muharrirragippasa
119 (çevresinde sevilen sayılan)
dokuzuncu nesil silik 8 takipçi 64.99 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    çay delikanlı içeceğidir

    1.
  1. Bu mantığa göre; delikanlılığın doğduğu yer uzakdoğudur ve Delikanlılık yaklaşık 100 sene önce gürcistan'dan ülkemize kaçak yollardan giriş yapmıştır. ayrıca ingilizler de en delikanlı milletlerden oluyor bu mantığa göre.
    2 ...
  2. ay yıldız

    13.
  3. bir yoruma göre: hilal ebced hesabıyla 66'dır ki bu da Allah'ı gösterir, yıldızın beş köşesi ise arapça yazılan 'muhammed' kelimesindeki beş çıkışı işaret etmektedir.
    2 ...
  4. mustafa sarıgül

    1199.
  5. Dün kendisini cuma çıkışı camiden çıkarken gördüm de yüzünden düşen bin parçaydı. Gelip bir selam bile vermedi. bir daha görürsem selam vermenin önemini anlatmak isterim. Geçen sene kendisiyle tanıştığımızda "merhaba, canım, cicim, şekerim" diye hitaplar etmişti bana. kendimi ilk başta kötü hissetmiştim ama herkese böyle hitap ettiğini duyunca biraz rahatladım.
    2 ...
  6. zamanın çok hızlı geçmesi

    2.
  7. Daha dün gibi hatırlarım, 10 yaşındayken bu aylarda koşa koşa dağlara çıkardık. ayağımız çamurlara bulanır, üstümüz başımız sırıl sıklam ıslanırdı. Gözümüzü dört açar, bütün dağı karış karış gezer mantar arardık... Her mantar buluşumuzda hepimiz bulanın başına toplanır, sanki hazine bulunmuş gibi mantarı seyreder sevinirdik... ne günlerdi be.
    2 ...
  8. haşim kılıç

    214.
  9. Kafasına göre yargıyı baskı altına alan hükümete ve hükümetin başındaki şahsa dün güzel bir hukuk dersi vermiş kişidir...
    "vatan haini, haşhaşi, ajan, dış mihrakların maşası, siyonist uşağı, darbeci, vesayetçi" ilan edilmesi çok yakındır. Dün ak parti'ye kapatma davası açıldığında nasıl tepki verdiyse bugünde ak parti'nin yaptığı hukuksuzluklara aynı saikle tepki vermiş kişidir... Ayrıca "cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız?" sorularına net bir cevap vermemiş. eğer aday olursa gönül rahatlığıyla erdoğan'ın adayına karşı gidip oyumu bu adama veririm.
    1 ...
  10. arapça vs türkçe

    24.
  11. Bugün bir arap öğrenci, hariri'nin 1000 küsür sene önce yazdığı makamat'ı alır, okur, anlar...
    bugün bir türk öğrenci, 150 sene önce yazılan namık kemal'in kasidelerini alır, okur, sözlüğe bakmadan anlayamaz...

    Arapça zengin bir dildir(bunu diller hakkında biraz malumatı olan bilir); fakat türkçe de yabana atılacak bir dil değildir. Türkçe'nin yapısı çok kuvvetlidir ve tarihi eskiye dayanmaktadır. Orhun kitabeleri 8. asırda yazılmış olsa da bir dilin o seviyeye gelmesi için yüzlerce sene geçmiş olması gerekmektedir. bu da türk dilini miladın başlangıcına ve hatta daha gerisine kadar çok rahat bir şekildi götürür. Türkçe doğal olarak türklerin yaşamından etkilenmiş bir dildir. Göçebe bir yaşam süren atalarımız daha çok harekete dayalı fiiller üzerinden dillerini geliştirmişlerdir. Kavramların ve bazı hayali unsurların dile girmesi yerleşik yaşamla olur, milletimiz ise yerleşik hayata geç geçtikleri için sıfatlar ve kavramlar azdır ve bunlar yabancı dillerden lisanımıza girmiştir.

