uludağ sözlük yazarlarının karşı cinste olduğunu farzettiklerinde nasıl bir kişiliğe sahip olacağı sorunsalıdır. ben küçük şehirde liseyi okuduktan sonra istanbula gidip götü başı dağıtan kezo olurdum herhalde.
sol frame deki başlıkların hemen hepsinin gereksiz olması durumudur ve yazarlar ortak bir konu üzerine tartışamamaktadır. uludağsözlük'ün kronik hastalığı belki de bu, devamlı yazılan veya atıyorum bir günde 100 entryden fazla alan tek başlık "sözlük yazarlarının itirafları" desek abartmış olmayız. orda da herkes sözlüğü güzin abla sanıyor o da ayrı mevzu.
kadınların popolarına dokunduğunuzdaki, sanki mevlütte karton kutu içinde dağıtılan lokummuş gibi gelen histir. kıvam olarak daha yoğun veya daha sakızımsı olan popolar da vardır ancak tüm kadın popoları adeta birer lokumdur ve lokuma dokunuyor hissi uyandırır.
edit: eksileyen arkadaşların pudrası biraz az sanırım. az pudralı lokumlar sizi hadi öyle olsun bakalım.
sizi 2-3 yıl önceye götürmesiyle, eskiden konuşulan konuların ne kadar mantıklı ve tartışmaya yönelik olduğunu, şimdiki başlıkların ise yavşaklık, cıvıklık üzerine kurulu olduğunu anlamanıza yardımcı eylemdir.
afedersiniz ama ota boka çaylağa düşürülme durumudur. nice küfür yazan adamlar var iken şu sözlükte, kendi üslubumu kullanmam resmen izinli değildir moderatör gözünde. 1 gün yazıp 5 gün ceza mı çekmeliyiz illa anlamıyorum ki.
her başlığın altına kemalist, sağcı, solcu, pkklı, gerici, atatürkçü gibi yazarların kişileri damgalayıcı olmalarıdır.
kızgınlığı bir kenara atıp objektif bakın, hak vereceksiniz ki her olayda bu damgalama yapılmakta. kendi çıkardığımız damgaları yine kendimiz kullanmakta, insanları yargılayıcı üslubumuzu son raddeye cıkarmaktayız, herkes bir sefer de olsa özeleştiri yapsın. sağ-sol kavramı nedir? aslında var mıdır ve en önemlisi nasıl ortaya çıkmıştır? vermeyen kız kezban mıdır? eğer kezban damgası ortaya çıkmasa siz de bu damgayı yapıştırmadığınız için kendinizi daha erdemli bir birey olarak hissetmeyecek miydiniz? beş dakikanızı ayırın ve sorgulayın bunları lütfen.
başlasan bitmez,sayfalar yetmez, gecenin karanlığı dayanamaz karşısında, doğudan izin vermek zorunda kalır güneşin doğuşuna. yardım eli uzatmak ister uyku ama elinin tersiyle itersin. parmaklarının ucu nasır tutar yazmaktan, yine de bırakamazsın. boğazının düğümüne iyi gelecek bir bardak su yanıbaşındadır ama sen aksine onun yanına bir bardak gözyaşı bırakırsın. gözyaşı ve su karışır birbirine, yine dindirmez acını.
.
.
.
.
.
bu akşamki maçın beraberlikle sonuçlanması halinde sözlükteki isteyen tüm bayanlara ayrım yapmadan benimle yatma izni vericem. makineden sıra alıp numaranızı bekleyin lütfen.
bir durumda birinin sizden ya o ya ben seçimini yap demesi ya da bunu dolaylı yoldan istemesidir. ve iki seçeneğin ikisi de sizi hayata bağlayan şeyler ise bu öyle acı verir ki insana. üstelik ikisinin beraber olmasının hiçbir soruna yol açmayacağı açıkken. tek istediğiniz size destek olunması ve ikisini de hallederiz beraber olursak, birbirimizden güç alırsak denmesi iken, siz, sizi hayata bağlayan damarlardan birini koparmaya zorlanırsınız. en acısı da her zaman yanında oldugunuz kişinin bu konuda tek yolun seçim yapmak oldugunu düşünmesidir. size destek vermemesidir.