15 yıl önce biten ve necip fazıl'ın da sitem ettiği o düzen ile ilgili sarf ettiği güzel bir cümle
iSTENiLEN DÜZEN 1 KiŞiYE 9 GAZOZ , 9 KiŞiYE 1 GAZOZ
(bkz: necip fazıl kısakürek)
ayrıştırmayı hedefledikleri iddia eden sadece bu olayların bilinmesinden rahatsız olan kişilerdir. ister alevi ol ister sünni, böyle bir tehlike var! ve yavaş yavaşta kendisini gösteriyor. ben bunu izzah etmek zorundayım.
haber yapmak yerine hükümete yüklenmektir. her fırsatta hükümete mal ettirme çabasındadırlar. öyle ki subliminal mesaj vermeyide ihmal etmiyorlar allahın malları !
giderek söz hahipliği ve saygınlığını kaybeden ulusalcıların ileriki dönemlerde önerecekleri türkiye modeli şu şekilde olacağından süphem yok.
malum hepimiz biliyoruz ki, ortada kürt eyalti diye bir şey dönüp duruyor. bu model ile ilgili çalışmaların yapıldığınıda söyleyebilirz. chp ve diğer ulusalcıların önerecekleri model şu şekilde olacaktır.
türkiyenin güney doğusunda kürt yönetimi hakim olsun, karadeniz böylgesine dokunmayalım çünkü hepsi manyak,
iç anadoluya siz muhafazakar kesim hakim olsun. istanbul,izmir,müğla ve kıyı şeridindeki en güzel şehirlerde bizim istediğimiz şekilde yönetilsin. buna yakın bir model sunma ihtimalleri yüksek
not: sırf siz söz sahibi olmayasınız diye akp ye oy vereceğim !
edit: türkiye türkiye olalı böyle özgür bir ülke olamadı. bak herkes başkalarına hakaret etmeden ifadelerini açıkça dilegetirebiliyor. bundan on yıl önce siyasi fikirlerinden dolayı sürgün edilmeyen sanatçı, yazar, siyasetçi mi kaldı ?
şimdi diyecekler ee şuanda gazeteciler içerde. hiç kimse fikirleri için içerde değil. bunu herkes gayet iyi biliyor. oluşturuan bu özgür düzeni bozma girişiminden dolayı içerdeler. onlara göre onların istemediği bir şey bu ülkede gerçekleşemez. çünkü onlar bu ülkenin asıl sahipleriiii
ay bu adam imam hatip mezunu bee !! diyen, ancak adamın karşısında kılını kırıpdatamayan tiplerdir.
kendileri, toplumun en kültürlü, en bilgili, en anlayışlı, en okumuşu, en ileri görüşlü insanlar olduklarını iddia etmektedirler. ama gel gelin görün ki, küçümsedikleri, kendi çapında aşağıladıkları, erdoğan'ın karşında dut yemiş bülbüle dönüyorlar.
üniversite okuyup bilgili olduğunu zanneden ukala mı ukala, çok bilmişlik taslayan gençlerdir. karşısındaki insanı donanımı ile değil, kılık kıyafeti ve en son eğitim gördüğü alanı ile değerlendiren tiplerdir. karşısındaki insan, onun söylediğini dinlesede, kendisi aynı saygıyı karşıdakine vermiyor. karşısındaki insan konuşunca dinleme gayreti bile göstermiyor. kafasını sağa-sola çevirip, ağız ve dudağı ile oynayan zavallı tipler.
saç sakal bırakıp, piercing takınca kendilerini en modern, en bilgili insan sıfatında görüyorlar. lise 2 terk olsakta, bu conconları yerin altına gömebilecek kadar bilgi ve tecrübeye sahibiz evelallah !
mezhepçi olduğumu iddia ediyorlar. kesinlikle değilim. alevilerin vahşice öldürdükleri sünni genç adlı başlığı açma maksadım şudur;
sabahtan beri esad katilini savunup, sözlükte sünni kini gütmeye çalışan alevilerin, aslında göründüğü gibi pekte modern insanlar olmadığını vahabi köpekleri ile eşdeğer köpekler olduğunu gösteren bir örneği size sunmak istedim. paylaştıkları resim ve videolarlar "görün göürün ! bakın sünniler ne kadar vahşii ! diye yırtınırken savundukları kendi mezheplerinin de çirkin yüzlerini unutuyor, görmemezlikten geliyorlar. yani dostlar aleviler de vahabilerde aynı göten çıkan boktan ibaretler.
türkiyede de alevilerin de aşırı sünnilerinde araplarda ki alevi ve vahabilerden hiç bir farkı yoktur. iddia ettikleri gibi, aleviler de de hoşgörü, tahammün yok aksine aşırı derecede sünni kini vardır. aha da buda türkiye'de bir örnek. http://dunya.milliyet.com....2009/1148078/default.htm
daha sayim mi ?
not: bu iki mezhep varolduğu sürece, türkiye abd ve iran çekişmesi için kaçınılmaz bir koz olur. iran bir taraftan abd bir taraftan burada siyasi politikalarını uygular.
