pişt hayır'cılar!!
gergin miyiz?
yine ayarsız sinirli entriler ve iletiler mi girdik/giriyoruz?
referandumun bünyemizden çıkan tek sonucunun sadece bu olmasına dikkat edebildik mi?
bizim bilinçsizliğimizin, yine bizi yine beklemediğimiz bir yere götürdüğünü görebiliyor muyuz?
bir şey görebiliyor muyuz?
bir şey göremiyor olmak hoş mu?
yok yeaav, bu entriyi kendime yazıyorum. ama ortak noktalarımız çıkabilir. gaza gelmeyin ve %60'ı suçlamayın, der bu eşek kardeşiniz. kendime de öyle diyorum. bu benim ülkem/başbakanım/halkım değil-olamaz ağlamaları bizi bir yere götürmedi daha önce. götürmeyecek. eğer en doğru kararı verecek kadar yetkin olduğumuzu düşünüyorsak, bu baktıkça içimizi kahreden tablonun sorumluluğu ve sonuçları bize ait olmalıdır. bu noktada siz salaklar demenin bir anlamı yok. ve sorumlu olduğumuz şeyi boşta bıraktık diye ağlamamalıyız/ ağlayamayız.
ya bir senemiz var, diye düşünebiliriz.
ya bir dönem daha akp'ye hazırlayabiliriz kendimizi.
ya da ayarsız sinirli entrilerle boşalabiliriz.
ya işte sosyal çevresi belirli bir gruptan oluşan adamlara biz bunu haliyle anlatamıyoruz. yoksa çevresinde kürt tanıdıkları da olan biz sosyal kelebekler, seni anlıyoruz. *
(bkz: güzel insan)
facebook'ta varoluş nedenimiz.
o olmasa bir şeyin ayağa düştüğünden haberdar bile olamayacak ve bomboş günleri birbiri ardına dizecektik.
eğlenir, eğlendirir. candır. *
ülkenin dört bir yanındaki bursalılara hakikaten mutluluk yaşatmış cümle.
4 büyüklere bir büyük daha eklenmesi.
timsah'ın zirveye çıkışı.
yorumculardan bir tanesi şöyle bir şeyler geveledi; tarihte bir ilk, bir daha yaşanır mı... zor.
zor ne mınakoim?
sivas yaklaşmıştı, bursa ulaştı, başkaları da gelecek, zor mor değil. *
kutlu olsun.
Sabancı Üniversitesi bünyesindeki Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu'nun, Dicle Koğacıoğlu anısına başlattığı makale yarışması.
ilki 2010'da düzenleniyor. Ayrıntılar içün bir tık
Ya da;
Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi, geçtiğimiz Ekim ayında yaşamını yitiren akademisyen ve aktivist Dicle Koğacıoğlu anısına her yıl tekrarlanacak bir makale ödülü yarışması başlatıyor.
Üniversitenin Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu tarafından düzenlenen yarışmanın amacı, Türkiye toplumu ve kültürü üzerine toplumsal cinsiyet odaklı araştırmaları desteklemek ve genç araştırmacıları teşvik etmek.
Tüm sosyal bilim ve beşeri bilimler lisansüstü öğrencilerine açık olan yarışmaya katılan makaleler, üniversiteler arası bir seçici kurul tarafından anonim olarak değerlendirilecek.
Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü, 2010 yılı için birinciye 1000, ikinciye 750, üçüncüye 500 TL olarak belirlendi. Sınırlı sayıda yarışma katılımcısı çalışmalarını sunmak üzere bir günlük bir konferansa davet edilecek, ödüller bu konferans sonunda duyurulacak.
Başvuru koşulları
Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanlığı, yarışmanın başvuru koşullarını şöyle açıkladı:
* Yarışmaya katılacak makaleler daha önce yayımlanmamış, yeni ve özgün olmalıdır.
* Makaleler, başlık, dipnotlar ve referanslar dahil 6000 kelimeyi aşmamalı, dipnotlar
sayfa altına değil makale sonuna eklenmeli, makalenin dili Türkçe olmalıdır.
* Makaleyle birlikte 500 kelimelik bir özet ve başvuru sahibinin özgeçmişi
sunulmalıdır.
* Başvuru sahibinin adı, soyadı, kurumu, yazışma ve e-posta adresiyle diğer iletişim
bilgileri açıkça belirtilmelidir.
* Makale, özet, özgeçmiş ve iletişim bilgileri Word dosyası olarak
otomatik olarak, devletin tüm dinlere-inanışlara eşit uzaklıkta/mesafede olması diye tanımlanması; mesafe-uzaklık-dinsizlik ** şeklinde bir zincirleme negatif anlayışa sebep oluyor.
devletin tüm dinlere eşit yakınlıkta olması ve hatta tüm dinleri eşit derece sevmesi, diye pozitif tanımlarsak bence tüm akp'li vekilleri bile tavlayabiliriz, diye çözüm önerisi getiriyorum, hiç utanmadan.
gaza getirilen bakan.
demeçlerindeki tespitler kendi fikri değildir. hiç kendi fikri olmamıştır. evdekiler ona ne pişirdiyse onu yer, ne yediyse o kadar çıkarır. çıkardığı kadardır.
yüzyıllar sonra gelen güncelleme:
kendimce, çok ama çok ayarvari, böyle küfür değil ama küfür etkisi yaratmasını amaçladığım bir entari dikmeye çalışmış olabilirim.
çok sinirlenmiştim ama. *
kendisiyle elele tutuşup dağlarda, bayırlarda neşe içinde koşulması gereken yüce insan.
ya bi de belki çantası çok karışıktır *, çok ani bir anda kalemi hemen bulmak istiyor olabilir yani, çok kasmamak lazım ama gerçek bir üniversite öğrencisi o kalem kutusunu çantasından çıkarmaz.
bi de sevgili hacılar, kalemkutu taşıdığını bildiğiniz adamdan kalem isteyebilme durumu oluşabileceğinden ilişkileri sıcak tutmak yararınıza olabilir. ****