nadiren de olsa severim
373 (Tsubasa Ozora)
sekizinci nesil silik 2 takipçi 30.70 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    tanıdığım en korkunç şeysin

    1.
  1. adını feriha koydum dizisinde, emir'in hande'ye söylediği söz.

    zaman zaman sevmediğiniz kişilere kullanılabilir. insanda küfür etkisi yaratabilir. acıtabilir.
    2 ...
  2. sevgiliyi özlerken yaşlandığını hissetmek

    1.
  3. akıttığın gözyaşları en büyük göstergesidir.

    yaşlanmanın en güzel halidir belkide. bir sebebi vardır yaşlanmanın, yaşadığın özlem, duyduğun hasret. uzaklarda sana ait bir şeyin olduğu gerçeği seni mutlu eder kimi zaman.

    o'nu düşünmekten yorulur tüm hücrelerin,

    şimdi ne yapıyor acaba(?)
    sağlığı yerinde mi(?)
    hiç aklına geliyor muyum(?)
    bizim şarkımız çaldığında benim gibi gözleri doluyor mu(?)
    yatağı bu gece boş mu, dolu mu acaba(?)

    ömür törpüsüdür. suratınızda oluşan her çizginin, saçına düşen her beyaz telin sebebidir.
    5 ...
  4. sensiz her şey anlamsız

    1.
  5. sevdiğiniz kişileri kaybettiğinizde hissedilen şey. *

    yaşadığınız hayatı yavaş yavaş sorgulamaya başlarsınız. o'nunla ve o'nsuz geçirdiğiniz zamanları düşünür durursunuz. ve hayatın anlamsızlaştığının farkına varırsınız.

    yaşamanın sadece nefes alıp vermekten ibaret olduğunu, mutluluğunun, yaşama sevincinin elinden alındığını anlarsın. birbirlerine bağlı mutlu iki sevgili görünce, canın yanar kıskanırsın. soğuk daha soğuk, karanlık daha zifiri gelir insana. yalnızlığına ağlamaya başlarsın.

    sabah uyanırsın, 'günaydın sevgilim' sesini duymak istersin. ama yoktur gitmiştir. sabah uyanmaların bile anlamsızlaşmıştır. koynuna girip uyumalarını ararsın, sevgilinin dudaklarında sabahlamalarını özlersin, tekrardan dalgalı saçlarında kaybolup gitmesini istersin. sadece gözlerini kapatıp hayalliyle teselli edersin kendini. nedensizliklerin içinde boğulduğunu anlarsın.

    o'nsuz herşeyin anlamsız olduğunu anlarsın.

    ulan kader beni hiç güldürmedin, bende senin en sonunda belanı. *
    3 ...
  6. her gözü yaşlı kadının arkasında bir erkek vardır

    1.
  7. götten uydurma, çakma sözlerin arasında en doğru önermelerden biridir.

    değmeyeceğini bilsen bile ağlarsın, aslında ağlıyorsan değiyordur. buna inanmak istemiyorsundur.

    bazen yaptığın yanlış seçimden dolayı akıyordur gözünden yaşlar. hırpalanmış, kırılmışsınızdır. yada senin yanlışlarını yüzüne vurduğundan acıtıyordur içini. belkide yaşattığı mutluluktan ağlıyorsundur. *

    (bkz: ağlamak güzeldir)
    9 ...
  8. hasta sevgilisini evde bırakıp gezmeye giden erkek

    1.
  9. umursamaz erkektir. bencildir. 'abartıyorsun bir şeyin yok' der. yanınızda olmaktansa dışarıda götünü gezdirme meraklısı olan erkektir. kendi hastalığında, sizi başına kitleyerek nazdan başka yaptığı şey yoktur. 'ölüyorummmmmm' nidalarıyla pireyi deve yapar bu tipler.

    birde sevgilisine hastayken çorba yapan erkekler vardır. ne kadar uyduruk kaydırık bir çorba olsa bile, durup dururken iyileşme sebebidir. romantiktir. pamuklara sarmalayıp saklayın o erkeği. *
    2 ...
  10. türk kızlarının esmer erkeklere ilgi duyması

    1.
  11. sarışın erkekler, genellikle sempatik ve çocuksu görünürler. esmer erkekler ise daha ağır ve daha karizmatik görünürler. aslında zevk meselesidir ancak çoğunlukla türk kızlarının ilgi duydukları esmer erkek gurubudur.

