blog sayfası olan yazarların sözlük okurlarına kendi bloklarını tanıtmak için yaptıkları kurnazlıklardır.
genel olarak sözlüğe sadece genel bilgi verirsin ve sonuna eklersin detaylı bilgi için buradan.
Shizuoka'da bulunan japonya'nın en büyük onuncu gölü. mükemmel bir manzaranın yanı sıra, aşıkların sığınağı olarak biliniyor.
detaylı bilgi için buradan veya japonya hakkında bilgi almak için buradan.
demin markete gittiğimde görüp bu neymiş lan diyerek aldığım japon kolası.
anladığım kadarıyla türklerin "le cola" sına benziyor. ucuz ve etkisiz.
(bkz: çöp olur bu)
sapıklıkta çığır açan yazarlardır.
kalitesiz, hiç kimsenin işine yaramayan entryler giren yazarlardır.
o kızın buyu, şu kızın şuyu diye her kesimden kızı orospu ilan eden yazarlardır.
siyaseti abazalıkla karıştırıp ortaya saçma başlıklar yazan yazarlardır. örnek atatürkçü kızın fordlamasına bişi dememesi.
ve daha buna benzer birçok yazar.
modlara gelince nasıl bir mantıkdır bu formata uygun her boku kabul etmek zorunda mısınız.
formata uygun mu evet. tanım var. örnekle pekiştirme var. bilgi içeriyor. ne güzelmiş lan uludağ sözlüğün yeni gidişatı.
istenmeyen mod: tanım olan, örnek olan, tanım devamı olan, formata uygun olan bu başlığı mantıklı bir sebep bulmadan sildiği halde, sol framedeki sapıklık katsayı uçmuş olan başlığı silmeyen mod.
an itibari ile copy paste
ama hepsini görmeden önce istatistiki bilgiler
Siyasi : 5
Anket : 8
Seks: 12
Dini: 3
iğrenç: 5
işe yarar bilgi içeren: 4
Diğer: 13
yaran/utandıran başlıklar :
1) sevgilisinin regl kanını içen erkek
2) 6 saniyede boşalan adam
3) çok su içip uzanınca oluşan midedeki su çalkantısı
4) kemalist kızın ford yapılmasına ses çıkarmamas
5) ne sağcıyım ne solcu otuz birciyim otuz birci
uludağ sözlüğü yeni duymuş ve bu başlıkları gören kişinin tepkisi ne olur acaba. anlatıldığı gibi kaliteli bir yer mi yoksa luzumzus bilgileri içeren hatta mide bulandırıcı başlıklara bile sahip olan bir yer olduğunu mu düşünür?
kadir gecesi ölmek (4) sol frame'den kaldır
· atatürk ü sevmemek iyi tayyip i sevmemek kötü sol frame'den kaldır
· behzat ç (2) ... sol frame'den kaldır
· türkiye nin yüzde 50 si atatürk ü sevmiyor (14) ... sol frame'den kaldır
· bitsin kurban kesecem dedirten filmler (2) ... sol frame'den kaldır
· türk halkının yüzde 99 u müslümandır ... sol frame'den kaldır
· yatakta şişme bebek gibi davranan kadın (2) ... sol frame'den kaldır
· sevgilisinin regl kanını içen erkek (7) ... sol frame'den kaldır
· 6 saniyede boşalan adam (5) ... sol frame'den kaldır
· uyumadan önce düşünülenler (27) ... sol frame'den kaldır
· fenerbahçe tezahüratları (2) ... sol frame'den kaldır
· çok su içip uzanınca oluşan midedeki su çalkantısı (4) ... sol frame'den kaldır
· erkeklerin her yedi saniyede bir seks düşünmesi (8) ... sol frame'den kaldır
· akın göksu ... sol frame'den kaldır
· yalnızlık (2) ... sol frame'den kaldır
· kocasına orgazm taklidi yapan alçak kadın (5) ... sol frame'den kaldır
· ne sağcıyım ne solcu otuz birciyim otuz birci ... sol frame'den kaldır
· kemalist kızın ford yapılmasına ses çıkarmaması (10) ... sol frame'den kaldır
· başlıkları alt alta okumak (11) ... sol frame'den kaldır
· system32deneymis ... sol frame'den kaldır
· erkeğin ağlaması (2) ... sol frame'den kaldır
· gerdek gecesi kazaen ölmek (5) ... sol frame'den kaldır
· lawyerman ... sol frame'den kaldır
· kafasiz asker ... sol frame'den kaldır
· lefter küçükandonyadis (7) ... sol frame'den kaldır
· abazan ... sol frame'den kaldır
· cmpeloaded ... sol frame'den kaldır
· rapjen ... sol frame'den kaldır
· kevin richardson ... sol frame'den kaldır
· sevgili için yapılmış en aptalca şey (22) ... sol frame'den kaldır
· durdenk ... sol frame'den kaldır
· uludağ sözlük ten 2 kızla seviştim (18) ... sol frame'den kaldır
· bir hayvanı insandan daha çok seven zihniyet (4) ... sol frame'den kaldır
· allah ı niçin göremiyoruz (7) ... sol frame'den kaldır
· iler tutar yanı yok ... sol frame'den kaldır
· aykut kocaman (2) ... sol frame'den kaldır
· işbaşında uykulu olmak ... sol frame'den kaldır
· haftanın tek şarkısı (2) ... sol frame'den kaldır
· mezitli ... sol frame'den kaldır
· uçurtması kaçırılan çocuğun intikamını almak ... sol frame'den kaldır
· batuhan karadeniz ... sol frame'den kaldır
· amin maalouf ... sol frame'den kaldır
· kendimi birinci nesil gibi hissediyorum (9) ... sol frame'den kaldır
· 5 yaşında metal müzik dinleyen çocuk (3) ... sol frame'den kaldır
· monica geller ... sol frame'den kaldır
· sözlük yazarlarının itirafları (28) ... sol frame'den kaldır
· 20 aralık ... sol frame'den kaldır
· kemal kılıçdaroğlu (2) ... sol frame'den kaldır
· creative zen stone ... sol frame'den kaldır
· misafir çocuğun gelip bilgisayara kurulması (3) ...
sol frame'den kaldır tuşunu yaklaşık 30 tanesine uygulamak lazım değil mi?
edit: yazılan 50 başlık o an itibariyle direk kopyalanıp yapıştırılmıştır. bu 50 başlığın içinde istenen, kaliteli, bilgi içeren başlıklarda vardır. zaten
işe yarar bilgi içeren: 4
Diğer: 13
şeklinde onları sıraladım. tabiki kendi fikrim bunlar benim sözüm okuyunca midemi bulandıran başlıklaradır.
ingilizce kelime anlamı sıralamak olan fiil. sıra, dizi anlamına gelen sequence kalıbından gelmektedir.
bilim dünyasında dna zincirinin çözülmesi veya dna zincirini oluşturan bazların sıralı bir şekilde belirlenmesi anlamında kullanılır. sequencingi basitçe anlatmak gerekirse şu adımlardan oluşuyor.
1) dna extraction:: dna'nın seçilmesi veya alınması
2) lysis: genelde dna extraction yapılırken kullanılan kimyasallarla lysis olayı gerçekleştirilir. nedir lysis? hücre duvarının patlatılması olayına denir. bu şekilde dna elde edilir, veya amaca göre diğer organeller.
3) pcr: alınan dnalardan çalışmamızda hedef seçtiğimiz dnaları çoğaltmak için yapılır. asıl adı polimerase chain reactiondır. çalışma sistemi dna zincirinin yüksek sıcaklıkta* birbirinden ayrılması daha sonra primerlerin müdahelesi ile dnanın çoğaltılmasıdır.
4) sequencing analizi: bu adımda özetle pcr purification sequencing pcr* tekrar pcr purification* işlemleri uygulanır ve en son hiç bir kimyasal içermeyen saf dnalara hi-di formamide eklenir, heat shock * uygulandıktan sonra sequencing yapılır. çeşitli makineler kullanılıyor bunun için ama benim önerim ve günümüzde en çok tutulanı ab3130 genetic analyzer dır.
not: kısaca açıklama yaptım atladığım ve yazmadığım bir çok adım var. daha detaylı bilgi isteyenler özel mesaj atabilirler*. veya benim önerim işi bilen öğretim görevlilerinden yardım almaktır.
ayrıca google'da daha detaylı bilgiler mevcuttur.
daha yüzlerce örnek var ama yeter bu kadar.
gerçekten sıkıldım sol frame'de geri kalmış abazan düşüncelerin başlıklarından.
tutamıyorsan kendini aklın kayıyorsa bi taraflara porno film izle rahatla öyle gel. başlıkla tatmin olmak yeni bir fantazi mi.
