Sana ilk mesajı sözlükle ilgili merak ettiğim bir şey için yazdım, sana yürümek için yazmadım, ha yürümüştüm geçmişte baktım hoşlanmadın kestim o da ayrı konu. Ben utanacak mıyım sanıyorsun yaptığım şeylerden? Sen sözlükte yaşanan bir konuyu dm'e taşırsan şakayı kaka yaparsın, bunu kasti olarak yaptın, eğer kasti olarak yapmadıysan leylasın demektir zaten. Kendinizi çok zeki, çok akıllı sanmayın abi, bunlar hep bildiğimiz, ezberlediğimiz hasta beyinli sözlük insanı davranışları. Niye sözlükte takılıyorsun sanıyorsun? AA aaa, hastasın evet. Hepimiz hastayız, hepimizin kafası birazcık da olsa kırık. Hiçbirimiz normal değiliz, maalesef bacım gerçek bu. Neyse uzatmayacağım sen de uzatma. Ne sen benim cenazeme ne ben senin cenazene.
Hayat 25 yaşından sonra başlar lafına katılmıyorum, belki bu sadece benim hayatımı yaşayanlar için geçerli bir şeydir, 25 yaşına kadar çok güzel yaşadım be üstad.
2000'lerin ortalarına kadar nasıl bir Türkiye vardı bilmeyenler için yazayım, insanlar kendilerine göre birilerini illa ki bulup, maddi çıkar olmadan, sadece biraz rahat takılmak, biraz nefes almak, belki sadece sevilmek, birkaç saat huzur bulmak için birbirleriyle her şeylerini paylaşıp, her şeyi sonuna kadar yaşıyorlardı.
Entellektüel bir kadına ulaşarak, onunla oturup bira içerken siyasetten başlayıp dinlere, felsefeye kadar bütün konuları 1 gecede tartışıp, o kadın hakkında bir karara varabiliyordun, kimin ne olduğu çok belliydi, maskeler olsa bile şeffafa yakındı, onunla yolculuklara çıkıp hayatın güzelliklerini yaşayabilecek enerjiyi bulabilecek kadar herkesin ruh hali ve modu düzgündü.
Bunun 25 yaşla ne alakası var diyeceksin, sen de haklısın kardeşim. Evet.
Geçen cenazesinde bir kadından duymuştum, ağzından birden dökülüverdi. Sanki freddy mercury ile ferdi tayfur'un bir araya gelip meşhur ettiği bir şarkıcı parçası gibi. Enteresan..
her yıl 5 ocak’ta kutlanan, ama aslında kimsenin varlığından haberdar olmadığı efsanevi gün. rivayete göre, göç yollarında binlerce kilometre kanat çırpan, sabahın köründe ötüşüyle bizi uyandıran, tarlada zararlılarla mücadele eden ve şehir hayatına adapte olup simit çalan emekçi kuşlar için icat edilmiş.
bu günün şerefine sabah balkona ekmek kırıntısı koyan, kafeste hapis olmuş bir muhabbet kuşunun kafesini açıp “uç be özgürlüğe” diyen veya en azından "ben sana konamazdım, sen beni almazdın" şarkısını açıp saygı duruşunda bulunan herkes, ruhen bu kutlamaya katılmış sayılır.
bazıları der ki; "bu kuşlar hepimizden çok çalışıyor ama sgk’ları yok." işte tam da bu yüzden, bir günlüğüne bile olsa onları anmayı hak ediyorlar. uzun yolculuklarında kanatları hiç yorulmasın.
ilk fırsatta bu işe gireceğim. Gerçi ben kıyamam ona, bir kadeh de kendime koyar, zeki müren açar inekle inek olurum. Bilmiyorum ya. Modern yamyamlık değil de nedir bu alla sen?