baştan söyleyeyim gsliyim ama kendisinin fanıyım. ben kollektif futbol, kompakt futbol falan bunları severim. aykut kocaman'ın bir sistemi vardır. bu sistem de başarısız olmaz çünkü zor yenilir. temposu yavaştır, kontra atağa pek yatkın değildir ama top kazanma başarısı yüksektir, organizedir ve güçlüdür. duran toptan ekstra goller de bulur ama bir sıkıntısı vardır, oyunu kontrol etmek ister, rahat bırakamaz, bu yüzden de topu çok dolaştırır. belki bazen gereğinden de fazla dolaştırır. ama rakip bayern gibi, psg gibi çok yüksek tempoda oynayan bir takım değilse de başarılı olur.
şu anki süper lig koşullarında ve aykut'un tdliği döneminde de ikincilik başarısızlık olarak görülemez. çünkü yarışta 4+1 takım var ve öngörülen sıranın 2-3 sıra üstünde bitiriyorsun ligi. ben fener'in o sezonki kadrosuna baktığımda ligi ilk 3'te bitireceğine pek ihtimal vermemiştim. hatta taraftar baskısı falan iş çok daha rezil yerlere gider diye düşünmüştüm ama aykut bir mucize eseri ikinci bitirdi. şampiyonlar ligi elemesine kaldı. bu ne demek biliyor musunuz? bilmem kaç senedir avrupa'da adı sanı olmayan takımı 1 sezonda şampiyonlar liginin kıyısına getirmek. bundan büyük başarı göremiyorum ben. bir de bunları taraftar takımını her maç ıslıklarken yaptı he. yani taraftar normalde destek olur ama aykut'a gelince köstek oldu.
peki yönetimin yapması gereken neydi? en azından bu başarıyı kazanmış adamı, kendi kadrosuyla ve kendi antrenmanıyla, şampiyonlar liginde ön eleme oynayan takımın başında bulundurmaktı. adam madem kazanmış, bırakın kazandığını oynasın en azından ona hakkı var. bakın bunu inkar eden adam umutsuz vakadır, toksiktir, ömür törpüsüdür.
sonra ne oldu? yönetim gelir gelmez tak diye postaladı adamcağızı. neden? çünkü ali koç'un kendi beklentisi bile değil bakın ali koçu getiren vasat fb taraftarının beklentisi artık çeyrek finalde neymar-cavani-mbappe üçlüsünü tokatladıktan sonra yarı finalde messi'yi durdurup, finalde de salah-mane-firmino'ya top göstermeden şampiyonlar ligini kazanmaktı. fb taraftarının gözünde canlanan tablo buydu. bu da 1 sezonda olup bitecekti. fb düşmanı aykut hoca da buna engel teşkil ediyordu ve gitmesi gerekiyordu. ben bu sığırların kafalarında böyle bir fotoğraf olduğuna yemin edebilirim.belki 1 sezonda değil en aklı başında olanı 2 sezonda bu tabloyu çizmiştir kafasında.
ali koç'un burada yapması gereken neydi. çıkacak diyecekti ki beyler bakın ben sevginizden minnettarım ama işler bildiğiniz gibi değil. önceki yönetimin bıraktığı borcun hesabını yapamıyoruz. üstüne finansal fair play var. yarrağı yemiş durumdayız. biraz sakin olalım. yeni bir yapılanmaya gideceğiz fakat bu karşılığını hemen vermeyebilir. ne zaman olur bilmem ama biz işleri düzelteceğiz.
sonra döner derdi ki aykut hocam biz size şans vermek istiyoruz ama taraftar baskısı altındayız. taraftarla iletişimimize biraz daha dikkat etmek zorundayız. birkaç sezon biraz alttan almamız, çok iddialı olmadan, umutlarını da kırmadan devam etme niyetindeyiz.
ben ki bir gs taraftarı olarak bunları görmüşken. açıp bakın bu başlıktaki önceki entrylerime, "koskoca" ali koç görememişse ali koç'tan hayır gelir mi? hayır gelmez. ben zaten kimse değilim. kimse beni önemsesin derdinde de değilim. ama seviyorum işte haklı çıkmayı. zaten çok bile yazdım uzun lafın kısası arkadaşlar, eşekten adam olur, bu fener adam olmaz.
futbolun rakiple oynandığını çözememiş toplam iqsu 32 civarında olan topluluk. hücum futbolunu çok severler. korkak futboldan hoşlanmazlar. aynı zamanda zararsızdırlar.
