Kitaptan alıntı: “Halep'te hemşirelik yaptığım dönemde, üç tabur yaralı Türk askerini tedavi ediyorduk.
Arap bedeviler hastaneyi bastı."Allahuekber" nidalarıyla yaralı Osmanlı askerlerini süngülediler.Öylesine içim yandı ki,dayanamayıp gözyaşları içerisinde kendimi hastanenin dışına attım. Halep'te savunmasız,yaralı yatan Osmanlı askeri Araplar'ın tekbirleriyle öldürülüp katledildi.Aynı gün ingilizler Kudüs' e girmişlerdi. Şaşkınlık içinde Araplar'ın bunu kutladığını gördüm. Önyargıyla yaklaştığım bu insanların,uğradıkları ihanetleri,hele o hastanede katledilmeleri beni öylesine etkilemişti ki günlerce ağladım.”
(bkz: Arapları sevmeme nedenleri.)
Kor Adana olarak bilinen Korhan gürocak’ın Danışman yazarı olmasındandır belki de.. ilk bölümlerde de New York'da Güllüoğlu kafe’de baklava yiyorlardı.
Herkes işini en iyi şekilde yaparsa, en iyi yalakalık yapan değil en iyi çalışan tercih edilirse, işin içine torpil girmezse ve en önemlisi üretmekle gelişeceğine inanırım.
Ebeveynlerin iki çocuğu olmasıdır. Anne baba yerine geçen çocuklar nüfusu ilerletmezler, nüfus aynı seyreder. Kürtlerin 5 ila 10 arasında çocuklarının olması ve Türkiye’deki Suriyeli Arapların nüfuslarına rağmen Doğum oranlarının yüzdelik alanda büyük bir yer kaplaması Türkler için vahimdir. Konya’daki Suriyeli Arap anne kız’ın aynı anda doğum yapması’da bunun en büyük örneklerindendir.