küçük ellerimizden alınan bir mevsimdi. toprak kokusunun gerçek lezzetini bilen ciğerlerimize şimdilerde ne de yabancı kokular sindi. uzun uzadıya demlenesim var bugün. bu denizin en dibine batıp, arşın en tepesinden bakasım var. kirli bir ruhun paslarını tuzlu sularda çıkarasım var.
senelerce arayışlar... umut aslında çoğu zaman dost gibi görünse de düşmanıdır insanın bazı bazı. hiçbir insan da tam değildir tek başına. doğamıza aykırı. bir şeye muhtacız hep bütün hissetmek için. uğruna yaşanılacak bir aile, adına şiirler yazılacak bir erkek/kadın veya ömrü vakfettirecek bir iş bir uğraş. insanlar çeşit çeşit. dolayısıyla bütünün eksikleri de değişken ama hak etmek diye de bir mevzu var elbette. kiminin hakkı sadece yalnızlıktır ve arar hep. çıkış yolu arar. olmazsa olmaz ama işte. kimiyse önüne çıkan mutluluğu bencilliğinde boğacak kadar yüreksizdir. birazımız da şanslıdır tabii. yüzleri güler. ve iyi ki varlar. mutsuz insanların da mutluluğu görmeye ihtiyacı var. ne için mi? umut etmek için.
pek de çok olmuyor aslında yaşayalı. gerçi zamana da bakmıyor insanın hali. lafları, zamanı geçeceksin azizim. insanı görmek istiyorsan olaylara bakacaksın. ne kadar yaşamış olması değil mesele. mesele, neler yaşamış olması. çok konuşan insanlarda eyleme dair zerre olmaz. dili kardeşim der eli içinizden parça söker böylelerinin. dili hayatım der, ancak hayatınızdan çalar bir diğer versiyondakiler de. o yüzden azizim, söze bakmayacaksın. ne demiştik? eylem. olaylara bakacaksın. insanların olaylar karşısındaki tavırları yalan söylemez.
hakkını vereceksin hak edenin. sana nasıl davranıyorsa mislini vereceksin. ama hemen değil. önce tanımalı. çünkü bu devirde iyiler bile daha iyisini görünce bazen kötü oluveriyor azizim. baktın ki sana yüreğini açmış, gözünden bakıp kalbini görebiliyorsun o zaman hak etmiştir değerli hissettirilmeyi. hissettir azizim. tereddüt etme. çünkü değer verip de değer görmemek hoş şey değildir. bilirsin.
bencil olma bak. ben, ben... nereye kadar anasını satayım? özgürlük diye de bir kavram çıktı. bir şeyi yaparmışsın da kimse sana karışamazmış. geceleri içer sıçarmışsın da başkasına neymiş yahut götünü başını açarmışsın da beden benim değil miymiş... bunları yaparlar azizim, kör benciller. zira kimse şu hayatta sadece kendinden sorumlu değil. insan geçmişte yaptıklarından, bugününden ve geleceğinde yapacaklarından sorumludur. onu sevenlere karşı sorumludur. gelecekte seveceklerine karşı sorumludur. sana bir örnek vereyim de dinle.
bir adam var. 30 sene sigara içiyor. beden, keyif onun değil mi? öyle ya. bu adam evlenmiştir. çocukları, karısı vardır. bir gün içmeyi de bırakır. ancak bundan kısa bir süre sonra anlaşılır ki kanser. bu adam ailesini üzüntüden kırar. kolay mıdır eşinin öleceğini düşünmek veya bir çocuğun o gözünde kahramanlaştırdığı, ona bir şey olmaz dediği babasının 3 sene boyunca eriyip gitmesini izlemesi? nerde lan özgürlük? sikinin keyfine iç sonra ceremesini ailen çeksin. ölmek kolay azizim, yaşamak zor yaşamak. eksik kalmak zor. erken büyümek zor. ailenin kıymetini bilmek zor. ileriyi düşünmek zor.
bir de bizde artık aidiyet yok biliyor musun? medeni toplum oluyoruz ya hani. çağdaş falan oluyoruz. komik şeyleriz yahu. eskiden uzun süren ikili ilişkilere bugün rastlamak ne mümkün. uzun olsa dahi o saflık yok artık. adam gibi adam olmak da sağlam duruşlu kız olmak da değer etmiyor ki. çağdaş erkeklerimiz aynı anda iki üç hatunu idare etmeyi marifet bellerken, medeni kızlarımız da götünü başını açmayı, böylece ilgi toplamayı çağdaşlıkla bağdaştırıyor. komikler lan. bak güldüm yine. * adam olanın sevgilisi, eşi tek olur. bedenen de ruhen de kalben de ona ait olur. "yhaa sen yanımdayken giyeyim ben kısa ne olcak kii?" diyorlar bir de ona ayrı fitil oluyorum azizim. lan adam seni sahiplenmişse başkasının gözü tenine değerken nasıl yanında yürür? sen adama ait hissediyorum diyorsan bu nasıl aidiyet? sorsan, "ben hep böyle giyindim ama yaa alışkanlık." der. bunlar hep takılmaca azizim. takılıyor onlar. bakma sen. 25 yaşlarından sonra biri el değmemiş kız aramaya başlar, diğeri cüzdanı şişkin saf koca.
neyse çok konuştuk. kafanı da şişirmeyeyim azizim. saat de 4'ü geçiyor iyice baykuş moduna bağladık. içme şu zıkkımı artık bak. kızıyorum onu da belirteyim. en son fitil niyetine üzerinde kullanacağım.
nefes almayı hep sev. şimdiki aileni sev. gelecekteki aileni şimdiden sev. bencil kalma. arada feda et. fedakarlıkların misliyle mutluluk getiriyorsa sana, korkma. cesaret azizim cesaret. hayatta hiçbir şey risk almadan, bir şey vermeden olmuyor.
hadi beni artık denizimle baş başa bırak. konuşacak çok şeyimiz var.
birini değiştirmeye çalışmaktır. kim ki bir başkası için değişirse, gün gelir o isteği besleyen şeyler bir an zayıflar ve sorgular kendini. eskiyi özler. insanın değişimi kendiliğinden olmalı. istek içinden direkt olarak gelmeli. dolaylı değil.
