denizde kıyıdan birazcık uzaklaşıp kıyıdaki arkadaşa " gell gellll su çok güzel, burası çok derin değil." diye bağırmak. kıyıdaki arkadaşın "ayyy gelemem ben oraya, korkarım. hihihihiii" demesi de farzdır bir türk için.
kendimi yaşlı teyzeler gibi hisettim yemin ederim. 93'lü lan daha. bildiğin çocuk diycem ama artık genç adam olmuş. ben moruklamışım. takma dişlerimi takıp uyumaya gidiyorum sözlük, uyku saatim geldi.
bakın canlarım,platonik aşk konusuna yıllarını verip iyice uzmanlaşmış birisi olarak söylüyorum ki, verilen tavsiyeler hiçbir boka yaramaz. siz yine acı çektiğinizle kalırsınız. hani boşu boşuna ümitlenip tavsiye aramayın buralarda diye söylüyorum, size yazık. bu bok çukuruna bir kere düşmüşsen artık hep orada kalırsın, çıkamzasın ordan. belki zamanla üstüne sinen bok kokusu biraz geçer ama tamamen kaybolmaz, sinmiştir bir kere. biliyorum canlarım çok romantiğim, aşkı boka benzettim. ama platonik aşk böyledir. üzülmek kırılmak yok. ben 5. yılımı devirmek üzereyim platonik aşkta. tabi ilk zamanki heyecanlar yok ama onu ne zaman görsem yine atar kalbim hızlı hızlı. ne mallar varmış be, 5 yıldır çekilir mi bu, git söyle sevdiğini diyen sivri zekalı arkadaşlar kesinlikle çıkacaktır içinizden. aslında hak veriyorum kendilerine ama söylenmiyor işte. o kadar kolay değil o. hele benim gibi bir umutsuz vakaysa.
sarışın adamları severim ama bu biraz garip, hani değişik bi sarışın.
--zaten aşk-ı memnu'yu izleyen bilir. orada bir bölümde kırmızı don giymişti. o bölümden sonra "yeaaaa çokkk karizğğmatikk amaaa" diye düşünen varsa da ne diyeyim sözlük, zevk meselesi. gönül bu. ota da konar, kırmızı donlu adama da konar.
severim ramazan ayını. iftar, sahur, herkesin aynı anda yemek yemesi,top atıldıktan sonra okunan ezanlar. içim huzurla dolar. fazla dindar değilim hatta hiç dindar biri değilim diyebilirim. ama ramazan ayının gönlümde yeri başkadır.
haaa ben bu ayı seviyorum diye herkesin sevmesini beklemem ne kadar gerizekalıca bir beklentidir değil mi? evet öyle.
ateist, agnostik, teist, budist, yahudi, hristiyan... bu insanların hiçbiri ramazan ayını sevmek zorunda değil. nefret etmelerini de çok normal karşılarım. saygı duyarım. ki en doğal haklarıdır zaten. ben inanıyorum, ben seviyorum diye başkasının sevmemesini "saygısızlık" olarak nitelendirmek tam bir cehalet örneğidir sanırım.
kaç gündür mutsuzum lan, hakkaten şöyle şuh kahkahalar atmayı çok özledim. bildiğin mutsuzum yani, anlatamıyorum bile. kelimeler kifayetsiz kalıyor mutsuzluğumu anlatmaya. şimdi sözlüğü açıp mutsuzluğumun nedeninin fazla zekam olduğunu anladım ya daha ne diyeyim. ne yapıcam ben bu üstün zekayla bilmiyorum sözlük. halbuki azcıcık aptal olsam belki ben de mutlu olabilirdim. teyyy teyyyy.. akıl fikir ya rab!
gerizekalı öğrencilerin kafası bazı şeylere basmadığı için, garibim öğretmenlerin de sırf bu gerizekalı öğrencilerin iyiliği ve görevini suistimal etmemek için kullanıkları laflardır. sonunda bu gerizekalı öğrenciler tam bir ergen kıvamında gelir buraya başlık açarlar, hatta belden aşağı bile vurabilirler bu insanlara. ki normaldir adam liseli, ergen işte diycektim ki bak aklıma ne geldi;
ergen var gelir buraya başlık sıçar, öğretmenlerin arkasından atar tutar, daha doğrusu tam anlamıyla ergen bile olamamışken, 17 yaşında insan var; adam gibi fikirlere sahip olduğu için, boş işlerle uğraşmadığı idam edilir.
ben bazen bu modele giriyorum. ne biliyim hacı, makyaj falan yapınca bi şeye benziyorum sanki.işte o zamanlarda kendime kısa bi süreliğine de olsa güzel hissediyorum. napalım panpa çirkinsek, ölek mi?
artık son dört haftamın kıymetini bilmektir benim için. şimdiden bi hüzün çöktü bana. artık kendimi öğrenci gibi bile hissetmiyorum. 1 ay sonra elimde diploma ile sap gibi kalıcam ortalıkta ya da sıkıcı bi iş hayatı başlayacak. ama öğrencilik öyle mi? canın istemezse gitme derse, nasılsa atar biri imzanı, hava yağmurluysa, canın sıkkınsa okula bile gitme. akşamlar çık gez eğlen iç içebildiğin kadar. konser mi var hiç kaçırma. tabi bunlar için para lazım gençler. eğer parayı kullanmasını biliyorsanız, ailenizi zor duruma sokmadan, parayı çar çur etmeden eğlenebiliyorsanız ve üniversite öğrencisiyseniz hayat size güzel. öğrencilik iyi güzel diye okulu uzatmaya kalkmayın, ailenize yazık olur. ama yok bizim maddi durumumuz iyi panpa, sen ne karışıyon derseniz, buyurun efendim doya doya çıkarın öğrenciliğin tadını.
