"Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin." yani diyor ki eleştirebilirsiniz ama mısırlıoğlu gibi boş boş konuşup gürültü yapmayın.
geçmişteki sanal bebeklerin evrimleşmiş halidir.
Ekim ayında evlenen bir dostumun eşi bu oyuna sardı. Torrentle falan uğraşmak yerine gidip orjinali aldı çocuk. Eee yeni evliler sonuçta yok diyemiyor. Eşi evi kurmuş klasik olarak kendisini yapmış, eşini yapmış birlikte yaşayıp gidiyorlar. Bizim arkadaşta arada kontrol ediyormuş bi durumda sakatlık var mı diye. Bir süre sonra çocuk yapmışlar oyunda. Her şey iyi giderken çocuk büyümeye başlamış okul zamanı gelmiş... Sonra ne olduysa bizim arkadaşa bi soğukluk gelmiş ve en sonunda da ayrılmışlar kadında o karakteri öldürmüş... Beni mi yediler ne yaptılar bilmiyorum ama gerçekte ise bizim biraderin eşi halime... Merakla bekliyoruz sonucu...
Doktor. Hiç sekmez bu doktor olayı. Doktor olacam, öğretmen olacak bir nesil olarak büyüdüğümüz için olabilir bu. Birde tabi kadınlarının hayatlarını garanti altına almak istemesi söz konusudur. Hayır bu doktorlarında bi lafları var hemen cezbettiriyor herhalde.
"Biz insanları ikiye ayırırız. Ortadan yada kafamıza göre"
"Biz insanları ikiye ayırırız doktorlar ve diğerler. Doktorlarda ikiye ayrılır genel cerrahlar ve diğerleri" vs gibi binbir taklalı cümleler.
Aga kimsede çıkıp demiyor ki.... bende şimdi diyemedim bişey. bulamadım diyecek bişey adam yarıyor sonuçta.
Not: Ölünce devredilmelik Ssk mevcut ve çok yalnızım...
Yazın eğlencesi olan dizi. 2 bölümdür iyi gitmekte ve kendine özgün bir tarzı var. Yalnız 2. bölümün sonundaki ahmet'in söylediği bir cümle montaj esnasında sesi kısılmış gibi geldi bana.
--spoiler--
Murat: Hıım Anladım... bunlar kardeş kanal ayağına oraya koydular.
ahmet: Olur mu olur lan. Olum Star tv niye yayınlasın prime time 1'de belgesel lan? NTV daha mantıklı amk.
--spoiler--
Tabi cümlenin sonunda ses kesildiği için ağzını okumaya çalışınca "amına koyayım" diye okunuyor.
ismail abi gene verdiği anlık tepkilerle tavan yaptı. El öpme sahnesinde çocuğun babası,
-bir daha bu çocuğun etrafında görürsem sizi üşenmem. tek tek hepinizin içini açarım, birbirinizin organını diğerine dikerim. Anladınız mı LAN!
-BEN BE BEN ANLAMADIM!
benjamin maskeyi çıkarttığında yavuzun tepkisi yardı.
--spoiler--
yuh! ben de istiyorum ondan.
--spoiler--
"48. bölümde bol bol kaybedenler kulübüne selam çakmıştır."
Nah selam çakmıştır. Hoş "selam çakma" tabirini iğneleme anlamında kullanılıyorsa büyük yanılgı içindesiniz/içindeyiz. 48 bölümdür sürekli kaybeden bir mecnun var ortada. 48. bölümde de kendi kabuğundan dışarı çıkmak istemeyen bir mecnun. Şöyle demek isterim ki; burak aksak'ın yazılarını, röportajlarını, önceki yaptığı işleri yada hiç yoktan tweetlerini bile okuyunca esasında büyük bir kaybeden olduğu ortada. En az Kaan çaydamlı ve Mete Avunduk rüzgarı kadar kaybeden olduğu aşikar. En sonunda kendi hayata duruşunu en kolay ifadeyle anlatmış kanısındayım...
hadi bir kaçta bölümle ilgili bişey yazayım da tatlıya bağlayalım.
--spoiler--
che: Nerden buldun bunu?
+ Şimdi biz gelecekten geliyoruz, Orda Mağazalar var böyle resimlerinizi basıyorlar t-shirtlere...siz çok POPULERSiNiZ....
--spoiler--
--spoiler--
+ abi noldu kaça gittin?
- 3
+ 3 mü?
- heee.
+ ne vardı ki?
- hiç bişey öyle oturuyordu herkes biliyon mu mecnun. akşam sıfır partisi varmış gidelim mi?