hintli şarkıcı MUAZZEZ 'e olan parçadır. türklerin "kola isteyen hintli" olarak yorumlaması güldürmüştür.
ayrıca kolaverdi hintçe de "canı feda etmek " olduğunu arkadaşlardan örğenmiş oldum.
türkiye'de bazı örgütlü insanlar tarafından dönem dönem gümdeme getiriliyor. bu kavram, halkı dine düşman etme, kendi çıkarlarını korumak için olmayacak, olmasıda mümkün olmayan bu kabusu diri tutma çabası gözden kaçmıyor. öyle ki, hem kendileri, hemde halkın belirli bir kesimini paranoyak olmasına vesile oldular. zaman zamanda perili köşk gibi korkuyu kendilerinin de oluşturma gayretine girdiklerini tüm türkiye gördü.
niçin kendileri böyle bir kabusu oluşturma çabası içinde olsun ki? diye soruyorsanız bu örnek size bir kaç şey daha hatırlatacağından eminim. (#20922535)
tek bir ortak madde olarak görüyorum oda;
avrupadaki islamofobik bireylerin toplumun en cahil ve en sığ düşünebilen insanlar olarak bilindiği gerçeği ile türkiye de ki islamofobik ulusalcıların da, en sığ en cahil kesim olmasıi bizi avrupa ile ortak bir nokta da bağlamaktadır.
yıl 1995,
mevzu; baş örtü
her zaman ki gibi eşi benzeri olmayan bir egoya sahip olan, kendini padişah zanneden kılıbık bir rektör ve bir adet yalaka orospu içeren video.
çok gariptir. şuan çıksam sokağa tuttuğum 20 kişiden emin olun 15-16 sı mhp li çıkar ama seçim dönemlerinde, ya akp yada saadet galip geliyor. sandık başına giderken değişimemi uğruyorlar nedir anlamadım gitti.
şüphesiz ki, burada düşüncelerini açıkça ifade ettiği gibi, köşe yazarlığında da aynı şekilde davranamaz. geleneksel bir davranışı sergilemekten kaçınmayacaktır. ezilenin yanında değil, bir taraf seçip, ona yalakalık yapacaktır. genel yayın yönetmeninin önüne taze kemik atması için ayakkabısını yallayacaktır.
fethullah gülen sempatizanın sindiremediği eleştiridir. ne lan? allah mı bu adam ? peygamber mi ? ilah mı ne nee?? eleştirilemez mi ?
hakaret ettiğini idda eden badem bıyıklının yaptığı eleştiri değil, düpedüz hakarettir.
ırkçılığı ile bilenen kemalist beynin içinden fırlamış düşüncesidir. yıllarca bu ülkede etnik köken ayrımını yapan kişilerin ülkücüler olduğu zihinaltımıza yerleştirildi. ülkücü denilince, aklımıza "vuran, kıran, saldıran, o şucu, bucu diye ayıran, eli taş ve sopalı bir geçlik aklımıza geliyordu. ancak, son 4 yılda o kadar çok olay oldu ki kimin ne olduğu birazcık daha belli oldu. yani saflar belli oldu. buna bir kaç örnek verebilirim. mesela mardinde kurucular arasında çıkan çatışma ve bu çatışma sonucunda ortaya çıkan katliamı kemalistler "beter olsun birbirini yesinler !" şeklinde değerlendirirken, alperen ocakları olsun diğer ülkücülerde milletimiz için vahim bir durum şeklinde değerlendirdi. ayrıca, van depreminde bu ulusalcı ve kemalist zihniyet, "ohhh iyi oldu, keşke taşüstünde taş kalmasaydı !" şeklinde değerlendirirken, ülkücüler yardım kampanyası düzenlediler, yardıma muhtaç olan insanlar için seferber oldular. yani bu sınavlarda ülkücüler kesinlikle geçtiler, inanıyorum ki halkın büyük bir çoğunluğunun bakış açısıda değişti. ve herkes gördü ki, ırkçılığı yapan kişilerin, sözde kendilerine türk dedikleri, ancak çoğunun türklükle alakası olmayan bu zihniyetin olduğunu gördü. bir kez daha sınıfta kaldılar. hem ayrıca gerçek bir milliyetçi olsalardı, kendi kültürünü, inancını ve anadolu insanını, yerden yere vurma heveslisi olmazlardı. ırkçı diye tabir ettikleri ülkücüler ise, anadolunun gerçek evlatları olduklarını herkese çok iyi bir şekilde ıspatladılar.
iş vereceği vaadinde bulunup, sonra para karşılığında şereflerini satan kızlardan bir örnek.
maalesefki buna benzer çok fazla örneği bu ülkede bulabilirsiniz. özellikle bu sektörde çalışmaya hevesli olan kızların öncelikle şerefleri elinden alındığı apaçık ! bu sadece bir örnek buna benzer yüzlercesi ve daha pisliği türkiye de mevcut
mısır karşısında sessiz kalan sözde müslümanlar. finansal desteiğini abd faşistinden aldığı için abd ne zaman darbe derse ne zaman katliam derse işte o zaman ortaya çıkacak sözde müslümanlardır.
her nekadar farklı yaşam şekillerimiz olsada, bu ülkede, bu topraklarda aynı suyu aynı içip aynı buğdaydan beslendiğimiz için sizleri de kardeşimiz gibi gördük. yönetimde duran kişileri beğenmediğiniz aşikar. sizlerin yaşam alanlarınızı kısıtladığına inandığınız için gezi parkına destek verdik. daha önce eşi benzeri bulunmayan bir kalabalık, bir kitle ile sizlerle beraber aynı sesi dile getirdik. etekleri tutuştular, korktular! ancak bu kitle içinde amacı dışında sapan, birilerinin farklı yönlendirmesini hep beraber gördük. bunu inkar edemeyiz kaldı ki eylemlerin öncülüğünü yapan kişiler de bunu doğruluyor. protestoların amacı dışına sapmaması için tadının kaçmaması için bir yerde durmak gerekirdi.
verilen bu desteğe karşılık bir nebzede olsa bir berbaberlik bir kardeşliği tetikleyici unsur olarak görürken, sizler sırf meydanları terk ettiğimiz için, kin ve nefret duymaya başladınız. maalesef ki bu kinin altında yatan sebep; yıllarca bize yaftaladığınız yobaz, gerici, bağnaz etiketlerinin kaynağıydı. bizleri, sizleri kardeşimiz gibi gördüğümüz gibi yıllarca aynı bulutun altında yaşam sürdüğümüz, kökeni farklı olsada aynı mevsimleri yaşadığımız diğer insanları da kardeşimiz olarak görüyoruz. sanırım tek farkta bu. dün meydanlarda sizinle beraberken bize yapılan zülmün kat ve kat daha fazlasına mağruz kalan mısır ve suriyeli kardeşlerimiz içinde tepkimizi koymayı boynumuzun borcu olarak bildik. bu tepkileri ortaya koyarken, sizlerinde aynı hassasiyeti göstermenizi bekledik lakin sırf iktidar destekliyor diye sizler muhalefet ettiniz. hatta ve hatta bir çok insan bu görüntüleri alkışlamakla kalmadı, daha fazla kan dökülmesi için dileklerde bulundu.
neden ? niçin böyle bir davranışta bulunuyorsunuz sorusunu size yönelttiğimiz zaman, taksimde 5 insan öldürüldü bu tepkiyi ortaya koymadınız, mısırda öldürüldü bu tepkiyi ortaya koyuyorsunuz diyede suçlamalarda bulundunuz. taksim olaylarında, bulduğunuz desteğin kaynağını, oraya toplanan kitleyi bir düşünün ? eğer gerçekten biz yoksak, o meydanlarda bizim gibi düşünen insanlar da orada yeralmasaydı ne kadar kalabalık olabilirdi ki ?
keşke yalnızca sessiz dursaydınız. ama bununla yetinmediniz. dökülen kanların arkasından kahkaha attınız. mısır size ne yaptı ? sözde savunduğunuz o mursi karşıtlarının mısırda yaptıkları vahşi ve insanlık dışı eylemlerini niçin görmezden geliyorsunuz ?
kendi adıma konuşuyorum. bu kardeşlik sınavını allaha şükür başarılı bir şekilde atlattım. gereken desteği elimden geldiği kadar gösterdim. inanıyorum ki, benim gibi düşünen bir çok insanda bu seferberliği size gösterdi. ancak, bu yaptığınız son çirkin iftira faşizan yaklaşımınızdan ötürü (kendi adıma söylüyorum) sizlere karşı bakış açım tamamen değişti. bir daha asla böylesine bir kitleyi bir arada toplayamayacaksınız çünkü siz kardeşlik sınavından kaldınız! inanıyorum ki, bir çok insanda bu şekilde düşünüyor.
ezildiğiniz zaman elinizden tutan namert olsun! düştüğünüz zaman sizede bir tekme vurmayan alçak olsun! öldürüldüğünüz zaman "temizlik yapılıyor" demeyen de sizin gibi dönek olsun!
sözde sol adı altında gezinen faşistlerin, insani duygularını yitirip, politik çıkarları için öldürülen insanlar için ağza alınmayacak cümleleri kurabilen kuru kafa zihniyetli faşizan yaklaşımlı kişilerdir.
bunlardan biride radikal gazetesi yazarı Cengiz Çandar
18 Mayıs 2006 tarihli POSTA Gazetesi olayı "TÜRKiYE'YE KURŞUN" manşeti ile duyurmuştu. Gazetede Alparslan ARSLAN'm Türk-islam sentezci olduğuna vurgu yapılarak "Allah'ın askeriyiz, türban yüzünden cezalandırılacaksınız, Allah'ın gazabı üzerinize olsun" şeklinde bağırdığı yazılmıştı.
tezcanlıktan mıdır neydendir bilinmez ama 44. sanyede söylediği şu söz ile beni korkutmuştur. "ben osmanlının çocuğuyum agaaa !"
NOT: herhan tekme tokat dalacakmış gibi duruyor.