uzun süredir yaratmaya çalıştığı spekülasyonu az evvel yaratmayı başarmış yazar. dikkatleri bir nebze üstüne çekebilmiş olduysa ne mutlu ona. zodyağın ilki. hobileri arasında sevişmek ön planda... dünyevi zevklerin peşi sıra süren bir hayat biçimi tüm arzusu... zengin, yakışıklı. kızların hayran olabileceği niteliklerde... sözlük bayanlarına selam etmekle kalmaz, sevdikleri çantaları, converseleri almayı taahhüt ve tahakküm eder... uğurlu sayısı 13.
şopenhaur ustanın mükemmel neslin devamı için gerekli olduğunu düşündüğü bir çiftleşme sekansı vardır. buna göre uzun burunlu bi erkek; nohut burunlu bi kadınla mutlu olabilir. çünkü genetiğinde önemli bi yeri olan ; insan neslini dengele ve yücelt! düsturu nedeniyle, iç huzuru ancak bu şekilde bulabilir. bu mantalite ile; çok güzel bi kadının gerçek aşkı çirkin bi erkekte , aynı şekilde çok yakışıklı bi erkeğin gerçek aşkı çirkin bi kadında bulacağını savunur. amaç nesli normalize etmek ve normların devamını sağlamaktır...
bu perspektiften bakınca; aralarında gerçek aşkımı bulabileceğim insanlar olduklarından (çakanzi?), ilkelliği tüylerimi tiken tiken eden söylem... demek isterim!
seksi olurlar. karınlarında ceviz kırabilenleri mevcuttur. hobileri arasında duvara kafa atmak, elmayı tek seferde soymak, soba üzerinde mandalina kabuğu ısıtmak ön sıralardadır. en sevdikleri marvel kahramanı maskülenlikte çığır açan superman dir... dişlerini 2 dakikadan günde 3 kere fırçalayanları çoğunluktadır.
bütün kız arkadaşlarım ayaklarımı yıkamak istemişlerdi. içten içten... kendilerini tüketen bu karşı konulmaz dürtü onları kah çekici kah itici kılsa da ; temelde anlayışım ve hoşgörümle karşılamıştım bu olayı. nihayetinde yaşamsal bir içgüdü olduğu gerçeğine istinaden her daim mütebessim bir eda sergilemişimtim. ancak bazıları bu dürtünün esiri olmuşlar, geçirdiğimiz vakitlerin çoğuna, ayaklarımı yıkama isteği ile yanıp tutuşan titrek bedenleri hakim olmuştu. kaslı kollarımla güvende olduklarını hissettirmeye çalışmam nafile bir çaba olmaktan ileri gidememişti. ve kaçınılmaz olan gerçekleşti;
kural 1: taşaklara vuranı ajdar siksin
kural 2: kural 1 e uymayana kafam girsin
kural 3: bundan kimseye bahsetmeyin bahsedene dalarız
kural 4: yeni üye büyük rakısıyla gelir arkadaş
bir 3. sene neden olmasın? diye düşünür devam edersin. 6. senenin sonunda; olay 7 de abi. az daha sıksam dişimi her türlü riff in mına çakanzi... muhabbeti başlar. 9 dan sonra kısmi bir pessimizm peyda olur, güneşli güzel günler beklenir. sonra öss filan.
orta doğu ve balkanların en sempatik yazarı. çanlar kimin için çalıyor? bilmem... benim için sanırım gitmem lazım...
sosyalist bir amerikalıdan ne beklersin ki? şeker şey... kanında yok senin bre mel'un , yazsana bikaç kişisel gelişim kitabı ... okur güleriz en azından! neyse... sevdiğimiz yazarlardan. sempati besleriz.silahlara veda ettik sayesinde, sevişiyoruz mütemadiyen