+ sıfırlar partisi mi? gidelim ne var ki acaba?
+ hiç bişey.
--spoiler--
38. bölümde erdal bakkalın içine babamın kaçtığını gördüğüm dizi. bölümün ilk sahnesinde erdal bakkalın kaan'ı azarlayıp "git oğlum bu saatte dolaşma" derken ki tripleri aynı babam...
şoktayım halen sözlük.
katip abi cevahir'e itafen;
-Helal olsun. Her babayiğit öyle silah tehdidinin önünde duramaz.
O sırada koyu bilal araya girer ve;
- Bu da bişey mi katip abi, benim dolu tankın namlusuna oturmuşluğum var. *
an itibariyle elde patlamıştır. ilk yayın tarihi 31 mayıs 2011 tarihi diye söylentilerle doldu ortalık. halbusem ondan öncede bu gece diye söylentiler vardı. http://www.bineviradyo.com
marmaray gibi dış ülke kaynaklı bir finans sağlanacaktır büyük ihtimalle. Japonlar geldi marmaray için oluk oluk para döktüler finansını karşıladılar bitirmek üzereler. (bunu neye dayanarak diyorum National geographic - istanbul kurtulacak mı? isimli belgeselde herşeyi söylüyorlar. Teknik, finansal ve büyük bir bölümüde tarihi buluntular üzerine.) Hal böyle olunca bunca büyük bir proje için dünya finansmanında bunu direk gözü kapalı para aktaracak olanlar vardır. Yap, işlet, devret Halkım biz yaptık bunlar komple bizim sansın.
çıban başı ismail yk ve cankan gibi isimlerden dolayı böyle bir sempatiklik var türk yarışmalara. Yk ne yaptı? bas gaza bas gaza diye diye nasıl oldu anlamadım türkiye'de ileri derecede popüler oldu. her birde cankan, o da aynı hesap ortalığı salladı. Salladı sallamasınada bunlar avrupada neden tutmadı? tuttuda ben mi bilmiyorum acaba? var bizim popüler kültürümüzün yabancı sempatizanlığı. Adamlarda uyanık "hacı almanyada bi halt edemiyoruz gel biz dilini bile konuşamadığımız memleketimize gidip albüm yapalım nasıl olsa anlamıyorlar ver gitsin ayarı" diyerek geliyorlar sonrası malum...
bizde kucakları açıp bekliyoruz gelmelerini.
ey efendiler;
öyle bir ttnet tarifesidir ki kimse anlam veremez ve herkesin kafasını karıştırır. Olay şudur ki;
Benim kuzen Ankara'da okuyor ve bana anlatıyordu hep "kuzi bizde düşmüyor internet çatır çatır kullanıyoruz vs." diye benim iştahamı kabartıp kabartıp aşertiyordu yüksek indirmelere. Hali hazırda bende ttnetin yeni yıl geçirme zamlarını kendimce protesto ederken -ki şöyle oluyor ocak ayı download kotam 130gb civarı. habersiz kafasına göre yapınca zamları bende sinirden kendimi torrentimle beraber zamundanın sıcak seedlerine attım.- ay sonuna doğru üniversiteler açılınca bende harici HDD'mi kapıp yanlarına gidip bir bakayım dedim 8mbps nasıl bişey.
Gittim ve gördüm. insan cezbediyor. Torrentim 1 mbps ile 110kb sabitleyince mutlu olan ben 800 küsür kb'yi görünce gözlerim yaşlarla doldu. Birden içlendim. teknoloji dedim kendi kendime. sonra almanya ve isviçre'deki bağlantıların hızlarını düşündüm uzun uzun. daha da durumumu içerledim. 1 haftanın sonunda ne arşivime alacak 1080p'lik film kaldı nede başka bir şey. kota sorgulaması yapmadım ttnet sayfasından fakat hdd'ye inen filmlerin toplam boyutuna bakınca 170 gb civarındaydı. Eee tabi birde bunun facebook'u youtubeda gezinmesi var hadi oradanda 50 gb koyalım. artık hesabı siz yapın. işin garip yanı HIZ hiç düşmedi.
Fakat;
- evde ben modemin yerini unutmuşta olsam, 8mbps ile günde 3-5 defa reset atmak zorunda kalıyordum. Bazen 10 dk aralıkla reset atmak zorunda kaldığımda oldu.
- youtube'da video izlemeye çalışırken gereksiz donmalar yaşıyordum ya da yeniden sayfayı yüklemek zorunda kalıyordum.
