Gay bir erkeğin size halledip bedenini size ikram etmesini istediğini belirtmesi sonucu, sinirlenip seni var ya yatırır bilmem naparım, kodumun falan diye küfretmemin bir anlam ifade etmez. ardından karşı taraftan gayet soğukkanlı bir şekilde " bende onu diyorum ya zaten şekerim" cevabı alabilirsiniz. Ki bu cevap bir süre sizi dumura uğratmaya yeter.
tanım karakter fazlası çıktı amirim. uzun hali şöyle olacak. '' sahibinden.com da satılan 2. el araçların , sıfır araçlardan pahalı olması sorunsalı '' olacaktı.
baya da uzunmuş lan hakkaten başlık.
ulan, vosvagen markasını geçtim, şimdi yeni nesil fosfagın olma yolunda ilerleyen hyundaicıları da gördük.
fabrika çıkış fiyatı 59.900 tl olan otomobile, 61.750 tl para istiyor.
vosvagınlar için zaten durum muazzam. 2015 model, 20.000 de 2. el passat, aynı modelin aynı donanımlı halinin sıfırından tam 9 bin tl farklı fiyata satılıyor.
isteyen olursa, tek tek linkleri bulup , firmaların fiyat listesiyle karşılaştırmalarını sağlayabilirim. ama şu an inanılmaz bir şekilde miskinlik halindeyim, lütfen beni eziklemeyin.
sahibinden.com culara şu e-bildiri özetini yapmadan edemeyeceğim.
buradan bir linç ateşi yakmak istiyorum ama linç kampanyasının dönüp dolaşıp bana girmesinden endişeliyim. beni değil, 2. elcileri linç edelim arkadaşlar.
Bu ülkede yüzlerce mafya bozuntusu, ayakçıları falan belinde ruhsatlı silahla gezerken, normal vatandaş bırak taşımayı, bulundurma ruhsatını bile alamıyor.
Şöyle bir durum var, Türk milletinin ruhunda kuva-i milliye ruhu hep var olmuştur. Mevzu vatansa gerisi teferruattır.
Not:şimdi birileri çıkıp sokak çatışması, eline silahı alan birbirine sıkacak falan diyebilir. Üçüncü sayfa haberlerinde zaten bunlardan bir sürü var. En fazla 3-5 fazla olur. Ayrıca ölümlerde bir azalma olabileceğini de iddia edebilirim. Bu mafya yancıları, belinde silah olan adama şekilcilik yapıp dayılanma konusunda baya bir gerileyecektir.
Olayı askere polise yıkıp geri kaçmak ancak ekşici, sözlükçü solculara has bir durum olacağı için ben böyle olması gerektiğine inanıyorum. Korumasız insan güvensizliğini, korkuyu giderecek şey onu güvende hissettirecek korumadır. Dediğime inanmayanlar Osman pamukoğlu nun kan uykusu belgeselinde bu konuyla ilgili açıklamasına bakabilir.
Sonuç olarak, devlet kayıtlı olmak koşuluyla vatandaşı silahlandırsın. Sanırım teröristin bombalarla donandığı bir ortamda, bizim silahlanmayı istememiz suç olmaz.
Son olarak, tek operasyonel taktikleri, kahpece pusu, bombalı eylem, baskın olan bu orospu çocuklarının, Diyarbakır da sur da orda burda bodrum depolarında düştükleri halleri hatırlıyoruz. Şimdi diyeceğim ki, erkek erkeğe, e erkek adam etek giymiyor.
tanım : 2. el araç, 0 km değil. ''keyfe keder '' yazılı ilanlar hariç.
bir yılı aşkın süredir d segmenti bir araç almak için para biriktiriyorum. annem ve babamda sağolsun, maaşlarıyla katkıda bulundular ve kredisiz maksimum 65.000 tl lik bir üst limit oluşturabildim.
fakat, 65 e , 2. el, dizel, 80.000 km altında, hatasız, en az 2009 ( yıl, audi için geçerli sadece ) , tipi düzgün, ön konsolu şık, tipine baktığın zaman albenisi olan bir araç bulamadım. ilanlarda gördüğüm bir kaç araç var, onlar da '' keyfe keder taklalı, nazarlık olsun diye pert kayıtlı) araçlar.
en uygun bulabildiğim , renault latitude, ve ya 75000 tl civarı gezinen, benzinli araçlar. ( hayatta benzinle binmem, basarım lpg yi)
etrafında bu tarz aracı olup, internetteki gibi, şişirme fiyat çekmeyen araç sahibi ve ya tanıdığı olan varsa, platform kuralım yeşillendirelim.
en son olarak, buradan araç fiyatlarını böyle zıplatan kim varsa, hepsini saygıyla selamlıyoruz. para kazanmak bu kadar kolay değil.
