlı kalmayı.. sen değil misin bu yaşanılanların içinde herşeye tek başına karşılayan.. ama içinden geçenleri anlatmak için, beyninde oluşanları yansıtmak için muhtaçsındır işte onlara..

    çoğu zaman tek varlığın sana önceden oluşturulmuş ve öğretilmiş kelimelerdir. biri almış yazı yazmayı sağlayan içinden genelde siyah bir madde geçen alete kalem demiştir sana da onu söylerken kalem demek düşmüştür. oysa ki istemezsin sen onu kalem diye betimelemek.. senin için o çok farklıdır belki sen onun adına hayat demek istiyorsundur ama olmaz değil mi ne de olsa hayat ı karşılayan başka bir kavram vardır. sevmezsin ona öyle seslenmeyi ne zaman yazı yazan o alete hayat desen anlayan çıkmaz, tıpkı hayat için aşk harf bütünlemesini kullandığında kimsenin anlamadığı gibi.

    zordur kelimelere bağımlı kalmak.. bak burda bile bağımlısındır.bu derdini anlatırken bile onları kullanmak zorundasındır. oysa ki bir şeylere bağımlı olmayı sevmezsin, sonra da mecburiyetlerden nefret edersin.

    hayatın her zaman kişiler üzerine yüklediği bir meziyettir. zor bir meziyettir..
    2 ...
  46. sömürgecilik

    13.
  47. genellikle bir devletin başka ulusları, devletleri, toplulukları, siyasal ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya yayılmayı istemesi bu politikanın altında yatan esas sebep ham madde ve pazar arayışıdır.
    0 ...
  48. kabul günü

    3.
  49. çok sayıda kadının bir araya gelip olan biten herşeyin dedikodusunu yaptığı alışkın olmayan bir bünye için kabus gibi bir toplantıdır. pastalar, börekler, çörekler havada uçuşur. dedikodu ne kadar çoksa pasta börek yoğunluğu da doğru orantıda çoktur. eğer bu toplantılara uzak bir karakter yapınız varsa şaşkın gözlerle evde ne olduğunu çözmeye çalışırsınız. tabi bir de hatunsanız ve arada bir kadınlara görünüyorsanız onların bitmek tükenmek bilmeyen sorularına maruz kalmak zorundasınızdır
    0 ...
  50. © 2025 uludağ sözlük