yaşadığım evden hiç memnun değilim. çok güzel başlayan ev maceramız gayet hüzünlü ve nefret dolu bir şekilde son bulacak. buna eminim. eve yeni geldiğimiz zaman yapılan alışverişin parasını başka bir ev arkadaşı aracılığı ile isteyen insanlarla yaşıyorum. kıbrıs evlerini bilenler bilir. genellikle yazlık ev olarak yapılmıştır ve doğalgaz, kalorifer, soba gibi ısınma araçları yoktur. haliyle evde mutfak tüpü ve katalitik ile ısınıyoruz. normalde odada iki arkadaş kalıyoruz. ama arkadaşım eve gelirken kendine aldığı piknik tüpünden ben faydalanmayayım diye şuan salonda yatıyor. oda çok soğuk, camlar rüzgarı tutmuyor ve her yerden soğuk geliyor. bir an önce yıl sonu nun gelmesini istiyorum. ilk işim bu evden ayrılmak olacak.
siyasi görüşü ne olursa olsun, her kesimden insanın zevk ile dinleyebileceği kıymetli sanatçımızdır. insanın ruh halini hayet iyi anlatan parçaları vardır.
ağırbaşlılık. her zaman en iyisidir. fırlama olunca insanların gözüne çok batarsın. insanlar seni gördüğünde yolunu değiştirmemeli, senin yanına gelmeli.
öğrencilik zamanında yurtta kalırken belki sigara bulurum umuduyla en üst kata balkona çıkardım belki içen biri vardırda bende bitane bulurum diye. kimseyi bulamazsam izmaritlere takılırdı gözüm. yine aynı yıllarda otobüse binecek para bile (1 TL) olmadığından kastamonu merkezi bilenler bilir. kuzeykentten cumhuriyet meydanına kadar yürümüştüm. karda soğukta kulağımda kulaklık müzikle kendimi avutmaya çalışıyodum. hey gidi hey. şimdi kıbrıstayım geçti o zamanlar. çok şükür durumlar daha iyi ama yinede dikkat ediyorum. ne olur ne olmaz diye tütün bulundururum hep yanımda