Bayburt u keşfedip, buraya yerleşik hayatın ilk tohumlarını atmış bireydir. Bunu yapmasının temelde 2 mantıklı açıklaması olabilir.
1-) keşifçimizin olm, süper yer keşfettim la, benden başka zaten buraya gelen de olmaz,bütün topraklar benim, vururum tarımın gözüne, buraların ağası olurum diye düşünmüş olabilir.
2-) benden öncekilerinde, benden sonrakilerinde A.koyucam. Dur şuraya medeniyet kurayım da yüzlerce yıl sonra şehir olsun, sıkıntıdan patlasın koduklarım demiş olabilir.
delikanlılık kitabında der ki, delikanlı kavgası, iki bireyin eşit şartlar altında iki bireyin, birbirlerine sırayla yumruk atmak suretiyle diğerine üstünlük kurması sürecidir. bu kavgada, eğer bir kişi pes ederse, ve ya taraflardan birisi yere düşerse kavga biter ( yani yere düşen tekmelenmez)
aklıma neden geldi ?
bugün, sanayiden bitirim bi arkadaşın dükkanına uğramak mecburiyetinde kaldım. 5-6 sene görüşmemenin sonucu, illa bi çay içmeden bırakmam geyiği döndü, 10-15 dakika muhabbet ettik. sonra içeri, daha stajyer, mafya olmaya özenen, muhtemelen haraç kavgalarına +1 olması amacıyla çağrılan otoparkçı kılıklı, takım elbiseli gençten bi çocuk girdi. bizim arkadaşta geçen kavga olmuş falan diye lafa girince, bu genç başladı ağır sallamaya. yok şöyle deştik, 3 kişilerdi, 15 kişi bastık akıllarını aldık, şöyle delikanlıyız böyle şeyiz biz triplerine girince, gençliğinde '' aynalı tahir, yusuf miroğlu vb. '' nice delikanlı yiğitlerle büyümüş nesil olarak olaya atladım.
-kardeş sen delikanlı kavgasına girdin mi hiç ?
+ ne demek o goç ( goç u bastıra bastıra söyleyip psikolojik baskı altına almaya çalışıyor) girdik tabi, ömrümüz kavgayla geçti.
- nasıl yaptın delikanlı kavgasını bi anlat bakalım.
+ ne o polis misin asker misin ?e işte sabahtan beri ne gonuşuyoz biz, geçen gün şöyle bastık şöyle vurduk kırdık. hayırdır kaşınıyosan kaşırız yani.
- yani, şimdi sana delikanlı kavgasını bi anlatayım. delikanlı kavgası, bizde üst tanımdaki gibi olur. ha eğer kabul dersen, tanıma uygun şekilde kapışalım, uyar mı ?
stajyer mafya öğrencisi, bu laflarla üstüne gidince, bir de aradaki yaklaşık 20 cm boy ve 32 kg cüsse farkını görünce, bak gardaş, arkadaşın tükanında olay çıkmasın, benim senlen bir derdim falan yok deyip çekti gitti, olay böylelikle kapandı.
sanırım bir gün trafikte 18 kişi tarafından yolum kesilip zopaynan darp edilebirim. olsun, biz de sırtına odun sopasıyla vurulan yusuf miroğlu gibi yere kapaklanıp kameraya karizmatik bakışlar atarız, burnumuzdan bir damla kan aşağı doğru süzülürken.
Hoşlanılan kıza akşam vakti balkon altında, bütün mahallenin duyacağı bir tonla, koynunda memelerun erik dikeni gibi, açılmış saçilmişsun deniz yelkeni gibi diye bağırmaktır.
Kızın abisi ve serseri arkadaşları birazdan balta ve sopalarla olay yerine damlar.
