ev arkadaşının dağınık ve pis olması , evde kendi yaşıyormuş gibi davranmasından dolayı ve artık daha düzenli ve kendi huzurum için yapmak istediğim eylemdir.
beraber yaşamaya başlayalı 1 yıl oldu ama bu bir yıl boyunca evde yaşadığımı kabullenemedim. öğrenci evi standartlarında bir evde kalıyoruz iyi bir muhitte ama yakın zamanda 2 yıldır köpek gibi çalıştığımı farkettim. istanbulun muhtelif semtlerinde tek başıma kirasını karşılayacağım daireler var neyse ki o yüzden artık kendi ruh sağlığım ve zevklerim için bugün kredi talebinde bulundum. bu eve çıkarken gerekli olacak ilk kısım masraflar ve alınacak bir kaç eşyayı karşılayacak bir para olması ve ödemesinin nispeten daha rahat olmasından dolayı içimi rahatlatıyor.
beraber evi paylaştığım insan aynı işyerinden ve yüz yüze bakacağım bir insan olacak bu nedenle evden ayrılma kararını ona söylerken hayal kırıklığı yaşayacağını düşünüyorum. Bu yüzden bir kaç bahaneye ihtiyacım olacak.
aklıma gelen ilk bahane işe daha yakın bir yerde ev tutmak ve düzenli yaşamak. aslında bu bahane değil gerçek ama malum ayrılık konuşmasında bu durum bahane gibi sunulacak.
maddi olarak benim hayatımda değişen bir şey yok gibi duruyor. kira artıyor kağıt üzerinde ama bu evde mutfağın rezaletinden kaynaklanan evde yemek yiyeme durumuyla bunu eşlemek mümkün duruyor.
işin kısası böyle bir durumda nasıl tepki verilir ? Olması gereken nedir dediğim gereklilik listesidir.
edit: ev çocuğun kurduğu bir ev.çoğu eşya onun o yüzden gidecek biri varsa bu ben olmalıyım ki zaten taşınmak istiyorum. Ev beşiktaş'da olduğu için alınamıyor. tek başına kira ödenemiyor. O yüzden en azından yerime birini bulmam gerek diye düşünüyorum. bu benim derdim olmasa bile en azından yardımcı olmak istiyorum.
tüm dinler için geçerli olan bir durum bence bu. inanmayan insanların sayısı gün geçtikçe artmaya başladı. sorgulayan düşünen insan bence daha çok yüzde elli için konuşmak zaten doğru olmaz bizim ülkemiz için ama genele baktığımızda avrupa ve amerikada insanların refah düzeyi yükseldikçe inanç gereksinimi azalıyor.
refah yaşamak sadece ekonomik açıdan rahatlık değil aynı zamanda düşünce rahatlığı olarak da geçerli. görebileceğimizi gerçekten sanmıyorum din olgusunun bittiğini ama 500 yıl sonra böyle bir durum kalmaz gibime geliyor.
insanlar gün geçtikçe bencil ve vahşi olmaya başladığı bu kapitalist düzenle beraber din sömürüsü gün geçtikçe erimeye başladı. artık para insanları daha çok cezbeden taraf. bu nedenle artık bu olgunun bitip tükenmesi için tek gerekli olan şey zaman.
yaratıcının var olup olmaması değil bu arada söylemek istediklerim. din olgusunun yok olacağı gerçeği. belki ileride şekil değiştirip yine bir yerlerde kalır. dinin kendisi gibi bir bilinmezlik içeren bir öngörü olarak burada kalsın bu
etkili bir kitle olduğumuzu varsayarsak aslında kısmen değiştirebilieceğimiz bir durum bu.
