Mecazen insanın gözünün önünde cereyan eden olayların farkına varamaması demektir.
Mustafa Kutlu'nun Arkakapak Yazıları isimli kitabından bir cümlecik.
Türkiye Diyanet Vakfı islam Ansiklopedisi'nin kısa yazılışıdır.
Spinoza'nın genel dini konulardaki taassup ve önyargılara getirdiği eleştirilerden oluşan inceleme türü eseri.
Sağol teşekkür ve iyi niyet ifadesinin ironik kullanımıdır.
Claude Addas'ın Muhyiddin ibn Arabî'nin hayatını ve sırlı dünyasını anlattığı eseri.
Peygamberlerin tövbesine denir. Normal insanlar bir kusur işlediklerinde af dilerken, onlar bunu akıllarından geçirince yaparlar. işte evbe budur.
Kolaylık içinde zorluk, zorluğun içinde de kolaylığın, aynı şekilde iyiliğin içinde hoş olmayan durumların, hoş olmayan durumların içinde de iyiliğin olabileceğini anlatan bir söz.
"Kırk yıldır insanlarla muhatap oluyorum, onlar kendileriyle konuştuğumu zannediyorlar."
Yanında pilav olmaza olmazıdır. Soğanı da tercih edenler olabilir ama onun da koku problemi var.
Çok tehlikeli bir durumdur. Toz nefes borusuna kaçabilir.
Alevî-Bektaşî tâbiri. Meydanda, Pîr Postu'nun yanında bulunan bir makamdı. Buraya "Kızıl Eşik" veya "Mürüvvet Taşı" da denirdi. Niyaz edildiği için, buraya, "Niyaz Taşı" denmiştir.
Mevlevî ve Bektaşî tekkelerinde su dağıtma işlerini yapanların oturdukları yere verilen isimdir.
Benlik davası güden ve egosu tavan yapanları uyarmak bir fayda vermeyeceği gibi bir de azar işitilir.
Hz. idris'in isimlerinden biri.
Sufilerin bazen sohbet bazen de zikir için yalnızlığa çekildikleri mekan.
Muhyiddin ibn Arabi'nin Musul'da yazdığı eser.
Maydonoz olarak kullanılıyor artık bu kelime. Arapça "mide" farsça "nüvaz" kelimelerinin birleşmesinden oluşuyor.
Ekmek mi iyi yoksa su mu?
Realist ve natüralist görüşe sahip olanlar.
Romantik şairler için kullanılan bir kavram.
Öğle namazını özellikle sıcak günlerde serin bir vakte kadar ertelemek.
Aristo'nun ruh hakkında bilgi verdiği eseri.
Küçük Kâbe anlamına gelir. Yeni doğan kızlara verilen isimlerdendir. ilk müslüman kadın hemşire veya tabibe olduğu söylenir.
Cüneyd-i Bağdâdî'nin fikirleri etrafında Bağdat'ta oluşan tasavvuf okulu.
Az yemek yemeği kendilerine düstur edinmiş kimselere denir.
Ekabir yani büyükler anlamına gelir, farsçadır. Nakşibendi tarikatı bu tabiri kullanmaktadır.
Gizlenmişler, gizli kalmışlar anlamına gelen tasavvufî bir kavram. Aslı arapça. insanlar arasında kendilerini gizler, sıradan insan gibi görünmeye çalışırlar.
daha fazla entry yükleniyor...