    (bkz: kadınlar esmer erkek severler)

    edit: bunlar istisna tabi.

    (bkz: david beckham)
    (bkz: brad pitt)
    8 ...
  12. sevgilinin kokusunu özlemek

    1.
  13. sevgiliyi öpen dudaklarda, sardığın kollarda, her hattını unutmamak için vücudunda dolaştırdığın ellerinde kalan kokudur. büyüdür, içine çektiğinde, huzurdur. duyulan en büyük özlemdir.

    hiçbir şeye benzemeyen bir duygudur. duyduğunda yanında hissedersin. 'keşke çekilen bir fotograf gibi saklayabilsem' dersin. bazen ağlatır, bazen güldürür.

    parfüm sıksın istemez, teninin kokusunu almak için türlü bahaneler üretirsin. yanındayken özlersin. koklamaya doyamazsın. öyle sinmiştir ki üzerine bazen o gibi koktuğunu sanırsın.

    ona duyulan bağımlılıktır, aşktır, burnunda tütendir olmadığında verilen bir cezadır. bir gün başka tenlerde dolaşmasından korktuğundur.

    ondan ayrıldığında kokusuyla teselli edersin kendini. ellerini yıkamaya kıyamaz, onu koklayarak uyumak istersin. en son iyi geceler sevgilim deyip gözlerini kaparsın.
    18 ...
  14. sevgilinin alkolün etkisiyle seni seviyorum demesi

    1.
  15. alkol aldıktan sonra basan duygusallığın dışa vurumudur. ilk dakikalarda konuşulan her şeye gülünmesiyle, beyinde gerçekleşen gevşeme sonucunda ağızdan çıkan kelimeler artık kontrol edilemez hale gelir. içinde yaşadığı en ufak şeylerin aşırı derecede hissedilmesine sebebiyet verir.

    alkolün verdiği dayanılmaz hafiflik sonucunda sadece dudaktan dökülen iki kelimedir. günlük hayatında sevmenin verdiği yükü üstüne almak istemeyen kişinin sergilediği harekettir.
    13 ...
  16. uyuşturucu bağımlısı bir kardeşe sahip olmak

    1.
  17. yavaş yavaş kendisi gibi çevresindeki herkesi ölüme sürükleyen insanın en yakını olmaktır. herkesten önce sizin öleceğinizin göstergesidir.

    gözlerinizin önünde yavaş yavaş eridiğini, okulunu ihmal ettiğini, hayattan tüm bağlarını kopardığını, neşeli günler yerine odasına kapanıp sessiz saatler geçirdiğini, zaman zaman sinir bozucu hırçınlıkları, artık sizinle hiç bir şey paylaşmak istememesi, devamlı uyumak isteyip uyuyamamasını, arkadaş çevresinin tamamiyle değiştiğini fark ettiğiniz anda, evet tehkinenin farkına varmışsınızdır. kardeşiniz yavaş yavaş kollarınızdan çaresizliğe doğru gidiyordur.

    evde yaşanan sorunlar, okulda kimlik ayrımı, okuldaki en popüler kızların uyuşturucu kullandığından dolayı duyulan özentilik, ilgisizlik, herkesin kendi aleminde olması özellikle kendini kollayan bir babanın olmaması, abinin tam bir mal olması, ergenlikten yeni çıkmış kardeşimi yavaş yavaş bu batağın içine sürüklemişti.

    babama ve anneme söylemeden bu işten onu nasıl kurtarabilirimin çözümlerini arıyordum. annem duyarsa kadıncağız kahrından ölür, babam duyarsa kız kardeşim ölürdü. gündüz öğlene kadar çalışıyor, öğlenden sonra çalıştığı paranın miktarı kadar uyuşturucu alıyordu. artık bildiğimi bildiği için daha rahat davranıyor, beni bile umursamıyordu. evden çıkmasını engellediğim her seferinde evden ayrılmakla beni tehdit ediyor elimi kolumu bağlıyordu. evden gitmesini istemiyor en azından gözümün önünde olmasını istiyordum. akşam eve geliş saatlerini düzenli tutuyor evdekileri şüphelendirmiyordu. takip edip onu bulunduğu ortamlardan çıkarmayı defalarca denedim ve uyuşturucu almak için her türlü yöntemi yaptığını gözlerimle gördüm.

    zaman zaman bıraktığına dair yalanlar atıyordu. ama lsd, amfetamin, kokain, eroin hepsini aynı anda almak isteyen bir canavar haline gelmişti. kurtulmak istiyor ama yapamıyordu. sonunda bir kliniğe yatırma kararı aldıktan sonra durumu babama anlatmak zorunda kaldım. öldürüsüye dayak yedikten sonra,nasıl bir etki yaşadıysa artık;

    günlerden ne?
    hangi aydayız?
    hangi yıldayız?
    biz nerdeyiz?
    birileri bana kötü bir mal mı verdi?

    sözleri hala daha kulaklarımda çınlar. ölmesinden korkuyor, onun yerine her gün kendim ölüyordum. çaresizlikten sadece ağlamayı becerebilir haldeydim. ama kurtulmak istiyor olması, içimde umut ışıklarının yanmasını sağlıyordu.

    kendisi önce ona bu uyuşturucuları sağlayan kaynakları ihbar etmekle başladı. kararlıydı biliyordum. bana iki seçeneği olduğunu söyledi. ya intihar edecekti ya da savaşarak başkalarına yardım ederek hayatını düzeltecekti.

    kliniğe yattı. ailesinden kimse onu 1 ay görmedi. zor ve uzun bir 5 ay geçtikten sonra hayatına yeniden başladı. yanımızda olmadığı 5 ay bizlere 5 yıl gibi gelmiş, kendisine ise daha fazla.

    yeni bir okul, yeni bir dünya kurmayı başarabilen ender kişilerden olmayı başarabilmişti.

    ergenlik döneminde olan bir gencin ebeveyni, ablası, abisi olmak hiçte kolay bir şey değildir. ama her zaman sorumluluk sahibi bir aileye ihtiyaç duyarlar. onlara aileleri olarak verdiğimiz değerden emin olmadıklarında, kendilerini korumaları zordur. işte o zamanlarda uyuşturucu batağı onlara malesef çekici hale gelmektedir.

    edit: neden yazdım(?)

    bugün 19 aralık, bizim için duygusal bir gün, bu sabah ona sarılıp varlığını, sıcaklığını hissettmemiz hiç bir şeye değişilmez.
    54 ...
  18. her yeni yılın yeni bir umut olması

    1.
  19. yeni bir umut ışığı gibi görülür yeni yıl. gelenin eskisinden daha iyi olmasını, işsizlerin yeni bir iş sahibi olmasını, yalnız olanların mutlu olabileceği bir sevgili getirmesini dileriz. hiç bitmez istekler.

    ulan hiç istemiyorum şunun gelmesini. senelerdir yeni yıl kutlarım bana eskisinden iyi hiç bir şey getirmedi. aksine hep eskisinden daha kötü olduğunu düşündürür bana. her geçen gün yaşlanma belirtilerim en başta yerini almıştır. dibe vurduğumu, hatalarımın çoğaldığını hatırlatır. ölüme yaklaştırır bizleri.

    tamamen psikolojik sanırım. değişen sadece tarih. 11 yerine 12 gelecek bir bokta olmayacak. umut yok, mutluluk yok, yine çaresizlik var.

    yeni yıla nasıl girersen tüm yıl öyle geçer yalanı var birde onu hiç söylemiyorum bile. tek doğruluğu, alkol alarak girdik öylede çıkarız anasını satayım.
    5 ...
  20. mağazanın cam kapısını fark etmeyip burun kırmak

    ?.
  21. mağazanın cam kapısına uyarı için koyulması gereken kırmızı şerit bant ya da sticker olmadığından dalgınlıkla yapılan eylem.

    sene sanırım 2009. sıkıcı bir cumartesi günüydü. aksam eve misafirin gelecek olmasıyla evdeki telaş fazlasıyla rahatsız ediciydi. salonda otururken annemin marketten bir şey almamı rica etmesiyle başladı her şey.

