murakami
0 (düz adam)
on birinci nesil yazar 0 takipçi 5.94 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    en iyi fransızca şarkılar

    20.
  1. günün şarkısı

    2180.
  2. the chinawoman -blue eyes unchanged.
    0 ...
  3. sözlük yazarlarını ağlatan filmler

    1082.
  4. more than words

    23.
  5. yıllar öncesine götürür de eli boş, gözleriniz dolu döndürür sizi. öyle bir şarkıdır kendisi.
    0 ...
  6. gecenin şiiri

    6269.
  7. Kan Var Bütün Kelimelerin Altında / Cemal Süreya

    Posta arabalarından söz et bana
    Kan var bütün kelimelerin altında
    Ezop'un şu lanetli dilinden söz et
    Kan var bütün kelimelerin altında
    Umulmadık birgün olabilir bugün
    Aslan kardeşçe uzanabilir kayalıklara
    Bir çay söyle yağmurların kokusunda
    Kan var bütün kelimelerin altında
    işte durup dururken şurda
    Bir yelpaze gibi açıldı sesin
    Güzün en gürültülü kanadında
    Göğün en ince dalında
    Kan var bütün kelimelerin altında
    Umulmadık bir gün olabilir cumartesi
    Çığlığındaki sessiz harfler
    Dün gecenin ağırlığıdır damarlarında
    Ne güzel konuşur sokak satıcıları
    Fötr şapkalarıyla ne kalabalıktırlar
    Ve çiçekçi kızlaırn göğüsleri
    Daha suçsuzdur kırlangıç yumurtasından
    Kan var bütün kelimeleirin ardında
    Yaprağını dökecek ağaç yok burda
    Ama ışık sökebilir olanca renklerini
    Sürekli işbaşındadır bellepin
    Tanık şairler arasında
    Oyuncu arkadaşlar arasında

    Yolculuk bir kafiye arayabilir
    Atının kuyruğundaki düğümde

    Ölüm bir kafiye arayabilir
    Ak gömleğinde

    Yol bir kafiye arar ve bulur
    Dönemeçlerin benzerliğinde

    Kan var bütün kelimelerin altında
    Bir gül al eline sözgelimi
    Kan var bütün kelimelerin altında
    Beş dakka tut bir aynanın önünde
    Kan var bütün kelimelerin altında
    Sonra kes o aynadan bir tutam
    Beyaz bir tülbent içinde
    Koy iç cebine
    Bütün bir ömür kokar o ayna
    Kan var bütün kelimelerin altında
    işte o kandır senin gülüşün
    Sızmıştır hayatın derinlerine
    Siyahtır orda kırmızıdır
    Daldan dala atlar
    Sever çocuklara anlatılan masalları
    Ama iş savunmaya gelince
    Yalnız alevi savurur
    Ve güneşin solmaz çekirdeğini
    Yalnız doruklarda

    Umulmadık bir gün olabilir bugün
    Kan var bütün kelimelerin altında.
    2 ...
  8. gecenin şiiri

    5968.
  9. Bu yaşa erdirdin beni,gençtim almadın canımı
    ölmedim genç olarak,ölmedim beni leylak
    büklümlerinin içten ve dışardan
    sarmaladığı günlerde
    bir zamandı
    heves ettim gölgemi enginde yatan
    o berrak sayfada gezindirsem diye
    ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende.
    Vakti vardıysa aşkın,onu beklemeliydi
    genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için
    halbuki aşk,başka ne olsundu hayatın mazereti
    demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
    vay ki gençtim
    ölümle paslanmış buldum sesimi.

    Hata yapmak
    fırsatını Adem’e veren sendin
    bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana
    gençtim ben ve neden hata payı yok diyordum hayatımda
    gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi
    haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne
    bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak
    bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
    tanıdım Ademoğlu kimin nesiymiş
    ter döküp soru sormak nereye sürüklermiş kişiyi.

    Çeşme var,kurnası murdar
    yazgım
    kendi avcumda seyretmek kırgın aksimi.

    Gençtim ya,ne farkeder deyip geçerdim
    nehrin uğultusu da olur,dalların hışırtısı da
    gözyaşı,çiğ tanesi,gizli dert veya verem
    ne fark eder demişim
    bilmeden farkı istemişim.
    Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine
    arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık!
    Yola madem
    çöllerdeki satrabı yalvartmak için çıkmıştım
    hava bozar,yüzüm eğik giderdim yine
    yaza doğru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
    yola devam ederdim.

    Gençtim işte şehrin o yatık raksından incinen yine bendim
    gelip bana çatardı o ruh tutuşturucu yalgın
    onunla ben
    hep sevişecek gibi baktık birbirimize.
    bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık.

    Oysa bu sürgün yeri,bu pıtraklı diyar
    ne kadar korkulu yankı bulagelmiş gizlerimizde
    hani yok burda yanlışı yoklayacak hiç aralık
    bütün vadilere indik bir kez öpüşmek için
    kalmadı hiç bir tepe çıkılmadık
    eriyeydik nesteren köklerine sindiğimizce
    alıcı kuş pençesiyle uçarak arınaydık
    ah,bir olaydı diyorduk vakar da yoksanaydı
    doğruydu böyle kan telef olmasın diye çabalamamız
    ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladık
    gönendi dünya bundan istifade
    dünya bayındırladı:
    Bir yakış,bir yanış tasarımı beride
    öte yakada bir benî adem
    her gün küsülü kaldık.

    Bunca yıl bu gücenik macera beni tutuklu kılan
    artık bu yaşa erdirdin beni,anladım
    gençken almadın canımı,bilmedim
    demek gökten ağsa bile tohum yürekten düşecekmiş
    çünkü hataya bağışık büyük hatadan beri nezaret yer
    çiğ tanesi sanmak ne cüret,gözyaşıymış
    insanın insana raptolduğu cevher.

    Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
    taşınacak suyu göster,kırılacak odunu
    kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
    bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
    tütmesi gereken ocak nerde?
    (bkz: ismet özel)
    1 ...
  10. sen gel diyorsun

    2.
  11. Cem adrian'in kulagimizin pasini sildigi sarki.
    1 ...
  12. masumiyet

    422.
  13. Sadece bebeklerde ve cocuklarda bulabildiğimizdir. Filminin izlenmesi gerekir.
    0 ...
  14. insan en iyi ne zaman tanınır

    38.
  15. Ölüm korkusuyla yüzlesince taninir. Caresizken taninir.
    Yanlizken ve kimse gormezken yaptiklariyla taninir.
    0 ...
  16. duygusal olamamak

    4.
  17. duygusal olmaktan daha az yıprattığı kesin.
    0 ...
  18. yeni nesil neden bu kadar korkak

    4.
  19. çünkü dönecek devranı görmezden geliyor. biliyor ama ses etmiyor.
    0 ...
  20. 19 mart 2016 taksim patlaması

    145.
  21. canımız çok yandı yeter artık. vatan sağolsun denmemeli artık.
    0 ...
  22. gecenin şiiri

    5869.
  23. beni yaraladığın yerlerden
    kuşkonmazlar eksik olmasın
    tekilim, acıyım, ziyanlıkta da varım
    kuşkonmazlar öldüğünde bu hikaye başlasın…

    her koşuşu düştüm içimde
    sana sesimden gazeller büyüttüm
    gözlerim ölümlerde unutuldu kaç kere
    kaç kere seni ağıtlarda yürüttüm

    seni sevmek beni
    sağanak yağmurlara çıkarsın
    sefilim, kayıbım, haraplıkta da varım
    kuşkonmazlar öldüğünde bu hikaye yansın…

    eski bir gömleği giydirsem sana, kırmızı düğmeli
    yakasında hayatımdan bir bahar olan senin için
    beni bu denli yaralamasan Ah!
    kalkıp koşsam
    kırmızılardan maviye dönmeli

    gözlerin
    buhran yaşamamış bir ülke gibi baksın
    deliyim, kaçağım, yoksullukta da varım
    kuşkonmazlar öldüğünde bu hikaye yansın…

    acıyor demeyeceğim ama
    yarım kalıyor ömür bir yerde

    *her “Ah” büyük harfle başlar içimde.
    0 ...
  24. © 2025 uludağ sözlük