öncelikle piyasada olan ve saçma sapan şarkılar anlamsız müzikleri olan milyonlarca insan var. bunlara da yazık bildiğin bir klip için 50bin lira para veriyorlar. * bu insanları yakalayıp tavla oynadıktan sonra ikna edebiliriz bana göre. sonuçta sağlam kapı alırsak sağlam bir ikna yeteneğimiz olur.
ikincisi desibel limiti gelmesi araçlar için. bu şarkılar aslına bakılırsa piyasalık müzik olarak çıktığı için (bkz: citroen saxo) sahibi insanlar tarafından resmen viral reklamları yapılıyor. bu arabaları yasaklayalım lan direk daha basit çözüm buldum. saxo ayıp zaten osmanlıca ne demek acaba biri aydınlatsın.
sabah şovları. arkadaşlar bunun için annelerimizi mümkün olduğunca bu insanlardan soğutmak gerekiyor. bir sürü bahane var zaten birini bulun.
böylelikle sancılı bir süreçten sonra popcu insanlar hayatımızdan çıkıyor. bence böyle insanların piyasadan kaybolduktan sonra bulup görmek daha bir haz olur. gerçi residenselara giremiyoruz. göremiyoruz beyler bayanlar bu insanları. haz kayboldu. birer bira içeriz o zaman haz kolay.
bu lanet olası insanlar lütfen bitsin ya. zaten saçma ülke olduk bir de bunları dinlemeyelim.
listeye girip bekleyen biri olarak bekledğim gelişme. olmazsa gidiyorum mecburen. 6 ay gibi kısa(kime göre) bir zamanda yapılan bu görev aslında bana daha pahalıya patlıyor.
her ay 600 lira kira veriyorum. askere gidersem bunu ödemeye devam etmem gerekiyor. evimi seviyorum
askerde mutlaka masrafım olacak bunlardan biri sigara parası. günde en az 1 paket demek 7x30= 210 tl demek daha bunun çarşısı var telefon kartı var.
işimi bırakıp gidiyorum bunun bana koyduğu kadar hiç bir şey koymadı. 6 ay boyunca alabileceğim para zaten bedelliyi ödeyebiliyor.
zorunlu askerlik olmasın diyenlerdenim. bu ülkede bu kadar işsiz insan varken bunun bir meslek bölümü olarak adlandırılmasını isterdim. ne yazık ki olamıyor. bir askere yapılan masraf oldukça büyük aslına bakarsan. bu asker fazlalığımız azaltılarak aslında bir bütçe yaratılsa ve her ay orada gönüllü olarak mesleği askerlik olan insanlara gitse ( subaylar değil bu dediğim ) efsane bir sistem olur.
Hem daha başarılı bir altyapısı olur ordunun hem de daha dinamik olur. Uzun ya da kısa dönem askerler ne kadar eğitim alığ bu eğitimin gereklerini veriyorlar askerde orası zatan az çok belli.
lanet olsun kısa adam ve kurmayları.
edit: başlığa bedelli kelimesini koymayı unuttum. o kadar unutmuşum ki artık ihtimalini yazamadım.
içimi güzel mi güzel bir tütün markası. istanbul'dan çıkarken (bkz: duty free)lerden temin edilebilir. 25 grlık paketi 3euro gibi bir fiyatla satılmaktadır.
Bu kadar tanıtımdan sonra alan yazarlardan birer numune almak ise farz olur .
lanet olası öğrenci evlerinde teknolojik imkansızlıklardan dolayı biriken dağ kitlesinde ilk öncelik onlara verilir.
onlar çay kaşıkları ve kaselerdir. baya baya kolayca tertemiz olmaları onları daha kıymetli yapar. sırf tencere yıkamamak için yemek yapılmayan evler gördüm.
aslında tek kullanımlık çatal ve tabak yerine tek kullanımlık tencere yapılması çok hoş olabilirdi.
Fransada yaşanan ve bünyemde kahkahalara yol açan über olay.
5 öğrenci sirkte bulunan bir lamayı kaçırarak tramvaya bindirip gezdiriyorlar. bol bol fotoğraf çektiriyorlar. Fransanın ilginç bir televizyonu ertesi gün lamayla röportaj yapıyor.
Cadılar bayramında açılsaydı olabilecek senaryolar gibi bir başlık olacaktı ama işte bunlar hep karakter.
elektrik kesintisi için korku tüneli yaptık biz eheheh gibi bir söylem gelebilirdi bademlerden. egemen bağışın mimiklerini hayal etmek çok zor değil bu durumda.
somali cumhurbaşkanı için hayaller dünyamız aşırı geniş mesela. tam halloween karakteri. en iyi kostümü verdik ona.
şaka maka az biraz mizahla yönetilse bu ülke herkes mutlu olabilir. kara mizah bizi elektrikleri kesilmiş bir çukura götürüyor maalesef.