melek değil, masum değil. öldü diye bazı şeyler göz ardı edilecek de değil. bize laf düşmez de değil çünkü yaşamında seçtiği hayat toplumun kendisi hakkında yorum yapabilme hakkı veriyor. şimdi bunu yazarken sağ tarafta kocası ve bebeğiyle çektirdiği fotoğrafı görüyorum mesela. içim burkuluyor ama kendisinin içi burkulmamış ki yeni tanıştığı birinin evine gidebilmiş. ve çocuğunu düşünürsek olabilecek en kötü ölümü yaşamıştır. bu çocuk büyüyünce internetten annesi hakkında bir dolu yazı okuyacak ve annesini sadece bu ölüm durumuyla hatırlayacaktır. keşke ilk kriz anında 112 aransaydı tüm magazinciler evi bassaydı, yakalansaydı ama hayatta kalsaydı. bu sorumluluğu kocasının ve oğlunun omuzlarından alıp kendisi taşısaydı. ben biraz hıncal uluç'a katılıyorum burada. evet kendisi öldü ama geride bıraktığı koca ve çocuk hayatlarını nasıl sürdürecekler, bu travmayı nasıl atlatacaklar bakalım.
112'yi aramamasının sebebi bence defne joy foster'ın istememesidir. zira bu ilişkinin ortaya çıkması bu elemandan çok ona zarar verirdi. ama 2 yaşında çocuğu olan evli bir kadını eve götürüyorsan da masum değilsindir hiçbir şekilde. ihmalden ölüme sebebiyet verme gibi bir durumdan yargılanmalıdır.
facebook'taki tikicanların paylaşımları sığlığında laf soksa da akp'ye herşey mübah olduğundan bravo dediğim büyük sanatçı. cennet mahallesi'nin dvdlerini her gece oturur tekrar tekrar izler ustayı saygıyla anarız ailecek. şimdi sıra oyunlarını sold out yapmakta. usta biraz parasız kalmış biz laikçilerin gıdısını iyi okşadı. en kısa zamanda bir oyununa gitmem lazım.
hilbert-sivok-toraman-ismail gibi bir geri dörtlünün olduğu takıma lig tarihinin en güçlü kadrosu diyebilmek için iyi tüp gazı solumuş olmak lazım geldiği sonucuna çıkan önerme. tabi o yeter demirören'in oley demirören'e geçişini de tek transferle sağlayan bir gaz ayrıca.
bi siki de beğenmem çünkü akp yaptıcıların yine beğenemediği hadise. kardeşim kalkıyor işte. yok zaten alamayan mı varmış da bilmem ne. bir günlük koşturmadan, bilmem kaç paradan, evraktan ıvır zıvırdan kurtarıyor bu durum işte.
7,30 yetmez daha fazla olmalı. son zamlarla sigara tüketimi kendimde, çevremde gördüğüm ve araştırmalardan okuduğum kadarıyla oldukça azaldı. daha fazla zam olursa daha fazla azalır. bu illet, iğrenç zehiri kendi irademizle bırakamıyoruz. böyle böyle en azından bir tarafamıza kaçmasın parası diye azaltalım.
kapalı mekanlarda sigara yasağı ve sigara zamları vereceği oyu etkileyecek insanlar varsa zaten iktidar partisine oy vermeyenlerden olsun. gerek yok böyle küçük kafalı adamların oylarına.
büyüklüğü parada, inşaattaki başarıda gören zihniyete sahip taraftarların tuttuğu takımdır. bu takımların taraftarları ağaoğluspor kurulsa o takımı tutmaya başlarlar.
şu heykeli melih gökçek, ankara'ya diktirseydi burada bu heykeli vatan meselesi yapan arkadaşlar ucubeden, zike uzanan benzetmelerle hem gökçek'le hem heykelle türlü türlü dalga geçer demediklerini bırakmazlardı.
silinmez. yalanıp yutulur. olmadı saklanır, yedi ceddine miras bırakılır. futbol akademilerinde minik dimağların ağzına damlatılır ki iyi futbolcu olsunlar. *
şu son raul olayında 2 kare fotoğrafla linç edilen futbolcu. bu linç edenlere maç sonu raul'un koltuk altı kıllarını emdireceksin. kardeşim mide bulandırıcı bir sıvı olan teri silmesinde ne var. kimin olursa olsun. silmeyip de yanına mı yatsaydı.
olmayandır. çünkü kazım formayı değil, armayı hiç öpmedim demiştir. he çok mu matah dediği şey, değil. ama "hayatımın en mutlu anı fenerbahçe forması giymekti" diyen emre'ye tapınan fenerlilerin eleştirebileceği birşey de değil.
