sinirlendiğim zaman mideme vuruyo ağrı saatlerce yanıyo midem ya da deli gibi dişlerimi sıkıyorum. eğer sinirliyken yatmışsam sabah öyle bi diş ağrısıyla uyanıyorum ki tarif edilemez..
hemcinsi veya sevgilisine söylüyosa gayet normal yapan kadındır. ne var bunda huysuzluğunu, bütün gün yatma sebebini gizlesin mi?
hoş hemcinsi olmayanlara söylüyosa da kendi tercihi bize ne.
az önce gördüm biri tivitte lise gömleğinin fotoğrafını paylaşmış. üstü yazı, imza, resim dolu. bakarken aklıma geldi ben lisede gömleğimi imzalatmadım. hiç gerek duymadım anı olsun saklıyım demedim. oysa en ufak şeyi bile hatıra diye saklarım.
bi iç geçirdim az önce keşke yazdırsaydım dedim ama hemen geçti. saklasam nolcaktı zaten andaçta yaptırmadık biz sınıf olarak. ayrıca lisenin son günü okula gidip arkadaşlarımla da vedalaşmadım ben.
20li yaşlardaysanız etrafa özenip makyaj yapmayın. yapsanız bile rimel, parlatıcı, göz kalemi gibi basit şeylerle idare edin.
5 kilo pudra, 10 kilo kapattıcı kullanmaya gerek yok. sanki malayla sıva yapmış gibi oluyo çoğu kişinin suratı. o yüzden olabildiğince doğal kalın en güzeli. zaten o makyajı yapması dert çıkarması dert, aman yağmur yağıyo rimelim akmasın diye uğraşması başka dert. doğallık iyidir iyi.
'la vie en rose' dinle diyenlerin çıkacağı ve benim milli yas ilan edeceğim gündür.
çünkü: en güzel aşk şarkısı 'la vie en rose' ben bayılıyoraaam diyen kezban grubu türemiş olcak ve 'edith piaf' mezarında ters döncek. yapmayın. herkes zaz dinlesin boşverin.
rezil bi yarışma programıdır. yaşlı başlı güzelim teyzeleri, emekli olmuş amcaları falan taşıyıp sarı çıkcak-mavi olcak diye konuşturdukları bi formatı vardır. para kazancaz diye katlanmadığı rezillik yok milletin.
yapmaya çalıştığı esprilere benim gibi gülmeyenler olduğunu görünce sevindim.
ota boka vine çekip saçmalayan, blog'u olduğunu bazen de orda saçmaladığını duyduğum kişidir. genelde 10-16 yaş arası ergenlere hitap edip komik gelmektedir.
az önce ahmet çakar'ın sunduğu var mısın yok musun yarışmasında denk geldim. bi an doğru mu görüyorum diye gittim geldim. ve doğru görmüşüm.
benim sarışın 'namütenahi' grubundan bu seviyesiz yarışmaya mı düşmüş dedim. içim yandı sözlük.
nerde zühtü coverı yapan çocuuk nerde sarı hissediyorum-mavi hissediyorum diyen çocuk.
hayat zor be sözlük...
şimdi bazılarının kan fobisi oluyo adına ne deniyo bilmiyorum. böyle kan görünce tuhaf oluyolar, kimisi pat diye düşup bayılıyo veya fenalık geçiriyo falan. neyse işte şimdi biz kız-kadın-bayan (neyi seçerseniz artık) bireyler malum her ay regl oluyoruz. e haliyle kan oluyo. merak ettiğim:fobisi olan insan eğer bayansa kan görünce fenalaşıyo mu? fenalaşıyosa nasıl tuvalete gidiyo. çok aklıma takılıyo bu konu sözlük.
artık görmemek istemektir. siz onun için didinip, her derdi tasası olduğunda yanına koştuğunuz halde araya mesafe girince suratınıza bakmıyosa doğru düzgün mesaj bile atmıyosa soğumayı bırak mide bulandırıcı hale bile gelebilirm
tavukların hafif beyazlaşması için ilk önce ocağa atılıp ardından yağ-soğan-biber--domates ve baharatlar eklenerek yapılan en kolay yemeklerden biridir. sırrı da baharatların çok olmasındadır hiç korkak olmayın atın ne baharat bulursanız gitsin.
klişe bi şekilde bekaret bacak arasında değildir demekten bıktım. ama insanlar anlamamaktan bıkmadı.
