Farklı duygulara yol açan bir durumdur. '' vay be. tee o gün mü girmişim la ? '' diye tepki vermemize yol açar. neyse 4 ay sonra entry girmek acayip bir duyguymuş haa.
arkadaşlar eylem bugün diyarbakırda yapıldı . her şehirde olduğu gibi. Ayrıca pazartesi de eylem yapılacaktır olaylar durulmaz ise eğer. Saat 13.00'da koşuyolu parkında olacaktır. Sözlükte diyarbakırlı arkadaşlar var ise haberleri olsun.
Birbirini tamamlayan iki unsurdur. Bulutlar arasında okyanuslar arayan bir zat için az kalmış bir tabirdir. Sen ulan sen ! hangi muharebeden yoksun çıktın da gelip insanların değerlerine değer verdiklerine anti tutum içerisinde sevişmeye kalkıyorsun ? e ebenin ammı. senin götüne koyim.
muhtemelen akapeli bir adamdır. Oropsu çocuğudur şerefsizdir. amına kodumun sözlükçüleri bu entryi muhtemelen silecek. silin amına koyim sizin de amınıza koyim.
ne yapayım seni söyle.
ne yapayım seni, ağlamaktan ırmağa döndü yüreğim.
söyle söyle de seni avlayayım.
avlayayım seni, gamze, saç ve ahımla.
bak bak da haykırayım sana, bak.
haykırayım sana, dudaklarını gülümsemelerden toplayayım.
bak bak ta seni simgeleyeyim, bak.
simgeleyeyim seni fitne, kinim ve ahım ile.
şam-ı gariban namazını ağlayarak başlarım.
kimsesizlik yüzünden için için ağlayışlarımdan hikâye yaparım.
yarım ve diyarımın anısıyla öyle ağlaşırım ki,
bu dünyadan gitmenin yolunu yordamını ararım.
ben yârimin şehrindenim, uzaklardan değilim.
ey koruyucu tanrım, beni dostlarıma geri döndür.
ey yol arkadaşım tanrı aşkına bir yardım et,
bir kere daha meyhanenin damına bayrak dalgalandırayım.
gel gel de putun olayım gel.
putun olayım, ustalıkla tenime şekil vereyim.
gel gel hasta ziyaretime gel,
hasta ziyaretime gel çünkü ah ki ayaklarım çok yorulmuş.
saadet zirvesinin hüma kuşu bizim damımıza düşer,
eğer bizim yaşadığımız yerden bir geçersen.
bir su kabarcığının patlaması gibi şapkamı havaya atarım,
eğer kadehimde bir senin yüzünün yansımasını görürsem.
umutsuzlukla bu kapıdan çıkma, bir fal aç,
belki bu servetin kurası bize düşer.
kırıl kırıl ki yarayım seni, kırıl.
ki yarayım seni şahidin anlatımı ve ahın heyecanı ile.
kırıl kırıl nasıl fitne ateşi atacağım, kırıl,
nasıl fitne ateşi atacağım güzelin güneşin ve heyecanıyla.
gel gel de putun olayım gel.
putun olayım, ustalıkla tenime şekil vereyim.
gel gel hasta ziyaretime gel, hasta ziyaretime gel
çünkü ah ki ayaklarım çok yorulmuş.
bak bak da haykırayım sana, bak.
haykırayım sana, dudaklarını gülümsemelerden toplayayım.
bak bak aa seni simgeleyeyim, bak.
simgeleyeyim seni fitne, kinim ve ahım ile.
gel de bizim gemimizi şarap nehrinde yüzdür,
gencin ve yaşlının içine feryat ve figan at.
eğer gece yarısı güneş gerekiyorsa,
çiçek yüzlü kızın yüzünden gül maskesini kaldır.
umutsuzlukla bu kapıdan çıkma, bir fal aç,
belki bu servetin kurası bize düşer.
söyle söyle ne yapayım seni söyle.
ne yapayım seni, ağlamaktan ırmağa döndü yüreğim.
söyle söyle de seni avlayayım.
avlayayım seni, gamze, saç ve ahım la.
