Az evvel dedem aradı. Benim ona sormam gereken soruyu o bana sordu. Nasılsın? dedi, hal hatır sordu ve çok mahcup oldugumu hissettim. Ugramiyorsun hiç dedi. Gel bugün oturalım dedi yasağı unutarak. Yasakta nasıl çıkayım ki dede? Dedim. Yarın gel kızım dedi. Dedeni yalnız bırakma dedi. Bu durum beni o kadar duygulandırdı ki. ihmal ettiğimiz insanları belki yakında göremeyeceğiz. Bu göremeyis bize derin bı pişmanlık olarak geri kalacak belki de. Çok üzgünüm sözlük. Dedemi çok sevdiğim halde ona böyle hissettirdigim için üzgünüm.
insanin anlamını amacını kaybetmesi sonucu oluşan bir takım felaket hissi yaşatan durum. Ruhsal bir çöküntünün ana sebebi. Motive edecek bir sebep bulamama. Hayatın içinde bir çeşit kayboluş, sürükleniş. Sürüklendiğin halde bir şey yapamamak. Yapılabilecek şeylere karşı kayıtsızlık. Aynı zamanda ümitsizlik de denebilir. Ve sonuç;Derince bir boşluk.
Yüzümde maske varken ve moralim bozuksa, kendimi tutamıyacak gibiysem dışarıda da artık ağlayabiliyorum. Kimsenin görmemesi ama kalabalık içinden öyle geçebilmek değişik bi duygu.
Gün içerisindeki depremlerden sonra 4.7 şiddetinde son depremiyle günü kapatıp gök gürültülü yağmurlu havayla yeni güne geçiş yapmış güzelim şehir.
Bugün de ölmedik şükür.
Üzüldüğüm çoğu şeyin sebebini temelini biliyorum. Bu sebeplerin bendeki yarattığı etkilerin tamamen farkındayım. Bu farkındalık beni çok yoruyor. Her şeyin farkında olmak, bir şeylerin idrakinde olmak beni git gide daha fazla üzmeye basladi. Umursamaz gamsız ve sadece kendini seven bir insan olmak isterdim. Neden böyle olamadığımi, boyle olmamın sonucunda neler yaşadığımi her şeyi biliyorum. Bu kadar şeyi bilmek de istemezdim. Aslında bana sorulsa olmak dahi istemezdim. Ve farkediyorum ki istemediklerim istediklerimden daha fazla.
Okuduğum kitapta beyinde depolamaya atılan bilgilerden duygusal bağ ile depolananlarin kalıcı olduğunu söylüyordu. Duygusal bağ sadece duygusal ilişkilerde değil, yaşanmış aci anılarda da bulunabilir. Bir dostunuzdan aldığınız bir hediye de duygusal bağ ile zihinde anlamlı bir sembol olarak kalır.
Unutmak denilen aslinda zamanla önemsenmeyen fakat zihinde de yer kaplayan tıpkı bir misafir gelir diye hiç acilmayan ama hep yerini koruyan bı bardak seti gibi gereksiz bilgilerin alan kaplaması durumudur. Önemli olan hala unutulmayan o bilginin sizin için değerli olup olmadığıdır.
insanın inancı dışında hayatındaki anlamlari belirleyen bir diğer şey de yaşadıkları, yaşam kosullaridir. Neyin eksikliğini hissediyorsa o onun için hayatın anlamıdır. Şahsi fikrim.
Ne tür düşünce olduğuna göre değişir bunun cevabı. istenmeyen düşüncelerse eğer sorun, bunun cevabı Severek yapılan bir meşguliyet olabilir.
En basitinden örgü örmeyi deneyerek bu konuda adımımı attım ve farkettim ki 2 saat boyunca tek düşündüğüm ilmekleri doğru yere batmak ve patikte delik olusmamasiydi. Tabi kısa surdu. Sonra kalınan yerden devam aynı şeyleri düşünmeye.
Bizden sonraki yaşamakta olan kimselerce hayatta olup olmadığımiz bilinmeden okunup geçecektir. Belki oylanacak, beğenilecek, belki yıllar sonra bu girilmiş eski entrynin sahibinin profili incelenecektir. Belki okuyan kişi acaba ne yapıyordur diye bile aklından geçirecek ama asla bu anonim ortamda kimse tarafından bilinmeyecektir. Kimse ölü bir profili okumakta olduğunu bilmeyecek mesela. Garip...
Kötü bir rüyadan uyandığım zaman muhakkak yanımda birini arıyorum. Sırf bu yüzden çok korkarak uyandığım geceler kardeşimin yanına kıvrılmaya giderim. Yaşımın 20 olması dışında bir sorun yok.
Adam akıllı entry girebilmek adına başlık ararken görülen alakasız saçma sapan absürt başlıklara denk gelip tüm yazma hevesini kaybedip çıkan bir sözlük yazarının yakarışı.
2 yıl önce açtığım başlığa kimse uğramamış. Ve ben yine buradayım.
Gecenin bu saatinde karanlık odamda kulakligimda beni iyi hissettiren parçayla bilgisayarımın başında öylece otururken birden sallanacagim hissine kapılarak endişeleniyorum. Anlık olarak bu his uğrayıp kayboluyor..
Ama Sanırım şu anın verdiği en iyi his sessizliğin içindeki, Gündüzun karmaşasından uzakliktaki huzur.
Felçli zengin bir adamın bakıcısı olarak yanında çalışan siyahi bir gençle olan dostluğunu anlatan komedi ve dram filmi olarak geçse de çoğu sahnesinde güldüren kahkaha attıran 'can dostum' adlı 2011 yapımı film.
Ayrıca Yukarıda essynin verdiği spoiler yalan. Adam ölmüyor. ve Kesinlikle insanın modunu yükseltecek bi film olduğunu düşünüyorum. Tek kelimeyle müthiş.
Pandemide herkeste olan artışin aksine sebebini Anlayamadigim bir şekilde giderek düşen kilodur. Burada söylemeye gerek duymadım şuan.
Bunu yazmaya da gerek yoktu ama neyse.
Genelleme yapılmasi saçma olmakla beraber tek amacı evlenmek daha doğrusu gerçekten sevdiği bir insanla evlenip çocuk sahibi/anne olmak olan kizlar da olabilir. Tipki tek amacı para, kariyer, şöhret, ün, veya hiç bir amacı olmayan insan gibi. Herkesin hayatta kendine göre bir amacı olabilir olmayadabilir. Herkesin yaşadıklarından veya yasayamadiklarindan dolayı farklı bı beklentisi olabilir şu hayatta. Bunu göze sokmayan, sadece dilediği gibi yasamakla mesgul olan insanlara her şartta saygı duyuyorum.