erkekler dilediği gibi sevişip, oynaşabiliyosa biz niye yapamayalım? hayır bakire olsun ama önüne gelene elletsin, öpüşsün koklaşsın ama bakire kalsın daha mı iyi? sana gelene kadar kaç kişi ellemiş olcak. en azından biriyle ilişkiye giren kız dürüst olup söyler bakireyim diyip saklamaz. çok saçmasınız çok!
iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır sözünden haberi olmayan erkeklerdir.
etraftaki bütün kızları kezban görmeye odaklandıkları için dönüp kendilerine bakma ihtiyacı duymazlar çünkü kendileri mükemmel(!) ya sırf ondan...
ayrıca o kezban dedikleriniz verse nefessiz sikersiniz. hepimiz biliyoruz.
regl olmadan yaklaşık 1 hafta önce hafif hafif başlayıp son 3 gün iyice şiddetli hale gelen nihayet hastalanınca da gitmeyip şiddetini arttıran bi illettir!
sanki kasıklarına bıçak batırıyolar gibi ani gelen bi ağrı, içinde yüzyılın savaşı gerçekleşiyo gibi sızı. iğrençtir kısaca.
sonra siz niye sinirlisiniz bilmem ne. ağrıyı sen çek seni görelim çükü olan beyefendi.
yıllardır galatasaray'dan yedikleri yetmemiş ve bunu hala hazmedememiş garip şikeci bi takımın söylemidir. kendilerini anca böyle teselli ediyo zavallılar.
iç çamaşırı ile denize-havuza girersen ıslanır üzerine daha çok yapışır her tarafını belli eder
bikini daha farklı kumaştan olduğu için ıslansa bile üste o kadar yapışmaz.
üstelik bikini-mayo vs belli bi yerde giymek için farklı model ve desenlerde tasarlanmışken iç çamaşırı kıyafetin altına giymek ve rahat etmek için tasarlanmıştır.
zaten kumaşları da farklılık gösterir iç çamaşırı fazla terletmesin diye pamuk ağırlıklıdır bikini değildir.
marinetti ve mayakovski'nin dünya üzerinde temsilcileri olduğu sanatta makina seslerini duyuran bi akımdır. türk edebiyatında en önemli temsilcisi nazım hikmet'tir.
malın kalitesi ve içen kişinin ruh haline göre değişen genel olarak mutlu-huzurlu kafaya sokan yasallaşsın dediğim güzelliktir.
içilmese bile duman altı olmayı her yazara tavsiye etmekteyim. ağzını bulamayan mı dersin, şarkı söylediğini sanıp söylemeyen mi dersin, taklit yapmaya çalışan mı istersin ne ararsan bulursun. onları izlerken kahkaha krizi de cabası.
kullanınız kullandırınız.
esrar tüketmek için kullanılan güzelim icattır. sigara içmeyip esrar içen biriyseniz dumanı en kolay bu yöntemle alırsınız. öyle sigara gibi öksürük krizi falan olmaz. hele su yerine süt ile yapılmışsa boğaz yakması denen şey hiç olmaz.
çok güzel bong aletleri satılmaktadır ha eğer öğrenciyseniz ve paranız yoksa su şişesi, permatik ve kapak yapmak için folyo tarzı bi şey gereklidir. sonrasına artık ne kafalar yaşasınız bilemem.
bi bayanın başına gelebilcek en berbat hastalıktır. tuvalete gitmek istemezsin, gittin mi o lanet his yüzünden tuvaletten çıkmak istemezsin. o yüzden dikkat etmek lazım.
bu dertten muzdarip biri olarak doktorlardan da nefret ettirmiştir beni. verdikleri çoğu ilaç bi halta yaramaz,bu ilacı kullandım işe yaramıyo dersin anlamazlar. hepsini kahretsin dersin sonunda. yok pamuklu çamaşır,yok ütüle öyle giy hepsine dikkat etmek gerekir. ilaçtan çok bitkisel yollar işe yarar.
galatasaray'ı gerek oyuncular gerek taraftar açısından müthiş motive edip şampiyonluğa adapte eden teknik direktördür.
yalnız anlamadığım bi nokta var. canım hoca neden yabancı oyuncu sıkıntısı varken hala yabancı oyuncu diye kendini yırtıyosun? yap yerli transfer kafan rahat etsin.