hayir soyu tükenmemistir. benim kizkardesim ve ablam evlenirken boyatmadilar saclarini. ama türkiye'de gelinler buna mecbur birakiliyor sanirim. ablam ve kizkardesim yurtdisinda evlendiler. bir mentalite farki oldugu kesin.
Hala basliginin acilmamis olduguna sasirdigim 1000 kusur sayfalik stephen king eseri. Kitabin kisaca ozeti ise soyle:
Güzel ve tamamen sakin bir bahar gününde, Maine'deki Chester's Mills kasabasının dünyanın geri kalanıyla ilişkisi, açıklanamayan görünmez bir güç alanı tarafından ansızın kesilir. Yukarıdan kabasaya düşen, yanan uçak parçaları vardır. "Kubbe" düşüp bir bahçıvanın elini ikiye ayırır. insanlar kaçışırken ailelerinden ayrılırlar ve arabalar olayın etkisiyle patlar. Kimse bu bariyerin ne olduğunu, nereden geldiğini ve ne zaman yok olacağını (ya da yok olup olmayacağını) kestiremez.
Irak'ta savaşmış ve şu an aşçılık yapmakta olan Dale Barbara, birkaç vatandaş ile gruplaşır. Kasaba gazetesinin sahibi Julia Shumway, fizik terapi uzmanının hastanedeki asistanı,seçilmiş bir kadın ve üç cesur çocuk. Bunların karşısındaysa, her şeyi gözden çıkarmış -cinayete bile bulaşabilecek- politikacı Big Jim Rennie vardır. gücünü elinde tutmak istemektedir ve oğlu da korkunç bir sırra sahiptir. Fakat herkesin asıl düşmanı aslında Kubbe'nin kendisidir. Zaman sadece az değildir, aynı zamanda durmaksızın akıp gitmektedir.
Kitabin basinda olayin gectigi Chester's mill kasabasinin bir haritasi var. Bu yol nereye gidiyordu, bu ev neyin yakinindaydi diye merak ederseniz acip bakabilirsiniz. Yine kitabin basinda kubbenin kasabayi dis dunyadan ayirdigi gun, kasabada bulunan karakterlerin birkaci alt alta siralanmis. Valla cok sayida karaktere sahip bir kitap oldugu icin bir sure sonra bu da kimdi diyebiliyorsunuz ki hepsini hafizada tutmak imkansiz. Ben bir ara soner yalcin'dan beyaz turklerin buyuk sirri'ni mi okuyorum acaba dedim kendi kendime. Oyle bir karakter manyagi olabilirsiniz ama pes etmeyin.
Kitabin yazilisi hakkinda yazmak gerekirse, King amcamiz tam 34 yil once yani kendisi 29 yasinda iken 75 sayfalik bir baslangic yapmis fakat zaman icinde taslak kaybolmus. 2007 yilinda tekrar baslamak istediginde hikayenin baslangicini tamamen degistirmek isteyecek kadar iyi hatirliyormus. Fakat yine de fazla bir ilerleme kaydedememis. Kendisini zorlayanin hikayede ki karakterlerin coklugundan cok, kubbenin ekolojik, dogasal ve fiziksel olarak chester's mill'de yarattigi etkiyi yaziya donusturmek olmus. Zorlanmaktan ziyade hikayeyi mahvedeceginden korkmus. Eylul 2007 gibi King, Russ Dorr adli arastirmaci arkadasindan bu konu hakkinda yardim istiyor ve arkadasi hikayeyi tamamen kurgu ekseninden alarak bilim-kurgu eksenine oturtmayi basariyor. Tekniksel tum detaylar Russ Dorr'a ait.
Simdi kitabi okuyacak arkadaslara tavsiyem oyle kesik kesik okumamalari. Arayi fazla uzatmayin elinizden biraktiginizda, cunku unutma oraniniz baya yuksek * Ilk 100 sayfayi gectim hala bir zikkim anlamadim diyebilirsiniz ama sabredin cunku muradiniza eriyorsunuz bir sure sonra. Cantama neyime koyar yanimda tasirim fikriyle yaniniza alirsaniz omuzunuzun kopma ihtimali baya bir yuksek masallah 4 5 kilo kadar var, yani evinizde okuyun pasa pasa. Spoiler veremiyorum cunku daha bitiremedim maalesef. Artik bitirdigimiz zamana kismet olacak. Kisacasi bol karakterli, kalin mi kalin bir king romani. Bu soguk kis gunleri icin kesinlikle ideal. Hizli okuyacagim diye kasmayin kendinizi. Sindire sindire okuyun
Yorgun ve uykusuz gecmis bir universite gununun ardindan sonunda eve varilabilmistir. Bu arada ne kadar ac olundugunun farkina varilmis hemen mutfaga dalinmistir. Karin bir guzel doyurulduktan sonra kanepenin ustunde yenmis yemeginde etkisiyle hemencecik uykuya dalinmistir. Goze carpan los isigin vede odadaki ev ahalisinin sesi sayesinde birden uyunulan yerden yukari ziplanir. Hemen koldaki saate bakilir. Uyku sersemligininde verdigi etkiyle 18.15 olan saat 03.30 olarak algilanir. Mahmur gozlerle nerdeyim ben, niye burda yatiyorum, niye yatagimda deilim diye soylenilmeye baslanilir. Bu arada Allah Allah ne kadarda net goruyorum ya ben denir. Elbette akilli Mystic Rose aslinda lenslerinin halen gozunde oldugunu farketmistir. Aman Allahim diyerekten ben bu kadar saat nasil lenslerle yatmisim kahretsin diye bagrilir. Bunun akabinde karsida oturan kiz kardese yine ayni sekilde ya delimisiniz siz niye beni uyandirmadiniz , bak saat kac olmus!! Diye bagrilir cagrilir.
Kizkardes ve ev ahalisi Mystic Rose a tam bir deli gozuyle bakmaktadir ve coktan gulmeye baslamislardir. Tam lan ne varda guluyosunuz denilecekken duvarda asilan saatte aslinda gercek saatin kac oldugu gorulur. Saat aksam 6 bucuga geliyordur ve sanildiginin aksine ancak ve ancak 20 dakika icin uykuya dalinmistir. Yeterince rezil olmus olan Mystic Rose tipis tipis odasinin yolunu tutar...