17 temmuz dünya emoji günü vesilesiyle yapılan harekettir. Aşağıdaki görsellerde de görüleceği gibi adamın son konuşmaları yalnızca emojilerden oluşmaktadır.
yayınlanmadan hemen önce internete mp3'ü düşen i'm a ruin şarkısı için If you cant wait, thats ok. diye tweet atan harikalar harikası kadın. çok seviyorum. froot albümünü merakla beklerken bugün internette malum ortamlara düştüğünü öğrendim. ay ben yerim.
pokemon ve tekken'in birleşimiyle bir oyun yapmış japonlar. 2015'te japonda'da test edilecekmiş. umarım buraya da gelir de gözümüz gönlümüz pokemon görür. https://galeri.uludagsozluk.com/r/679742/+
2011 yapımı eşcinsel temalı bir film. LGBT sinemasının en bilinenlerinden. 2011 yapımı olmasına rağmen ülkemizde geçtiğimiz haftalarda gösterime girmişti. Bir haftasonu kaçamağının kuvvetli bir aşka nasıl dönüştüğünü anlatan filmin imdb puanı 7.7
Bugün 3. yaşlarını kutlayan sinema sitesi. Önceleri blog olarak açılan daha sonra yeni bir sürü kategori ve haftalık kısa film gönderileriyle oldukça başarılı bir içerik sitesine dönüştü. ilgiyle takip ediyoruz.
ünlü dağıtımcı şirket Lionsgate'in 2016'da vizyonda olacağını söylediği 90'ların muhteşem dizisi. Tam tarihin 22 Temmuz 2016 olduğu yeni gelen bilgiler arasında.
God Fearing Man, 20. yüzyılın başlarında yaşamış gelmiş geçmiş en iyi kasa hırsızlarından ve tarihin en başarılı Amerikan banka soyguncularından Kanadalı bakan Herbert Emerson Wilsonın gerçeğe dayalı hikayesini anlatıyor. Beyazperde için hazırlanan proje, şimdilerde ingiliz senarist Stephen R. Clark tarafından televizyon için uyarlanıyor.
--spoiler--
Kendimi sözlerle daha iyi ifade edebilseydim sinemaya bulaşmazdım.
--spoiler--
Nuri Bilge Ceylan için sadeliğin, doğallığın sinemasını yapıyor demek yanlış olmaz sanırım. Güzellik, zaman içinde akarken onu elinden tutup kaldırmak, Nuri Bilge Ceylan sinemasında önemli faktörler arasında şekillenmiş diyebiliriz. Nuri Bilgenin güzellik arayışı, hakikat doğrultusunda bir çocuğun gözlerinde, bir kadının hüznünde, bir erkeğin çaresizliğinde yahut rüzgârın nesneleri savurduğu, karın pamuk gibi yağdığı zaman dilimlerinde anlam kazanır. Ve bu durumda doğanın diyalektiğini kadrajına yansıtmayı başarabilen özel yönetmenlerden biri diyebilme hakkına sahibiz onun için. Hızla gelişen günümüz dünyasında, teknolojinin yarattığı travmalar insanın öz benliğini yitirmesine neden olurken, yabancılaşmış ve beraberinde yozlaşmış ilişkiler doğurmuş ve bu durum yönetmenler tarafından hep işlenmişti. Nuri Bilge Ceylan, sistem içinde ezilmiş ile iktidarda olan insan arasında şekillenen çarpık ilişkileri aktarmada son derece sade bir tarz sergiler. Bu da Türkiye sineması açısından önemli bir durum teşkil etmektedir. Çektiği ilk kısa filmde (Koza, 1995) görsellik ön planda olup durağan görüntülerle ilerleyen, Tarkovski tekniğini çağrıştıran bir çalışmayı gözler önüne sermişti. Cannes Film Festivaline katılmaya hak kazanmış bu kısa filmden sonra dikkatleri üstüne çekmeyi başaran Nuri Bilge Ceylan, 1997de Kasaba ile ilk uzun metrajına merhaba der. Bu filmde belirgin olarak diyalog sıkıntısı olduğundan, ki filmde orijinal sesler iyi alınamamıştır, sonrasında dublaj yapılarak film kurtarılmaya çalışılmış. Filmin görselliği, teması ve yönetmenlik başarısı Nuri Bilgenin ustalığını göstermiş olsa da, birkaç kamera hareketindeki sert dönüşler, malzeme sıkıntısının yaşandığını da göstermiştir. Bu, Türkiyenin alışık olmadığı tarz için birçok sinema eleştirmeni Nuri Bilge sinemasına sert eleştiriler sunmuş, böyle sinema olmaz diyerek fotoğraf sanatına daha yakın bir iz taşıdığını öne sürmüşlerdi.
Ambiancé adını taşıyan filmdir. Tam tamına 720 saat (30 gün) sürecek. Filmin tamamı 2020'de yayınlanacak fakat o zamana kadar belli aralıklarla fragmanlar yayınlanacak. ilk fragmanı 72 dk olan filmin 7 saat 20 dk.lık 2. fragramanı ise 2016 yılında gelecek.
yok mu lan amerika'dan getirecek biri dediğim, bilgisayarınızdan wi-fi aracılığıyla televizyona stream yapabilmenizi sağlayan fiyat/performans oranı oldukça yüksek google ürünü.
Film eleştirilerinin yer aldığı sinema sitesi. eleştirilerin neredeyse hepsi tıp okuyan bir öğrenci tarafından yazılmış. Arada bir başka isimler de görsek de blog daha çok bir kişinin çabasıyla oluşmuşsa benziyor. Sektörü yakın takip etmesinin yanı sıra tıp / sinema zıtlığını da merak etmiyor değilim hani. bir insan hem tıp okuyup hem de nasıl bu kadar çok film izler ki? film festivallerinde filmleri durmadan sıralıyor valla. hayretle izliyoruz.