bildiğiniz gibi şuan elimizde kuran ile taban tabana zıt sözde hdisler mevcut. Peki gördüğümüz bir hadisin gerçek olup olmadığını nasıl anlayacağız? Allah Kuran'ı koruyacağına dair söz vermiştir ama hadisler için böyle bir durum yok. Hz Muhammed hadislerin kayıt altına alınmasını bizzat istememiştir.
Ben hadisleri biraz Hıristiyanlıktaki kişisel çıkarlarca, vb. nedenlerle uyarlanmış, uydurulmuş sözde ayetlere benzetiyorum. BU işe bir açıklık getirmek lazım bence.
bu, hz muhammed döneminde hepberaber camide kılınması yasaklanmış bir namaz değil mi? Hz muhammed ten sonra nasıl tekrar ortaya çıkmış. Açıklık getirilesi sorunsal efenim.
kafalarda bi soru işareti de bu. ölüye namaz kılmak gibi olmuyor mu? Allahtan başkasına ibadet yasak. hem kuranda ölen kişiye çocuklarının( en yakın akrabaları) bile faydası dokunmayacağı bildiriliyor. E o halde biz ne içün namaz kılıyoruz orda, o şekilde? hadi şimdi de bu işin içinden çıkalım...
özet geçiyim, şimdi asıl sorum şu: islam dininde gerçekten günümüzdeki şekliyle namaz var mı? kuranda namazın kılınma tarifi yok. tek kaynak hadisler. onların da doğruluğunun hemen hemen hiçbir garantisi yok. çünkü kulaktan kulağa aktarılmış bilgiler. e o halde namazın şeklinden nasıl emin olabiliriz?
"namaz" kelimesi farsça bir kelime ve orijinal arapça kuranda hiçbir şekilde "namaz" kelimesi geçmemekte. Bunun yerine "salat" yani itaat etme, bağlılık gösterme kelimesi var. Bu kelime nasıl oldu da sonradan bugünkü bildiğimiz namaz şekline büründü? şeklini, okunacak duaları, günde 5 vakit oluşunu kim belirledi?
izlemeyi planladığı film hakkında, kafasında "iyi mi yoksa bir zaman kaybı mı?" şeklinde soru işaretleri olan insan evladiyesinin, spoiler'lara gözü kayması sonucu filmin sonunu öğrenmesi sebebiyle verdiği tepki.
"halkın, halk tarafından, halk için..." sloganıyla, bugün yayın hayatına başlamış internet sözlüğü. http://halk.sozlukspot.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.
türk halkı gibi sıcakkanlı insanlardan oluşan bir toplumda uygulaması oldukça güç olacak eylem. sonuçta toplumdan dışlanabilir; nemrut, huysuz, gıcık gibi sıfatlara layık görülebilir, hatta -çok düşük bir ihtimal ama- dayak bile yiyebilirsiniz.
diğer taraftan, japonya gibi bir yerde bu eylemi gerçekleştirmede bir zorluk çıkacağını sanmam.
sözlük tarafından yazara bir haksızlık, yamukluk yapıldığında yazarın ağzından dökülebilecek sitemli cümle. Beğenmedikleri bir entry'nizi formata aykırı diyerek çöp kutusuna smaç basarlarsa bir gün sizlerin de ağzından dökülür...
pasaportla, vizeyle uğraşmak yerine günübirlik karadeniz'den yüzerek gürcistan plajlarına ulaşmaya çalışmış iki karadenizli. Karşılarına bekledikleri gibi gürcü kızları değil de gürcü polisi çıkınca sudan çıkar çıkmaz tutuklanmışlar tabi.
bir elle karşınızdakinin elini sıkarken diğer elle de tokalaştığınız kişinin elini dıştan sararak ve aşağı yukarı sallayarak gerçekleştirebileceğiniz eylem. Genellikle mevlütlerde, hacı amcaların tokalaşmasını takip ederek de öğrenebilirsiniz.
Bildiğiniz üzere ulus devletler tek milliyet üzerine inşaa edilmiş kurumlardır. Türkiye'de ise ulus devlet, atatürk milliyetçiliği anlayışıyla içinde etnik farklılıklar da barındıran bir milliyet üzerine inşaa edilmiştir.
Etnik farklılıkları her konuşmasında insanların bilinç altına kadar kazıyan -"...kürdü, çerkezi, lazı, abazası, gürcüsü..."; "...mozayik..." şeklinde- devlet büyüklerimiz atatürk'ün ortaya koyduğu türk ulusu kavramına zarar vermekte ve bir ulus devletin taşıyıcı kolonlarını birbirine bağlayan ve stabiliteyi sağlayan kirişlerini bir bir koparmaktadır.
Etnik kimlik insanın bir değeri ve zenginliğidir. Fakat devlet yöneticileri tarafından bu kadar dile getirilmesi, irdelenmesi, gündemde tutulması ulus devletlerin devamlılığı için tehlike arz eder.
Türk vatandaşlarından oluşan -türk ırkı değil- Türkiye'de türk olduğunu söylemenin faşistlik, ırkçılık, kafatasçılıkla eşdeğer görülmesiyle ve yanlış hükümet politikaları sonucunda ortaya çıkan saçma hal.