davul çalamayan ve hala davulcu olduğunu zanneden zat-ı muhteremin yaptığı eylemdir. bestesinden, güftesinden, manisinden geçtim çoktan. bari anlamlı bir gürültü çıkarsa. belki de kendince özgün bir şeyler yapıyor da ben anlamıyorum, bilemiyorum. ama tartaklamama ramak kaldı.
Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi? Hiç vaktiniz yok. Fast live, Fast food,Fast music, Fast love; Dikte ettirilen yükselen değerler, "in" ler, "out" lar
Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir
pencere ardında bitecek hepsi
Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum! Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir? Ya da Geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını. Islak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında? Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?
yan çizmeye meyilli bir yaradılışa sahip kişidir. ikna olmaya fazlasıyla müsait olduğu için, "ağabey,sana kız mı yok!!!" diyen bir kişiyle rahatlıkla hemfikir olabilir...
kendilerine "berber" deyince küplere binen ve bir çırpıda size saç şekliniz için ilginç seçenekler ( aslan yelesi, piç ensesi vb. ismine hayran kaldığım modellerden bir derleme ) sunabilen ( ki kendisi benden daha çok gülüyordu bunları sıralarken)kişidir.
Ustasının resminin yanına "gazi üniversitesi kuaförlük bölümü" diplomasını asmış. ayrıca her halinden işini ne kadar sevdiği belli. Gerçi hizmet tam gaz aynı, ama imaj ziyadesiyle farklı... eğlenceli mi? valla ben lüzumundan fazla memnundum.en azından "arkaları toplayalım yeter ağabey!"den farklı bir diyalog örgüsüne girdik.
an itibariyle,kendisini telefonla işletenlere "yeter artık! telefonumu asılsız konser tekliflerinize kapıyorum.ben de menajerlik sistemine geçeceğim artık. kimse beni işletemeyecek" diye seslenirken,telefonla bir konser teklifi almış ve " bakın bari bu asılsız olmasın" demiştir.
kabus gibi bir sınav döneminin arifesinde olan bünyenin, bütünleme sınavları öncesi ders notlarını bütünlemeye çalışırken kendini parçalaması halidir. bu notlar illa ki eksik bulunur. artık ya eksik çalışılacak ya da hiç çalışılmayacaktır ( genelde ikinci şık tercih edilir)
çan eğrisinde dibi görenin bahanesi de her daim hazırdır...
"abi notlar eksikti ya bende. "
kum torbalığından emekli olmuş sinema emekçileridir.
- iyi yumruk alırım...
- en az benim gözüm morarır...
- kırılan kolum bir kaç dakika içinde kaynar ve eskisinden daha iyi olur...
"tehlike anında camı kırınız" ibaresine, artık ek olarak " çalıp da ne yapacaksınız... lütfen araklamayın şunu " yazısını da ilave etmeyi düşünen otobüs şöförünün, sıklıkla yaşadığı hazin durumdur.
" bilet yok " dedikten sonra " hiç mi yok? " cevabına artık katlanamayan,; "sen o oyunu izleden mi? aaa pardon ya!!!sen gişeciydin nasıl izleyeceksin..." gibi diyaloglar yüzünden hayata küsen tiyatro neferi...
magandaca iletişebilmenin metodudur.
aksan önemli değildir. zaten iki tümceden ibarettir.
"would you like to swim with me?
would you like to dance with me?"
tümceler hemencecik çarçur edilmemeli,gün içine yayarak kullanılmalıdır.
çeşme sahillerinde tanık olduğum enteresan durumdur. selülit problemi yaşaması imkansız hemcinslerimin, bir tarafından moda uydurup, karizmayı kumlara gömmesidir.
ömür boyu ege kıyılarında taş sektiren lüzumundan fazla rahat ve neşeli izmirlinin, gurbet illerde iyot kokusuna hasret kalması, bir şişe su görünce gözlerinin dolması ve bunun sonucu olarak neden aramadan herkese fırça kayması halidir.
her daim çemkirmeye hazır, herkese ve her şeye tepkili, bir oyun havasının girmesiyle beraber takındıkları piskopatlıktan sıyrılıp gerdan kırmaya başlayan, sabahları kanal sahipleri tarafından evlerinden servis araçlarıyla alınan, balık eti beden tipine sahip kadın çeşidi...
sırf gururdan adres sormayarak burnunun dikine gidip, hiç lüzum yokken dünyanın yuvarlak olduğunu kanıtlamaktır.
"ya ben ben başladığım yere döndüm galiba"
damattan, "bir çekyat, bir baza , 10 adet trabzon burma bilezik, beşi bir yerde beşi başka yerde" gibi klasik talepler yerine
"sözlükte en az 500 entry,güzide dergilerden en az üçünde 'varoluşun sırrı' tadında başlıklara sahip, uzun uzadıya örneklendirmelerle bezeli makaleler" talep eden, kayışı sıyırmış kız babasının istekleri...
Okuduktan sonra "tanrı bana daha kötüsünü yaşatmasın!" diye el açtığım oyun: "kendi kendine konuşmaktır aşk" ın yazarı. Muhsin Ertuğrul'un kemikleri sızlar, bu oyun es kaza bir de sahnelenirse...