--spoiler--
inanışa göre tanrı her insanın ayak bileklerine kırmızı bir ip takar ve kaderleri birleşecek insanları bu ipler sayesinde birbirine bağlarmış. bu ipler esner, kördüğüm olur, fakat asla koplazmış...
--spoiler--
geçtiğimiz bir yılın bitişine hiç bu kadar sevinmemiştim sanırım... tek bir mutsuzluk kaldı yeni yıl kutlamalarından geriye; yanında olamayışım... kokunla uyanamayışım yeni bir yıla daha. bitmemiş, tamamlanmamış, yarım kalmış bir yıldı biraz belki. o soğuk yatağında büzüşüp yalnız yalnız uyuduğun için içim hep yarım hüzünlü uyanıyor her yeni güne. tüm gün ne kadar eğlendiğimin, mutlu olduğumun bir önemi kalmıyor. çünkü yatağa hep eksik yürüyorum. boynumda nefesinin ılıklığıyla uyandığım sabahların huzurunun kırıntıları beni mutlu ediyor belki, belki sırf o yüzden uyanıyorum her sabah bir şekilde bir saatte.
şimdi sen o soğuk duvardan 5 santim uzakta, yorgana sığınmış, elin kolun nerede duracağını şaşırmış bir şekilde dönerken, ben uyumakla uyumamak arasındaki o garip çizginin üzerinde duruyorum. uyandığımda, yanımda olmadığını bile bile yanımda olmanı umut ederek gözümü açıyorum...
daha mutlu, daha umutlu, daha çok biz dolu bir yıl temenni ediyorum ikimiz içinde. daha çok sabah yanında uyanabileyim, daha çok o koltukta rahatsızken rahatlığın keyfine varabileyim ve her sabah uyanışını izleyebildiğim bir yıl olmasını diliyorum.
seni sevmek cümlesini tanımlayacak kelimeleri hala bulamadım... iyi ki diyorum bunun için. tanımsızlıktaki mutluluğu seviyorum...
bağımlı hale getiren ve aslında kendisinden nefret ettiren oyun. sanırım singleplayer haritamda tüm kömürleri buldum. öylece bekliyorlar. ne yakacaksam o kadar kömürle anlamadım. sigara içmeye bile elim gitmiyor bir süredir. kır orayıda kır burayıda. olmadı en iyisi buraya taş koyayım. kaybettiğim evlerin haddi hesabı yok. harita yapıp sonra da o haritayla ölmek ayrı bir güzellik katıyor hayata. böylece ne yapıyoruz kayboluyoruz.
istanbul da yaşamamış insan söylemidir. başka şehirlerde "1 saatlik mesafeye çok uzak şimdi kim gidicek oraya kadar" diyen insanlar gözlemlenmektedir. istanbulda yaşayan insan için ideal bir süredir. yakın sayılır.
sınava giren öğrenci kadar yakınlarındakileri de heyecanlandıran sınav sonuçlarıdır. karın ağrısı duyarsınız. muhtemelen evinizin içinde en iyi anlaştığınız yaratık * evden uzaklaşacaktır. evde bir kaos havası vardır. hüop deseniz kafa göz dalacaktır size neredeyse öyle gergindir. ama seversiniz öpersiniz ve açıklanmaya az zaman kala daha az stres yaşasın diye uyandırmaya kıyamazsınız.
inşaat sahasında güvenliğiniz açısından takmanızın zorunlu olduğu başlık. takmazsanız ne olur? 3. kattan kafanıza düşen bir adet çivi kafanızı delip geçebilir. demek ki neymiş baret önemliymiş. ***
ha bir de kendinizi bir şey sanmanıza sebebiyet veriyor. *
ne kadar uzak... ne kadar yakın. şimdi bakıyorum da ne çok acı çekilmiş... sabah sabah bir de video izledim. ne tuhaf... karnım ağrıdı.
sevdiğim insanları kaybetme korkusu sarıyor böyle şeyleri her hatırladığımda. onları ne kadar çok sevdiğimi yeniden hatırlıyorum. söylenmemiş tek bir söz içimde yankılanıyor.
seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum...
unutmayın...
yeniden aynı şeyleri yaşamamak, yeniden bir çok insanı kaybetmeden... daha dikkatli, daha özenli...
yeterince soyulmamış olan istanbul halkını daha da bir çıplak görmek isteyen zamlardır. sonra da yok otobüste şort giydi diye dayak atarlar. para mı var da giyinmiyoruz?
pencereleri ardına kadar açtırıp, sıcak kahvenin sonunda daha da keyifli olmasını sağlamış olan, odayı mis gibi yağmur kokusuyla dolduran, her araç geçişinde çıkan sesin şu an dünyanın en güzel sesi olarak tarihe geçirten hava.