sözleri söyledir:
neden bilmiyorum artik yeterince sevemiyorum seni
artik özlemiyorum gözlerini
tutmak istemiyorum ellerini
iste bunlarin hepsi yüzde on yüzde yirmi
ögrenci indirimi
fabrika dumanlari öldürdü çiçekleri
betonlar korkuttu yildizli geceleri
bir de bu toy yillarin arada kalmisligi
sevmiyorum
sevemiyorum seni..
bugün milliyette dikkat çeken bir haberin başlığı. artık ab'ye bağımlılığı son derece normal bir şeymiş gibi, hatta bir zorunlulukmuş gibi gösterme çabasının eseri bir cümle.
kim söylüyor bunu? tüsiad brüksel temsilcisi. tebrikler patron sınıfı. görevinizi dört dörtlük yapıyorsunuz.
dinlerken, "ulu önderin bu ülkeyi emanet bıraktığı genç benim. o zaman hemen kendime gelmem lazım." diyerek kendini sorgulama hissini verir. fikret kızılok'un bir devrimcinin güncesi albümünün finalidir.
"hesap vakti gelmişti
tarih alışkanlığından vazgeçecek
kimsiz, kimliksiz, kişiliksiz kalanlar şimdi kendi yazgılarını yazacaklar
ne ezen olmalıydı ne ezilen
her ulus kendi bağımsızlığını kendisi yaratacak
eğer siz bu işleri başkaları adına yaparsanız bunun adına emperyalizm denir
oysa biz emperyalizmi kahretmeye geliyoruz
hakimiyet milletindir dediğimde acaba ne anlıyorlardı?
ama anlayacaklardı, savaştıkça anlayacaklardı, kazandıkça anlayacaklardı
bir gün ressamlar kahramanlık yüzünü kaybederlerse gitsinler yıldırım'ın resmini yapsınlar
aksak timur şimdi yaşasaydı belki de aynı şeyi yapacaktı
şu gencecik çocuklara bak!
yeni zelandalı, avusturalyalı, anzak ve yunan için anlamsız bir savaşın garip mezar taşları değiller mi?
işte şimdi bizden öğrenecekler özgürlüğün ne olduğunu, bağımsızlığın ne olduğunu
içleri rahat.. yanıbaşımızdaki mezarlarda.
daha ilk meclis açılırken oradakilerin çoğunun ulus kavramı yoktu
padişah, hilafet ve ümmet.. bundan başka kişiliği olmayanlarla böyle bir özgürlük savaşı nasıl kazanalıcaktı?
diyelim ki kazandık, bu savaş kimin adına kazanılacak?
ana kalbi işte;
düşündüklerimi ve arkadaşlarımı tanıdıkça başıma bir şeyler gelecek korkusuyla pamuk elleriyle okşamıştı beni
"mustafam" dedi, "korkuyorum. padişaha karşı mı geleceksin?"
gün nasıl doğacaksa, sen beni nasıl doğurduysan anacığım..
güneşe bak doğudan doğacak güneşe bak
güneşe bak doğudan doğacak güneşe bak
gün nasıl ağarıp gelecekse, nasıl ki rüzgar bulut olacaksa
buluta yağmur, el deyecekse
yağmura toprak can verecekse
güneşe bak doğudan doğacak güneşe bak
güneşe bak doğudan doğacak güneşe bak
ne din, ne ırk.. sen, ben var..
ne dün, ne bugün... yarın var..
sonra ateş, sonra kan, sonra ihaneti gördük
ihaneti ateşle yakıp, aydınlatıp
korku korkudan kaçıp, ressamlar bizim resmimizi yaptılar
gencecik yeni zelandalı, anzak, avusturalyalı koyun koyuna bağımsızlığın resmini bizden öğrendiler
güneşe bak doğudan doğacak güneşe bak
güneşe bak doğudan doğacak güneşe bak
aydınlattık
korku korkudan kaçıp, doğudan doğdu güneş
ilk defa karanlık korktu
ihaneti ateşle yakıp, aydınlattık
insanlar bilinçlendikçe kişiliklerini ister, milletler de öyledir
kabiliyetlerini keşfetmek, zengin olmak isterler
bu zenginlik başkalarının açlığı pahasına olursa
işte o zaman iş değişir
önünde sonunda hesabı sorulur
din adına, ideoloji adına başka milletleri boyunduruk altına almak;
işte biz buna emperyalizm deriz
gerçek bir devrimcinin amacı egemenliğin kayıtsız ve şartsız ulusta olmasını sağlamaktır
tam bağımsızlık dünya milletleriyle kardeş olmak demektir
ırk esasına dayanan düşünce unsurları insanlık ailesine üvey evlat yetiştirmek demektir
bilinçlenen bir toplum demokrasiden korkmaz
halkını cahil bırakan insanlar önünde sonunda kahrolurlar
fakirliği paylaşmakla, zenginliği paylaşmak ayrı ayrı şeylerdir
sosyal devlet; emeğin ve geniş halk kitlelerinin refahı demektir
bunun kaideleri bellidir
ne üç beş kişi parası ile dünyayı değiştirebilmelidir
ne de devlet zalim olmalıdır
insan zekası ve kültürü soyut ve somut kavramlarıyla bir bütündür
sanata, bilime ve söylediğin türküye ekmek kadar acıkıyorsan ne mutlu sana
barış zeka ürünüdür
savaş aklı olmayanlara aittir
eğer uğruna savaşacak bir şeyin varsa
o olsa olsa özgürlüğündür, bağımsızlığındır
zaman akacak ve gidecektir
hiçbir şeyi tabulaştırma
dogmalara karşı koy
büyük devrimlere gereğin kalmayacak kadar devrimci kal yeter
eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur!
sakın kurtarıcı bekleme, yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım!"
soz, muzik, arastirma ve sozluk kisimlari fikret kizilok tarafindan yapilmis,m.k. ataturk'un hayatini, kendi agzindan anlatan albüm ve kitap ikilisidir. insani fikret kizilok'a ve ataturk'e bir kez daha hayran birakan bir eser olmakla kalmayip, muziklerine de tapinilmaktadir.
fikret kizilok'un ajda pekkan'a yazdigi rivayet edilen pencere önü çiçegi ve demirbas'ta da bulunan sarkisi.
ne kadar da güzel ve suh tanitilirsin
oysa gerçekte bir maskarasin
bir maymunsun sarkilarin içinde
bir papagan, süper renk ve biçimde
önemi yok erdemin; mühim olan paradir
bir bilinse ki o ne tezgahtir
bir günah gibi, günah gibi
her bilinçsiz kafada günah gibi
geri kalmis genç kizda
aptalin cüzdaninda
video kaset ve fotoromanda
bir sarkisin mutfakta
bir heves kokanada
ve bir sevda patronda
bir nature morte olmus artik sifatin
surat ruhun aynasidir derler ya
gerilmis bir dümbelek, islanmis iki dudak
bulusmus anlamsizlikta
biraz arden birazcik da revlon
derken avon...
femele frankenstein
bir günah gibi, günah gibi
her bilinçsiz kafada günah gibi
geri kalmis genç kizda
aptalin cüzdaninda
video kaset ve fotoromanda
bir sarkisin mutfakta
bir heves kokanada
ve bir sevda patronda
kim takardi seni paris'te, londra'da?
ya da gerçek bir sanatta?
bir tek zeytin dali mi tasidin yurdundan?
biraz zahmet edip oralara
bahanedir hepsi bilirsin ya bahane
her çikista bizden gider onlara
döner gelir nasil olur
bilmem ki bildiremem
üç-bes sarki elli bavulda
bir günah gibi, günah gibi
her bilinçsiz kafada günah gibi
geri kalmis genç kizda
aptalin cüzdaninda
video kaset ve fotoromanda
bir sarkisin mutfakta
bir heves kokanada
ve bir sevda patronda
unutma domatesi çürük yumurtanin tadini
ve maria antoinette'nin adini
sor ki anlatsinlar biraz gerçek olani
o bombos kafandaki zindani
sen bir ekolsün; ekollerin disinda
ve bir günah gibi bu toplumun içinde
takmissin pesine bir maymun sürüsü
artik bir sarkidir bunun gerisi
bir günah gibi, günah gibi
her bilinçsiz kafada günah gibi
geri kalmis genç kizda
aptalin cüzdaninda
video kaset ve fotoromanda
bir sarkisin mutfakta
bir heves kokanada
ve bir sevda patronda