şam-ı gariban namazını ağlayarak başlarım.
kimsesizlikten için için ağlayışlarımdan hikaye yaparım.
eğer gece yarısı güneş gerekiyorsa,
çiçek yüzlü kızın yüzünden gül maskesini kaldır.
saadet zirvesinin hüma kuşu bizim damımıza düşer
eğer bizim yaşadığımız yerden bir geçersen.
bir su kabarcığının patlaması gibi şapkamı havaya atarım,
eğer kadehimde bir senin yüzünün yansımasını görürsem.
umutsuzlukla bu kapıdan çıkma, bir fal aç
belki bu servetin kurası bize düşer.
Muhtemelen arabesk rap sanatçıları epeyce temizlenirdi. Zor tabii sevgiliden ayrılmak. ölüm sebebi ölüm. ötenazi iyi bir şey aslında. Hollanda'da olmak vardı ulan. Neyse .
Yüzbinlerce hatta milyonlarca insan tarafından küfür edilen şeylerdir. kimi zaman bir insan , kimi zaman bir nesne , kimi zaman ise bir takım...
(bkz: fenerbahçe)
(bkz: fetullah gülen)
(bkz: akp)
Kardeş oldukları yönünde haberler çıkan iki underground rapçi. Sanırsam kardeşler. Eğer böyle ise - ki böyledir - sehabe panpamız 1 yaş büyüktür yeis kankamızdan.
bu iddiayı kanıtlıyorlar : http://a1303.hizliresim.com/17/t/lg560.jpg
Ne kadarınız gerçek sizin,
kırk odalı şatonuzun kırkıncı odasındaki
kilitler altında sakladığınız gerçek
duygularınızla,
gerçek düşüncelerinizin ne kadarı yansıyor
hayatınıza,
söylenmeyen neler var kuytularda,
hani kendinizden bile sakladığınız,
bir sinir kriziyle ya da büyük bir acıyla
yahut da muhteşem bir sevinçle kabuğunu çatlatıp da
ortalara dökülecek neler biriktiriyorsunuz
içinizde...
Ne kadarınız kendi sahtekarlığınızın esiri?
Sevip de söyleyemediğiniz,
özleyip de açıklayamadığınız
ya da sevmeyip de sevginizin eksikliğini içinize
gömdüğünüz oluyor mu,
korkaklıklar var mı,
kalleşlikler var mı,
yoksa diplerde saklanan cesaretiniz bir işaret mi
bekliyor...
Göründüğünüz insan mısınız siz,
yoksa bir define arayıcısı hazineler mi bulur
içinizde
ya da yıkılmış bir kentin harabelerini mi
taşıyorsunuz?
Derununuzda neler saklıyorsunuz?
Ne kadarınız gerçek sizin?
Ülkenizle ilgili düşüncelerinizi söylüyor musunuz,
yoksa başınızı belaya sokmayacak kadar akıllı mısınız,
gerçek düşüncelerinizi başbaşa konuşmalara mı
saklıyorsunuz,
açıkça konuşanları biraz aptal buluyor musunuz?
Günahlardan yapılmış hayaller var mı içinizde,
günahtan korktuğunuzdan bunları saklayıp
Tanrıyı mı kırmaya uğraşıyorsunuz?
Günahları sevmiyor musunuz, seviyor musunuz
yoksa...
Uzun bir yolculuğa çıkar gibi
duygularınızla düşüncelerinizi denklere
sarıp da içlerinizde bir yerlere mi
yerleştirdiniz,
bir gün yolculuk bitince açmayı mı düşünüyorsunuz
aslında yolculuğun hiç bitmeyeceğini ve
denklerinizi
hiç açmayacağınızı bilerek...
Bir gün çıldırsanız da
bütün duygularınızla düşüncelerinizi açıkça
söyleseniz,
neler duyacağız sizlerden,
gizli palyaçolar mı çıkacak ortaya,
yoksa korkaklığın altında,
bir istiridyenin içinde büyüyen inciler gibi
büyümüş yiğitlikler mi?
