Sol frame e bakıldığında çok rahat görülebilecek durumdur. Luis Figo, çocukluğa dönme istekleri, 90'larda çocukluk vs. Ne oluyor böyle herkes aynı rüyayı mı gördü?
Siyasilerin afra tafra dolu konuşmaları, Esad'a "Esed" hitabıyla abilik taslamaları, sanki Ortadoğu'nun fatihi tavırları hasebiyle ateşini alacak ülkedir. Henüz hangi ülke olduğu net bilinmemekle beraber Türkiye'nin ateşini alacak, g..ünden kan alacak, mabadının üstüne oturtacak, kucağına oturtacak vs. artık hangisi hoşunuza gittiyse işte onu yapacak ülkedir.
Galatasaray Hamit Altıntop'u aldı. Hay almaz olaydı da Fenerbahçe her gün açıklama yapmayaydı. Aykut Hoca, her gün başka bir çıkışıyla gına getirtiyor insana: "istesek Hamit'i alırdık.", "Transfer, daha bitmedi.", "Hamit, maddi kaygılar içindeydi, o yüzden anlaşamadık.", "En büyük transfer Aziz Başkan." vs. Tamam, bunlar olmuşsa da artık transferi sonlanmış, öküz öldü ortaklık bozuldu, daha neyin tafrası. Bu Aykut kuyruk acısından mı böyle oldu nedir?
Artık nasıl cahil cühela bir toplumsak 2020'ye doğru bu meseleyi konuşuruz herhalde. Başka derdimiz yok ki... Şike bitti, deprem de geçti, deprem vergisi de arada halloldu, zaten ekonomi de bomba ne kaldı.
Otobüste, tramvayda, apartmanda, devlet dairelerinde düzeni bozan, işi gücü insanları bilumum eziyet yöntemleriyle bezdirmek olan ne idüğü belirsiz vatandaşlardır. Özellikle küçük bir yerleşimden gelmiş olanı ya da müstakil evden geleni apartman hayatına alışmamakta ısrarcıdır. Bu fuzuli vatandaş aksi gibi düzelmemek, hatasını kabul etmemek için dibine kadar diretir. Markette, hastanede kuyruklarda alemin akıllısı benim tavırlarına ek pişkinlikleri ile gayet rahat kaynak yaparlar, itiraz eden olursa "Hede hödö!" hakaret içeren laflarıyla iyiden iyiye can sıkarlar. Olur olmaz fevri tavırlarının doğal olduğunu düşünüp hatta düşünmekle kalmayıp çemkirerek sabrımızı denerler. Bu tip vatandaşlar için naçizane bir projem var. Hani uçakta sorun çıkaran, uzlaşmayan yolcuyu bir odaya koyarlar, biz de bu insanları bir yerleşim alanına alsak da düzelene kadar orada bıraksak.