Gündeminizi kim belirliyorsa rabbiniz o'dur. iki yıl öncesine kadar hem sosyal (dizileriyle), hem iktisadî( neoliberal kalkınma modeliyle), hem siyasî (uluslararası ilişkiler bağlamında paradigma sarsıcı olmayan bir ılımlı dindarlık ile küresel statükoyu meşrûlaştırıcı amerikancılık modeli), hem de askerî (NATO'nun bölgesel ve küresel misyonlarına iştirak eden) anlamda özelde Ortadoğu coğrafyasına, genelde halkı müslüman devletlere örnek gösterilen akp, bir zamanlar örnek gösterenler tarafından şimdi kıskaca alınmış ve gözden çıkarılmıştır. Bu meyanda Suriye'nin unutulmasından değil, Suriye'yi abd müdahalesine açık hâle getirme görevini başaramayanların gözden çıkarılmasından bahsetmek gerekir.
Tanım: Hatırlatan tarafından unutturulan bir unutmadır.
Türk romancılığının Fakir Baykurt, Tanpınar, ihsan Oktay Anar gibi duraklarından bîhaber olanların anlayamayacağı yargıdır.
Bir milletin edebiyatı o milletin taşıyıcısı ve ufuk göstericisidir. Elif Şafak ingilizce romanları, berbat türkçesi ve trajik enformasyon hatalarıyla Türk romancılığında adının bile geçmesi romanımıza ancak eziyet olabilir. Ermenî meselesinde dile getirdiği gerçek (!) lerin cv'sine etkisini iyi bilmektedir; bu topraklarda adamdan sayılmanın ilk kaidesi, târih hakkında birtakım merkezlerin payandalığını yapacak cümleler kurmaktır. Elif Şafak'ın balon olmadığı ve iyi başardığı yegâne iş budur.
imanın,tevekkülün,azmin yanında iyi komutanların ve ordunun da vesilesiyle kazanılan harbi anlatır.
"önce tedbir,sonra tevekkül" diyoruz biz Müslümanlar;bazıları bizi sadece meleklerin varlığı sebebiyle zafere inanmışız gibi gösterebilirler,siz onları boşverin dostlar.
son derece zayıf entelektüel birikime sahip insanların çokluğunun,sözlükten çok bir forum havası vermesi neticesinde oluşan nedenlerdir ki,bu nedenler bana yaklaşık 2.5 yıldır yazı yazdırmamıştır.
Allah'ın huzuruna varacaklarına inananlar; Nice az sayıda bir birlik Allah'ın izniyle çok sayıdaki birliği yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.'dediler."(Bakara-249)
"o günleri biz insanlar arasında döndürür dururuz. (Zaferi bazen bir topluma bazen öteki topluma nasip ederiz).." (Al_i imran-140) ayetlerini de hatırlatan,zaferin ve mağlubiyetin de ilahi nizamın bir tezahürü olduğunu gösteren başlıktır aynı zamanda.
neyzen tevfik'e ithaf edilmesine rağmen başkasına ait olduğu ispatlanan bir şiirimsiyi,hiçbir birikimi olmadığı için her sohbetine konu eden insanlardan sadece biridir.eh be yazar,tek anladığın şeyi yanlış anlamayı nasıl başarıyorsun?
başkalarını okumadan ilim,görmeden irfan sahibi olmakla itham ederken,"çanakkale savaşında düşmanla çarpışan melekler" olduğuna ya da olabileceğine inanan herkesi abd'nin politikalarına teşne,kukla,ihtilal sevici,ılımlı islamcı zanneden,hasbel kader bir sözlükte yazarak istifralarına torba bulmuş insanların da yazdığı konu başlığıdır.
her resmi ideoloji mağdurunda görülen vak'a bu zevatta da görülür,milletimizin hangi değerler sebebiyle istiklal harbi'ne katıldığını,sonra kültürünün,imanının,yaşama,giyinme ve düşünme biçiminin,ezanının,yazı dilinin,kanununun dipçik ve kanun zoruyla değiştirildiğini bilmez bunlar.Milletin islami duygularını istismar ederek onları kandırarak önceleri bir islam mücadelesi,hilafet savaşı verdiklerini söyleyenlerin,"çağdaş uygarlık seviyesi" adı altında yürüttükleri ve esasen kürt-türk düşmanlığının temellerinin atılmasına yol açtıklarını görmedikleri ortadadır.onların itikadı üzere olan insanlar elbette olacaktır,tarihi derinlikten,üzerinde yaşadığı toprakların yüzyıllarca hangi değerlerin taşıyıcılığını,hamiliğini yaptığını bilmeyip insanını tanımayanlar,her zaman bu hezeyanlarda bulunacaktır,itibar etmenin anlamı yok.
bazıları,modern dönemin ebu cehil'i olmayı aydınlanma ve bilgi sanıyor.ebu cehil,belki de toplumunun en bilgili,en zengin insanlarından biriydi,ama hakikatinden haberdar olmadığı öyle bir "şey" vardı ki,bu onu kıyamete kadar gelecek her cahilin babası yaptı.
parçalanmaya yüz tutmuş,kışkırtılmış,birbirine sathi ayrımlarla düşman edilmiş bir milletin çocuklarına insan olmanın erdemini hatırlatan,boğaz düğümleyen davranıştır,sözlüğün solunda her daim yerini almayı hakedecek,eğitime,modern dünyanın kriterlerine vurulamayacak bir değerin varlığını hatırlatır.
değerlere olan düşmanlığı ve tipik resmi eğitim mavallarına olan samimi inancının,kendisini sıradan yurttaşlardan biri yaptığı yazar.protest tavrının kahvehane muhabbetine dayalı husumetten farkı yok,çok çok okuması ve klişelerden arınması gerekiyor.
bazı tiplerin -şiiri esas yazıldığı dilde değil de latinize okumalarından da kaynaklanıyor olabilir- anlamakta güçlük çektiği,"protest" tavırlara girdiği dizelerdir.
şairin "bedrin arslanları" ile "çanakkale'nin arslanları"nı aynı cümlede anması,doğrudan doğruya Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in "Ey Allah'ım!Eğer sen bu grubu helak edersen artık yeryüzünde sana ibadet eden kalmayacak" buyurmasıyla alakalıdır,nitekim çanakkale harbi'nde savaşan insanlar,hangi değerlerin taşıyıcısı olduklarını,hangi iddianın ve idealin parçası olduklarını biliyorlardı,aynı istiklal harbi'nde olduğu gibi,"Bedrin arslanları"nın yaptığı gibi,islam'In bir siyasi organizasyon ve askeri güç olarak yeryüzünden silinmesinin önüne geçmek için savaşmışlardı.
bunu inkar edenler çıkabilir,onlara tbmm'nin açılışından sadece birkaç gün önce mustafa kemal'in kaleme aldığı meclis açılış bildirgesi'ni okumalarını tavsiye ederim.
sırf islam'a,Müslümanlara,kutsala ya da bazı kavimlere ağızlarından köpükler saçmak için konuşanların tarihten,şiirden haberleri yok.
esas ehemmiyeti savaş ya da yağma olmasından değil,tek bir insanın -sallallahu aleyhi ve sellem- davetiyle başlayan,dönemin her türlü sapıklık ve sapkınlıklarına meydan okuyan,tüm insanlığa gönderilen,her türlü sosyal-ekonomik-siyasi imtiyazı dağıtarak her hakkı her alanda sahibine veren,sonsuza dek hükümleri değiştirilemeyeceği Allah-u Teala tarafından va'dedilen bir dinin ilk mensuplarının,girdikleri ilk fiziki mücadeleden galip çıkmalarıyla sonuçlanan muharebedir.
ayrıca bu muharebede müşriklerin lideri pozisyonundaki ebu cehil ölmüştür,savaşın kazanılmasının mü'minlere sağladığı maneviyat bir yana,ehl-i imanın sayıca az dahi olunsa sadık ve salih olmak suretiyle herşeye galip gelebileceğinin ilk işareti olmuştur.
yine ayrıca,Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in bu harp öncesinde "Ey Allah'ım!Eğer sen bu grubu helak edersen artık sana yeryüzünde ibadet eden kalmayacak" cümlesinin de geçtiği bir dua ettiği rivayet edilir.
Türkiye'deki siyasetçi,münevver,vatandaş seviyesini göstermesi bakımından seyredilmemesi ehven olan tartışma programlarından sadece birisidir.Haftanın menüsünde ne varsa piyasaya sürer,esasa ilişkin cümle sarf edene pek rastlanılmaz.
islam'dan soyutlanarak birilerinin resmi toplantılarına folklorik malzeme sağlayan bir hale büründürülmeye çalışılan islam alimi.islam'sız Mevlana'da Mevlana'dan söz etmek imkansızdır.
birilerinin hatırlaması gereken şey,çanakkale harbini de kapsayan birinci cihan harbi'nde cihad-ı ekber ilan edilmiştir,dolayısıyla bu harpte hiçkimsenin ırki bir dava güttüğü yoktur.kimi vilayetler kendi savaşını verirken,kimileri kutül amare'ye,kimileri yemen'e,kimileri medine'ye,kimileri çanakkale'ye,kimileri trablusgarp'a gitmiştir,çanakkale harbini tek parça olarak almak olsa olsa bir kürt-türk çatışmasından,en azından münakaşasından memnuniyet duymanın göstergesidir.
herşeyi bir kenara bırakalım,miladi 2011 yılını matah sanan bir zihniyetin yazdığı başlıktır.ama onun suçu değil tamamen,bize herşeyin kötüden iyiye,zulmetten nura(!),karanlıktan aydınlığa gittiğini dikte eden kafası karışık insanların hezeyanlarının ürünüdür.
islam'a gelince,Kur'an-ı Kerim'i okuyup da,teftiş etmek için değil,anlamak için okuyup da O'nun her çağa gönderildiğini,mükemmel olduğunu,yalanlamadığını,mu'cizelerini,istikametinin şaşmazlığını anlamamak için yine Kur'andaki ifadeyle "kalpleri mühürlenmiş,gözleri olup da görmeyen,kulakları olup işitmeyenler"den olmak zarureti vardır.
ilk yazılan maddesinden de anlaşılabileceği gibi bilgiye/öğrenme isteğine dayalı olmayıp sataşma amaçlı yazılan bir hezeyandır.nitekim "yok öyle değilse falan falan şekildedir" şeklinde bir beyin fırtınası(!)nı seslendiriyor sevgili yazar.öğrenmek isteyen bir insan bu bilgiye kolaylıkla ulaşabilir,öğrenilmesi-ulaşılması kolay bir bilgi çünkü.bu başlığı ancak öğrenmek değil sataşmak isteyen biri açabilir.
modernite,bize kavramları tersinden okumayı salık verdiği için bugün kavmiyeti milliyet,milliyeti faşizm,demokrasiyi eksiksiz sanıyoruz.millet kelimesinin esas anlamından uzak olduğumuz için birilerinin gündemimize yuvarladıklarını esas kabul ediyoruz.
kaçırdığımız birçok noktadan yalnızca biri,kavramların mahiyetlerinin modern zamanlarda ciddi boyutlarda değiştiği gerçeğidir.sözgelimi bundan 100 yıl önce "kürdistan" kelimesi bir coğrafyayı ifade ediyorken,bugün bir bölücülüğü ifade ediyor ki gerçekten de böyledir,bugün "kürdistan kelimesi osmanlı'da da vardı,bugün desek ne olur kardeşim" diyen insan,iyi niyetli ifade ile bilgisizdir,çünkü siyasi ve içtimai gelişmeler,kelimelere yeni anlamlar ilave edebiliyorlar,bugün "kürdistan" demek,abd'nin ırak'ı işgali neticesinde işgal edenler tarafından kuvvet kazandırılan kuzey ırak topraklarıdır,dolayısıyla kullandığımız ifadelerin miladi 2011 yılında ne anlama geldiğinin farkında olup tuzaklara düşmemeliyiz.
sun'i kavgaların tamamı sun'i tanımlamalara dayanıyor,öncelikle herşeyin adını doğru koymalıyız.
ya pislikleri ortaya çıkmasın diye korkan,ya da hukuk kavramının "hak" kelimesinin çoğulu olduğunu unutup,mahkemeleri kendi ideologilerini gerçekleştirme yeri olarak gören hakim-savcılara yemk olmak istemeyen milletvekilidir.
Kim hangi kategoriye girer,bu başka bir başlığın konusudur.
bir Araba söylendiğinde sırtıyla güleceğine emin olduğum ilginç fikirdir.Nitekim Arap ülkeleri,yıllardır emperyalizmin pençesinde kıvranan milletlerin başında gelmekte iken,başka devletlere kendi idealini ya da medeniyetini dayatarak cihanşumul hale getirmek gibi bir işe nasıl girebilir?
Kastedilen şey Kur'an-ı Kerim'in türkçe de okunsa arapça da okunsa aynı olacağı ya da türkçe ibadet ise,bu fıkhi tartışmaya girmek için bazılarının kırk fırın ekmek yemeleri gerekir;içtihad,kıyas,fetva gibi kavramlar günlük yaşantıda yer tuttukça herkes kendi islam'ını türetiyor.Elbette türkçe dua edilebilir,ama türkçe Namaz,türkçe ezan o-la-maz.Herşeyden önce bir dildeki bir ifadeyi,başka dildeki bir ifadeyle açıklayamazsınız.Türkçe ezanın mecbur kılındığı günlere dönelim;"Allahuekber" kelimesinin karşılığı olarak,türkçe ezanı dayatanlar "tanrı uludur"cümlesini okutturdular.Tamamıyla bir safsata ve cehalet ürünü değilse dejenere etmekten başka bir amaç taşımamaktadır.Çünkü "Allah" lafzı,Allah C.C.'ın bütün zati ve sübuti sıfatlarını,isimlerini kapsayan anlamına gelmektedir,en kaba ifadesiyle.Ama "tanrı"kelimesi,çok daha kısıtlı ve yerine başka birşey ikame edilebilir bir anlam taşımaktadır.Aynı şekilde "ekber"kelimesi de bu minvalde;türkçe ezan projesinin sahipleri "en büyük,tek hüküm ve hikmet sahibi,tek kural koyucu"gibi anlamları da içeren "ekber" kelimesi yerine,çok daha sıradan ve yine ikame edilebilir bir kelime olan "ulu" yu seçmişlerdir.
Bir konuda önce derin bilgiye vakıf olmadan konuşulunca gülünç durumlara düşülüyor.
akp'li tedirginliği ve chp'li memnuniyetinin dışında bir yerlerde tartışılması gereken saçmalıklardır.Herhangi bir birikime ya da beceriye değil,sadece söylemindeki tılsıma sırtını yaslayıp,demoagojiden beslenen bir zihniyetin saçmalıklarıdır.
hem siz bakmayın chp'lilerin Kılıçdaroğlu sevdasına;onların tek derdi,popüler ifadesiyle "merkez"den "çevre"ye kaymış olmalarının intikamını almak düşüncesiyle kemal abi'lerine sarıldılar,onlar da neyin ne olduğunu pekala biliyorlar.
chp'liler edilgen konumda olmaya alışkın değiller,statükoyu ilk defa kendileri değil,bir başkası yürütüyor,bu çok zedeledi chp'lileri.
olanca hızıyla siyasetin hakiki gündeminin tasfiyesine işaret bir polemiktir.Konuşulması gerekenleri geri plana itip,çiçek abbas diyaloglarını ikame eden zihniyetten ne yazık ki insanımız da büyük haz alıyor.
artık bazı şeyleri görün kardeşim;birileri yaklaşık 2 yıldır bu adamı parım parım parlatıyorlar,göz göre göre kemal kılıçdaroğlu diye bir tohum attılar toprağa,yeşermesi için aşılama yapıyorlar.Bir adam cilalanıyorsa ondan korkmak gerekir.nitekim bu durum,gelecek ilk seçimde chp-mhp koalisyonuna kat'iyet kazandırmıştır.bu sonucun olacağı,akp'nin "kapatılmama"kararından itibaren belliydi,akp;kapatılmayarak tasfiye sürecine girmişti.Kılıçdaroğlu'nun yükseltilmesi ile akp'nin kapatılmaması hadiseleri,ancak birlikte okunduğu zaman doğru düzleme oturabilecek niteliktedir.
kastedilen kişiler Türkiye'deki solcular ise-ki onlar solcular değil,kendilerine solcuyuz diyenlerden başkaları değildir-,duygunun kralı vardır;nitekim söylemleri ve eylemleri hiçbir devirde şovenizmden,putlaştırmadan,fantaziden,ütopyadan öteye gidememiştir.
kastedilen dinin hayatın tüm biçim ve formlarına nüfuz etmesinin gerekliliğiyse,içinde bir tutarsızlık barındırmayan bir durumdur.ancak kelimedeki "cilik"ifadesinin soğukluğu ve yaftalayıcı tavrı,bu kelimeyi kullananların dine bakışları hakkında bir fikir verebilir.
ayrıca bu kelimeyi veri kabul etsek bile,bir kökü olma durumunu tanımladığı için saygı duyulasıdır,köksüzlükten evladır.ama yine de bu kelimenin postmodern bir uydurma-etiketleme olduğu gerçeğini değiştirmez.
cihad kelimesinin manasını öğrenememiş insanların kötüye kullandığı cümledir.
dünyanın dört bir yanında Müslümanlar kafalarına bomba yağdırılan insanlar halindeyken,kendilerini savunmalarından konu açılınca "hoop ne savaşı,islam barış dinidir,gelin sizinle diyalog yapalım,size hoşgörü gösterelim"diyen zillet sahiplerinin de kötüye kullandığı cümledir.
islam'da gereken durumlarda savaş vardır,haktır,kimi zaman mecburiyettir.Sözlük ulemalığı taslamamak ve de en önemlisi haddimi aşmamak adına fıkhi konularda hüküm verir pozisyona düşmek istemiyorum,hangi durumda haktır,hangi durumda meşrudur,hangi durumda mecburiyettir gibi konuların cevaplarına girmiyorum.
"islam barış dinidir"diyenler,bu sözleriyle haksızlıklara karşı koymanın önünü tıkayan bir unsur haline geliyorlarsa,muhakkak birilerinin ekmeğine yağ sürüyorlardır.
"islam barış dinidir"diyenler,bu sözleriyle islam'ın insanların tepesinde gezinen -haşa-zalim bir kılıç olduğunu kıt bilgi ve akıllarıyla ima ediyorlarsa bu açıkça iftiradır.önce cihad kelimesinin doğru düzgün bir şekilde öğrenilmesi ve hazmedilmesi gerekir.