güne koşturmacayla başlamak, trafikte akşam ne pişireceğini düşünmek, iş toplantılarında günü yaklaşmış fatura ekstrelerini kafada tasarlamak, aile fertlerine sağlıklı beslenme için yedirecek ot çöp aramak, biri hastalandığında insanüstü bir kuvvetle belkide sabaha kadar uyumadan iyileştirmeye çabalamak. bıkmadan usanmadan planlamak, programlamak, denetlemek, sorgulamak, derlemek, toplamak, temizlemek, düzeltmek ve bunları yaparken de peelingleri, 50 spf kremleri ve gözaltı kırışıklıklarını önlemeyi aksatmamaktır. kadın olmak üstün hayalgücü, kurgulama becerisi ve çok yüksek fiziki performans gerektirir.
geniş toprakları olan bir çiftçinin arazisini satıp parasını ölünceye kadar yemesi durumuyla özdeş durumdur. çiftçi iyi bir hayat yaşar belki ama üretemedikten sonra, geleceğe, geride kalacaklara bir katkı sağlamadıktan sonra embesilce yaşasa ne olur yaşamasa ne olur.
zuhal topalla izdivaç programının konuğu olan hanımefendinin söylemi. http://birbak.mynet.com/d...-iktidarsizdi-ya-siz/4981
programın içeriğinde böyle bir konunun yer alması yadırganabilir olsa da, bir kadının kocalarından şikayet ve beklentilerini cesurca ortaya koyabilmesi açısından sevindiricidir. 3 kötü evliliğe rağmen, iyi bir evlilik ve iyi bir cinsel hayat beklediğini özgürce belirtebilmesi şaşırtıcı olsa da umut vericidir.
kumsalda güneşlenen, denizi doğayı doya doya yaşayan, beynine daha fazla oksijen alan, denizin iyotunu balığını tatmış, bu ülkede kimsenin yaşamadığı keyiflerin en alasını yaşamayı bilenleri kastetmiştir, haklıdır.
ve bu 9 günde çiftleşip, yumurta bırakabildikleri gerçeği de var ki; canlılar için yaşama içgüdüsü kadar üreme içgüdüsünün de ön planda olduğunu gösteriyor.
selami gibi kılıbık bir tipin karısından ayrılmış olması da mantık hatası. dominant teyzenin ondan iyi koca bulma ihtimali yokken, selami gibi kılıbık bir erkeğin karısından ayrılmaya kalkışamayacak kadar cesaretsiz biri olduğu gerçeği varken, gerçek hayatta o evliliğin sonlanması imkansız.
100 hidroelektrik santralinin 26 sında yargı yürütmeyi durdurma verebilmişti. referandum sonrası karar veren konumundaki kişilerin birçoğunu cumhurbaşkanı ve hükümet seçeceğine göre; ucuz elektrik uğruna dereler ırmaklar ve onların hayat verdiği tabiat yokedilebilecek, orman alanlarının vasıfları değiştirilip başka amaçlar için kullanılabilecek, sadece bu hükümet için değil, gelen her hükümet için doğal kaynakların yokedilmesine kapı açılmış olacak. yarın çok geç olmadan bugün hayır.
gelişmiş ülkelerin başbakanlarından birinin ağzından böyle bir cümlenin işitilmesi durumunda o başbakan ya istifa eder, yada adam gibi özür diler. bizde kahvehane kültürü hakim, yarın başka birşey konuşulur dünkü unutulur. zaten böyle bir inceliği hakeden toplum mertebesine yükselemedik bir türlü. bu büyük gafı da diğerlerinin yanında koleksiyonun yeni parçası olarak yerini alacak. bizde unutmaya zorlanacağız.
son gözaltına alınma nedeni olarak 40 bin tl gibi bir rakamın zikredilmekte. bu kadarcık borç için haluk gibi bir sesi susturmak içler acısı bir durum. hiç mi eşi, dostu, yakını yok dünyada diye düşündürmüyor değil. birileri önderlik etse haluk için yardıma koşulsa. oda yeniden şarkılar söylese gür sesiyle.
kemal kılıçdaroğluyla yatıp kalkan, ağzından düşürmeyen, akp li görünmeye çalışıp gizliden kılıçdaroğlu hayranlığı besleyen, kılıçdaroğlunun yediğinden içtiğinden bunları da geçtim girdiği tuvalette yaptıklarından bile haberi olan, o çıktıktan sonra tuvaleti su değil kezzapla temizleyen yazar.
sivas katliamıyla ilgili; abartmaya gerek yok, geçmişe mazi derler gibi ifadeler kullanmış olan bu arkadaşımız, shçek te yetiştiğini ve acılar içinde büyüdüğünü peşin peşin belirttiği için; yazdıklarını gerçek düşüncesi gibi görmemek ve troll olma isteğini yadırgamamak gerekir. birçoğumuzun sahip olduğu sağlıklı düşünme olgusuna ve kendine ait düşünceleri toparlayabilme gücüne en yakın zamanda sahip olmasını dilemekten başka çare yok.
adamın 8 senedir milletvekili olduğunu hala bilmeyen, bu 110 metrekarelik kooperatife de milletvekili olduktan sonra girdiğini okumayan bir zihniyetle neyi tartışabilirsin. maç sonuçlarını mı, ajdarı mı?
zebaniye sorulur
- şimdi ilk girince bir yüzüme sıcaklık çarptı ama kaldıkça alışırız, terler terler atarız.
- yok o öyle olmuyor.
- ya nasıl?
- sen alıştıkça derece artıyor, alıştıkça artıyor. birde bakmışsın. kızarmış tavuk olmuşsun.
- alışınca artıyor ama alışmadan önce değil. aşama aşama yani.
- adın ne?
- polyanna
nazım hikmetin yaşadığı dönemde onu anlayan, sanatına saygı duyanlar olmuştur. anlamayan öküzlerin torunları ise günümüzde bile anlama güçlükleriyle cebelleşmeye devam etmelidir.