aynen böyle dedi bana. o taze ve bir o kadar da diri vücudu bedenimin altında titreyerek aşağılanırken bu sözler döküldü dudaklarından. gözlerinde görmeye alışık olmadığım bir mutluluk ve sözcüklerinde odadaki kasveti dağıtan bir umut vardı. son nefesini veren bir beden gibiydi sonunda... bitmiş ama mutlu.
söylemek istedim ve söyledim bunu. birisinin gelecekte aşk olarak bakacağı ve hatta belki evleneceği bir bedeni kullanıyorum şu an. gram pişmanlık falan hissetmeden, gittikçe daha da severek yapıyorum bunu. bilgi vermek amacı ile söyledim size bunu... birileri bu kadına şiirler, mektuplar falan yazıyordur şu an. ahahaahhaa... sözlükte bile yazanlar var. ben mektup yazmam kolay kolay. sizin gibi her gördüğüme aşkım falan da demem. benim duygularımı anlatış şeklim farklıdır. nasıl mı? işte böyle ahahahhaahhahhaa. ben işime döneyim.
son zamanlarda çok acayip şarkılar dinliyorum. görenler "ya sen bunları yeni mi dinliyorsun?" falan diyorlar. lakin bazı şeyleri geç keşfetmiş olmam onların farkına varmama engel olamaz. işte bu kız da farkına sonradan vardığım bir kız. hatta kendisi "ya ne alaka ya?" falan diye bakınız verecektir. lakin ne yazık ki peri bacaları dediğimiz ucubeler ve namus kavramı yan yana duramayacak kadar zıt.
genç bir kız hayatının baharında, en delidolu yıllarında neden nevşehir'e peri bacalarını görmeye gider? hiç mi sormadınız bu soruyu? alanya, çeşme dururken neden nevşehir ha!? azizim, bu kadar saf olamazsınız... bir düşünün bakalım peri bacaları neye benziyor. hem eğer kız arkadaşınızla peri bacalarını görmeye gittiyseniz onun azgın ve bekaret dışı hallerine de şahit olmuşsunuzdur. bunların hepsi psikanalizle açıklanan şeyler lakin yurduma çok geç geldi işte.
erkek cinsel organına benzeyen bir şeyi doğa harikası diye bize yıllarca tutturdular şaka maka. yahu biri de çıkıp "bunlar penise benziyor" dememiş.geçen londralı bir kız arkadaşı davet ettim peri bacalarına... resimleri gösterince bana "pervert!" dedi ve irtibatı kesti. yazıklar olsun kültür ve turizm bakanlığı!