Kızgınlıklarınız yok mu sizin,
öfkeleriniz, isyanlarınız?
Aşklarınız yok mu?
Kendi sahtekarlığınıza ne kadar esirsiniz?
Esaretten kurtulsanız da gerçekler dökülse ortaya,
kendinize şaşar mısınız,
hiç düşündüğünüz oluyor mu kırkıncı odada neler
var diye, hangi unutulmaya çalışılmış sevgililer,
dile getirilmeyen özlemler,
söylenmeye söylenmeye birikmiş öfkeler,
hangi boşvermişlikler,
hangi inkar edilmiş arzular yatıyor diplerde?
Ne kadarınız gerçek sizin?
Kimselerden korkmadığınız kadar korkuyor musunuz
kendinizden?
Şehrin ışıklarının bulutlara yansıdığı
turuncu pırıltılı külrengi bir gecede,
şimşeklerle boşanan yağmur başladığında
şatonuzun odalarında bir gezintiye çıkıyor musunuz,
ağır ağır yaklaşıp o kırkıncı odaya
açıyor musunuz
kapıyı usulca, gördükleriniz ağlatıyor mu sizi,
bu kadar gerçeği o odada saklayıp,
hayatı yalan yaşadığınızı farketmek nasıl bir
sarsıntı yaratıyor?
yoksa, ne gökyüzüne vuran ışıklar, ne yağmur, ne de
ıssız gece,
sizin kırkıncı odaya yaklaşmanızı sağlayamıyor mu,
korkuyor musunuz kendi gerçeklerinizden,
kırkıncı odanız size de mi kapalı,
kendi kendinize bile mahrem misiniz?
Ne kadarınız gerçek sizin?
Ne kadarınız kendi sahtekarlığına esir?
Bıktığınız olmuyor mu kendi yalanlarınızdan,
hiç kendinizden sıkıldığınız olmuyor mu,
kendinizi bir yerlerde terkedip de gitmek
istemiyor musunuz,
bütün yalanlarınızdan uzak bir yere?
Şöyle rahatça bütün duygularınızı,
bütün düşüncelerinizi söyleyebileceğiniz bir diyara,
kendinizi bile yanınıza almadan.
Ah aslında ben onu seviyordum diye ağlayacağınız
kimleri saklıyorsunuz koynunuzda,
yüksek sesle eleştirip de
içinizden hak verdiğiniz hangi düşünceler var,
kendinizi akıllı bulurken aslında gizlice kendi
korkaklığınızdan utığınızın itirafını nerelerde
gizliyorsunuz?
Ne kadarınız gerçek sizin?
Ne kadarınız kendi sahtekarlığına esir?
Bunu hiç düşündüğünüz oluyor mu
yoksa bunu düşünmek bile yasak mı size?
Neler var kırkıncı odada?
Otuzdokuz odadan yapılmış hayatınızı,
kırkıncı odanın kapısını açmamak için yalan mı
yaşıyorsunuz?
Niye yapıyorsunuz bunu?
Açsanıza kırkıncı odayı yağmurlu bir gecede
belki...
Belki de hiç açmazsınız,
kapalı bir odayla yaşarsınız bütün ömrünüzü,
kendinizden sıkılarak...
En iyi film dalında argo'ya verilerek beni küfre boğan ödüllerdir. Zira sırf amerikayı övdü diye argoya veriliyorsa bu ödül , bütün amerikanın canı cehenneme o zaman. Neyse sakinim.
