Pişmanlıktır.
Genellikle anne baba yapar bunu.
Babamın beğenipte aldığı tişörtte 'beynini kullan' yazması
Annemin babama yakıştırıp da aldığı üzerinde 'büyük aşk' yazan tişört gibi.
Ve en son benim beğenipte üzerindeki simgenin anlamını merak etmeden aldığım çanta..
Taa ki gören arkadaşların : 'bu hayatın heycanı meycanı yook' diye yanımda gülüştüklerini duyana kadar.
Boğuluyorum sözlük. Gereksiz bağırışlar arasında boğuluyorum.
Gerçekten çok sık'ılıyorum.
Bu öyle Bi sıkılma ki sinirden gözlerim kıpkırmızı oluyor her seferinde.
Anlaşılmıyorum sözlük. Anlatıyorum ama dinlenilmiyorum bile.
Sürekli bir korku tarafından kısıtlanıyorum. O kadar bunaldım ki.
Beni anlamaları için yalvarıyorum.
Ama durumu Allaha anlatırken rahatladığımı hissediyorum. Çünkü o beni sabırla dinliyor. Kalbimden geçenleri zerresine kadar biliyor.
...
Neden bu kadar anlayışsızlar? Ya şunu yazarken Bile telefonu elimden atıp fırlatasım var.
Ama bilin bakalım kim çıldıracak haldeyken sözlüğe girip yazarak rahatlayacağını sandı?
T:sözlük yazarların anlık hislerini anlatan, ama hiç bir işe yaramayan başlık.
imkanı olmayan bir durumdur efendim.
insanı bazen çıldırtacak raddeye getirir.
Bazen derdim neden karşı tarafı bu kadar bunaltıyorum diye.
Sonrasında en yakın ikizler burcu arkadaşımda bunu anladım.
Ama neden? Diye soruyorum kaç gündür. Nasıl Bi kıskançlık, nasıl Bi alınganlık.. Düşman başına.
evde kendim dışında iki tane daha ikizler var ve artık durumu daha iyi anlıyorum. Ya da bazen gerçekten anlamıyorum. Emin değilim.
Hala her bayram harçlığını esirgemeyen, yalnızca verirken biraz daha gizliden veren,
alırken bana kendimi yasa dışı madde satın alıyor gibi hissettiren birinci dereceden akrabalarım.. Onlar iyi ki var..
Ölen kişi aynı zamanda özlenense, kişiye sanki kısa süreli görüşme müsadesi verilmiş gibi bir mutluluk verir. Rüya olması her Ne kadar üzse de.
Ölen dedemi çok özlediğimden olsa gerek onu her gördüğümde rüyada olduğumuzu farkettiğimden sanırım ona sorular sorardım.
Şuan nerdesin? Ne yapıyorsun? Diye.
Bi süre boyunca her gördüğümde ona bunları sordum. Kimi zaman sarıldık ağladım. Kimi zaman cevap alamadım. Kimi zaman sadece güldü yüzüme.
Ama bir gün rüyamda ondan
"araftayım" cevabını aldım.
Gerçekten etkisinde kalmıştım.
Hala da unutamıyorum.
Evimizde gelenek haline gelmiş bir davranış biçimi.
Herkes birbirine iyi geceler derken aynı anda öper, sarılır. Yolcu edermişçesine.
ilginç ama hoşuma gidiyor.
Çok sevdiğim ama uzun zamandır da aramızın açık olduğu Bir dostum için şuan bu durumdayım.
Neden böyle oluyor? insan neden gurur yapar ki böyle durumda?
Eğer ölürsem buna pişman olmayacak mıyım? Ölümün her an Bir nefes kadar yakın olduğu şu anda neden aramaktan geri kaçınır ki insan?
O kadar lanet bir duygu ki..
Bundan nasıl kurtulabileceğimi bilmiyorum.
Ne yapmalıyım? Gerçekten bilmiyorum.
Bir eve giriyorum. Evde ağlayan insanlar, kendi kendine çırpınan kişiler görüyorum. Bir yakınını kaybetmiş bir aileydi sanırım. Sonrasında bahçeye çıkıyorum. iki çocukla karşılaşıyorum. Çocuklardan biri bana şu cümleyi kuruyor:
inna lillahi ve inna ileyhi raciun.
Çok şaşırmıştım. Uyandığımda anlamını çok merak ettim. Cümleyi tam hatırlayamıyordum, aklımda Bi Kaç kelimesi kalmıştı. Arattığımda zaten tam hali çıktı hemen.ilk kez böyle bir rüya görmüştüm ve hemen anlamına baktım.
Şüphesiz Biz ALLAH’tan Geldik ve Şüphesiz Dönüşümüz O’nadır.” Anlamını taşıdığını öğrendim.
Bu Ayet genelde bir ölüm haberi alındıktan sonra, Yani ölen kişinin ardından söylenebilecek bir sözmüş.
Yine bir yolculuk için yollardayım. istikamet şehirden uzakta. Hiç güneşin olmaması beni çok sevindirdi. Ufaktan da yağmur çiseliyip hava esmeye başlayınca artık keyfime diyecek Bi şey yoktu.
Herkes arabanın içinde camlarını yarısından fazla kapattığı halde ben sonuna kadar açarak bulutları izlemeyi tercih ettim. Kulaklıkla birlikte her şey tamamdı.
Bulutları izlerken yüzüme minik minik yağmur damlaları sıçrıyordu.
Kafamı iyice pencereye yaklaştırıp biraz tefekkür biraz hayal derken kendimden geçiyordum ki yandan geçen araba yerde birikmiş olan Bi miktar suyu yüzüme şlap diyerek yapıştırdı.
Oysa hafiften irileşmeye başlamış yağmur damlaları bana yetiyordu.
Olsundu.
Biraz serinledikten sonra bulutları izlemeye devam..
Az önce, 2 gün sonra mezuniyeti olupta tren çarpması sonucu ölen hiç tanımadığım birinin(18) instagram profilini gördüm.
Beni çok etkiledi bu durum.
Öldükten sonra bizden geriye kalan belki fotoğraflar, belki yazılar, mesajlaşmalar kalıcak. Ne kadar tuhaf... Onlara bakıp da bu kişi öldü diye düşünmek çok tuhaf gerçekten.
Halbuki sorsan 18 inde ne kadar ölümü düşünebilirdi?
Ne kadar hazırlıklı olabilirdi ki?
insan için de yeryüzünün tamamı mesciddir. "Benim için yeryüzü temiz ve mescid kılındı. Kime namaz vakti gelirse, bulunduğu yerde namazını kılar." (Müslim, Mesâcid 3, hadis no: 521; Buhârî, Salât 56, hadis no: 84
illa içki şişesini alıp oraya oturunca mı gözüne giricekti bu insanlar?
Eğer orda gayri ahlaki davranışlar sergileyen çiftler olsaydı ne tepki verirdi bu adam? Elbette sesini çıkarmayacaktı.
Çünkü o bireyler özgür ve çağdaş bireyler olacaktı gözünde.
Soğuk bedeninin taş gibi kesildiğini hissettim.
ilk kez bir insanın bu kadar uzun süre nefes almadan durabildiğini gözlemledim.
Evet yatıyor yatağında. Ama nefes almadan.
Hala karnının inip inip çıktığını zannederek yanılıyorum.
Ama bu yanılmadan öteye gidemiyor.
içindeki o eski can yok.
Yüzündeki renk olmuş sapsarı.
Ölüm böyle birşey işte mesajı veriyor.