inancımızda (islam'da), gayrimüslimlerin adet ve inanışları gereği kutladıkları gün ve geceleri kutlamak müslümanı küfre götüren bir davranış niteliğindedir. "noel" kutlamalarının devamı niteliğinde olan yılbaşı gecesinde de yapmamız gereken, diğer gün ve gecelerde hayatımıza nasıl devam ediyorsak yine aynı şekilde devam etmemizdir. "biz yeni yılı kutluyoruz kardeşim!" şeklinde içinde bulunduğu yanlışı savunanlar, yaptığı hatanın ya farkında olmayanlardır yada inanç zafiyetinde bulunanlardır.
kendi inançlarında, örf ve adetlerinde yeri olmayan "yılbaşı kutlamaları" adı altında evinin salonunda çam ağacı süsleyip, başka gün ve gecelerde hindi yemeyip sadece yılbaşı gecesi hindi yeme gereği duyanların, ellerinde kadehler, başlarında karton kukuleta veya "noel baba" şapkası olanların, ağızlarında kaynana dili düdük ile tabiri caizse kendinden geçenlerin ve bunu sadece (kendilerine göre masumane) "yılbaşı kutlaması" olarak değerlendirenlerin ne kadar büyük bir gaflet içerisinde olduklarını üzülerek hatırlatmak isterim. bu durum aslında sadece yılbaşı gecesi için geçerli değildir, diğer tüm batıl dinlerin kutladıkları gün ve gecelerde de aynı şekilde hal ve hareketlerimize dikkat etmemiz ve kendi inançlarımız ve örf, adet ve ananelerimize göre hareket etmemiz gerekmektedir.
ayrıca inançları gereği kutlama yapan gayrimüslimlere de herhangi bir saldırıda bulunmak, hakaret etmek hiç bir şuurlu mümine yakışmayan durumdur, bunun gibi fevri hareketlerden kaçınılmalıdır.
bizim olandan vazgeçip, başkalarının bize empoze ettiği gün geceleri kutlamak onlar gibi olmaya çalışmak hiç bir mümine yakışmayan durumdur. yeni yılda sade bir şekilde iyi temennilerde bulunmakta herhangi bir beis bulunmamaktadır.
hemen hemen tüm yazarların başına gelmiş veya gelmesi muhtemel olan durumdur. enrty yazılır ve sonrasında eklemekten vazgeçilip silinir. nedenlerinden biri mükemmeliyetçi olmaktır.
at gözlüğü ile bakıldığında sadece ak partili olarak görünen fakat içlerinde mhp, bdp, sp, hatta ve hatta chp gibi partililerinde o kanaatte olduğu yerinde bir önermedir. teröristler dağlardan inip sokaklarda provokatör olarak sahneye çıkmıştır. bunu görmemek, anlamamak için ya ebleh olmalı yada onlara yandaş olmalı insan.
türk filmlerindeki tecavüz sahnelerinde özellikle nuri alço'nun başrol oynadığı filmlerde, sıklıkla karşılaştığımız. john carpenter'in the end isimli parçasıdır.
ayıkken sarhoş gibi davranmak ile eşdeğer bir durumdur. yapılan iğrenç esprilere gülmek, avaz avaz bağırarak şarkılar söylemek, ilginç sesler çıkarmak bunlara bir örnektir.
facebook'u amacından tamamen saptıranlar için açılması gereken bir hattır. 7 gün 24 saat, online olan sanal sosyal insanları, reel hayata adapte etmek için hayata geçirilmesi gereken bir projedir.
iş yoğunluğundan veya erindiğinden, telefonunu şarj etmeye fırsat bulamamış olan insanların sıklıkla duyduğu sinir bozucu sestir. şarjı bitmek üzere olan kişinin bu duruma bir çözüm arayışlarını beraberinde getirir. örneğin; "pardon, sizde ince uçlu şarj aleti varmı acaba?" gibi.