Acı gerçektir. Vasfı ancak devlet memuru olup örneksiz dilekçe bile yazamayan, işi sadece kağıt imzalamaktan ibaret, devlete aylık masrafı en az 3000 tl olan memurların yarattığı durumdur.
Memurluk sayesinde, vasıfsız adam yetiştirmekte dünya devi olduk. En akıllı adam bile kpss den 96 alıp kendini bir kuruma kağıt bekçisi olarak atayıp ömrünün geri kalanını ayın 15 ini beklemek üzerine kuruyor. Vasıflı insan bile kendini köreltiyor.
Şimdi özelleştirme bu yüzden iyi desem eksi manyağı yaparsınız. Çok da tırı vırı, devlet memuru mantığını reddediyorum. Özellikle her gün işimin olduğu kadastro da, kontrol memurlarının 400 sayfalık dosya için her sayfaya kendi kaşesini vurmaktan eriyip, kaşe orda, siz basın ben imzalarım demesi buna bir örnektir.
Öğretmen kamburu da var. Şimdi öğretmen kutsaldır geyiğini siktirtmeyin. Adam akıllı öğretmen sayısı %2 yi geçmez.kendi arkadaş çevremden biliyorum. Öğretmen lisesi mezunu olarak üniyi kazanamayacağı hissine kapılan bütün arkadaşlar ek puanla öğretmen oldu.vasıf neredeyse siffir.
Sen çok mu vasıflısın diye soracak memur ve ya memur adayı arkadaşlara baştan cevabım. Taşaklarımdan vasıf akıyor.
Batı şehirlerinde asker ve polisle çatışıp ölen "masum sivillerdir"
Kastamonu da ben bunlardan hiç görmedim. Burada kimse polise askere, haklı bile olsa polise yumruk dahi atmıyor.
Daha 2 hafta önce, polis karakolu önünde hasmına sıkıp öldürüp silahı atıp teslim olan da var he. Yani toplumsal silahlı bir şehiriz. Ama kimse eline Bazuka alıp jandarma bölge karakoluna sırf özgürlük olsun diye roket atmıyor.
Bizde niye böyle masum siviller yok diye sormadan edemiyor insan. Neden hep doğu bölgesinde asker operasyon yapıyor yea. Niye hep orada masum özgürlükçü siviller katlediliyor :(((
Yarın oynanacak Kastamonuspor 1966 Galatasaray maçında, Kastamonuspor ilk 11 inden hasta ve sakat olan 2 oyuncusu hariç ödün vermeden sahadaki yerini alacakmış. işte bu ciddiyet, rakibin ne kadar ciddi olduğunu gösterir.
Futbolun adaletinin olmadığını göz önüne sermiştir.
Sen maç boyu 20 şut çek, 17 kez kaleciyle karşı karşıya kal, sneijder fifa2002 world cup daki yıldızlı futbolcu şutuyla orta sahadan gol Atsın * tut maç boyu pasif oynayan Beşiktaş A yenil.
işte, ilahi adaleheheheh.
Not;ironi nedir, nasıl yapılır bilmeyen 11.nesil ezikliğine sahip GS taraftarına selamlar. Biz Beşiktaş tarafındayız, sene sonu bekliyoruz.
Arkadaşlar kaleye ospina yı transfer etmek için kredi çekmeyi planlıyorum.
Aylık 2.504 tl ödeyip Beşiktaş A ospina yı getireceğim. Kefil olmak isteyen, masrafı paylaşmak isteyen özele gelsin. Hangi banka daha ucuz kredi veriyor inceleyelim.
Yanıltmamıştır. Önünde kimse yokken maçın15. Dakikası eliyle kontrol etmesi gereken topu uçan kafayla taca atarak daha maçın başında kalitesini belli etmişti
orta sınıf bir apartman dairesine ( 3+1, 150-170 m2) , 200 binden fazla fiyat çekmelerinden mütevellit oluşan pahalılıktır.
ayrıca, yeni bina bazı daireler, yaklaşık 350-400 bin tl ye satışa çıkarılıyor. bu dairelerin özellikleri arasında, kapalı garaj, akıllı daire sistemi, site sistemine uygun park bahçe peyzajı gibi özellikler de yok. bildiğin boş daire. hem de öyle merkezi nokta falan da değil. insan gerçekten hayret ediyor.
diyeceksiniz ki, kiralar yüksek. hiç te yüksek değil. örneğin 200 milyara , 8-10 yaşında merkezi bir yerden daire alsanız kira getirisi aylık 800 tl. yeni bina alayım derseniz, oranın getirisi de 750-850 tl aralığında.
