Bir kaç ay önce izlediğim japon yapımı film. ismini hatırlayamıyordum hiç "çello çalan adamın ölü yıkayıcısı olduğu film" diye aradım googleden. Bu şekilde buldum filmin ismini. Neyse film çok gerçekçiydi yani böyle hayatın içinden.
Aslında güzel oyun ama en sıkılıyor insan 2 gün sonra. Bende öyle oldu. Ayrıca sorular o kadar kalitesiz ve Türkçe cümle düzeninden o kadar uzak oluyor ki bu da soruları hazırlayan insanların yetersizliğini gösteriyor.
12 aralıkta ki ankara konserine gidemediğim için çok üzüldüğüm iranlı şarkıcı. ey sareban şarkısı çok hoş. seside çok iyi adamın.
bir gün konserine gitmeyi umuyorum.
kabak kemane ile harikalar yaratan adam. dinlerken acı hissediyorsunuz böyle sanki bir parçanızı koparmışlar gibi. olmayan bir şeye özlem duyuyorsunuz... (ben öyle oluyorumda.) journey şarkısı en sevdiğim. sözler olmadan da çok güzel duygular hissettirebilen şarkıları var kendisinin.
reşat nuri'nin en sevdigim romanıdır. akıcı güzel bir dili ve konusu var. türk edebiyatının klasiklerinden olur kendisi. dizisini yapmışlardı bir iki yıl önce fahriye evcen ve burak özçivit oynuyordu. ilk bölümleri kitaba bağlı oldugundan güzeldi fakat sonlarında mahfettiler resmen diziyi. neyse çok uzun sürmedi zaten dizi.
nasıl ki her insan birbirinden farklı ise, kapalı (türbanlı) kızlarda birbirinden farklıdır. kafalarını örtmeleri beyinlerini örttüğü anlamına gelmez ve aynı tip düşünceye, aynı özelliğe sahip olduklarını söyleyemeyiz. böyle bir genelleme yapmak çok saçma.
kazanmak zor tamam ama 1 yıllık bir çalışma ile istediğin bölüme gidersin. okumak ise bölümüne göre değişir. tutup bir hukuk ile okul öncesi öğretmenliğini aynı kabul etmemek gerekir.