yandaş medya diye ötenlerin hakkında tek kelime edemedikleri yazar nedense. bir de "eğer milletvekili olursam basın konseyini bırakırım" diyerek, sadece parti üyeliğinin kendisini yandaş yapmaya yetmediğini ima etmiştir. yok bir de milletvekiliyken de devam etseydi.
alamadığı kupalar için "bir takımın büyüklüğü kupalarla olmaz da bik bik cik" etmez. züğürt tesellilerine teslim olmaz. hem büyüktür, hem kupaları alır. büyüklüğü transfer ettiği futbolcularda değil, adındadır, tarihindedir, başarılarındadır, yaşattığı ilklerdedir. yaşamayan anlayamaz, yaşayan tam anlamıyla yazamaz.
kendisinden beklentilerin çok düşük olmasından mıdır nedir 2 maçta oynadığı futbolla bizleri çok şaşırtan futbolcu. özellikle beypazarı maçında, adam geçmiş, ara pas asist yapmış, uzaktan güzel şut çekmiş ve orta yapmış ve bunların hepsini ortalamanın üzerinde gerçekleştirmiştir. ayrıca azimli, hırslı olduğu da gözlerden kaçmamıştır. oyunu iki yönlü de oynayabiliyor. sanırım tutacak..
eğer yönetim ona gerçekten "sözleşmen bitene kadar yatabilirsin burada" teklifinde bulunduysa güzel bir vefa örneği gösterilmiştir kendisine. keşke zamanında kayserispor o kadar inat etmeseydi de ali turan yarım sezon futboldan uzak kalmadan gelseydi galatasaray'a. o dönemin ona neler kaybettirdiğini bilemeyiz açıkçası. ne olursa olsun galatasaray'a gelmek için yarım sezonunu feda eden bir futbolcuya iyi niyetlerle başarılar dilemek düşer bize de. yolu açık olsun.
hakkında yorum yapanların yüzde 90'ı bir adet maçını izlememiştir, yüzde 70'i de fm'den tanıyordur. kendim de hiçbir maçını görmedim açıkçası. a takımla çıktığı hazırlık maçlarında da dikkate değer bir performans ortaya koymadı yanılmıyorsam. şimdi habere göre parada anlaşılamamış. yönetim çok az bir para veriyorsa hakkıdır çocuğun ayrılmak. ama eğer fenerbahçe'ye gider de galatasaray taraftarının bu kadar beklenti içinde olduğu cem orada patlama yaparsa işte o zaman bizler için üzücü bir durum ortaya çıkar. gitse de bir anadolu kulübüne gider umarım.
galatasaray'a transferi gökhan zan ve serdar özkan transferlerinden dolayı bu kadar tepki görmüştür bence. yoksa bonservissiz türk statüsündeki bir futbolcu olarak gayet iyidir. he galatasaray yönetimi de disiplinden bu kadar dem vurup sonra kazım'ı alıyorsa kazım'la oturup ciddi ciddi disiplin konusunu koşuşmuşlardır da umarım.
içerisinde ateistlerin "grr ibadethane mi olurmuş hönk ne biçim iş bu gark mark yobaz bunlar böö mö" diye kendi kendilerine söylenebilmeleri ve bunlarla insanlara rahatsızlık vermemeleri için özel bir oda bulunduracak olan stad.
günümüz yasalarına, şartlarına kendini uydurmuş tefeci şirket. şu şekilde kullanıldığına onlarca kez şahit oldum ve dinledim. bankaya, eşe dosta vs. borcu olan adam/kadın buraya gider. burada kredi kartsız senetle uzun vadeli ürün satıldığı için buradan piyasa fiyatının 2-3 katına tv,bilgisayar gibi bir ürün alır ve bunu satar. bu şekilde acil borcunu öder belki ama uzun vadeli bir borç yaratır kendine. ben kendim bunu yapan birinden 1150 tl'ye bir lcd tv aldım. piyasa fiyatı 1300 tl falandı. ürün sıfırdı ve garantisi kutu açıldıktan sonra başladı. amma velakin bana verilen evkur faturasında tam 2750 tl yazıyordu. üzüldüm ama yapacak birşey de yok. başka bir arkadaşım da buradan 1750 tl'ye aldığı laptopu 750 tl'ye anca satabildi. biraz da onun mallığı tabi ama durum böyle. mutlaka derin bir denetime girmesi gereken şirket.