evet efendim, içinde bulunduğumuz şubat ayı ve açılan 14 şubat ile alakalı konular beni bu başlığı açmaya yöneltti. bir kıza çıkma teklif etmek cidden zor bir iştir. (profesyoneller hariç) kıza çıkma teklif etmeden önce, mutlaka onunda size karşı birşeyler hissetmesi, en azından sizin varlığınızdan haberdar olması şarttır. baştan belirtmek isterim ki, burada en önemli nokta medeni cesarettir. medeni cesaretinizi toplayıp karşısına çıkarak konuşmanız sizin için daha avantajlı olacaktır. cep telefonu ile mesaj atmak, facebook'tan dürtmek ve mesaj atmak ve içlerinde en beteride onu tanıyan birinden haber göndermek gibi durumlardan sakınmalısınız. "ellerimde çiçekler, kapında sırılsıklam" gibi aşırı dozda kullanılan romantizimden de uzak durmanız sizin yararınıza olacaktır. her zaman kendi duruşunuzu ve ağırlığınızı korumalısınız, ne istediğinizden emin bir tavır ile karşısına çıkıp kekelemeden, "ya benimsin, ya karatoprağın!" felsefesinden uzak durarak ondan hoşlandığınızı belirtmeniz, karşı tarafın muhakkak hoşuna gidecektir. konuşurken, fazla abartmadan, karşınızdaki kızın gururunu okşamanızda önemlidir. bu durum karşısında kız sizden zaman isterse eğer ona istediği zamanı verip kesinlikle sıkboğaz etmemelisiniz. sizinle çıkmayı kabul ederse zaten amacınıza ulaştınız demektir. "başka biri var hayatımda" veya "başka birinden hoşlanıyorum" derse kendinize yakışanı yapıp sessizce uzaklaşmanız gerekir. sonuç olarak ne yaparsanız yapın kız eğer sizden hoşlanıyorsa bir şekilde amacınıza ulaşırsınız. olmuyorsa zorlamak, sizi hem kız karşısında küçük düşürür hem de psikolojik sıkıntılar doğurabilir.
her erkek çocuğunun (müslüman olan) başına gelen sünnet olayını bir nebze olsun hafifletmeye yarayan, süslü elbiselerdir. bir adet pelerin, bir adet pırpırlı gömlek, bir adet asa, bir adet süslü şapka ve olmazsa olmaz maşallah yazısı ile bir birini tamamlayan elbisedir.
üniversite'de meslek ile alakalı bölümlerden herhangi birinde öğrenim gördükten sonra, mali müşavir olmaya karar verip başvuruda bulunan, uzunca bir çalışma sonucu smmm staja başlama sınavı'nı kazanan, 3 yıl staj yapacak olan (çile çekecek olan) mali müşavir adayıdır. stajer olmak zor zanaattir. staj yapacak yer bulmak "samanlıkta iğne aramak" gibidir. cebinden sigortasını ödeyip staj yapan çok smmm stajeri tanıyorum. (evet onlardan biride benim) cebinden sigortasını ödeyip staja başlayan, stajer'in çilesi iş bulduktan sonrada bitmemektedir. bütün angarya işleri, ayak işlerini yapmakla başlar staja. 3 yıl bu şekilde staj'ına devam eden smmm stajeri'ni 3 yılın sonunda zorlu bir sınav daha beklemektedir. bu sınav sonunda belgesini alan stajer'in aklında bir soru vardır. "bunca emeğe değdi mi?"
bir adet poşet çay ile 5 bardak çay içmeyi başarabilmiş insandır. büyük olasılıkla öğrenci milletindendir. nasıl başardığına gelince bardağındaki demli çayı, bir kaç yudumda sürekli doldurup dem oranını israf etmeden eşit dağıtım yaparak bu başarıyı elde eder.
günümüzde varmıdır bilemem, ama bizim ilk okul çağımızda vardı, bu model çocuklar. öğretmen'in ikazlarına rağmen muz'u getirir ve afiyetle yerdi. tüm sınıf salya akıta akıta izlerdik. devlet bahçeli'de o zamanlar bu derin sıkıntıyı dile getiremedi.
üniversiteyi bitirip iş hayatına atılan genci bekleyen hazin sondur. nedeni ise; 20 yıl önce ekmek arslan'nın ağzında idi, aradan geçen 10 yılda ekmek arslan'nın miğdesine indi, günümüzde ise malesef sadece dışkısı kaldı.
elektronik posta adresinizi bir şekilde bulmuş olan, saçma sapan reklam veya web sitelerinden gelen elektronik postalardır. örneğin; "erkek azdırıcı" ismiyle haftada en az 3 defa mail adresime gelen elektronik posta.
sabah yoğun kar yüzünden boş kalan otoparkı görünce, içinizden bir ses "bu fırsat bir daha ele geçmez asıl el frenine" der ve o andan sonra çılgınlar gibi arabayı bir sağa bir sola savurursunuz.
genel olarak 50 yaş ve üzeri bayanlarda rastlanan insana ilk duyduğunda şaşkınlık veren isimlerdir. günümüzde çoğu bayan isimleri benzer olduğu için farklı isimler daha kalıcı olabilmektedir. örneğin; benim bundan 5 yıl önce tanışdığım bir teyzenin ismi şaziment idi ömrüm boyuncada unutabileceğimi zannetmiyorum.