    çıktım dışarı markete doğru giderken mağazanın birinde içeride asılı bir çanta beynimde mutluluk sinyalleri vermişti. kendi içimde ikilem yaşadım o an. annemin 'çabuk gel, yemek ocakta' demesiyle adımlarım bir ileri bir geri gidiyordu. ardından koşar adımlarla beş dakikadan bir şey olmaz zihniyetiyle mağazaya doğru ilerledim. gözlerim içerideki çantaya odaklandığımdan yeni temizlenmiş, hiçbir uyarı yapıştırılmamış cam kapıya bodoslama girdim. ne olduğumu şaşırmış bir şekilde en az 1.5 metre geriye fırladım. e tabi öyle hızla koştum ki az bile geri fırladım. o an çizgi filmlerde kafasını çarpmış ya da kafasına bir şey yemiş çizgi kahramanların tepelerinde kuş uçuşmasının doğru olduğunu anladım. gülerek uçuşuyorlardı hemde.

    içeridekilerin bana dehşetle baktığını görünce kendimi toparladım. beni mağazada bir koltuğa oturttuktan sonra. burnumun inanılmaz ağrısını ve şiştiğini hissettim. birkaç dakika sonra çantayı alıp gitmek istediğimi söyleyince mağaza sahibi bana bence bir doktora görünmem gerektiğini burnumun pek iyi görünmediğini söylemiş olsa bile aklım hala çantadaydı. neyse çantayı aldım ve eve doğru gittim.

    annem beni gördüğünde şok oldu kadıncağız. morarmış, şiş bir burunla ona sırıtıyordum. ona anlattım. beni, her şeyi öylece bırakıp hastaneye götürdü. çekilen filmlerden sonra burnumun iki yerinde kırık olduğu tespit edildi. ana kemik ve ön kıkırdak kırılmıştı. ameliyat olacaksın ama şuan şiş ve ödemli yarın sabah gelmem gerektiğini söyleyen doktora mal mal baktığımı hatırlıyorum.

    ertesi sabah ameliyat oldum. tamponlar 1 hafta bana cehennem hayatı yaşattı ağrısı da cabası tabi. ulan bir çanta uğruna düştüğüm duruma bak.

    anne işte keşke göndermeseydim diye kendine kıza kıza bir hal oldu. kızının yaptığı salaklığı düşünmeden kendini suçladı kadıncağız günlerce. beni en çok üzende buydu. kabul ediyorum tam bir öküzüm.
    6 ...
  22. kardeşim burada yarışma oynamıyoruz

    1.
  23. fox tvde yayınlanan su gibi evlilik programında pariste yaşamış abinin kurduğu cümle.

    ulan hepiniz evlenin kurtulalım. boğdunuz yemin ederim boğdunuz bizi. hangi kanalı açsam birileri evlenmek için yırtınıyor.
    2 ...
  24. çekirdek yemeği

    1.
  25. kalorisi oldukça fazla, eziyetli yemek.

    önce çekirdekler iki dudak arasında diş yardımıyla itinayla çitletilerek ayıklanır. bir kaseye kuruması için bırakılır. malum çıkarılırken ıslanmış olabilir.

    bir çorba kaşığı zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı salça ile pembeleşene kadar kavrulur. bir tatlı kaşığı un atılır. 3 bardak su ilave edilir. kaynamaya bırakılır. 30 dakika kısık ateşte pişirdikten sonra servise hazır olur.

    afiyet olsun.**
    4 ...
  26. annenin evde çekirdek yemeyi yasaklaması

    1.
  27. temizlikten gözü dönmüş anne kuralıdır.

    akşam eve geldiğinizde ayaklarınızı uzatıp filminizi açıp onun verdiği keyfi çekirdek çitleterek tamamlamak istersiniz. elinizde çekirdeği gören anne hemen çemkirmeye başlar.
    'o çekirdek bu evde yenemez, her yeri batırıyorsunuz'(!)diye konuşur da konuşur. dökmem dersiniz, temizlerim dersiniz, ikna olmaz.

    odanızda yemek istersiniz, 'odanda yatağının üstünde yeme sakın kırıntı dökülür, üç harfliler rahatsız eder' diye gıcıklayıcı bir uyarıda bulunur.

    velhasıl çekirdek bildiğiniz zehir olur. tadı, keyfi kaçar gider.
    4 ...
  28. patlayamayan misir

    ?.
  29. dünyadaki %3'lük kısımda yer alan doğal sarışın 8.nesil yazar. *

    (bkz: #13923945)
    (bkz: #13923986)* *

    hoşgelmiştir.
    2 ...
  30. ben x1 bmw kazandım

    1.
  31. şans yazıp 5666 ya gönderip hediye kazanmış teyzenin televizyonlardaki sözüdür.

    sabah, öğlen, ikinde, akşam her saat izlemekten bıktığım reklam. biri ev kazanmıs, diğeri x1 bmw kazanmış. ilk zamanlarda bu kadar sinir olmuyordum ancak son zamanlarda 'ben x1 bmw kazandım' sözünü duydukça bütün sinirlerim tepeme zıplıyor. * inanılmaz itici bir reklam.

    'aksam televizyonda reklamını gördüm gönderdim kazandım' sözü hepsinin ağzına yapışmış. doğru aslında, televizyonda başka bir şey vermiyorlar çünkü.

    teyzecim ne olursun öde x1 bmw nin vergisini, al git arabanı çünkü içimize fenalık geldi.
    3 ...
  32. biri bana her şeyin güzel olacağını söylesin

    1.
  33. ellerinin kollarının bağlandığı zamanlarda, kendini yere düşmüş, duvarlar arasına sıkışmış hissettiğinde, ayağa kalkmak için bir ele ihtiyaç duyduğun zamanlarda, umutsuzluğun dibe vurduğu zamanlarda kişinin bir başkasından her şeyin düzelmesini duyma ihtiyacıdır.
    7 ...
  34. sevgilisine doğum gününde pasta yapan erkek

    1.
  35. zor bulunup kıymet bilinmediğinden çabuk kaybedilen erkektir.**

    romantik, sevilesi, zor bulunan erkektir. bulduğunuzda hemen evlenin kaçırmayın. ütü bulaşık işlerinden de anlayacağı kesindir.

    yada o kadar marifetlidir ki her an tekmeyi vurabilecek kapasitesi olan erkektir.
    yada zehirleyip öldürmek amaçlı yapmıştır.

    sevgili kız arkadaşının çok hoşuna da gitmeyebilir çünkü; ev yapımı bir pastayla, doğum gününü evde geçirecek olan kızdır.
    4 ...
  36. sekizinci nesil bir yazarı don lastiğiyle dövmek

    1.
  37. eski nesillerin eski hayal güçleri işte.*

    artık donlarda don lastiği aller değildir. öyle çıkabilen lastık bulunmamaktadır. 4cm lik kalın dokuma lastıkle bedene monte edilmiştir.

    çıkmaz yani o don lastiği sökmeye uğraşmak lazım. *
    7 ...
  38. yaranın kabuk bağlamasını özlemek

    1.
  39. aslında çocukluğu, çocuk olmayı özlemektir. umursamazlığı özlemektir.

    sabah uyandığımda ayılmak için yatağın kenarında oturduğumda gözümün dizime ilişmesiyle başladı her şey.

    küçükken düştüğümde yaranın günden güne kurumasıyla oluşan kabuğu canım acısa da, tekrar kanasa da büyük bir zevkle onu kaldırdığımı hatırlattı bana. aslında dizimdeki yara değil içimdeki yaraydı o.

    bazen sırf tekrar kabuk bağlaması için tam kurumamış kabuğu ne kadar sızlasa da kaldırırdım. ne zevkti ama. işte o anı özledim ben. sadece dizlerimin yarılmasıyla sonuçlanan düşüp düşüp kalkmalarımı özledim.

    ne yazıktır ki şimdilerde düşüyoruz ama, çocukluğumuzdaki gibi iki ağlayıp düştüğümüz yerden kalkamıyoruz. oluşan yaranın acısı birinci günün sonunda geçiyor, ikinci gün kuruyor, üçüncü veya dördüncü gün kabuk bağlıyor geride kalan küçük ve zararsız izler sadece. kişi büyüdükçe aldığı yaralarda büyüyor belki kabuk bağlaması aylar sürüyor, kabuğu kaldırmanız ise yılları peşinden sürüklüyor.

    işte ben küçükken düştüğümde, dizimde, dirseklerimde oluşan o yaranın kabuk bağlamasını özledim, onu tatlı tatlı kaldırıp bedenimden söküp atmayı özledim. işte öyle zararsız yaralar almayı özledim.
    21 ...
  40. terörü beddua ederek bitirebiliriz

    1.
  41. yaklaşık 3 saat önce bülent arınç'ın ağzından dökülen, terörün çözümüne karşı verdiği müthiş önermedir.

    ulan ne güzel önerme, daha önce hiç aklımıza gelmemişti. bizim beddularımız yetmez, destek için bir hoca falan bulup birşeyler yapmak lazım. büyü v.s yaptırsak terörü bitirebilir miyiz sayın arınç?
    13 ...
  42. sobalı evde büyümeyen çocuk

    1.
  43. sobanın üzerinde kızaran kestanelerin, kızaran ekmeklerin tadını bilmeyen çocuktur. banyodan çıkınca gümbür gümbür yanan soba arkasında bir anda poposunu isıtamayan çocuktur.

    hepsi iyi güzelde soba tek odada yandığından o odadan çıkınca diğer odada götü donar insanın. bunu da yaşamayan çocuktur. odasında petek vardır. sobalı evde büyüyen çocuk gibi derslerini devamlı sobalı odada yapmak zorunda olmayan çocuktur.
    3 ...
  44. yesilkazaklikiz

    ?.
  45. (bkz: #13399756) entrysiyle bizleri üzmüş olan yazar.* * hoşgeldin.
    4 ...
  46. uçurumun kenarından aşağıya bakmaktan zevk almak

    ?.
  47. içindeki nefreti, umutsuzlukları, sana devamlı hatalar yaptığını fısıldayan iç sesini, geçmişinde seni uçurumlara sürükleyen kişilere karşı duyduğun nefreti, gözlerini kapatıp aşağıya bıraktığını hayal edip zevk alırsın.

    yanaklarından süzülen yaş bile yüzüne bir tebessüm kazandırır. insanı diriltir. tüm hayatınızın gözlerinizin önünden geçtiğini hissedersiniz.
    3 ...
  48. pastanede evlenme teklifi etmek

    1.
  49. deliler gibi seviyorsan, baktığın her yerde onu görüyorsan, kokusunu duyduğunda dünyanın en güzel kokusunu koklamış gibi hissediyorsan, aldığın teklif mutluluktan gözlerinden yaşları süzdürüyorsa mekanın ne önemi var ki(?) varsın pastanede olsun.

    tabi bu herkes için böyle değildir.
    kimileri 'ayyy pastanede mi etti, ne basit' diye küçümsemiş olasalar bile sizin umrunuzda olmaz. güler geçersiniz. onlar kız kulesinde veya çok lüks bir restaurantta şampanya bardağının içinden çıkacak tek taş yüzükle evlenme teklifi bekleyen kişilerdir. belkide kendilerince haklı yönleri vardır. özel olmasını istiyorlardır. kişinin kendi terciğidir.

    biz o zaman allah herkesin gönlüne göre versin diyelim. *
    2 ...
  50. küçük erkek çocuğunun sapıklık yapması

    1.
  51. şıkça rastladığımız karelerdir. genellikle 3 ile 5 yaş arası çocuklarda görülmektedir.

    akıllıdırlar, olaya sinsi şekilde yaklaşırlar. önce gelir yavaş yavaş sırnaşarak, sevimli gülücükleriyle yaklaşıp ilgi çekmek isterler. amaç kucağa oturtturulmaktır. çünkü orada dokunulmak istenilen bölgelere daha rahat ulaşacaktır. yaptığı sevimlilikler karşısında amacına ulaşmış olan küçük veled, kucağa alınmıştır.
    kişi konuşmaya dalmış, çocuğun ilgisini çeken kahkahalar atarken, önce saçlarına falan dokunur, ters bir tepki yoktur yoluna devam etmesi gerektiğinin farkındadır. ardından yavaş yavaş aşağılara inmeye başlar, gözlerini pür dikkat kişinin gözlerinizden ayırmaz, tepkisini ölçer. tek parmak yardımıyla önce bir yoklar. yine tepki yoktur. çünkü kişi sohbete dalmış, çoğu zaman o küçük dokunuşun farkında değildir. ardından bluz içi operasyona baş vurulur. gözler ciddi bir şekilde meme sahibinin gözlerindeyken el içeriye daldırılır. kişi farkına vardığında, bir tedirginlik yaşanır. ama kişinin şaşkın bakışlarına masum, muzip bir gülümsemeyle karşılık verilir. kişi tepkisini genellikle, 'ay bak bu çok çapkın olacak' sözüyle dile getirir. çocuk işi abartıp mıncıklamaya devam edebilir yada utanır içeri kaçar. bu da çocuğuna göre değişir. **
    4 ...
  52. sevmekten değil kaybetmekten korkmak

    1.
  53. sevmek, birine karşılıksız ama her zaman karşılık beklenilen bir duygudur. severseniz, aynı duygu gözlerinizden, dudaklarınızdan hatta kahkahalarınızdan anlaşılır.

    sevmek, çok zordur, karşılıklı olduğunda güzeldir. karşılıksız olduğunda acı veren yürek yakandır. cesaretli olduğunda yücelir, beceriksiz olduğunda yıkılır. kalp çarpıntısıdır sevmek. zordur gerçekten çok zordur.

    sevmeyi istersin ama içini kaybetme korkusu sarmıştır, çünkü sevdiklerini hayat birer birer elinden almıştır. tecrübelisindir. bunu da götürecek zannedersin. onu kaybetmekten korkarsın. kaybettiğinde, bu mutluluğunu gelecekte bir başkasında bulamamaktan korkarsın.

    kaybetme korkunun sebebi vardır, sevdiğine inanmazsın, sana samimi ve içten gelmiyordur yada sen artık paronayak olmuşsundur.

    sana hep seni seviyorum diyordur. bu nasıl ispatlanır ki(?) öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, seni seviyorum samimiyetsiz, sevimsiz kendi halinde iki kelimelik bir cümle olmuş çıkmış. ağızdan dökülmesi o kadar kolay ki, seni seviyorum...
    sadece seni seviyorum demesi seni korkutuyordur ve onu artık sevmekten değil kaybetmekten korkuyorsundur. kendini çekmeye çalışırsın başaramazsın. korkularınla yüzleş der içinden bir ses, geri dönersin. mücadele vermeye çalışırsın samimiyetsiz seni seviyorumun yerine seni rahatlatacak başka sözler fedakarlıklar beklersin. ama yapmaz, korkmakta haklı çıkmışsındır.

    onsuz olduğun zamanlarda gülüşünü, bedenini bedeninle birleştirdiğin anları, sarıldığında kokusunu, iki eliyle yüzünü tuttuğunda sana bakan gözlerini, yüzündeki tüm kıvrımlarını, yaşadığın mutlu saatleri düşünür durursun. hep bir gün biteceğinden korkarsın. yaşadıklarının gerçek olduğundan şüphe duyarsın. keşke benim onu sevdiğim gibi beni sevse dersin. ama sevmediğini bilirsin.

    aslında istenilen çok şey yoktur sadece bir şans istersin. öyle seviyorsundurki senin sevginin ikinize de yeteceğine inandırmak için bir şans. ama vermez. çünkü seni ilk günden beri çantada keklik gibi görmüştür.

    şimdi ben buradan bütün bunların farkında olup, itiraf etmeye korkan sevmekten noksan yüreksizlere selam ederim.
    8 ...
  54. dudağını balık dudağı şekline sokmak

    1.
  55. çocuklar yaptığında çok sevimli görünen hareket olup, yetişkinler yaptığında bir garip görünün harekettir. yanaklarını, yanlardan ağzının içine çekerek büzüşen dudakları oynatma durumudur.
    2 ...
  56. şişman tiki kızlar

    1.
  57. itici görünen, şişmanlığın en yakışmadığı cinslerdir. 'benim kendime güvenim var, istesem zayıflarım ama zayıflamak istemiyorum' deyip o dolma gibi kilodan çatlamış, selilütlü bacaklarına kısacık şortlar giyerler. üzerlerini de, o tombiş kollarına aldırmadan askılı bluzle kombine ederler.

    burda amaç şişmanığı eleştirmek değil, insanın kendine yakışanı giymesidir. sırf moda deyip kendine yakışmayanı giymek sanırım doğru bir hareket değildir.

    yine de özgüvenlerinden dolayı hayretle taktir ettiğim kızlardır.
    yani hem tikisin hem şişmansın. ben kaçarım onu bilirim.*
    2 ...
  58. tarkan ın göbeğindeki kılları gösterme merakı

    1.
  59. tarkan'ın açıkhava konserlerinde sıkça yaptığı eylem. göbek atarken özellikle açıp açıp gösteriyor adam. kızlarda cığlık atıyor. kendilerini parçalıyorlar. tarkan'ın kıllarını görmenin verdiği mutluluk mudur bu(?) bilemedim. belliki epilasyon yaptırmayacak. acaba ağırınca da gösterecek mi o kılları(?) onu da merak etmiyor değilim doğrusu.
    3 ...
  60. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük