kaç zamandır girmediğim uludağ sözlük hesabımı böylelikle tekrar online yaptım. Buralar hala dutluk tabii.
edit1: şu an Cüneyt Özdemir'in Youtube kanalında ekşisözlük sahiplerinden biri Başak Purut bey açıklama yapıyor. Kendi sistemlerinde sıkıntı olduğundan girilemiyormuş.
Yakıştırılan iftira diye bilimsel bir kavram var. Böyle baskı uygulanırsa daha iyi olmaz, kartopu gibi yuvarlanan asılsız iddialar büyür ve yıkıcı hal alır.
Paçavra yine hızını alamamış fazla uçmuş, şey de bulunmuş mu amıniyum, hep onsuzluktan zaten sizin bu sıkıntılar. karışık çerez mi lan bu, ne ararsan var ne demek.
link: https://twitter.com/yenia...;t=ADQEp3x1iqOSmkn4F_3DEg
Market sütünde tam yağlı olanlarda bile süt kokusu yoktur. Kahveye koyunca ancak alabiliyorum kokusunu, bardakta içerken su gibi içiyorum. Hatta içine su kattıklarını düşünüyorum. Ne de olsa gıda hukuku ve denetimi orta-zayıf bir ülkeyiz. Bazı tanıdığım insanlar 2-5 yaş arasındaki çocuklarına hususi sütçü sütü alıyor. Tabi her sütçüye güven olmaz. Son zamanlarda Organik gıda dükkanları da satıyor sütü. ilginç olarak Uludağ Üniversitesi de ama çok pahalıya. Dolayısıyla benim tercihim kokusu ve tadının yoğunluğu nedeniyle sütçü sütüdür.
Hayatım, askerlerin (şayet şehitliği askerler üzerinden okuyacaksak) görevi ölmek değil karşıdaki o.ç.nu cehenneme göndermektir. Boşuna sevgi kelebeği hayallerine düşmeyin.
Bakara suresinin 125. Ayeti şayet kesin bir şekilde doğrulanmış olsaydı hiçbir ateist yahut kafir Müslüman olmayacaktı ve hatta bilimsel bir veri olarak kullanımayacaktı. iptal edilmesinin zıttı olarak mütemmim cüz olarak dillere pelesenk olmayacaktı. Yani hakikati, ayete hangi durumlarda bahşediyorsunuz. islam’da hakikat yalnızca Allah'ındır, bizler ancak yansımalarını bilebiliriz. Dolayısıyla bu ayet ne kadar yanlış çıkarsa çıksın "Tanrının inayeti" yani hakikat onun doğruluğunu teyit eder, garanti altına alır. Heidegger "iman etmeyen düşünemez" der. Episteme sorununa dikkat çekiyor burada. Yani bilgi ancak imanla mümkün olur. Seküler-deist-ateist-materyalist imanda hakikat bizzat fenomendedir. Öyleyse Yansımalar onlar için hakikattir fakat biz tanrıya iman edenler için yansıma yansımadır ve hakikat yalnızca tanrıdadır.
Eskiden herkes bilinmeyen bir şeyi açıklamaya çalışırdı. Zamanla yazarlar hikaye anlatmaya başladı. Mesela bi konserle ilgili tarih, bilet, yer paylaşılmıyor. Onun yerine şarkıcı şöyle, bi kere ben de gitmiştim adı altında şahsi yorumlar vesaire yazılıyor. Hikaye okumak iyi güzel de sözlük bu değil.
Çocukken futbol altyapı akademisine gitmiştim. Durumlar sıkıntılı yine de babam bi çift lescon krampon almıştı galiba altmış liraya. Gece başucuma koymuş öyle uyumuştum. 320 lira versem şimdi gene öyle uyurum herhalde. Bazı şeyler büyüsek de değişmiyor.
Şimdiki gençler bilmez ama 90larda gazeteci gibi gazetecilik yapmıştır. Havuz medyasının vatanseverliği, gazetecilik ahlakını kendine biçmesi nedeniyle şimdilerde eleştirel her görüş birer hainlik olmuştur. Devletin yaptığı yanlışları ortaya çıkarmak hainlik olmuştur. Halbuki devlet yalancıdır, soğukkanlılıkla işler suçları. Gazeteci ise canı pahasına ortaya çıkarır gerçekleri. Bu ülkeyi yönetenler "devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir" zihniyetini temsil ettikçe dürüst gazeteciler ya tutuklanacak ya kaçacaktır.
Bomboş, ıssız bir sözlük. Sanki genç bir oğlan Afrika'daki kabilesinden ayrılarak Avrupa'ya okumaya gelmiş sonra vatan hasreti filan derken dayanamamış kabileye geri dönmüş. Bakmış böyle olmayacak az biraz modernleştireyim demiş. ilk iş sözlük açmış ama bi bakmış yazmayı bilen yok. Başlarım böyle işe demiş almış eline mızrağı aslan avına çıkmış. Sözlük de unutulup gitmiş. Aynen böyle. Uludağ sözlük ayağını denk alsın, ayaklara düşmesin.
Bugün 02:00 civarında israil savunma bakanının Twitter hesabını hacklemişlerdir. Filistin için özgürlük ve Türk bayraklı ingilizce istiklal marşını paylaşmışlardır.
Canlı izleyemedik, görmeden sevmiştik kendisini. Daha ilkokulda kozalakları çöpe kobiiii brayynnt diyerek gaza gelip atardık. Halbuki hiç görmemiştim internet filan yok sadece ismini biliyoruz. Sonradan eski maçlarını belgesellerini izledik öğrendik efsaneyi. Allah taksiratını affetsin.
Yıllardır hayır işleri yapanlara kesin bir çıkarı vardır yoksa yapmaz, şovmenlik yapıyor işte diyen zihniyet yüzünden yardım yapmaktan çekindik. işte böyle babayiğitler lazım bizlere. Hayrı örnek gösterecek, teşvik edecek ve organize edecek insanlar.
Ülkede kuvvetler ayrılığı ilkesi olsaydı gider depremle ilgili personel, memur, bakan kimse onu suçlardık ama kuvvetler ayrılığı yok. Sağolsunlar tüm yetkileri kendileri üzerinde topladıkları içün her şeyden sorumlu olmak gibi bir dezavantaj yaşıyorlar. Gerçi arada bir yönetimi "şahsım"a bıraktığı oluyor hakkını yemeyelim.
Son entrylerin üzerinden çok sular aktı. Artık Almanya, Rusya, Amerika ve Fransadan başka isveç, Polonya, ingiltere, Japonya, Çin, italya, Çekoslovakya tank ağaçları eklendi. Tank sayısı sürekli artıyor. Diğer yandan güncellemeler ile tankların güçleri - zırh, delme, hasar, hız, manevra, top yükleme hızı, taret dönme hızı, dağılma hunisi, gizlenme, odaklanma, tamir masrafı- değiştiriliyor. ilk zamanlar Alman ağır tankları ve sovyet ağır tankları çok güçlüydü. Oyunun seyrini değiştirebiliyorlardı. Tiger 2 mesela önden ve özellikle taretten hasar almazken şimdi kağıda çevirmişler. Is2 miğfer zırhı ile önden üst seviyelerin bile işleyemediği bir tanktı. Birden ona kadar tank seviyeleri var ki bunlardan yalnızca sekiz ve on seviye önemli gerisini satın. Premium olunca iyi para ve tecrübe kasılır ama ben hiç para yatırmadan oynayarak geliştirdim. Tavsiyem oynamayı düşünenler sovyet orta, avcı ve ağır tanklarına yönelsinler. Kmt de ingiliz, Almanyada orta tank (leopard), Fransada hafif tank, amerikada avcı tank, italyada progetto, isveç nispeten avcı ve ağır tank ve Çin ağır tankına yönelmeliler.
Üniversite ekonomisi > üniversite eğitimi. Ekonomisi şöyle oluyor: üniversite öğrencileri bir şehrin ekonomik canlılığı için çok önemlidir. Yıllarca yurt inşa etmeyerek öğrenciler kiracı olarak ev sahiplerini, yeme içme ile esnafı, kıyafet ile mağazaları, berberi, kuaförü, kafeleri dolayısıyla bölge ekonomisini canlı tuttular. Öğrenci başına 750 lira ortalama harcama desek ki aslında daha fazladır bu rakam, minimum 10.000 öğrenciyi hesaba kattığımızda aylık 7.500.000 lira ile müthiş bir meblağa denk düşer. Yanı sıra üniversiteler boyutuna göre 1000 kişiden 10.000 kişiye kadar istihdam sağlayarak şehirde memur tabakası oluşturarak bölgeyi öğrencilerin sağladığı katkılardan kat be kat daha fazla katkıyla kalkındırır. Sanayi yerine üniversite ile kalkınma meselesi işte budur. Yoksa her şehre bir üniversite kurmanın mantığı yok. Bu büyük çarkı kırdığında şehrin ekonomisi de çökecektir. Bakan beyin söylediği iş zor yani adamı iktidardan eder.
Kariyernette takılırken ilanını gördüm başvurdum. Bugün aradılar kendi kurslarında birkaç belge (800₺) aldıktan sonra bir ay içinde minimum 2000 $ ile işe başlıyormuşsun. 1ay - 3ay - 6aylık Seferleri oluyormuş sırayla. Şartları filan anlattı nefis. Ben biraz düşüneyim diye süre istedim. internet sitelerinden ve YouTube üzerinden edindiğim bilgilere göre tamamen "dolandırıcılık" tezgahı. Varsa gemi adamı olmayı düşünen önce araştırsın derim. 3000₺ kaptıran bile var evine icra kağıdı gelen de. iş garantisi zaten yalan ama insanları kurs ve belge üzerinden yoluyorlarmış. Dikkatli olun sözlük ahalisi. Bu tür ilanlara itimat etmeyin. Birkaç firma dışındakiler hep vurgundan sonra kayıplara karışıyormuş. Muhatap bile yok dava açabileceğin. Aman haa gençler. Umut tacirlerinin gazına gelmeyin eldeki üç kuruştan da olmayın.
Cumhuriyet gazetesinin iddiasına göre yazıyor haberde. Kesin bir delil yok. Atlamayın sazanlar. Yarın haberde eti cin baba nickli yazarın hayat kadını olduğu iddia edildi yazsalar yine böyle entry sırasına girer gibi sıraya mı gireceksiniz. Okuyun bi oğlum önce bi okuyun.
-edit- iddiayı araştırdım gerçekmiş alüminyum. Albayrak'ın avukatı açıklama yapmış.