"evlâtlarıma haram yedirdim" diyen tayyip erdoğan'ın aksine muhtemelen sehven yapılmış bir yazım yanlışıdır.. ancak havuz medyasının "chp'in kanalı, işte cehape zihniyeti" diyeceği türden bir zırvadır.. şuna sığınıp halk tv üzerinden chp'ye sallamaya çalışan vatandaş da moronun önde gidenidir..
kısıklı'da villa, akdeniz'de gemicik değildir.. "varlığım Türk varlığına armağan olsun" misâl devlete bırakılmış malladır, dolayısıyla devletin malıdır.. Atatürk yandaşlarına ihâleler verip bunlardan payına düşenleri zimmetine geçirmiş ve "başkan olucam, tek adam" olucam narsizmi içinde küpünü doldurmaya çalışmış bir lîder de değildir.. ülkeyi kuran adam olarak, sonradan yerine gelenlerin binde biri kadar da kibir gütmemiştir.. yeni kurulan bir ülkede, üretim amaçlı inşâ edilen tesislerin ve tarım arazileri gibi taşınmazların cumhurbaşkanına zimmetlenmesini "hiç etmek" olarak algılayan zihniyet ne kadar da hastalıklıdır..
Konuyu açan gerizekâlının "the rising sun over Europe" yazılı pankartın fotoşoplanmış hâli üzerinden savunmaya çalıştığı konu.. birçok marşın semt kahvelerinde atışma şeklinde yazıldığını ve kapanın elinde kaldığını, o yüzden farklı takım taraftarlarının da kullanabildiğini bilmeyecek kadar cühelâ insanların hiçbir konu üzerine yorum yapmaması gerektiğini hatırlattın, göbel ahmet..
muhafazakâr milliyetçi kafa ile fosyalist (sosyal faşist'in bencesi) kafayı şaşırtıcı şekilde ortak bir noktada buluşturan adamın resmî ünvânı.. bu iki kafa bir de kürt fetişizmi konusunda aynı noktada buluştuğu için inönü'ye duyduğum saygıyı bir kat daha artırmaktadır.. bastığı kuyrukların saplandığı bedenleri görünce "millî şef" tanımını daha bir hak ettiği gerçektir..
Bir işte "müritlik" derecesinde körü körüne bağlılık varsa o işten hayır gelmeyeceğini tekrar hatırlatan oluşum.. Tanıdığım ve çok sevdiğim insanların sürekli bu işten bahsedip sempati kazandırmaya çalışan birer robot ve hattâ "adaware"e dönüştüklerini; önceden yazdıklarında tebessüm ettiren mesajlarının şimdilerde sinir bozan "pop-up"lara benzemesini esefle izlediğim para odaklı tarikat.. Resmen "öyle birini tanıyorsan getir de beraber zükelim" felsefesi üstüne kurulu bir organizasyon..
sanki vücuda faydalı gelen her türlü eylemi (diyet, dengeli beslenme, spor vs.) yapmışız da bi' tek bu eksik kalmış gibi ağzımızın suyu akarak hayal ettiğimiz "sağlıklı yaşam" önermesi...
başlığı açan vatandaş muhtemelen mutahassıp bir sitede bu hatunların resmini görmüş, pek beğenmiş, izdivaçlarına talip olmak üzere iletişime geçmek için gugıl'da aratmış, karşısına çıkan manzara karşısında şoka uğramış ve kendini aldatılmış hissetmiş, sonuçta böyle bir sendroma tutulmuş... çoğu erkeğin sorunudur bu.. arkadaşların belirttiği gibi "kedi-ciğer-mundar" dik üçgeninin hipotenüsüdür..
(bkz: birlikteyken güzel olan insanın ayrılınca çirkinleşmesi)
bu sözü anlamakta güçlük çeken yobazların, sözle vurgulanan anayasanın değişmez maddelerindeki "vatandaşlık tanımı"nı da kaldırarak tümüyle anlamsız kılmaya çalıştıkları vecize..
bu laf için "ırkçı" diyen beyin fakiri akıl fukarası insanların kendi zihinlerindeki hitler'i zaptetmeye çalışmaları şiddetle tavsiyedir..
90'larda ülkemizde tek şarkıyla fasulyeden "star" olan; grup vitamin'in "hızlı koşarsan yorulursun, megastar olursun ama adam olamazsın" diye hicvettiği türün abd versiyonu... ve bir fenomen olarak asla bunun yerini tutamaz:
vallah pek de üstüne söz söylenecek birşey değil aslında.. "sidik zoruyla muhafazakarlık" diye de adlandırılabilir.. badem bıyık, çember sakal, tesettür gibi kavramlar yasal zorunluluk haline getirilene kadar ardı arkası kesilmeyecek eylemler dizisi; asıl amaç bir sembol olarak görülen "kılık kıyafet devrimi"nin ters evrime uğratılması..
artık nikon olur, kanon olur... alt açıdan çiçek, daha üstten böcek, dikinden toprak, cephesinden mini etekli kız çekince kendilerini "ara güler'den az yavaş nihat odabaşı'nan az hızlı" zanneden gariban tayfası... ismi "abüzittin" olsa bile yanına "photograpy" ekleyince "havalı" görünmesi totosundaki helyum gazından değil, beynindeki aşağılık kompleksindendir.. ha bi de "ben muhabir olucam, ben gasteci olucam" gazına gelirler ama vazgeçmeleri kısa sürer.. düşünüyorum da yazıktır la onlara..
tamlama olarak "hayat kadınlığı"nı çağrıştıran, "hayat üniversitesinden mezunum" diye hava atanların birleşip bir sendika kurmaları gereken ve asıl adı "kaldırım mühendisliği" olan hayali meslek...
hoca efendiyle hak yolundan mı yoksa bok yolundan mı tanıştığını düşündüren, "istanbul'a gelse kesin haberim olurdu" dedirten, güldürürken adama düşünmeyi değil beyninin varlığını unutturan, tayyib'in istifâ ettiği haberini bile sollayacak derecede "asparagas" bir deli saçması... *
potansiyellerine özellikle kahvede rastlamak mümkün.. "hacı hatunu aldım böyle yatırdım şöyle bitirdim" diye atıp tutarlar.. "vajina" kelmesini duyduklarında zihinlerinde canlanan ilk şey drift kralı hüseyin abi'nin mahalle arasında çektiği "patinaj"dır.. yazıktır ulan onlara, üçer beşer toplayıp karaköy turuna çıkaralım..
öyle ya da böyle rap'i türkiye'de ilk icra etmiş adamlardır... mizahın "tu kaka" olduğu bi ülkede müzikle mizahı birleştirip nalına da mıhına da vurmuşlardır..