Naturalist
0 (düz adam)
onuncu nesil yazar 0 takipçi 0 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    18 yaşında olmak ve türkiye gerçeklerini görmek

    1.
  1. türkiye şartlarında 18 yaşında olmak kadar zor bir şey yoktur emin olun. soyutsal düşünce ufak ufak geliştiği için ülkenin siyasal konularda ne kadar boktan yerlerde olduğunu fark ediyorum. ilk oyumu kullanıyorum. postmodern faşizmi görüyorum ve tadıyorum.

    geleceğimin, ülkenin politik durumuna bağlı olduğunu anlıyorum. ülkede her şeyin spontane bir şekilde geliştiğini görüyorum. bir bakmışım üniversite sınavına gireceğim sene cemaat ve hükûmetin arası açılmış. korkuyorum. çünkü biliyorum üniversite sınavı zamanı geldiğinde bu işin ucu bana her türlü değecek. öyle de oluyor zaten. zorluklarla gittiğim dershanede saç baş yoluyorum. daha 18 yaşındayken saçım beyazlayıp dökülmeye başlıyor. iyi bir üniversiteyi sırf ilerde tomarla para kaldırmak için değil iyi bir eğitim alıp kültürel ve kişisel gelişimimi tamamlamak adına istiyorum. ama olmuyor sözlük. iyi bir üniversiteyi hak edip etmediğim 5 tane şık arasından doğruyu işaretlemiş olmamla belirleniyor. sonra "günde 1000 soru yeter" diyen tipleri görüp akıl sağlıklarından şüphe ediyorum.

    bir yandan bunlar kafamı meşgul ederken diğer zorluklarla da mücadele ediyorum. ticaret meslek liseli olduğum için bir sigorta şirketinde stajyer olarak haftanın üç günü sabahtan akşama kadar çalışıyorum. daha 17-18 yaşındayken beyaz yakalı bir eleman oluyorum. kafamda bu kadar dert olmasına rağmen çalışmanın ne demek olduğunu öğrenmek istiyorum. bu yüzden ağır sorumluluklar altına giriyorum.(zevk vermiyor da değil) anadolu liseli arkadaşlarım hafta içi evinde yatarken, dershane ek derslerine rahatça girebiliyorken ben o sırada başımda genel müdür yardımcısı, elimdeki projeyi bitirmek için ter döküyorum. çalıştığım yerde hemen herkes tarafından yaşıma rağmen başarılarımdan dolayı takdir görüyorum. eğer iyi bir eğitim alırsam çok başarılı biri olacağım söyleniyor. bunu duyunca daha fazla istiyorum üniversiteyi.

    sadece haftanın iki günü okula gidiyorum. okulum beni 2. sınıf insan olarak görüyor zaten. "2 senelik okursun amına koyım" diye gezen öğretmenler görüyorum. bizi niteliksiz ara eleman olarak görüyorlar. haftanın 7 günü hem dershane hem iş hem de okulu bir arada götürüyorum. bir günü bile kendime ayıramıyorum. spor yapamıyorum. bir enstrüman çalamıyorum. bu zorluklara rağmen pes etmiyorum. çünkü ailemin uğraşlarını boşa çıkarmak istemiyorum. her şeye rağmen istanbul'un en iyi liselerinden gelen öğrencilerden daha başarılı oluyorum. ancak matematik korkulu belam oluyor. çünkü siktiğiminin eğitim sisteminde matematik sadece teorik olarak anlatılıyor. sonra senden pratik olarak isteniliyor. zaten meslek liseli olduğum için lisenin ilk sınıfında yarım yamalak matematik görüyorum ondan sonra hiç görmüyorum. anadolu liseli arkadaşlarım benden daha avantajlı oluyor. en azından bir bok anlamasalar bile 4 sene boyunca matematik görmüş oluyor. stajdan gelen 3 kuruş parayı biriktirip matematikten özel ders alayım diyorum -malum aileye daha fazla yüklenmek olmaz- ama sonra hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum sözlük.
    bazen yurt dışı hayalleri kuruyorum. macaristan veya avusturya'da eğitim görmeyi hayal ediyorum. bazen sabahlara kadar "yurt dışında kaç paraya okuyabilirim" diye düşünüyorum. uyuyamıyorum sözlük. başım ağrıyor. daha 18 yaşında olmama rağmen doktor antidepresan yazıyor. (kullananı siksinler.) piyangoyla, çekilişlerle kafayı bozuyorum. para için değil. paranın amına koyım. ben sadece iyi bir eğitim almak için bunu istiyorum.
    5 ...
  2. © 2025 uludağ sözlük