yazılan entry sırf renkli ve ilgi çekici olsun diye yapılan hadisedir. modlar en beğenilen entryleri sileceğine azcık şu başlıklara odaklansın diye düşündürür açıkçası.
(bkz: atlas jet de ikram edilen kek)
bu ne lan hep boş bkz
erkek arkadaşı asker olan bayanların işini kolaylaştıran cümlemsi.
kız: baba ben askere gidiyorum!
baba: efen..iyi git.. yeminlen salak bu kız gerizekalı..ahahah hey allahım ya..
asker: noldu aşkım baban ne dedi..
kız: salak bu benim babam.. git dedi güldü.. kolay oldu..
asker: ee demedik mi kızım itiraz etmez diye.. hadi yürü bakam..
günümüz emeklilerini önceki kuşaklarından ayıran yegane hadisedir. halbuki gerek yoktur uğraş edinme çabasına. emekliliğin tadı saçmalamadığın zaman çıkar. adı üstünde emeklemektir koşmak değil.
hafta sonunu evde geçirmeyi göze alan aile topluluğunun tv açma gafleti sonunda maruz kaldığı hadisedir. her kanaldan saldırılara göğüs germek olası değildir. en çok yarım saat sonra aile bireylerinin immun sistemleri çöker. olur bunlar.
evlilik hayatın bi parçasıdır. ee hayat rikstir lan. o zaman neden riksli bişey için milyonlarımı dökeyim. olmayan milyonlarımı bile şimdiden harcamıyorum işe bak. evet cimriyim.
(bkz: riks budur)
tanım: alexin söylediklerini aktarmaktan başka bi görevi olmayan hafif iletken şahsın kibir yumağı içinde kaybolmuş olması durumudur.
bugün gündüzün bi vakti nasıl olduysa - bu aralar pek izlemiyorum- ntvsporda alexin basın toplantısına denk geldim
(altını çizip büyüteçle vurgu yapıyorum basın toplantısı alexin ve herkes alex için orda anla artık)
hay gelmez olaydım dedim kendi kendime. neden mi?
Tamam fener şike yaptı ceza alacak vsvsvs. Bissürü zırvalık hepsine tamam uzatmanın manası yok.
Tespit sıçıyorum dikkat : alex bu süreçte hakkaten takdir edilesi bi futbol sergilemedi mi? Yalan mı lan?
Ama kardeşim sen nasıl tercümansın ki bi çuval ego sırtında geziyosun. Adamda bi tavırlar haspam sanki o alex, tercümanı da yanındaki gözlüklü Amerikan film sapığı. Böle kasılmalar felan. Noluyo lan.
Zaten fenerli yönetici, çalışan vs. oralara bulaşmış her insanda bu kibir bu kendini beğenmişlik hat safhaya çıkıyo nedense. Takımımda beğenmediğim tek olay da bu zati. düşün diğer takım taraftarı ne gözle bakıyo.
Ulan alex o kadar gerilmiyo gerilmekten patlayacak adam yaptığı sadece tercümanlık. Az daha sıksa kendini biceps , triceps patlayacak. Mr. Olimpia çalışmadan ama sadece kasarak.
Ben nasıl kendimi kaybetmişim ama zaten şike olayları beni germiş yardırıyorum adama bizimkilerin dürtüklemesiyle kendime geliverdim.
Ben fenerliyim. Valla lan. Çok abartmasam da takımın maç özetlerini felan Avrupa maçlarını kesinlikle takip ederim. Ama böle adamaların benim desteklediğim takımımda yer alması hakkaten bktan bi hadise.
Bi tespit daha sıçim : bizim türk insanının en vurgulayıcı özelliğidir bu. başarılı birinin yanında isen sende onun başarılarından kendine paye çıkarsın. Oğlu üniversiteyi kazanınca altın gününde soruları kendi çözmüş gibi anlatan anneden pay biçin
- çok çalıştık ama bu sene hak ettik
sanki beraber çalıştık.
Çok sinirlendim cidden. Bak bu kadar şey yazdım .
Son olarak şike varsa düşelim. Düşelim de seneye şampiyonluk garanti olsun.
En büyük fener.
sakalların için kullandığın jileti kız arkaşına bıyıklarını kesmesi için çekinmeden uzatmaktır.
ilişki yaşamak fedakarlık gerektirir. zaten kızlarda erkekleri hep bu yönleri eksik diye eleştirmezler mi?
paylaşmayı bilmek erdemdir. sıfır hijyen göz zevkine değişilmemelidir.
evlilik haberlerinin basında yer almasından itibaren seri şekilde bu zıpırlarla ilgili başlıklar sıralayan zatlardır. gizliden gizliye yaşadıkları hayranlık neticesinde güya alaycı başlık açarak intikam peşindedirler. ama yeter kardeşim yok para evliliği imişte yok kız çok gençmişte size ne. alan memnun veren memnun. üçüncüye bok yemek düşer. yiyin bokunuzu kokmasın. sıkıntı yaratmayın gına getirmeyin
evet sözlük yanlış duymadın.
bu günlerde ev tadilatıyla uğraşıyo olmam nedeniyle bu tür hadiselerle mecburen yakından ilgiliyim. evin altını üstüne getirmemizin yanında banyo ve bilumum yerlerinde tadil edilmesiyle sonuçlanan bir süreç yaşadık. banyo diye özellikle belirttim çünkü anlatacağım olay banyo lavabosu ile ilintili.
hadise aynen aktardığım gibi ben ve satıcı arasında yaşanmıştır. lavabo bakmaya gittiğim bi mekan.
- merhaba lavabo bakıyorum. yardımcı olur musunuz?
- tabi ne demek buyrun nasıl bişey bakmıştınız?
- (gözüm bi tane lavaboya çarpıyo o anda allah için güzel ama sıradan bi lavabo izlenimi var) şu mesela ne kadar?
- eeeeeee? şimdi şöyle sölim o lavabo 6 bin lira?
- pardon?
- 6 bin?
- ne özelliği var konuşuyo mu? ellerimizi kendi mi yıkıyo? (çok güzel bişey olsa anlarım güzel ama son derece sıradan yoksa elbette 6 bine lavabo olur. altın suyuna batırırsın ne bilim altın parça eklersin 20 bin olur. ammma bu sıradan)
- (adamda tedirgin oldu. ulan ben yanlış mı biliyorum acaba diye ama sonradan toparladı) efem şöle. bu lavabo italyan tasarımcı miaritti bıdırcan alberto kıkırdak ( gtümdem sallıyom ) tarafından tasarlanmış olduğundan fiyatı bu kadar yüksek. zaten müşterilerimiz de bunu bilerek buraya geldikleri için bu fiyata itiraz etmiyolar.
teşekkür ederim dedim gülümseyerek kendiside nezaketen gülümsedi. tabi ben yol aldım tükkandan. sonra şımarmasın diye yüzüne söylemeyip içimden düşündüklerimi sesli sesli tekrarlamaya başladım. vay ag be dedim helal olsun adamlara demek ki bazı zengin ama aynı zamanda mal insanları böle skiyolar. böle böle para kazanıyo bunlar. ske ske.
sonra birden aklıma başlıktaki cümle geldi. hakkaten dedim kendi kendime. o lavaboyu o paraya çekinmeden alan özenti zengin monte ettirmek için 50 liralık sucu çağıracaktı evine ve o 50 lira içinde sucuyla 10 dakka pazarlık edecekti. keşke sucu da ünlü bi sucu olsaydı da skiverseydi bizim zengin malı diye düşünmedim değil ama nerde. neyse en azından sucu olmasa bile o satıcının bizim godoşa çakması hoşuma gitmedi değil.
bi daha da o tükkanın önünden geçmem o ayrı mesele. bak hala tükkan diyo.
bi müddet sonra sevgiliden de sıkılan er kişinin tekrar karısına dönmesi hadisesidir. aldatmanında bokunu çıkarmanın yegane örneğidir.
edit: o kadar da hayvan değiliz. başlık yanlış anlaşılmaya müsait açıldı.
"aldatmak" olacak
sözlüğü siyasi arenaya çeviren mal yazarların işidir. aynı zamanda yeterli siyasi birikime mazhar olamamış bu zatlar mahalle kavgası kıvamında siyasi atışmalara vesile olmaktadırlar. (bkz: alışmadık götte don durmaz)
insanların hatta şöyle diyelim işi bizzat siyaset olmayan insanların da elbet bir siyasi görüşü olmalıdır ve yeri geldiğinde bunları hiç çekinmeden dile getirebilmedir. ancak burada yapılan tam tanımlamasıyla üslupsuzluğun nice örneklerini vermekten öteye gitmemektedir. (bkz: bokunu çıkarmak)
sol frame adeta stadyum edasında açılan siyasi başlıklardan geçilmez olmuştur. çoluk çocuk dolan sözlük artık çekilmez olmuştur.
münasebetsiz zamanları doğru tahmin eden ve tahmin etmekle kalmayıp bu zamanları değerlendiren kişilerdir.
iş üstündeyken kapı çalınmıştır. soluk soluğa kapıya koşan adam don atlet kapıyı açar
-eee. rızzzaa. müsait değilsiniz galiba?
-yo müsaitiz söle blader?
-hanımla dedik te bizde az önce otururkene gidelim bi çay içelim?
-hadi ya. blader evde olsam gelin dicemde evde değilim ki.
-hay komik adam seni.
-valla.
-nasıl yani nerdesin şimdi? dalga mı geçiyon? olum sen kimsin lan rıza nerde?
-efenim ben hilmi rızanın kuması.
evet sözlük
bir şairin aşk ile ilgili hissiyatını algılayamıyorum. sadece sevgiliye duyulanı kastedmiyorum elbette. doğaya, hayvana vs..
üstad ismail yapı kredinin de zıbırttığı gibi; yoksa ben zurna mıyım ha? edit: son deliğisin hayvan.
şair demiş herkes bilir ya hani,
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum
sana bu duyguyu kim yaşattı attila'm. he? kimse söle bizde gidip ona aşık olalım, yaşayalım nasılmış olmaz mı?
oysa ilişkilerimizde de bu kadar yoğun yaşamak aşkı, sevgiyi ne mümkün. mecbur olamadık hiçbir kadına tıpkı bir baltaya sap olamadığımız gibi. bırak adını mıh gibi aklına çakmayı iktisat bilimciler kadar yer edemedi düşünsel organımızda. hep başka bi gözle baktık kadına. bize öğretildiği gibi ama. belki ona mecbur değildik ama mecbur olduğumuz şeyler vardı aklımızda.
belki attila senin bünyende de zuhur etmedi bu duygular birebir. uydurdun bi tarafından.
uğraştırdın bizi onca zaman. belki de komedyenin dediği gibi herşey. kimisi bakar şiir yazar kimisi ana bacı dinlemez dümdüz kayar.
bizim safımız belli. sen ne taraftasın sözlük. söle bana bi ara. unutma.