- Buna karşılık torentte hiçbir sorun yaşamıyordum. *
Gün geldi evime döndüm. 1 hafta olmuştu tam Ankara'ya gideli. Giderken açık bıraktığım bilgisayar halen açık bir vaziyette ve halen 40gblık bir boxset the fast and the furious 1080plik serisini indirmeye çalışıyordu. %97'deydi. Uzun uzun baktım sonra tekrardan ttnet'e sövmek için bir sebebim olduğunu anladım. Evet gene içerledim.
Ara sıra şeytan aklıma giriyor, geç 8mpbs'ye kadar ne düşerse bahtına artık. 2011'in güngören'indesin sonuçta. ne kadar gelişmiş olabilirde ne kadar hızının düşme payı olabilir ki?
Not: Ankara kolej metrosunun oradan yukarıda doğru giderken yeşil bir köprü var hatta yanında bir park var. ev işte oralardaydı ve 8mpbs'ye kadar çıkıyor hız düşmesi yaşanmıyordu. Bunu şu yüzden söyledim. Eğer oralardaysanız denemekte fayda var. etraftaki arkadaştada durum aynı halende düşmüyor hız.
Bu da 1 mbpslik protestom : http://img27.imageshack.us/i/kotayi.jpg/ Ocak ayında 24 gün boyunca kapanmadı şubatta neredeyse hiç kapanmadı bilgisayar. Server olduk anasını satayım.
Edit: ttnet müşteri hizmetleriyle görüşmeden sonra yer ve konum itibariyle "en fazla 3mb ıkınsan 4ü zorlar" cümlesini duydum. download hat zayıflaması 45 olduğunu için.
kafasına göre takılıp her tarifeyi habersiz değiştiren kurum.
hangimizin haberi oldu acaba çok merak ediyorum, 01.01.2011'den itibaren bazı tarifelere abonelik alımının kapatıldığından yada tarife değiştirmek isteyenlerin limitsiz paketlere geçemeyeceğinden? en azından birkaçınızı aramışlardır ama bende sizin gibi ttnet kullanıcısıyım beni aramadılar mesela. belkide 1mbitlik limitsiz kullanıyorum diye "ahaaa fakire bak" demişlerdir. sonuçta kullandığım paketten çıkabiliyorum ama bir daha geri giremiyorum, halbusem tamda hızımı arttırmayı ciddi ciddi düşündüğüm şu sıralarda. hiç gerek yokmuş çünkü yeni düzenledikleri paketlerin hepsi bir birinden tuzak paketler. yok efendim fiyatları biraz çektiler aşa yada yukarı ittiler fiyatları kotaları genişlettiler vs. nette özgürlük ha? kotalı özgürlük. Dua ediyorum şimdi bu hızı arttırma işini habire yarına bıraktığım için. içimden bir his bu limitli paketlere bir ayar verecekler yada değiştirecekler yönünde bu yüzden bilgisayarı torrent bağımlısı yaptım 2011 Ocak ayı an itibariyle kota; 104gb download, 8gb upload.
facebook'un elinde patladığı güncelleme sanırım.
"facebook'un anket ve soru zımbırtısında eşeğin kulağına su kaçar mı?" diye bir anket yapayım dedim tam iki üç kişi oylamaya başlamıştı ki anasayfaya döndüğümde eşek parçalamıştı. bir ton anket mevcuttu.
tekrar yenilediğimde anket sorularından ve linklerinler eser kalmamıştı. tabi birde boys anılar'dan eser yoktu.
çift hatlı telefonda avea ve vodafone kullandığım halde "turkcell" başlıklı mesajların gelmesi. ne alaka anlamadım henüz ama ayda birkaç defa tekrarlanıyor turkcell kampanyalarından haberdar oluyorum. *
--spoiler--
ekber amcadan geliyor;
-Bak ben sözümün eriyim tohumluk, sırf bu yüzden bana Yozgat'ta Madman derlerdi. *
Akabinde Koyu bilalden;
Lan kesmeee. Allah'ım. O kredi kartını keseriken bi gökyüzüne baktım, belki bir koyun neyin gönderirsin diye. Hiç bişey göndertmedin. *
--spoiler--
cevahir kayseriliğini konuşturmuştur geçen bölümlerin birinde.
--spoiler--
aşkitom dedektifçilik, paranın yarısını şimdi veriyorum iş bitince yarısını geri alırım.
--spoiler--
En son bölümde ise eczanenin açılışındaki çelenklerde yazanlar dakikasında golü atmıştır.