inci sözlük yazarlarının uzun dönem sürücek yeni projesi. en az kullanılan yabancı dillerden birisi olan isixhosa dilini facebook translete ziyareti ile kendi dilimize uyarlayıp yaptıkları hede.
japonca bir kelime.
anlamı : özel doğum oranı
onunda anlamı: bir ülkedeki nufusa göre bir kadın başına düşen çocuk oranı.
yani: ülkede bir kadının doğurduğu ortalama çocuk sayısı.
tanım: arkadaş kavramının sadece diğer insanlar için mi kullanıldığını vurgulayan bir soru.
cevap: facebook olamaz diyor. kendimi ekledim bunu dedi.
" Kendini arkadaş olarak ekleyemezsin
Şu an kendi profilini başka birisiymişsin gibi görüntülüyorsun. Kendini arkadaş olarak ekleyemezsin."
4 yıllık lisans* eğitiminizi tamamladıktan sonra yüksek lisansı japonya'da yapma durumudur.
neden başlığı yurtdışında master yapmak değilde özellikle japonya olarak açtım derseniz avrupa ülkelerinden farklı bir sistemi var. ayrıca her ülke insanının beklentileri ve öğrenciye bakışı nasıl farklıysa japon hocalarında bakış açısı ve bekledikleri şeyler farklıdır.
burdan sonrasına nagoya universitesini baz alarak devam edicem. genel olarak aynı prensipler olsada üniversiteden üniversiteye ufak tefek farklılıklar olmaktadır, en iyisi öğrencisi olduğum üniversite ile devam etmek.
en temel sorun dil sorunu. hemen onu açıklığa kavuşturalım. 2 seçeneğiniz var japonca veya ingilizce. yüksek lisans yaparken okuma ve yazma problemleri çekceğiniz için ingilizceyi tavsiye ederim, çünkü japonca biliyor olsanız bile alfabelerini tam anlamıyla öğrenmek 3-4 yılınızı alabilir oda en iyi ihtimalle. hemen hemen her fakültede ingilizce yüksek lisans yapma olanağına sahipsiniz. ama japonca diye tutturursanız oda olur onuda kabul ediyorlar. dil sorununu çözdüğümüze göre sıradaki soruna geçelim.
en önemli konular bu üniversitelerden birisine ne şekilde giriş yapılabilir, ne şekilde burs ayarlanabilir?
üniversiteye kabul olma kısmında yabancı öğrencilere uygulanan bir prosedür var ve ayrıca bu prosedürde olmayan bence daha önemli bir süreç olan bölüm hocalarınızı ikna etme kısmı var. bu durumda hocaların yaklaşık olarak sizden ne beklediğini açıklamakta fayda var.
1. kararınızın kesin olmasını bekliyorlar.
2. hangi bölümde tam olarak hangi konuda master yapmak istediğinizi belirtmenizi bekliyorlar. ( o bölümde olur bu bölümde olur yeterki bu üniversite olsun mantığı pek tutulmuyor burda.)
3. hadi diyelim bölümünüzü laboratuarınızı seçtiniz. spesifik bölümde yaklaşık 5-6 tane hoca bulunuyor fakat bildiğiniz gibi siz sadece bir tanesi ile çalışabiliyorsunuz, yani sizin akedemik danışmanınız.
bu noktada hocanızı tam olarak ikna ekmeniz gerekmektedir. tavsiyem hocanın son 5-6 yılda yayınladığı makaleleri, çalışmaları iyice okuyun, kısa notlar tutun defterinize randevunuza giderken defteri götürün ve sizin çalışmalarınızı inceledim benim istediğim konu sizinkilere çok yakın bla bla bla şeklinde ikna edin.
not: laboratuar isimleri ile laboratuarda yapılan çalışmalar bazen farklı olmaktadır, bu konuda internet sitesinden veya başvuru formundan detaylı bilgiyi araştırın derim.
hocayı ikna ettikten sonra prosedürü geçmeniz gerekiyor. alanınızla ilgili seçtiğiniz 2 major üzerine yazılı sınav ve 1 de dil sınavı olmak üzere 3 sınava giriyorsunuz. sınavlar zor mu? evet zor en az 1-2 hafta çalışın derim. 2 sene çalışıp kazanamayanlarda yok değil.
sınavları geçerseniz sözlü mülakata girmeye hak kazanıyorsunuz. sözlü mülakatın içeriği kısaca hocalara kendinizi tanıtmak, sizden etkilenmelerini sağlamak ve onları ikna etmek. ama dediğim gibi eğer önceden iletişime geçip ikna ettiyseniz sözlü mülakattan çok gırgır şamata dolu 30 dakika sonrasında kabul ediliyorsunuz.
burs konusu. üniversiteden burs alma imkanınız var. sanırım 500 dolara kadar veriyorlar ilgili üniversitelerin internet sayfalarında bilgi mevcuttur. onun dışında büyükelçilikten burs alma imkanınız var. büyükelçilikten detaylı bilgi alınabilir. http://www.tr.emb-japan.go.jp/T_04/02_03.htm
önemli not: japonyada yabancı öğrenciler için master sınavı şubat ayında yapılıyor. bu sene 15.02.2011 olarak belirlendi. başvuru süresi 5-7/ocak/2011 arasındadır. bu sene gelmeyi düşünenler acele etseler iyi olur.
detaylı bilgi için http://www.agr.nagoya-u.ac.jp/english/admission/2011-4.html specifik bölümünüzle ilgili detaylı bilgiyi üniversite linkinden bulabilirsiniz. ama genel olarak istenilen şeyler aynıdır.
ve en önemli konulardan bu linkteki requirement for applicants başlığında madde 8-2 yi dikkatli okumanızı öneririm. çekinmeyin arayın üniversiteyi öğrenin daha detaylı bilgi.
şuanki akademik danışmanımın bana gönderidiği ilk mailde "gerekirse üniversitenin kapısında uyumalısın" sözünü sizlerede hatırlatır henüz 20 li 30 lu yaşlarınızda hayatınızı kurtarmak için biraz riske girip gelip denemenizi tavsiye ederim.
daha detaylı bilgi için http://mrasill.blogspot.com/2010/08/japonyada-ogrenci-olmak.html
(bkz: #7135789)
(bkz: #7192350)
edit: sayın eksi oy veren zihniyet. hangi kısmını beğenmedin bi zahmet söyle bende düzeltiyim.
orada ki 5. sorunun sorulma amacı bir teori kurmadan önce sağlam temellere dayandırılmalıdır. şuan da dünyadaki milyonlarca canlı türünden sadece 2 milyon civarı belirlenebilmiştir.
kanun yapmaya çalıştıkları teori sürekli değişmektedir. örnek olarak ilk canlı formunu kaç kere yeniden buldunuz en son bildiğim cyanobacteria olduğunu düşünüyorlar ve sürekli değişiyor ilk canlı formu.
evrim teorisi hiç bir şekilde ispatlanamamış, her ispatlanmaya çalışıldığında aksi sonuçlar elde edilmiş bir dayatma teorisidir. mikrobiyoloji başta olmak üzere bütün bilim dalları hiçbir canlı hücresinin (ki buna tek hücreli canlılardda dahil) kendiliğinden oluşamayacağını kanıtlamıştır.
5. sorunun amacı sürekli değişen yada benim deyimimle lastik gibi olan daha basit anlatırsak, savundukları şeylerin aksi ispatlandığında lastik gibi çekip çevirdikten sonra orası zaten öyle değil gibi açıklamalarla kıvırılmaya çalışılan bir teoridir. evrim teorisinin gelişme sürecinde en ufak bir olumlu adım atılamamıştır.
birazda temel bilgi. teori nedir? teori: herhangi bir konuda herhangi bir görüşe verilen isimdir. yani birisi çıkıp demir canlıdır derse aksi ispatlanana kadar bu teori olarak kalır.
evrim teorisi hala teoridir. aksi ispatlandığında teori olmaktan çıkıcaktır. ama avrupa ülkeleri başta olmak birçok ülke üzere evrim teorisini kanunlarla korumaya çalışmaktadır. ayrıca çok geniş bir konu olduğu için ayrıca dediğim şekilde lastik gibi o yandan bu yana çevirdikleri için tamamen aksini ispatlamak mümkün olmamaktadır.
ama tek tek ele aldığımızda evrim teorisinin bir saçmalıktan ibaret olduğu anlaşılır.
evrim teorisinin en ufak bir kanıtı bile olmamasıda bu yazdıklarımı doğrular niteliktedir.
insan vucudunun ne kadar karmaşık olduğu bilinmektedir ve bu kadar karmaşık yapıda en ufak bir eksiklik bu düzeni bozar ve insan vucudunun işlemesini olumsuz etkiler. yani insanın oluşma sürecinde her bir hücre aynı anda aynı şekilde yerleşmelidir. evrim teorisi ise yavş yavaş geliştiğini savunur.
birazcık mantıklı düşündüğünz zaman evrim teorisinin temellerinin ne kadar zayıf olduğunu görürsünüz. ama yapılan muamele sanki yerçekimi kanunuymuş gibi kanun haline getirilmeye çalışması. sizce bu kadar araştırma sonucu en ufak kanıtları olsa bu teoriyi kanun haline getirmezler miydi?
o nasıl oldu bu nasıl oldu diye düşünmeye devam et, ben sana Allah yarattı demiyorum. benim inandığım şey o, sen inanmazsın o ayrı konu. benim sana söylediğim şey evrim teorisi dediğin şeyin hiçbir kanıtı olmamasıdır.
bütün sözlük el ele toplanıp gelsede bende ev sahipliği yapsam dediğim ayrıca yapmayı 4 gözle beklediğim zirve.
varsa japonya'da olan sözlük yazarları yapalım dediğim zirve.
tam ismi denaturing gradient gel elecrophoresis olan kısaltma.
çalışma mekanızması şöyle hazırlanan jel içine dnalar veya pcr ürünleri konulduktan sonra 60c derecede tae buffer ve arıtılmış su içine konulan jeldeki dna lar guanin sitozin zincirinin büyüklüğüne göre 100 V elektrik akımı sayesinde artı kutuba doğru harekete geçiyor.
kısaca bu şekilde bir mekanizma ile çalışan dgge en çok mikrobiyal popülasyonların belirlenmesinde kullanılıyor.
not: türkçe ismini bulamadım dgge' nin türkçeye ne şekilde geçtiğini bilen varsa mesaj atabilir.
sözlük yazarlarının herhangi bir şeye kızıp, sitem etmesi durumudur. olurda karşısındaki insana söyleyemezse yazsın efendim.
ama öncelikle ben.
doğum günü kutlamalarına önem veren birisi değilim ama herkesin arayıp kutladığı bi günde en sevdiğiniz 2 arkadaşınızında aramaması ve birisinin sadece facebook'dan yazarak kutlaması çok kırdı beni. yani aramazsan unuttun derim önemli değil ama face'den yazıpda aramamak çok saçma geldi bana. bide "telefonum yurtdışına kapalı ondan arayamadım" gibi bi sebep mantıksız bence. kendisine sadece "teşekkür ederim" diyebildim ama bunlarıda söylemek isterdim. söylemiş kadar oldum ama.
Missing the train every morning at 8:52,
Sipping coffee from the same cup as you.
The sharing of secrets we thought no one else knew,
That's what I miss about you.
The new way that love had made me see,
Your bashful grin when you asked if I would like your key.
The knowing way you used to caress me,
That's what I miss about you.
You stole in with your starry smile exciting me,
Driving with you in your new car, feeling free.
If it's true that love is blind, then I was blind willingly,
You made me feel we had a future, that could be and would be.
The way you said I'd be no one on my own,
Your habit of soaking yourself in over-priced cologne.
The way you turned the light out when I knew you were home,
That's what I don't miss about you.
I bet you're using your weary magic like it's new,
Driving so fast with a new fool beside you.
Presumably believing she's the last of the lucky few,
I wonder if she knows she's being lied to like I do.
The way I only doubted myself when I was with you,
Like I was a fool for expecting something from life too.
Your skill of putting me down in-front of everyone we knew,
That's what I don't miss about you
sevgili sabahtan beri arayıp rahatsız etmektedir son 2 konusma
s: sevgili
b: ben
s: aşkım şöle olduda böle oldu bla bla bla
b: hımm
s: blablabla
b:hmm
s: aşkım ben bişi daha dicektim ya ama unuttum
b: (aramasını istemediğim için) tamam ozaman şimdi kapat aklına gelince hatırlarsın.
s: tamam ozaman aklıma gelince hatırlarım görüşürüz.
2 dakika sonra çalan telefon
s: ya sen bana aklına gelince hatırlarsın mı dedin, aklına gelince ararsın olucak o, istemio musun aramamı*
b: sen bu kadar zekimiydin ya.
s: çat*
b: huzurlu zamanlar