2013 Oscar Ödüllerini Kazanan Film ve Kişiler:
En iyi Film Oscarı: "Argo"
En iyi Kadın Oyuncu Oscarı: Jennifer Lawrence, "Silver Linings Playbook"
En iyi Erkek Oyuncu Oscarı: Daniel Day-Lewis, "Lincoln"
En iyi Yönetmen Oscarı: Ang Lee, "Life of Pi"
En iyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscarı: Anne Hathaway, "Les Miserables"
En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscarı: Christoph Waltz, "Django Unchained"
En iyi Uyarlama Senaryo Oscarı: "Argo", Chris Terrio
En iyi Özgün Senaryo Oscarı: "Django Unchained", Quentin Tarantino
En iyi Görsel Yönetmen Oscarı: Claudio Miranda "Life of Pi"
En iyi Belgesel Oscarı: "Searching For Sugar Man", Malik Bendjelloul ve Simon Chinn
En iyi Kurgu Oscarı: "Argo", William Goldenberg Yabancı Dilde En iyi Film: "Amour"(Avusturya)
En iyi Animasyon Oscarı: "Brave", Mark Andrews ve Brenda Chapman
En iyi Orjinal Müzik Oscarı: "Life of Pi", Mychael Danna
En iyi Orijinal Şarkı Oscarı: "Skyfall", Adele Adkins ve Paul Epworth
En iyi Yapım Tasarımı Oscarı: "Lincoln"
En iyi Kısa Animasyon Oscarı: "Paperman", John Kahrs
En iyi Kısa Film Oscarı: "Curfew", Shawn Christensen
En iyi Kısa Metrajlı Belgesel Oscarı: "Inocente", Sean Fine ve Andrea Nix Fine
En iyi Ses Kurgusu Oscarı: "Skyfall", Per Hallberg, Karen Baker Landers ve "Zero Dark Thirty", Paul N.J. Ottosson
En iyi Ses Miksajı Oscarı: "Les Miserables", Andy Nelson, Mark Paterson ve Simon Hayes
En iyi Kostüm Tasarımı Oscarı: "Anna Karenina", Jacqueline Durran
En iyi Makyaj ve Saç Oscarı: Lisa Westcott ve Julie Dartnell, "Les Miserables"
En iyi Görsel Efekt Oscarı: "Life of Pi", Bill Westenhofer, Guillaume Rocheron, Erik-Jan De Boer ve Donald R. Elliott
Aslında yanlış yerde yazıyorum belki ama yuhu hakkında da biraz bilgi vermekten fayda var. Yuhu 1987 yılında Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan SSC'nin Sumgayıt kentinde kurulmuştur bir müzik grubudur. Grup 1990'da Fransa'dan bir davet alır. grup oraya gitmek için Bakü-istanbul-Paris trenine bilet alır fakat başlarına çok talihsiz bir olay gelir. Grup istanbulda iken soyulur. Yol paraları olmadığı için istanbulda kalmaya karar verirler...daha doğrusu kalmak zorunda olurlar... Grubun orjinal ismi ayrıca yuxu'dur.
Muhtemelen çalışmayan kulaklıktır. Çalışıyor ümidiyle sağ alt köşedeki ses ayarını kontrol edersiniz fakat yine de anlarsınız çalışmadığını. Ayrıca hiçbir zaman Sennheiser marka olmayacak kulaklıklardır. Gençlerimiz çok çekiyor çoook...
insanın içini yakan bir durumdur. Hele bir de uzakta ise boku yediniz demektir. Ayrıca '' o '' nun kim olduğu da çok önemli. Neyse fazla söze gerek yok.
Muhtemelen muslim kardeşlerimizin kem küm edip yanıtsız bırakacakları sorudur. Zira adem babamız ( ! ) ve havva annemiz'den ( ! ) doğduğumuz söyleniyor. Yani şöyle ki ; ensest ilişki ile mi üredik ? diye sormak insanın aklını kurcalıyor.
Örnekleme yapacak olursak adem ve havvanın iki tane çocukları oldu. Atıyorum ahmet ve ayşe. Yani bunlar kardeş oldular. Peki nasıl çoğaldılar ? Muhtemelen birbirini zikerek. Yani ensest ilişki ! Peki dinen bu makbul müdür ? tabikide hayır.
Şimdi muslim kardaşlara soruyorum
Dünyada siz ve kız kardeşiniz yalnız kaldığınızı farzedin. Bütün bir dünyanın geleceği sizin elinizde. Zira başka insan yok. ilişkiye girer miydiniz ?