    Arapça'nın zenginliği ise zaten bilinmektedir. Kur'an-ı kerim'in arapça olarak inmesinin sebeblerinden birisi zamanın mucizesi olmasıdır. Mesela hazreti Yusuf o zaman rüyaları tevil etmesiylekendini o zamanki değerli görülen rüya tabiri ilmiyle ispat etmiştir ve Allah'ın varlığını ona isnad etmiştir. Hazreti yusuf'tan iyi o dönem rüya yorumlayan yoktur çünkü o da allah'ın inayetiyle bu işi yapmaktadır. bir başka misal: mesela hazreti musa. o da sihrin aşırı revaçta olduğu bir dönemde onların nezdinde yaptıklarının allah'ın inayeti olduğunu söyleyerek tebliğini gerçekleştirmiştir. O bir sihirbaz değildir, sihirden anlamayan birisi olarak allah yardım ederek ona hiç bir sihirbazın yapamayacağı mucizeleri yaptırmıştır. Efendiler efendisi(sas) ise o zaman revaçta olan söze aynı şekilde gönderilmiştir. cahiliye de araplar dil olarak çok gelişmiş bir haldeydiler. şiirler ve şairler çok fazla iltifat görmekteydi. O zaman yazılan şiirlerden arapça'nın şaheserleri arasında hala yerine koruyanlar vardır. böyle bir ortamda allah resulunü sözle serfiraz kılmıştır. Ümmi olan habibinin, Efendimiz(sas)'in en büyük mucizesi Kur'an-ı Kerimdir.
    1 ...
  12. kedi yıkamak

    26.
  13. Çoçukluğumda aklımın fazla geldiği bir dönem tecrübe etmiştim:
    6-7 yaşlarındayken evimize kafasına göre girip çıkan kedicik bir gün dikkatimi çekti. Baktım kedi gidip her tarafa sürünüyor. Kirden kaşındığını, pirelendiğini, bitlendiğini zannedip hemen banyoya koştum ve leğeni ılık su ile doldurdum. Sonra gene koşa koşa ayağıma sürünmek için gelen kediyi kucağıma alıp koşa koşa banyoya götürdüm. Şampuanı, lif, sabun her şey leğenin yanında hazır. havlu hemen başucumda bekliyor... Kafaya koydum kediyi güzelce yıkayıp, misler gibi yapacağım. bir daha hiç bir yere sürünmeyecek. neyse efendim kediyi banyodan soktum sonra kucağımda seve seve leğenin başına götürdüm. Kapıyı da kapattım ki annem filan gelipte banyoda kediyi yıkadığımı görüp bana kızmasın diye. iskemleye oturdum ve kediyi suyun içine bana bakıyorken bırakıverdim...

    Kendime geldiğimde yüzüm gözüm kedinin pençeleri yüzünden kan içinde kalmıştı...
    3 ...
  14. nasuhiyye i halvetiyye

    1.
  15. halveti tarikatı şubelerinden biri.
    1 ...
  16. vahdetname

    4.
  17. 15. asır alim ve sofilerinden afyonkarahisari abrürrahim efendi'nin (1460) da yazdığı manzum tasavvufi eseridir.
    1 ...
  18. kızların antik kuntik erkeklerden hoşlanması

    2.
  19. teneffuat arayışları tekemmülat arayışlarına nispetle daha ağır basmışsa mevzu bahis yönde teveccühler tabidir. *
    1 ...
  20. şibh

    1.
  21. benzeme, benzeyiş, bir şeyin benzeri, benzeyen şey. sözleşme.
    (bkz: quasi contrat)
    (bkz: eşbah)
    (bkz: teşbih)
    (bkz: müşebbeh)
    0 ...
  22. münharif

    1.
  23. inhiraf eden, sapan, doğru gitmeyen. sağlam olmayan.

    Görüp ahkam-ı asrı münharif sıdk u selametten
    Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükümetten.
    (namık kemal)*
    1 ...
  24. münim

    1.
  25. inam eden, nimet veren, yedirip içiriren; Allah. velinimet.
    2 ...
  26. mefahim

    1.
  27. medyun i şükran

    1.
  28. mediha

    1.
  29. övme konulu kasidelerin bir başka ismi. Bir kadın adı.
    0 ...
  30. medresenişin

    1.
  31. medresede oturan, medreseli kimseler için kullanılan eski bir tabir.
    0 ...
  32. kavimler göçünü başlatan ilk cümle

    67.
  33. ankara nın dikmen i

    44.
  34. Dün ikindi vakitlerinde şişhane de refik saydam caddesi üzerinde bir apartmanın girişinde çekimi yapılan dizidir. Yoldan gelip geçenlerin dikilip izlemeye pek meyil etmemeleri üzerine, gözümün ucuyla bir göz gezdirdikten sonra yoluma devam etmeye kendimi mecbur hissettim.
    0 ...
  35. yazar nicklerinden öğrenim durumu tahmini yapmak

    237.
  36. emmo: emmilerinin rahle-i tedrisinden geçmiş üniversite talebesi.
    1 ...
  37. türkler aya çıkınca olası gazete başlıkları

    40.
  38. Ay'a ayak basan ilk türk konuştu:
    insanın memleketi gibi yok be abi.
    0 ...
  39. 23 nisanda çocuk olmak

    3.
  40. Merdivenlere çıkıp gür bir sesle "ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü..." diye şiire başlayı, heyecanlanıp ikinci dize de kekelemek.

    Torbanın içerisine girip ilerideki kavak ağacına değmek için zıplarken ikinci zıplayışta yere kapaklanıp yüzü gözü toz içinde kalmak.

    uyanıklık yapıp getirdiğim tahta kaşık yüzünden yumurtayla yürüme yarışmasından diskalifiye olduktan sonra, diğer yarışmacılar kazanmasın diye onlara şaklabanlık yapıp, yumurtalarını düşürmesini sebeb olmak.

    Yoğurt yeme yarışmasında favori olmak.

    Suda elma yeme yarışmasında, elmayı yemeyi başaramayınca, elmayı bırakıp suyun keyfini çıkarmak.

    23 nisan'lar güzeldi -ciddi ciddi neşeyle dolardım-. okul tarafından yapılıp da severek katıldığım etkinlik başka hatırlamıyorum. Etkinliklerin hepsi ortaokulu geçince sıkıcı, kuru ve çoğu zaman mecburiyetten gittiğim organizasyonlar haline dönüştü.
    1 ...
  41. son söz

    31.
  42. Efendimiz'in ahirete irtihalini anlatan bir Erdem bayazıt şiiri.

    Ve zaman döne döne
    gelmişti başlangıç noktasına
    ilk yaratılış düğümüne

    Mahlukatın var olduğu
    Yüzüsuyu hürmetine
    Evrenin efendisinin
    Kavuşmak vakti gelmişti sevgilisine.

    Hayatın menbaı
    Merhametin son durağı
    Madeni, muhabbet ocağının
    Ateşler içindeydi
    Yatağında.
    iltica etmişti sanki kainat
    Kutsal Tenine
    Hayata şafak olan alnında
    ter taneleri
    Her biri insanlık çilesinden
    bir haberdi sanki.

    Bir an oldu
    aralandı gözleri
    sonsuzu kuşatan bakışları
    süzdü ciğerparesi fatımayı
    süzdü tek tek çevresindeki
    can dostlarını
    kıpırdadı dudakları, dedi:
    -ebubekir kıldırsın namazı

    sonra daldı daldı uyandı
    son defa aralandı
    bakışları
    yöneldi bir noktaya
    karar kıldı bir noktada
    ve dedi:
    -Merhaba ey refik-i ala...

    Olacak oldu
    akıllar kamaştı
    kalpler tutuştu
    feryad ve figan gökleri tuttu
    çekti kılıcını faruk olan
    sıçradı orta yere:
    -kim derse ''o öldü'', öldürürüm!

    Ayrılık ateşinden
    ateşin şiddetinden
    sanki bendler çözülmüş
    felekler çökmüştü
    şuur tutuşmuş
    akıl iflas etmişti.

    Sonra sıddıyk olan
    yetişti geldi
    baktı baktı yatağında hareketsiz yatan sevgiliye
    mağarada arkadaşına Hicrette yoldaşına
    sonra baktı çevresine
    mahşerden önce mahşer hali yaşayan
    ashabına
    aline.

    Ebubekir dedi:

    Ey nas, susun!
    kim ki resulullah'a tapmaktadır
    bilsin ki resul ölmüştür
    Kim ki Allah'a tapmaktadır
    Bilsin ki Allah ölmez
    Hayy ve layemuttur

    Ey nas susun!
    ''inna lillah ve inna ileyhi raciun.''

    Sonra eğildi sevgilinin yüzüne
    sürdü bulutlanmış gözlerini
    o güzellikler ülkesine
    baktı baktı ve dedi:
    -Hayatında güzeldin
    ölümünde güzelsin
    Öldün
    Bir daha ölmeyeceksin!
    1 ...
  43. sözlük yazarlarının itirafları

    98502.
  44. Nerede bir bitki görsem içimden onlara dokunmak geçiyor . Özellikle iğne yapraklılar beni benden alıyor. onlara dokununca nasıl rahatladığımı ve mutlu olduğumu bilemezsiniz...
    4 ...
  45. sallallahu aleyhi ve sellem

    7.
  46. samimiyet ile söylenildiği takdirde insana Allah'ın hoşnutluğunu kazandırıp, cennete girmesine vesile olabilecek söz.
    2 ...
  47. resulullah a salavat getirmek

    1.
  48. Kutlu doğum haftasının yaklaştığı şu günlerde yaratanı da, yaratılanı da, alemlere rahmet olarak gönderileni de memnun edecek sözlerin dile getirilmesidir...

    "Allahûmme Ala seyyidina muhammedin ve ala ali seyyidina muhammed"

    ebu hureyre ve enes bin malik'in rivayet ettiği iki hadis:

    Bir müslüman; "Allahım Muhammed'e ve Muhammed'in ehli beytine, ibrahim'e ve ibrahim'in ehli beytine salat eylediğin gibi salat eyle, muhammed'e ve muhammed'in ehli beytine, ibrahim'e ve ibrahim'in ehli beytine verdiğin gibi bereket ver. muhammed'e ve muhammed'in ehli beytine, ibrahim'e ve ibrahim'in ehli beytine rahmet ettiğin gibi rahmet eyle" derse, kıyamet günü o müslümanın şehadetine şahit olacağım ve ona şefaat edeceğim.

    Kim bana bir defa salat getirirse, Allah da buna karşılık o kimseye on rahmet eder ve on günahını affeder.
    4 ...
  49. şefkat

    16.
  50. Çoçuğun, annesinin yüzünde okuduğu, sinesinde bulduğu, babasının kucağında hissettiği cibilli alakadır.
    1 ...
  51. fesahat kusurları

    1.
  52. Günlük hayattaki konuşmalar ve edebiyatta karşılaşılan, sözün açık, anlaşılır ve kulağa hoş gelmesine engel olan kusurlardır.
    Örnek vermek gerekirse:

    Biri solmuş şükufedir bariz
    Ya nedir diğeri verem bir kız (Recaizede Mahmut Ekrem)

    Burada ikinci mısranın sonunda ki ''verem bir kız'' bir kusurdur. Çünkü o dönemde böyle bir tabir kullanılmamaktadır. ''veremli'' kelimesi vezne uymadığı için şair ek düşürmüştür. Bundan dolayı kelimede kuralsızlık kusuru vardır.
    0 ...
  53. selaset

    1.
  54. fasih kelimelerin birbiriyle güzel uyuşmasından meydana gelen ibarenin akıcılığı selaset olarak adlandırılır. bazı kelimelerin sesleri tok ve kalındır; tabak, kaza, tiğ, hitabet gibi. bazı kelimelerin sesleri ince ve naziktir; gül, servi, gibi. ilk söylediğimiz gruba giren kelimelere elfaz-ı cezele denir ve bu kelimeleriden oluşan söz metin olarak adlandırılır. diğer gruba giren kelimelere ise elfaz-ı rakika adı verilir.
    0 ...
  55. fesahat

    3.
  56. Kelime anlamı açık seçik ve berrak bir halde bulunma, saf ve halis olmayı ifade eden fesahat'in terim anlamı, kelimelerin teleaffuzunun kulağa hoş gelmesi, manasının da açık olmasıdır. bunu gösteren özellik de kelimelerin dil kurallarına uygun olup o dilin usatası olan edebiyatçılar tarafından kabul görerek yaygın olarak kullanılmasıdır. diğer bir ifade ile sözün kolay anlaşılır ve kusurlardan uzak olma halidir.

    Edebiyat metinlerinin başlıca iki özelliği vardır: (a) sözcüklerin seçimi, (b) onların güzel ve etkileyici bir tarzda bir araya getirilişindeki esaslar. fesahat temelde bu seçme ve birleştirmeyi sağlamaya yöneliktir.

    Şu üç kusur kelimede bulunmazsa fesahat gerçekleşir:

    1- Kelimede söyleyiş güçlüğü(tenafür-i huruf): his ve zevk ile bilinebilecek telaffuz güçlüğü olarak tarif edilen bu kusur, benzer seslerin bir araya gelmesinden doğan ses uyumsuzluğudur. ''istidadat'', ''selasetsizlik'', ''gözlemlerlermiş'' lafızlarındaki durum gibi. batı dillerinden dilimize geçen ve tenafür-i huruf ve tenafür-i kelimat terimlerini gerk ikisini de karşılayacak şekilde kullanılan kakofoni kelimesinin kendisinde de böyle bir söyleyiş güçlüğü vardır. Dil bu kelimelerin telaffuz güçlüğünü gidermek için ''ufakcık'' kelimesinin ''ufacık'' şeklini almasında da gördüğümüz gibi bazı ses düzenlemeleri yapar.

    2- Kelime yapısında kuralsızlık(kıyasa muhalefet): Kelimenin dil kurallarına uymamaması durumudur.

    3- kelimede anlaşılma güçlüğü(garabet): sık kullanılmadığında alışılmamış ve anlamı açık olmayan veya anlaşılmayan kelime ve tabirleri kullanma kusurunun adıdır.
    0 ...
  57. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük