"inadına"dan sonra gelen her cümle, ve o cümlenin taşıdığı her anlam, "inadına"nın ezikliğine, küçük emrahlığına, aynalı tahirliğine takıldığı için kullanılmaması gereken sözcük.
öncelikle bu bünye için eşitlik pekçok insanın bildiği eşitlikten farklıdır. mesela bu kişiye göre eşit olmak herkesin aynı kaşıkla aynı yemeği yemesidir. oysa ki eşitlik bu değildir, eşitlik herkesin yemek yiyebilmesidir. ama bunu da kabul etmeyen köleci bünye ben daha fazla yiyeyim, bir çıkar ortaklarım yesin, diğerleri yemesin düşüncesindedirler. ve utanmadan da bu ahlaksızlığın propogandasını yaparlar. aynı kişiler bu eşilik denilen şeyden o kadar çok korkarlar ki bu sözcüğü duydukları o kişiyi terörist, anarşist, komünist, karısını bile paylaşan insan gibi şeylerle suçlayıp geleneklerinde paylaşmak olan hatta dininin bile paylaşmayı emrettiği* bir milleti bu insanların üzerlerine salıp kendileri kıs kıs gülmektedir. öyle şerefsizdir bu insanlar. insanı insana kırdırır ve bundan da hiç gocunmazlar çünkü herkes insan, onlar daha insandır.
kandiliniz mübarek olsun demek yerine çeşitli manzara resimleri eşliğinde "şu olsun bu olsun kandiliniz kutlu olsun" diye biten şiirimsili ppt dosyaları içeren e-posta gönderen insandır. kendi kuracağı bir cümlenin o manzaralı şiirimsilerden çok daha samimi olacağını bilemez. belki de bir cümle bile kurmaktan acizdir.
zaten ayrılası olan kızdır. ya da "ben öküzlerden hoşlanıyorum sense çok kibarsın, bana elinden geldiğince iyi davranmaya çalışıyorsun" gibi bir anlam da çıkarmak doğaldır.
hiçbir şeyi tam olarak benimseyemeyim değer verdiği her şeye sadece ortama girmek, piyasa yapmak amacıyla değer veren kişinin ateist olmaya karar verdikten sonra takındığı tavır.
hayatı boyunca tembellik etmiş zavallı bir insandır. böyle insanlar ya boş boş gezerler ya da memurluk, mühendislik, doktorluk gibi gereksiz işlerle uğraşırlar. hatta bu uçağı olmayan insanlar arasında uçak pilotları da vardır. yazıktır bu insanlara.
atatürk'ün her zaman devrimci bir karakterde olması chp'nin ise atatürk'ün yolundan gitmek adına kendini yenileyemediği, atatürk'ün yaptıklarına dönemin şartlarını dikkate almaksızın saplandığı için ister istemez gericileşmesi durumudur. tarihsel süreç içerisinde her devrim ilericidir ama bir süre sonra devrimi yapan ilerici kadro sonrası süreçte onların izinden gitmek isteyen kadrolar, eskilerin izinden gitme adına var olan sistemi kemikleştirip gericileşmektedirler. zamanında hiç olmaz denilen şeyleri türkiye'de gerçekleştirip tarihe geçen atatürk ile bunları koruyacağım diye her yeni şeye karşı çıkan chp'nin durumu da aynen budur.
edit: biraz siyaset bilseydiniz üslubumdan bile nurcu ya da dinci olmadığımı anlayabilirdiniz. ama bilmiyorsunuz.
ergenekon sanığı mustafa balbay'ın silivri ceza evi'nde sürekli elektrik kesilmesi sonucu savunmalarını hazırlayamadıkları gerekçesiyle dile getirdiği espirili tepkidir.
bir takım eziklikleri yüzüne vurulunca eksi veren insandır. orada evrensel doğruların yazılıp yazılmadığı önemli değildir. çünkü bu ezik insan için bunların bir önemi yoktur. sürü psikolojisiyle hep birden eksilerler. örneğin karşıyakalılıkla övünmeyin önemli olan insan olmaktır, bu övünülecek bir şey değil derseniz sizi eksilerler. ne için eksi verdiğinin kendisi bile farkında değildir. karşısında olsanız sizi dövecektir. tamamen duygularıyla hareket eder. bilinç yoksunudur. kendisi ile ilgili olumsuz bir şey olduğunu hissettiği anda kalbi daha hızlı atmaya başlar ve saldıracak insan arar. sözlükte ise tek yapabileceği şey sizi eksilemektir.
bu insanlar her davranışı sonradan görmelik zannederler. bu davranışların bir kısmının sonradan görmelikle uzaktan yakından alakası yoktur. bu insanlara sonradan görmeliğin sadece görgüsüzce davrananlara yakıştırılması gerektiği anlatılmalıdır.
iki tane üç yapraklı yonca sahibi olunduktan sonra birinin iki yaprağını kopartarak tek yapraklı yonca ile üç yapraklı yoncayı uygun bir biçimde birleştirmek suretiyle elde edilebilecek yoncadır. şans getirir mi bilinmez ama elde ettiğiniz çakma dört yapraklı yoncanın sahip olduğu iki sapı da güzelce gizleyip "aha dört yapraklı yonca buldum" diyerek arkadaşlarınıza gösterdiğinizde yüzlerinde bir anlık da olsa bir şaşkınlık yaratabilirsiniz.
modern kıroların bir adım önüne geçmiş, modern çağı aşmış futuristkırolardır. bu kişilerin gelecekten de anladıkları matrixvari bir ortam olduğu için genelde o konsepte uygun giyinirler.
bu insanlar anlamadığı her şeye bok atarlar. örneğin bilimsel bir konudan bahis açarsınız daha önce bilimin yalanları diye bir belgesel izlediği için hemen "bence bilim sürekli kendini yalanlıyor, bilimde bir kesinlik yok, insanlığı din kurtaracak" der, dinden söz açarsınız "ben müslümanım ama dini bir yaşam biçimi edinmek bu çağda uygun olmaz" der, laiklikden söz açarsınız "demokrasiye aykırıdır, çağdaşlığa aykırıdır" der çağdaşlık dersiniz "bu yüzyılda kıyamet kopacak, insanlık hiç bu kadar ahlaksız bu kadar düzenbaz olmadı" der, konuyu değiştirir internete getirirsiniz "internet çağın vebasıdır" der, bir kitaptan bahsedersiniz "bence roman gereksiz bir şey" der, aynı insana şiirden bahsedersiniz, "şiir de gereksizdir, artık şiirin devri bitti" der, aha sana uludağ sözlük dök içini kurtar insanlığı bu felaketten dersiniz "orada herkes ukela, kimse bir şey bilmiyor, sırf geyik" der. e be cahil insan, ne iyi söyle bana. bir şey hakkında da derinlemesine yorum yap. bir şeyle de derinlemesine ilgilen. sen nasıl bir insansın ki her şey kötü, her şey pis. senin nasıl bir kafa yapın var ki hiçbir konu hakkında düşünmeye gerek yok. böyle insanlarla araba, dizi, kangal, koka kola hatta cep telefonu hakkında bile konuşulmaz. çünkü cep telefonu sağlığa ve özgürlüğe zararlıdır. her boku bilir ama hiçbir bok hakkında derinlemesine yorum yapamaz. çevresinden gizil öğrenme yoluyla ne öğrendiyse odur.
okuma özürlü topluluğumuzda gözlemlenen yeni bir hadise. arkadaşınızın bilgisayarına format atarsınız. bu arada wlm'yi de kurarsınız. aradan üç ay geçer. wlm üzerinden bir konuşmanızda şuan kullandığı programın adını sorarsınız, cevap msn'dir.
özellikle forumlarda pardus sözcüğüne getirilen eklerle kolayca farkedilebilecek durumdur. örneğin pardus'a yerine pardus'e yazıldığı zaman pardus'un pardüs şeklinde okunduğu ortaya çıkar. bunun örnekleri saymakla bitmez: pardus'ün, pardus'te, pardus mü gibi. pardus'un inadına neden pardüs diye okunduğu bir türlü anlaşılamamaktadır.
linux sistemlerde yıllardır olan, windows ortamında ile ilk kez vista* ile hayatımıza giren yeni bir windows özelliğidir. hızlı getirme özelliği sayesinde en sık kullanılan uygulamalar belleğe yüklenir ve bu da uygulama açılış süresini belirgin bir şekilde kısaltır. fakat bu uygulama belleği sürekli büyük oranda doldurur fakat bu performansa olumsuz değil olumlu etki eder. uygulamaların belekten çalıştırılmak istenmesinin nedeni veri transferinde ramin yani belleğin sabit diskten çok daha hızlı olmasıdır. bunun bir adı da etkin ram kullanımıdır.
windows xp taraftarlarının birkaç günlük windows vista denemeleri sonucu amerika'yı keşfetmiş edasıyla söyledikleri cümledir. bu kişilerin hızlı getirme adlı bir teknolojiden bihaber oldukları söylenebilir.
edit: bir de windows xp'nin 2001'de, windows vista'nın 2007'de çıkmış olması dikkate alınmalıdır.
bazı windows xp fanatiklerinin windows xp kullanmaya devam edeceklerini arabesk bir ifadeyle haykırmalarıdır. bu haykırışı genellikle teknoloji sitelerinde windows vista ya da windows 7 haberlerinin altında bulabilirsiniz. nedendir bilinmez windows xp'ye bir bağlılık, bir sadakat duygusu beslenmektedir. sanki windows vista ya da 7* kullanıldığında bir nankörlük yapılacaktır. oysa ki windows xp bir canlı olmadığı için kendisini kullanan bu insanlara hiçbir sevgi, saygı ya da nefret duymamaktadır. kişi canı hangisini kullanmak istiyorsa kendi bilgisayarına hangisi uygunsa onu kullanmalıdır. böyle inadına xp gibi ifadeler sanki içten içe xp'den vazgeçmek isteniyormuş gibi bir izlenim uyandırmaktadır.