öyle bir geçer zaman ki dizisinin etkisinde kalmış liseli ergen kuzenim;
"14 Yaşaltı Dünya Su Altı Dayanma Rekorunu 5 Dakka ile Küçük Osman Kırdı." yazar duvarına.
yorum benim ergen kuzenden daha ergen bir kızımızdan gelir;
"mankendi suyun içindeki açklama yaptlar magaznde"
direk kopyala yapıştır yapıp, hiçbir şey değiştirmedim yorumdan. aslında çok yaran bir yorum değil belki ama kızımızın soyadıyla bütünleşince cuk diye oturmuş.
...... balık. kızın soyadı balıkmış lan. sazan daha iyi olurdu zannımca.
ömürden en az 10 yıl alır bu ders. hele bir de matematik bölümü öğrencisi olan insan evladı, zorunlu ders olan topolojiyi ite kalka alıp geçer, ertesi yıl da seçmeli ders olarak gidip "seçmeli topoloji" alırsa ben onun beynine tükürürüm. bir insan bu kadar salak olmamalı. lan sen zorunlu dersi zor geçmişsin, seçmelisi senin ne haddine.
o teoremler ezberle ezberle bitmez.yüzlerce teorem vardır ezberlenmesi gereken. benim kafam yaklaşık bir haftadır s*ik*l*yor. eğer çiçeği burnunda matematik öğrencileri, bunu okuyosanız, benden size tavsiye: ruh sağlığınızı korumak için bölümü bırakın anacım.
herkesin amına koymak istiyorum sözlük. şu bir kaç gündür feci şekilde istiyorum bunu.
şu başlığa gelip sürekli itiraf yazanlara ben bu yazıyı sana yazdım başlığına ağlak entryler yazan yazarlara,
okulu uzatmam için elinden geleni ardına bırakmayan sevgili(!) profösöre,
ağrıyan başıma
bitiremediğim tezime
ezberleyemediğim teoremlere
her şeyin amına koyim. ayrıca konuyla ilgili olarak;
muhtemelen bu annelerden biri herifin tekini doğurmuştur,pardon sıçmıştır. sonra da o herif gelip burada sözlüğün içine sıçmıştır, biz de bu başlıkta entry sıçarak bu boka daha fazla prim veririz falan. uzar gider bu azizim.
finali bok gibi geçmiş, okul kesin uzayacak, aşk hayatını hiç sorma zaten, batabileceği kadar dibe batmış. teorem ezberlemekten kafası sikilmiş, tezini yetiştirememiş. daha ne olsun lan. sonra gel de küfretme amına koyim. evet pratikte böyle bir yeteneğim yok ama söyleyince rahatlıyorum.
"kızlara küfür hiç yakışmıyor, ne o öyle erkek gibi" şeklinde düşünüp, bık bık ötenlerinde amına koyim.
bu entryi okuyup "ne yazmış bu yeaaaa, küfür çok ayıp bi kere tamam mııııı" diyenlerinde amına koyim.
bugün aklımdan geçti bu olay. hemde ciddi ciddi düşündüm. kızla erkek birbirlerinin ismini, ne iş yaptığını ya da nerede okuduğunu falan bilmeden bir gün boyunca sevgili taklidi yapacaklar. öğlen 12 de başlayıp gece 12 de bitecek bu sevgili muhabbeti. sonra da yolcu yolunda gerek deyip, ayrılacaklar. birbirlerini tanımasınlar, isimlerini bile bilmesinler mesela. gece 12 den sonra birbirlerini bir daha hiç görmemek üzere yollarına bakacaklar.
kaldır kapağı bak
kimler can çekişiyor cennette
kim çoktan ölmüş
kim diri kendi cehenneminde
demiş adam. daha ne desin?
bu adam şarkıyı söylemiyor, yaşıyor. dinleyiciye de yaşatıyor şarkıyı aynı zamanda. ayrıca şarkılarının sözleride gayet kaliteli. demet akalın ya da nihat doğan ın şarkıcı sayıldığı bir ülkede boşverin çok kimse bilmesin bu adamı. az kişi bilelim biz onu.
söylese o ben söyleyemem şarkısı vardır ki, yeşilçam tadı bırakır insanda. arafta kesinlikle dinlenilmeli. o konuya girmiyorum bile. kısaca bütün şarkıları dinlenilmeli.