Çiftçilerin ilk hasatlarında yaşadıkları duyguyla kardeş duygudur. Bu vişneler yanılmıyorsam Afyonkarahisar, Konya ve Kütahya'dan geliyordu. (bkz: dimes reklamı)
Yazarların bütün hayatlarının gözlerinin önünden geçmesidir.
Film şeridi gibi gerçekten, küçükken yaptığım bir şey, yaptığım hatalar, eski erkek arkadaşım, sevdiğim şarkılar, gece gece çikolata yenmez aklından bile geçirme, enee bugün ayın kaçı, birinin doğum günü, kimin doğum günüydü ki, unuttuğum için kızar mı? Ne kadar da yaşlandık, daha 20 yaşımda bile değilim ne bu, ama hayatımın en güzel yıllarını koltuk patatesi * olarak geçiriyorum, haksızlık valla.
Garip olaydır.Eski sevgilime mesaj atsam, terslese iyi. Ama yanıtlamayacak, ben bin bir ihtimalle kendimi üzeceğim. Belki benimle dalga geçecek, belki arkadaşlarına da anlatacak ve en sonunda, yine o nefret ettikleri kız olacağım.
Tam alışmışken.
Ablalarım abilerim, şarkılarda, filmlerde anlatılanlar gibi seven birini ne zaman buluyoruz, yani ortalama olarak?
Eksilenmekten korkan yazarların düşüncelerini yine de dile getirmeleridir.
Eksilenmek bir yerden sonra bağışıklık yapıyor arkadaşlar. Korkmayın yazın valla bakın.
Sözlüğe gelme sebebimdir. En favori yazarımdır ayrıca.
Reel hayatta en iyi arkadaşımdır, her şeyimiz aynı aşağı yukarı. Hatta arada beni o sandıkları bile olur.
Ulrik Munther'e karşı platonik olmadığını iddia ettiği bir aşkı var yıllardır. isveç'i ve insanını seviyor. Arada Türkçe'yi unutur. Hızlı konuşur. "Allah aşkına sus" demelerine ölürüm. Pastafaryan birine Allah dedirttiğim için cennetliğim biliyorum.
Bir de az önce mesajlarına baktım, sözlükten birileri kendisine talip olmuş. Arkadaşlar inanmayın o kız fake. Reel değil. O kadar harika bir insan daha yaratılmadı (bkz: yoo hiç kıskanmadım). Şaka bir yana "oğlum olsa alırım."
Eh canısı, sen bana blog adresini vermeyecektin. Heves ettim geldim buralara. Bakalım kaçıncı günde silik olacağım? Ehehe.
Odense'de bir hayat kurmaya çalıştı/çalışıyor/çalışacak. Dansk er bedst diyip gidiyorum. Seni çok seviyorum ciğerimin köşesi.