öyle site içerisinde, havuzlu, alışveriş merkezli daire alayım falan demeyin. fiyat 550 bin tl den başlıyor.
şahsen ev almak gibi bir zorunluluğum yok ama, eğer yatırım amaçlı alacak olsam, ankara ve ya istanbul dan aynı paraya daire alır, kirasıyla oh mis der yaşarım.
not: daday kavşağı civarında, inşaat için parsel arayan mütayit varsa, 480 m2 parsel var. 4 daire karşılığı anlaşırız.
evet beyler, yeni bir devlet şıtratejisiyle karşı karşıyayız.
benim gibi saplar için söylüyorum. hanginiz gaza gelmediniz, ooo rusya mı, rusyaysa savaşırık hacı tribine girmediniz. halbuki burkina faso, ve ya ekvador ginesi ile savaşa girsek, kaçınız giderdi bu savaşa ?
mesele basit. benim gibi çok askere gitmeyen birey birikti. askere çağırıyolar, ohuyom ben yeaa, yüksek lisans yapıyom yeaa diye kılıf uydurup tüyüyoruz mesela.
bu savaş haberi ilk çıktığında verdiğim tepki aynen şu : rusya mı? oha. sikerim lisansını, ben gidiyorum askere. 1 ay içinde moskova ya girsek, sonra petersburg a. oyşş mis lan.
peki, siz sene olmuş 2015, türkiye ile rusya nın savaşa gireceğini düşünüyor musunuz? şahsım olarak cevaplıyorum , hayır.
bu haberler, sırf devlet eliyle, askere gitmemek için bekleyenleri, bedelli çıkmasını bekleyenleri sazan.avi yapmak.
öncelikle selamün aleyküm. nasılsın, iyisin inşallah. bunları sorma amacım mektup yazım kurallarındaki giriş gelişme sonuç kriterlerine uygun bir mektup yazabilmekti. o yüzden şimdi müsadenle gelişmeye geçiyorum. bu arada yengeye ( mini ) selamlar.
öncelikle şahsım olarak yaklaşık 15-16 yıldır ciddi ciddi hayranınızım. özellikle 2000-2010 arası mercedes in bok gibi arabalar yapmasından dolayı,şeklini yediğim , özellikle ışık paketi adını verdiğiniz tasarımlı arabaları ürettiğiniz için teşekkürü bie borç biliyorum.fakat, özellikle son 6-7 senedir imajınızda , türkiye bazında ciddi bir zedelenme görüyorum. peynir ekmek gibi eski çakal kasa tabir edilen araçlarınız piyasada satılıyor hala. bu muazzam bir satış stratejisi başarısı olarak görülebilir. ama , türkiye de bir döneme damga vurmuş tofaş kuş serisi kullanan serseri stayla grubu üyeleri, şimdilerde tofaşlarını satıp , üstüne 8-10 bin tl para ekleyip 97-98 modellere binebiliyor. bunu şiddetle reddediyorum. bmw gibi , sadece das auto değil, safkan kaliteli makina satmayı görev adletmiş bir üretici firmanın, türkiye şartlarında bmw bitti abi yeaa, göl göbel arabası oldu imajı vermek hiç iç açıcı bir gelişme değildir insanların gözünde. özellikle eski kasaların , kalıcı olmayan kınalı dövmeyi koluna yaptırıp, kısa kol boylu tşörtlerle dövme göstermeye çalışan, kol kısmı dirseğe kadar faça yaralarıyla dolu bünyelerde görmek bizi üzüyor. yeni kasalar için, içinden çıkan kişiyi görmeden gözümde oluşan kullanıcı profili ise şu kadar net ( siyah takım, beyaz gömlek, kravat yok, bağır olabildiğine açık, yaklaşık 95 kilo ve üzeri, saç kısa, kirli sakal ama yanları çizdirilmiş, kalitesiz , pazardan alındığı belli , üstü 2 mm toz kaplı güneş gözlüğü takan tip.
gelelim selefinize, ebedi dostun, ezeli rakibin mercedes e.
mercedes hala serseri gençliğin binebileceği bir araba değil. fiyat aralığı daha fazla. ayrıca, 19-20 bine alınabilecek bir mercedes , hayvan gibi benzin tüketttiği için binilemez. mercedes in lpg uyumsuzluğuna burada hayranım. ayrıca, eski e190 modelleri, mahalle arası mafyalarının kullandığı bir araç genellikle. yine de onlara g.tü yiyen herkes serseri muamelesi çekemez. çeken olursa topuklara sıkarlar. o yüzden bu mafyatik insanlar, türkiye de yerel iş adamı statüsünde yer alır, saygı görürler.
gelelim zengin bebesi kıyasına.
babası fabrikatör olan zengin bebesi, eğer bmw kullanıyorsa, muhtemelen müptezeldir, her akşam kafa çeker, whatsap dan sürekli karıya kıza yazar, genellikle 3 ayda bir kaza yapıp, babaaağ gaza yaptım bubaa, gurtar beni bubaaa diye zırlaya zırlaya eve gelir. (bkz: zengin piçi oktay)
mercedes i olan zengin bebesi için insanların gözündeki profil ise ; zengin bebesi ama, karıdan kızdan geçmiş, kendini babasının işi hakkında geliştiren, babasına bir şey olduğunda fabrikanın başına geçebilecek potansiyel kişi imajı verir. ayrıca mercedes kullanıcısı, genellikle kaliteli kumaş pantolon üzerine gömlek, gömlek üzerine ise muhtemelenlacoste marka renkli bir kazak giyerek, giyiminde de efendi , göze hoş gelen bir uyum yakalarken, bmw kullanıcısı için aynı şeyi söyleyemeyiz. göbeğe kadar açık kırmızı renk, oduncu gömleği, dizler yırtık kot pantolon, saçlar alabildiğine jöle, ve gözde prada kaynak gözlüğü tipli bir profil oluştu mesela şu an.
o yüzden bmw, merso kullanıcı imajı üzerinden seni acayip tokatlıyor şu an türkiye de. ben olsam, 10 yaş üzerindeki tüm araçlarımı geri toplarım. maddi kayıp olarak düşünebilirsin, ama geri dönüşüm olarak kullanıp maddi zararını, imaj olarakta manevi zararını bu yolla önleyebilirsin.
inanmıyorsan , bir heyet gönder türkiye ye. bir kamuoyu araştırması yapsınlar. kamuoyu olarak, 50 yaş üzeri kamu kurumu emeklisi amcaları kullansınlar. eğer 10 kişiden 9 u '' bmw göl göbel arabası oldu, mercedes hala mercedes'' cevabı almazlarsa ben bir şey demiyorum.
ayrıca mercedes e180 le , orta sınıf türk insanını cezbetmeyi başarıyor valla.ben bile eski bir mercedes düşmanı olarak, bayılıyorum arabaya. hemi de 156 beygir. sen hala orta sınıf dediğin tabakaya, 110 beygirlik 116, 3.16 satmaya çalış. hıh terbiyesiz.
şu ön konsol olayını da artık biraz çağdaşlaştır amınakee. bak bi e250cdi den kendine ders al, kitap gibi yapmış elin almanı, iT!
sözlerime son verirken, bu uyarılarımı dikkate almanı öneriyorum. ne de olsa eski kaşardan tost, eski dosttan düşman olmaz.
bu işler de, öyle enee, selefim şu kadar beygirli motor üretmiş, dur ben 7-8 hp fazla koyayım demekle olmaz.
bak volkswagen in ayağını kaydırdılar valla, kapitalist dünya böyle hacı.
olası rusya türkiye savaşında genelkurmay yazarlarının savaş kazanma stratejileridir.
kayıpsız kazanabileceğimiz 2 bomba planı sunuyorum, dinle beni bi.
1-rusya ya türkiye de merdiven altı tesislerde kaçak içki yapan kişilerin devlet desteğiyle rusya ya ajan olarak gönderilip sahte votka piyasaya sürdürmesi.
plan gerçekleştirilirse , olası kayıplar
1- türkiye :0
2-rusya : bi kaç yüz milyon
2- antalya da bulunan rus turistleri tutuklayıp esir olarak almak. bu durumun neticesinde rusların insan kaybı yarı yarıya azalacağından , psikolojik üstünlük ve esir üstünlüğü direkt olarak lehimize gelişir.
tanım: iddia tahminlerini (tutturamayan) millete satıp, bundan para kazanan bir takım akıllıyı kandırma durumudur, akıl akıldan üstündür durumu.
geçenlerde bir arkadaşım, feysbuk üzerinden gördüğü bir iddaa tahmincisinden haftalık 250 tl ye üyelik almış. bunun karşılığında bir hafta boyunca her gün özelden maç gönderip para kazandıracakmış.
adam bir haftada 2000 tl batırdı. ha zengin, çok da sqinde değil açıkcası. bende ilk verdiği kupona çok ısrar edince, 50 tl bastım, 1 e 300 veren kupon haliyle yattı. hem de 3 maçın 3 ü de. iy ms lerin bir tanesi bile gelmedi.
neyse efendim, biz arkadaşla sürekli muhabbet ediyoruz. ulan dedi, bir haftada verdiği maçlardan bir tane bile gelmedi, her gün düzenli olarak tutturduğu kupon maçlarını yayınlıyor.
hemen aklıma standart fikir geldi. hemen bir fake hatun hesabı açıp damladım bunun sayfaya. özelden mesaj attım. ''ya mrb, beni arkadaşım yönlendirdi, kredi kartı borcum var, bana biraz yardımcı olur musun * ''
el cevap
ücretli üyelik hede hödö.
bunun üzerine can alıcı cümleyi yazdım.
ay, ama benim borcum var diyorum, sen hala para diyorsun, hayatta her şey para mı yahu * eğer 2 gün içerisinde bana 6000 tl para kazandırırsan sana bir akşam yemeği hazırlarım, içkiler de benden ahahaha diyerek iyice hafif meşrepliğin dibine vurmuş 30 yaşında dul hatun moduna girdim. haliyle adamın yağlarının erimesi çok uzun olmadı.
- cep telefonundan gönderebilirim ama dedi, feysbuk üzerinden gönderemem, takip altında çünkü hede hödö şeklinde atmasyonlarla numaramı istedi piç. arkadaşa feysbuk üzerinden gönderen denyo, hatta bunları yazarken takip edilmeyip maçları gönderince takip ediliyormuş falan, zekaya bak.
-ok dedim, yaz 05..... şirket numarasını kakaladım buna. tabi ki whatsap hesabımı bir kadının hesabı olabilecek şekilde düzelttikten sonra.
neyse, whatsap dan yardırmaya başladı müptezel. 3 tane kupon verdi şimdiye dek. oynamadım hiçbirini, arkadaşa gönderdim, belki tutar da zararını karşılar diye. hepsi yatmış. tabi ben bunları gördükçe trip moduna giriyorum falan. ya sen de kandırdın beni, bütün erkekler aynısınız yhaa falan diye. adam yemin billah ediyor, ya valla süpriz geldi, imkanı yok falan diye.
bugün mesaj attı, 5 tane maç. biri bile gelmedi yine. buluşmak istiyor sapkın abaza, taam dedim, kadıköy deki boğa heykelinin oraya gel saat 01.00 da. evim oraya çok yakın diyerek. muhtemelen hala orda bekliyor dangalak.az önce resim atmış, bekliyorum falan diye. öyle bir de çirkin, öyle de kötü gülerek poz vermiş ki. siker misin, ağzına mı sıçarsın pozu.
entry yazmaya başlarken mesaj attı, nerdesin diye. nakitim kalmamış, taksiyle gelicektim ama param yok mesajı attım. hemen atladı sığır, hemen hesap numaranı gönder, 500 göndereyim diye.
sonuç : kendine güvenen varsa hesap numarasını göndersin, hesabına 500 gayme aktaralım asldkjfskljakldja.
edit: tabi ki, kız olsam da vermezdim. bir kupon tuttursa belki.
batışlara yan basan fosvagın grubunun , türkiye deki kerizlere vosvagın itelemenin en geçerli taktiği olantok kapı sesini donanım olmaktan çıkarıp ekstra ya alması durumudur. zararı türkiye den telafi edebilirler böylelikle.