5 yıllık ilişki ne abi. insanlar o kadar süre evli kalmıyor artık. birkaç kere sikiştikten sonra ayrılman gerekir. canın isterse geri döner bir daha sikişip bir daha ayrılırsın nedir yani. bu 5 senelik ilişki içerisinde de zilyon defa ayrılmanın eşiğine gelinir ama ayrınılmaz muhtemelen. olmuyorsa salın abi. bunlar hep az sikişmekten.
kendisi ayrı bir kulüp kurup başına geçsin. bu kredisi bitmez diyen gsli olmadığı aşikar güruh da o takımı tutsun artık. hala prandelli mi gelsin falan diyorlar. yok kılıçdaroğlu gelsin aq.
2 aydır hasretini çektiğim ayaz. hazırlığınızı yaptıysanız zarar vermez. yolda gördüğünüz her taşa oturmamanızı tavsiye ederim sevgili ankara sakinleri. buz sıçarsınız.
konyaspor her maç kaybettiğinde haterları doluşuyor buralara yiğidimin. dördüncü iken göremiyoruz bu kişileri. şu an dördüncü ile aralarındaki puan farkına bakmaya bile gerek yok bunu söylemek için.
aykut kocaman'ın ligi ikinci bitirdiği sezon maç başına 5 taraftar düşüyordu. bu balonun her maçını 40 bin kişi izliyor. aykut kocaman ikinci bitirip başarısız ilan edildi. bu balon kalırsa dördüncü bile bitiremeyecek ama fenerliler yine aykut'tan daha çok sevecekler bunu. ben aykut'un yerinde olsam fener taraftarı kapıma gelip yalvarmadıkça geri dönmem bu boktan takıma. konya'nın şampiyon olma ihtimali daha yüksektir.
bakın yenildiği real madrid, real madrid falan değildi, ilk maçta sahada olmadığımız, 1-0 yenildiğimiz maçtaki psg, psg değildi. bu real madrid zaten devre arasında transfer yapmazsa çeyrek finalden sonrasını bile göremeyecek. psg maçında neymar, cavani, mbappe yoktu. bu üçünün olmadığı psg, herhangi bir takımdır. 4 maçta kaç gol attık? 0. kaç gol yedik? 8. bunun adı başarısızlıktır. takımdaki bekler inanılmaz derecede formsuzlar ve bu adam linnes'in sözleşmesini dondurdu sezon başı. bu bile tek başına istifa sebebi.
bu adamı savunan gsliler bizzat akp seçmeni ile aynı reaksiyonları veriyor. söylediklerine dönüp bir baksınlar. terim'in elinde hep iyi kadrolar vardı, o kadrolarla avrupa'da hep olması gerekenin gerisinde başarıları var. uefa kupası alan kadro bizim tarihimizin en iyi kadrosuydu. çeyrek final gördüğümüzde sneijder, drogba, melo vardı, üstüne burak yılmaz, umut bulut vardı. amrabat yedekti. sağ bekte eboue oynuyordu. şimdiki kadro kötü mü? hayır, mükemmel kadro ama yine başarı yok. süper lig'de şampiyon olabilir mi, olabilir, ama süper lig, lig falan değil. buranın şampiyonları avrupa'nın büyük liglerinde küme düşer, ingiltere championship'te * kümede kalma mücadelesi verir. lig şampiyonluğunu bu kadar önemsemeyin. madem takımı roma ile, napoli ile kıyaslayacak vizyonunuz yok, bari club brugge ile kıyaslayın, slavia prag ile kıyaslayın. bu adam başarısızdır. gitmelidir.
ezberlemekle uğraşırsanız beyniniz yanar muhtemelen. cümle içinde kullanıldıkça, dizilerde falan duydukça çok rahat öğreniliyor ve zaten kelimeler ayrı ayrı farklı anlamlar ifade etse de bir araya gelince de birbirlerine yakışıyorlar. bu şekilde de kolay aklınızda kalıyor.
daha önce tudor'un takımı diye bahsettiğim takım, yine üst entrydeki oyuncuların tamamının, alındığı takım, bunları tereyağından kıl çeker gibi getiren bir cenk ergün ve sanki 10 senelik takımmış gibi uyumlu hale getiren bir tudor vardı. bu oyuncuların hepsi takıma iyi kötü katkı sağladı ve satılanların tamamı da alınan paranın üstünde bir bedelle satıldı. demek ki transfer yapan ekip dersine çok iyi çalışmış.
en önemli konu ise -bunu hala anlamayanlar var- ffp maaş bütçesini kapsamıyor. hiçbir koşulda. yani uefa diyor ki sen kaç sezondur oyuncu satmamışsın, satan bir takım profilin yok, aldıklarına değecek bir başarın da yok, sürekli zarar ediyorsun.
yüksek maaş alan futbolcular da aldıkları maaş ölçüsünde katkıda bulundu takıma. en yüksek maaşı alan feghouli dahil. bu da finansal anlamda benim için çok büyük bir başarıdır, çünkü türk takımlarının, özellikle de 3 büyüklerin hiçbir zaman böyle bir başarısı olmadı. üstüne takım da 2 sezon şampiyonluk yaşadı.
yeni yönetim gomis'i satıp yerine forvet almadı, yarım sezon forvetsiz oynadık, sonra da ala ala kasımpaşa'nın kalas forvetini aldık. onu da 5 tane oyuncu alınabilecek parayı dökerek aldık. neden? en çok golü o atmış. böyle sikko transfer mantığı mı olur? mitroglou alındı, 2.5 m€ civarında maaşı var. adam oynamadı, hala da maaşını ödüyoruz.
tudor döneminde rodrigues yedekmiş, peki tudor olmasa rodrigues'i kim alacaktı bu takıma? paok'tan tanıdığı adamı aldı getirdi. yedek bıraktığı için de suçlu olmaz.
diagne'nin alınması da, satılamaması da başlı başına rezalet. ciddiyetsizlik. tek başına istifa sebebi.
ümit tüccarlığı yapanlar da takımı bu duruma sokanlardır. 1 şampiyonluk almak için takımın belki 4-5 şampiyonluğunu harcayıp, avrupa başarısının önünü kesenlerdir. bu zihniyet ümit tüccarlığı yapar.
üstteki entrye ithafen, bu başlık altında daha önce girdiğim entrylerin tamamında allah gibi övdüm bu adamı, örn:#22565817 ama fatih terim'le nereye kadar gideceğiz? "fatih terim yoksa şampiyonluk yok" demek fatih terim'i galatasaray'ın üstünde konumlandırmak değil midir?
fatih terim'i sevmiyor değilim, gerçekten çok seviyorum, ama bir boku değiştireceği yok. elinde her türlü yetki de var. hiçbir şey yapmadı. kulüp borca battı. transfer yapamayacak hale geldik. bunları öngöremedi. şimdi de çıkmış makas açılıyor falan diyor.
lig şampiyonluğuna sokayım, ben bu kulübü bir avrupa kulübü olarak sevdim, böyle gidersek de avrupa'da bir arpa boyu yol alamayacağız. kendisi de biliyor, çaresizce konuşuyor.
kendisi futboldan zerre anlamayan, albenisi olmayan, sıradan anadolu takımı başkanı kıvamında bir adamdı. yalnız bu adamın döneminde alınan bütün futbolcular ya iyi paralara satıldı ya da oynuyor. boş çıkmadı yani henüz. cenk ergün mesela bence abdurrahim albayrak'a her yönden 10 basar. kendisi gelmese bile ben cenk ergün'ü geri istiyorum.
taktik bilgisi yok. teknik bilgisi yok. organizasyon var. motivasyon var. antrenörlük orta halli. çöp demem ama modern futbolda yeri yok. anca futbolun duygusal oynandığı ülkelerde başarı şansı var. italya'da çalıştığı dönem italya da böyleydi, daha cruyff ekolü çıkmamıştı ortaya. selefi tudor mesela bunların hepsinde gelişme ihtimali olan bir adamdı. iyi de bir antrenördü. medya desteği olmadığı için şutlandı. ben galatasaray'ın uzun vadede ekonomik istikrarını şampiyonluğa da tercih ederdim. bu sene şampiyonlar liginde gruplardan çıkamazsak, eğer yerine gelecek adamı da yönetimle beraber 2 günde şutlamayacaklarsa, gönderilsin bence bu sezon sonunda. hatta kariyerini bitirsin. gençlerin önünü açsın. *
yoktur böyle bir düşünme biçimi. bu pazarlamacıların falan uydurduğu saçmalıklardan biri, herkesin kendine göre mutlaka bir çözüm yolu vardır, ertelemek de mesela kişinin kendince bulduğu bir çözüm yoludur. her yöntem tutabilir, her yöntem tutmayabilir de. kanmayın böyle modern kişisel gelişim sıçmıklarına.
